Yeni Üyelik
16.
Bölüm

15.Bölüm Yıkım ve Düşüş

@idil466

15. Bölüm yıkım ve düşüş

 

Çaresizlik nedir siz bilirmisiniz? Evet ben biliyordum hemde bunu ikinci kez yaşıyordum. Kalbinin onu bulmak için deli gibi çarpıp ve bulamamasıdır. Öyle bir duyguki seni günden güne emiyordu.

 

Çağresizliği diğer duygulardan ayıran hepsinden en beteri olmasıydı bana göre.

 

Çağresizliğin içimde oluşturduğu boşluk beni mahfediyordu.

 

Bu duygu önce tüm beynimi sonradan kalbimi durduruyordu.

 

Çağresizliğin yanında acı ve pişmalığım vardı.

 

Kendime kaç keredir tekrar ettim bilmiyordum. Ama keşke Pars'ı hayatıma dahil etmeseydim diyordum.

 

Belki hayatıma dahil etmeseydim bu kadar acı çekmezdim nede Pars böyle bir durumla karşılaşırdı.

 

Belki herşeyin sebepi benimdir hayatıma dahil olan tüm insanlar ölüyordu yada bir şey oluyordu.

 

Kalbimdeki sızı beni mahvetmeye başlıyordu. Ya bulamazsam? Ya annem ve babam gibi öldürürlerse? Ne yapacaktım ben Hacker olmam bir bok'a yaramıyordu.

 

O yüzden Aleda ve kocasını aramıştım Turgut suikastçiydi uyuşturucu,fuhuş çetesi,tecavüzcü, insanları öldürüyordu. Ölmeden önce dünyayı iyi bırakmak istiyordu.

 

Ama bu ne yazıkki imkansız'dı ben asla inanmıyor'dum çünkü bu dünya o kadar aşağılık insanlarla doluyduki. Gölge gibi.

 

Annemi babamı gözümün önünde öldürmüştü ve şimdi'de sevdiğim adamı alıp onu öldürmek istiyordu bu adam bizden ne istiyordu? anlamıyorudum neden sevdiğim herkesi elim'den almak istiyordu anlamıyordum annem ve babam ona ne yapıtıda gelip öldürtmüştü?

 

Aleda ve Turgut yarım saat'tir benden bir cevap bekliyorlardı. Ama ben hipnotize olmuş gibi kafamı yere eğip konuşmuyordum.

 

"Larissa lütfen artık konuş korkuyorum."

 

Söylemek istiyorudum ama hala inanamıyordum dün koyun koyuna sarılarak uyumuştuk sabahındaysa sevdiğim adamı kaçırmışlardı. Aklım almıyor koskoca adamı nasıl kaçırmışlardı ben nasıl hisedememiştimki? Direk bir sese uyanan ben nasıl uyanamamıştım.

 

Artık konuşmam gerekiyordu her geçen saat,dakika,saniye bile benim için önemliydi.

Ağzımı açıp konuşmaya başladım. "Dün sevdiğim adamla birlikte uyurken sabahında kaçırıldı banada not bırakıp eğer 48 saat içinde onu bulmazsam Pars'ın"...

 

"Pars'ın tüm organlarını tek tek çıkarttıp vahşi balıklarına yem edecek."

 

"Bunu yapanda ailemi öldüren katil."

 

"ORUSPU evlatları."diye çıkıştı Turgut.

 

Aleda ise eliyle ağzını kapatmıştı şok olmuştu.

 

Ben nasıl bulacaktım çok korkuyordum. Kendime gelmem gerekiyordu ama gelemiyordum.

 

"Lütfen bana yardım edin yapacak hiçbir şeyim yok."

 

"Larissa saçmalama tabiki sana yardım edicez biz senin dostunuz."

 

"Turgut haklı neden daha önceden bizden yardım istemedin ben seni arayıp sorarken sen hiç bir şey söylememiştin."

 

"Aleda sende yapma lütfen zaten şuan siz'den yardım istemem bile yanlış eğer ben Pars'ı hayatıma dahil etmeseydim şuan bu durum'da olmayacaktı benim hatam."

 

"Hayır bu senin hatan değil suçu kendinde arama kendine gel şimdi bizim ne yapmamız gerekiyor onu düşünmemiz gerekiyor."

 

Bütün olumsuz düşünceleri kafam'dan attım ne kadar zor olsada.

 

"Ben bizimkilere söyleyeyim bir araştırayım olmadı Larissa'nında tanıdığı kişilerden yardım alırız."

 

"Turgut tüm tanıdıklarını ara ben'de tanıdığım kişileri arayacağım unutma 48 saatimiz var zamanımız kısıtlı."

 

"Tamam sende endişelenme bulacağız"kafamı sallamakla yetindim.

 

Turgut ileriye gidip telefon etmeye başlamıştı.

 

"Kuzum bende sana atıştıracak bir şeyler hazırlayayım tansiyonun yemek yememenden düşmüş."

 

"Aleda canım yemek istemiyor boşuna uğraşma."

 

"Hayır yiceksin eğer gerçekten Pars'ı seviyorsan yemek yiyip güçlü kalmalısın onun için." cevabımı beklemeden koşa koşa mutfağa gitmişti.

