Yeni Üyelik
13.
Bölüm

12.Bölüm Ateşli rüya

@idil466

12. Bölüm Ateşli rüya

 

"Elimde kanıt var polise vereceğim bu sefer çok pis köşeye sıkıştın Larissa Elis."

Bu ne saçmalıyordu ne kanıt'ı gerilmiştim ama gerilmemem gerekiyordu kendimi toparlayıp.

 

"Benim olduğum yerde hiçbir halta yaramazsın." hafif gülüp. "kanıtı ben vermeyeceğimki Polise başka biri verecek beni öldürürsende katil olarak hapse girersin. Anla artık yolun sonuna geldim" dediği son cümle beni deliye dönürdü ayrıca bu kaltak ne kanıtından bahsediyordu ben arkamda asla delil bırakmazdım bu kız benimle taşak'mı geçiriyordu?

 

Derin nefes alıp. "ne kanıtından bahsediyorsun?"

 

"Aaa Larissa'cım bilmiyormusun bundan'da haberin vardır zanediyordum neyse ben sana hemen anlatayım" diyip cidileşti. "ben Arda'ya ses dinleme cihazı takmıştım çünkü benden habersiz işler karışıyordu sen Arda'yı yakaladığında tüm konuşmalarınızı dinledim. Ve ses kaydını tanıdığım birisine vermiştim eğer bana bir şey olursa Polise verecek yani anlayacağın fişin çekildi."

 

Tam bir çakal'dı ama hiçbir zaman tilkiyi yenemezdi yani beni madem benim fişimi çekmişti o zaman o fişi geri takmalıydım ama nasıl geri takacaktım?

 

Telefonumu elime alıp Selim'i görüntülü aradım çok geçmeden telefonu açmıştı.

 

Ekran direk Melisa'nın Sevgilisi olan Barışı gösteriyordu barış elleri kolları bağlanmış ağzı bantla kapatılmış ve biraz dövdürtmüştüm. Ekranı Melisa'ya döndürüp. "ah dur tahmin edeyim o bahsetiğin ses kaydı biricik Sevgilin Barışt'a" aslında ben Melisadan bir bilgi edinmezsem Sevgilisiyle tehdit edip bir şekilde alırıp diye düşünüyordum ama bu sefer bilmeden çok iyi bir hamle yapmıştım.

 

Melisa gördüklerine inanamıyordu görüntülü aramayı sonladırıp selime Barışı'da buraya getirmesini istedim.

 

"SENİ ÖLDÜRECEĞİM."

 

"AŞAĞLIK KAHPE."

 

Bu kadarıda fazlaydı arkamı dönüp. "beyler bize biraz izin verirmisiniz" Pars ile Gökhan bana hayran olmuş bir şekilde bakıyorlardı.

 

Gökhan dışarı çıktı ama Pars çıkmamıştı "dışarı çıkmak için davetiye'mi bekliyorsun?"

 

Melisa hala küfür ediyordu ama umursamıyordum Pars yanıma yaklaştı. Ve kulağıma eğilip. "kadın'a fiziksel bir zarar verme verirsen kötü olur."

 

Pars'a cevap verecekken Melisa benden önce davranarak "SENİN ANNEN BİR ORUSPU." dedikleriyle kendimden geçtim. Bu hayatta kimse ama kimse benim aileme küfür edemezdi "BABAN'DA TAM BİR ŞEREFSİZ" kulağım seğiriyordu bu ne diyordu? yüzümü çevirdiğim'de Melisa yüzümde her ne gördüyse sustu doğru'yu yapmıştı susmalıydı ama artık çok geçti benim adını bile söylemeye kıyamadığım anneme ORUSPU demişti biricik babama'da şerefsiz demişti bunun tek bir cezası var dı oda ölüm Melisa'nın o dosyaları kime götürdüğünü yada o dosyalar neyin doyasıydı umrumda değildi belimden silahı çıkartıp. "aileme söylediğin küfür için senin nefesini sonsuza kadar yok edeceğim."

 

"Saçmalama Polise teslim ederiz bunu yapamazsın."

 

"Pars öyle bir yaparım ki aklın şaşar bana küfür etseydi sıkıntı yoktu ama aileme küfür etti ve bunu cezasıda ölüm." Melisa nutku tutulmuş gibi silah'a bakıyordu şuan çok korkuyordu ama belli etmemeye çalışıyordu. O kadar sinirliydimki burnumdan soluyordum.

 

Silahın emniyet'ni açtım "LARİSSA YAPMA adalet diye bir şey var." Pars'ı umursamadan ateşledim. Çıkan ses kulaklarımı rahatsız etti silah'ı tekrar belime koyup Pars'a döndüm hayal kırıklığı içinde bana bakıyordu bu bakışı canımı yakmıştı içimde bir yerlerde kırılma vardı neden bu bakışı için canım acıyorduki o kimdiki? "ailem'e laf eden herkesin bu dünyada son nefesi olacak." sertçe kolumdan tutarak. "öldürdün ne olacak şimdi rahatladınmı? Söylesene?" Bu tanıdığım Pars olamazdı Kollarımı o kadar sıkıyorduki bırakınca moraracağını biliyordum. "Bırak kolumu canımı acıtıyorsun." Gözleri ilk önce kollarımı tutan ellerini buldu sonra gözlerime baktı gözlerimde ne gördüyse hemen kollarımı bırakıp elektrik çarpmış gibi geri çekildi.