 

Telefonumu elime alıp ilk çok sevdiğim dostum Nikolay'ı arayacakttım kendisi rus mafya'sıydı çevreside çok genişti kolu her yerdeydi. Arama tuşuna basıp aradım. Çok geçmeden telefon açılmıştı

 

- "Merhaba Nikolay"

 

- "Sen kimsin?"

 

- "Beni nasıl tanıyamazsın ben Larissa."

 

- "Ahh Larissa sen'misin çok pardon dostum. E nasılsın? uzun zamandır konuşamıyoruz özledim seni."

 

- "Ben hiç iyi değilim."

 

- "Neden bir'i sana bir şey'mi yaptı? yaptıysa söyle bu dünyadan nefeslerini keseyim."

 

- "Nikolay senin yardımına ihtiyacım var."

 

- "Tabiki sana yardım edeceğim. Kim ne yaptı? seni tanıyorum önemli bir şey olmadan sen beni aramazsın."

 

-"Sevdiğim adamı kaçırdılar. Sabah uyandığımda yanımda yoktu duvara kanla yazı yazılmıştı bide not bırakılmıştı. Not'tan anladığım kadarıyla küçük'ken annemi babamı öldüren katil."

 

- "Larissa sen ne dediğinin farkındamısın bana neden haber Vermedin?"

 

cevap vermediğim için tekrar konuştu.

 

-"Tamam ben bulacağım sen merak etme."diyip telefonu kapatmıştım.

 

"Kimi aradın?"

 

"Aleda kimi arayacağım Nikolay'ı aradım."

 

"Senin bir ara bahsettiğin şu Rus mafya'sımı?"

 

"Evet o. Nikolay bana yardımcı olabilir elli her yere uzanıyor."

 

"İnşallah bulur."

 

"İnşallah."

 

"Sana atıştırmalık şeyler getirdim."

 

"Aleda şuan olmaz arayacağım kişiler var."

 

"Tamam bebeğim sen nasıl istersen ama yemek yemen gerekiyor yoksa yine tansiyonun düşer."

 

"Tamam."

 

Tamıtamına 1 saat falan telefonla konuşuyordum. Almanya'dan Lena'yı aramıştım oda ajanlık yapıyordu. Bana yardımcı olabilirdi Türkiye'den Yade'yi aramıştım onun ellide uzundu ama Nikolay gibi değildi.

 

Yine Türk olan arkadaşım Uraz'ı aramıştım. Hepsi arkadaşımdı onlara en baştan sona kadar herşeyi anlatmıştım. Hepsi duyduklarıyla şok olmuştu hepsi anlaşmış gibi yakın bir zaman'da benim yanıma geleceklerini sölemişti bende kabul ettmiştim.

 

Yaşadıklarımı hiçbirine anlatmamıştım kimsenin bana acımasını istemiyordum. Ama anlatımki bana yardım etsinler zaman daralıyordu zaman azaldıkça kendimi bu dünya'dan yok etme isteğim daha çok oluşuyordu.

 

Başka yapacak bir şeyim yoktu Hacker'dim ama hiç bir işe yaramıyordum evet ben Hacker olmaya çalışırken hedefim sadece o değildi dövüş desrlerinede gitmiştim profesyonel dövüşebiliyordum. Aynı zaman'da 17 yaşım'dan beri poligon'dan silah eğitimi alıyordum.

 

Anne ve babamı o aletle kaybetmeme rağmen korkumu yenip silah eğitimi almıştım her şey ailem içindi içimdeki intikamı söndürecektim hemde en acısıyla.

 

Televizyon'da Pars'ın fotoğrafını görünce koşarak kumandayı alıp sesi kaldırdım.

 

"Türkiye'nin gözdesi olan Baş komiser Pars Kandemir 2 haftadır ortada yok bazıları kaçırıldığını söylüyor bazıları ise kendisinin ortadan kaybolduğunu iddia ediyor araştırılmaya devam ediliyor."

 

Şuan ne hisettiğimi ben bile bilmiyordum. Ağlamak istiyordum ama ağlayamıyordum.

 

"Yüzün kireç gibi olmuş noldu."

 

Kekeleyerek. "Bu Parsm"demiştim.

 

"Larissa gel oturalım iyi gözükmüyorsun."diyip koltuklara ilerletmişti beni.

 

"Güçlü kalmaya çalıştığını biliyorum. Bunu Pars için yapmalısın."

 

"Nereye kadar dayanacağım gücüm tükeniyor ailem'den sonra sevdiğim adamın başına böyle şeyler gelmesi beni mahvediyor baze_"diyip tepside olan bıçağı alıp elimi kestim. "ne yapıyorsun Larissa kendine gel diyip elim'den bıçağı alıp fırlattı."

 

"Kendime zarar vermek istiyorum kendimden nefret ediyorum."elimi gösterip. "bak acımıyor bile çünkü benim kalbim daha fazla acıyor uzun zaman sonra dermanım gelmişti ve şuan elimden gitmek üzere."

 

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💎

 

Larissa'nın geliri nerden geliyor diye bilmeyenler için arkadaşlar mağazasından geliyor ve zaten ailesi tarafından yüklü miktar

da serveti var yani çalışmasına bile gerek yok.

 

Arkadaşlar ben bölümleri oy fazlalığına göre atıyorum ona göre.

 

Neyse gelecek bölümde görüşürüz.

 

Loading...
0%