 

Kendinde değildi. "evet rahatladım bir gram'da acımadım tekrar olsa tekrar öldürürdüm. 'Ben yaşadığım sürece kimse benim aileme küfür edemez anladımı beni bunu o kafana iyice sok." pişman olmuştu gözlerinden bile belliydi. "özür dilerim be- ben istiyerek yapmadım isteğim dışında oluşan bir durumdu." ne diyordu bu kedisi kolumu sıktı şimdide inkarmı ediyordu?

 

"Benim bir hastalığım var."

 

"Ne hastalığı?"

 

"Nadir görülen bir hastalık yılda 3 kez falan oluyor sinirlenince benim isteğim dışında gerçekleşen bir durum oluyor. Ben sinir hastasıyım" şaşırmıştım biraz.

 

"Az önce'de istemeden yaptım." dedi suçlu bir sesle ne diyeceğimi hiç bilmiyordum.

 

"Ama bir daha kimseyi öldürmeyeceksin."

 

"Pars bende isteyerek insan öldürmüyorum ailemi ölümüne karışan herkesi tek tek öldüreceğim ve bu kararımdan kimse vazgeçiremez."

 

"Vazgeçireceğim ben daha fazla insan öldürmene izin veremem."

 

"Sen niye herşeye salça oluyorsun bende onu anlamıyorum. Sa-na-ne benim insan öldürüp öldürmememden herşeyin sonunda cezamı çekeceğim nasılsa?" dediklerimle Pars bir şey diyecekken demedi her ne diyecekse vazgeçmişti Pars burada daha fazla durmayıp dışarı çıkmıştı.

 

Bende arkasından çıkmıştım. Pars arabaya doğru gidiyordu bende Gökhan'nın yanına gittim.

 

"Kız'ı öldürdünmü?"

 

"Evet. Sendemi bana yargılayacaksın?"

 

"Larissa saçmalama ben seni asla yargılamam sana saygım sonsuz öldürdüysen suçludur seni iyi tanıyorum ben ayrıca seni bu adam yargıladı deme."

 

"Evet neymiş efendim kimseyi öldüremezmişim onu dinleyecekmişim falan filan. Neyse kızın üstünde parmak izim var kızı ya yak yada parmak izlerimi silip göle at senin kararın. Birazdan Selim bir tane adam getirecek Selim'le beraber adamı konuşturun." benim adamı konuşturmam gerekiyordu ama bu aralar kendimi iyi hissetmiyorum psikolojik olarak.

 

"Tamam her zaman yaptığım işler zaten ama."

 

"Ama?"

 

"Seninle konuşmak istiyorum ne zaman müsait olursun."

 

"Ne hakkında konuşacaksın?"

 

"Onu şimdi söylemesem olurmu." ne konusu olduğunu biraz tahmin edebiliyordum ama neyse.

 

"Tamam. Sen dediklerimi hallet sana adres atarım oraya gelirsin."

 

"Tamam işlerimi hemen haledip gelirim."

 

"Görüşürüz."

 

"Görüşürüz."Gökhan'ın yanından gidip arabaya ilerledim.

 

Pars karizmatik bir şekilde araba'ya yaslanmıştı. Gözlerim vücuduna kayınca. Sert bir şekilde yutkunmakla yetinmiştim. Bana rüyamı hatırlatmıştı. Hay şu rüya giderek sinirimi bozuyordu.

 

Arabayı bu sefer ben kulanacaktım.

 

"Gidiyormuyuz."

 

"Evet gidiyoruz." diyip arabaya bindim.

 

"Melisa'nın sevgilisini konuşturmayacakmısın?"

 

Emniyet kemerimi takıp arabayı çalıştırdım. "Şimdi onunla uğraşamam Selim konuşturur olmadı ben konuştururum ondan daha önemli işlerim var."

 

"Pardon'da ondan daha önemli işlerin ne? Fırsat ayağımıza gelmiş işte."

 

"Pars sen bu kafayla nasıl baş komiser oldun? biraz düşün sence benim öldürüldüğüm adam hacker çetesinden ve kız kardeşi gelip bana böyle bir oyun oynayacak." kıkırdayıp. "gölge o kızı sence neden öldürmedi çünkü bana ayak bağı olması için öldürmedi zeki biri onun aklı normal bir insannın ki gibi çalışmıyor. Yani kısacası Melisa yada o Sevgilisi olacak adamdan bilgi çıkmayacak onlar küçük piyonlar sadece"

 

"Ya yanılırsan?"

 

"Ben hiçbir zaman yanılmam"

 

Pars'la biraz daha konuşmuştuk havadan sudan o sırada eve gelmiştik arabayı park edip Pars'la beraber eve girdim. Saye ve Karan'nın olduğu eve gitmemiştik vurulduğum zamanki evime gelmiştik sanırım uzun bir süre burayı kulanacaktım. Salona ilerleyip koltuğa oturdum.

 

Bugün uzun aradan sonra uyurken kabus görmek yerine rüya görmüştüm. Rüyam'da Pars'ı görmüştüm tanrım delircektim rüyamda Pars'la birlikte sevişiyorduk. Yanaklarım domates'e dönüşmüştü gördüğüm rüya çok gerçekçiydi etkisinden hala çıkamamıştım Pars'ın vücudu,karın kasları,gamzeleri,o mavi hareleri beni benden almıştı. Nasıl bu kadar karizmatikti? En önemlisi ben niye böyle bir rüya görmüştüm? Ben niye böyle şeyler görüyordum? Bu aralar kendimde değildim o belliydi benim hemen toparlanıp gölgeyi bulmam gerekiyordu.

 

Gökhan'a bu evin konumunu attım normalde ben hariç kimse burayı bilmiyordu ama yapacak bir şeyim yoktu Gökhan gelene kadar bende bu piçi araştırayım. Yerimden kalkıp bilgisayar başına geçtim. Etrafımda Pars yoktu odasına çıkmıştı sanırım bende bilgisayar'ı açtım nerden başlasam diye düşünmeye başladım. Bana gönderdiği mesajların numara'sını araştırayım bari belki bir şey bulurdum.

 

2 saat boyunca gönderdiği numarayı araştırdım ve bulduklarımla şok olmuştum normalde bu bir ülkenin numarası olması gereken yerde tüm ülkeleri gösteriyordu ama bu nasıl olurdu? Aklım almıyordu dişlerimi sertçe sıktım aşağılık oruspu çocuğu bunu o yapmıştı onun olduğu konumu yada ülkeyi öğrenmeyeyim diye her tarafa koymuştu. Adi pislik kendine takma ismini boşuna takmamış demekki adı gibi gölge'ydi o gölge'yse bende tilki'ydim onu elbette bulucaktım.

 

Başım ağrıdığı için hava almaya bahçeye çıktım. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım doğanın kokusuna bayılıyordum. Rüzgar saçımı uçuşturuyordu.

 

"Bu kadar güzel olmak zorundamısın?"

 

Gelen sesle irkilip gözlerimi açtığımda karşımda Gökhan vardı.

 

Gökhan'nı süzdüğümde sportif şeyler giyinmişti iyi bir vücuda sahipti ama Pars kadar değildi ah ben ne şaçmalıyorum neden Gökhan ile Pars'ı karşılaştırıyordumki? Gökhan onu incelediğimi görünce yüzüne çapkın bir gülüş takınmıştı. Daha fazla uzatmadan "hadi gel" giyip bahçe'deki koltuklara oturup bir kolumuda koltuğa yasladım. Oda benim yanıma oturmuştu.

 

"Hangi konu hakkında konuşmak istiyorsun?" diyip bakışlarımı ellerime çevirdim.

 

"Larissa ben nasıl başlayacağımı bilemiyorum ama bir yerden başlamam gerekiyor." Diyip derin nefes aldı ardından konuşmaya başladı. "biz senle bir ara sevgili olmuştuk'ya bir sebepten dolayı ayrılmıştık. Larissa ben seninle bir daha denemek istiyorum."

 

Ne diyeceğimi bilemiyordum. Çenem'de bir el hisedince Gökhan'a baktım hafifçe çenemi okşuyordu okşamasıyla gözlerim kapanmıştı anlını anlıma yaslayıp. "beni kendinden mahrum bırakma." diye fısıldadı.

 

Aklıma rüyamda gördüğüm Pars'ın erkeksi sesi geldi. "gözlerini aç kalbimi delen o gözlerini görmek istiyorum" Pars'ın sesi o kadar çekiciydiki her yerim alev almıştı dudaklarımın üstündeki dudaklar yavaşça öpüyordu bende dayanamayıp karşılık vermeye başladım alt dudağını sertçe emip ısırmıştım aynısını üst dudağınada yapmıştım tekrar öpücekken hafif geri çekildi. "bu kadar istekli olduğunu bilseydim daha önce Sevgili olmayı teklif ederdim." kulağıma gelen sesle aniden geri çekildim. Gökhan ne alaka lanet olsun ben Gökhan'lamı öpüştüm? izlendiğimi hisedince bakışlarım cama gitti Pars vardı yüzünde hayal kırıklığı ve öfke vardı. Benim baktığımı görünce hemen geri çekilmişti. Koca bir siktir.

 

Siktir siktir ben ne yapmıştım?

 

Pars'la öpüştüğümü zannederken Gökhan'la öpüşmüştüm. Ah hayır.

 

Yeni bölümü nasıl buldunuz?

 

B

öyle bir sahne bekliyormuydunuz?

 

Pars nasıl tepki verecek sizce?

 

Bölüme oy ve yorum yapmayı unutmayın💎

 

İstagram hesabım xidilw0

 

Loading...
0%