Yeni Üyelik
21.
Bölüm

20.Bölüm Tatlı ceza

@idil466

20.Bölüm tatlı ceza

 

Benim şuan hisettiklerim normalmiydi? onun söylediği her kelime kalbimin ritmini bozuyordu adeta.

 

Cümlesi ile tam anlamıyla erimiştim nerdeyse ağzımın suyu akacaktı.

 

Bu adam fazlamı çapkındı yoksa banamı öyle geliyordu gerçi çapkın olsundu böyle gözüme daha çok sexsi ve karizmatik geliyordu.

 

Hafif gülüp. "beni zaten her anlamda rahatlatıyorsun."

 

Sahte bir şekilde düşünüyor gibi yapıp. "Her anlamda derken?"

 

Demek boyutu açmak istiyordu açardık bizde.

 

Cevap veremeyeceğimi düşünüyordu her halde ama ben cevap vermeyi çok severdim. Pars'a yakınlaşıp."sana hemen şimdi nasıl beni rahatlattığını gösterebilirim." gözleri istediğini almış gibi parlamıştı. "ama hayır şuan sırası değil." elimdeki bardağı gösterip. "alkollün etkisindeyim biraz kendimi sana karşı asla durduramam sonumuz başka yerlerde bitebilir."

 

"Ya başka yerlerde bitmesini istesem."

 

Boşuna uğraşıyordu şuan ah Para ah "bana cevap vermen gereken konular var." Bardağımı masaya bırakıp. "mesela benim orda olduğumu nereden biliyordun?"

 

"Ben en son gözlerimi Turgut denilen adamın evinde açtım bağrıp çağırdım onlarda canlı yayında senin atladığını falan söyleyince direk telefondan canlı yayına baktım zaten o uçurumu biliyordum o yüzden hemen Senin yanına gelmek için Turgut'tan araba istedim geldim yüzmeye çalışıp seni bulmaya çalıştım ama bulamadım öldüğünü zanettim."

 

"Uçurumu nereden biliyorsun?"

 

Yüzü bembeyaz kesilmişti. "uçurumu biliyorum çünkü kardeşim anne ve babamın şiddettine dayanamayıp intihar etmişti o uçurumda."

 

Buz kesilmiştim.Ölmüştüm.ruhum artık yoktu. Allah belamı versin Allah belamı versin ben ona ne yaşatmıştım? Bu o kadar ağır bir şeydiki kardeşi o uçurumda intihar ettmiş üstüne sevdiği kadını kaybettiğini düşünmüş hemde aynı yerde.

 

Önüme dönmüştüm.

 

hiç bir şey diyemiyordum. Utanıyordum kendimden iki kadeh daha şarap içmiştim. Pars bunu hak etmiyordu benden daha iyilerini hak ediyordu.

 

"Sormayacakmısın?"

 

Çenem titriyordu dişlerimi sertçe birbirine sertçe sıktım.

 

Altüst olmuştum.

 

Ben çokmu bencildim? Sanki sadece benim dertlerim varmış gibi kimseyi umursamıyordum. Canımdan daha çok sevdiğim adamın hayat hikayesini bile bilmiyordum gerçi oda benimkini bilmiyordu biz birbirimizi tanımıyorduk bile birbirimize yabancıydık.

 

Biz birbirimizi tanımamamıza rağmen aşık olmuştuk. Her şey benim aptallığımdı her şey o gün başlamıştı o gece Pars'la sevişmeseydim belki o bu kadar zarar görmeyecekti. Yine Pars'ı kaçırabilirlerdi yine işkence edilebilirdi belki daha kötüsü direk öldürürebilirlerdi. Pars'ın ölme ihtimali bile beni mahvediyordu.

 

Pars koluma dokunmasıyla irkildim.

 

Soğuk bir sesle. "Neden konuşmuyorsun?"

 

Pars'ın yüzüne bakmadan. "Pars ben odama gideceğim daha sonra konuşalım lütfen" Ayağa kalkmamla gözlerim karardı ve tam düşecekken Pars beni tutmuştu. Kızgın bir sesle. "yemek yeme şarap iç tamammı hayatım." Beni koltuğa oturtup mutfağa gitmişti. Bana yemek getirecekti annem ile babam öldüğünden beri düzgün beslenmiyordum iki gün yemek yememişliğim bile vardı Aleda en son zorla bana bir şeyler yedirtmişti.

 

Pars beni düşünüyordu ben ise onu. Gerçekten çok seviyordum Pars'ı yanımdayken bile özlüyordüm sonsuza kadar giderse ne yapacaktım? Pars mutfaktan elinde bir tepsi ile çıkmıştı masaya koyup. "bunların hepsini yiyeceksin itiraz istemiyorum." iki tane tost ve meyve suyu ve bir kaç meyve vardı. Canım yemek bile istemiyorduki.

 

Yumuşak bir sesle. "Hadi ye lütfen." Tekrar konuşmamıştım.

 

"Larissa bana bakarmısın bebeğim neyin var senin?" yutkunarak. "kardeşimin o uçurumda intihar ettiğini söylediğimden beri bana bakmıyorsun." İki ellimle kafamı ovuşturdum Pars'a bakmaya utanıyordum.

 

Bu sefer hafif sert bir sesle. "Larissa bana bakarmısın."

 

"Pars bakmak istemiyorum." Aniden elleri çenemi kavrayıp kendine doğru çevirmişti. İki saniye falan göz göze gelmiştik ben aniden gözlerimi yere çevirmiştim.

 

Daha önce gözlerini hiç böyle görmemiştim.

 

Elleri bu sefer sinirden sıkmıştı çenemi.

 

"Larissa beni asla ama asla kendinden mahrum ettme anlıyormusun beni. Sen benim yaşama sebepimsin. Sana yalvarıyorum lütfen böyle yapma sorun neyse bana söyle yanlış bir şeymi yaptım?"

 

Gözlerinin içinde o kadar anlam vardıki. Pars'ın kucağına çıkıp kafamı boynuna gömmüştüm iki elimlede sıkıca sarıldım. Pars yaptığım bu anı çıkışla şaşırmıştı ama oda bana sıkıca sarılmıştı göz yaşlarımı tutamadığım için Pars'ın boynuna damlamıştı göz yaşlarım Pars'ın vücudu titremişti beni geri çekmek istedi ama izin vermedim. Pars'a sarılmak bana huzur veriyordu.

 

Üzgün bir sesle. "Gözlerinden düşen her damla için ölürüm ağlama."

 

Ağlamam daha'da şiddetlenmişti. "Her şey benim yüzümden o gün seninle sevişmeseydim belki sen kaçırılmayacaktın sen hayatıma girmeseydin belkide kardeşinin intihar ettiği uçurum'da benim öldüğümü zanetmeyecektin yüzüne bakmaya utanıyorum."

 

"Hayır hayır hayır ben öyle düşünmüyorum her gün şükrediyorum hayatıma girdiğin için seninle seviştiğim gün aklımdan gitmiyor sırtıma her kırbaç ile vurduklarında ben seni düşündüm o şekilde dayandım." Beni kendinden biraz çekip yüzüme baktı korkulu bir sesle. "sen pişmanmısın yaşadıklarımızdan?" Onu kedimden korumak için kendimden uzaklaştırabilirdim ama onu deli gibi severken deli gibi arzularken nasıl yapacaktım? Göz yaşlarımı silip gözlerine baktım gerçekten inansın diye

 

"Evet Pars deli gibi pişmanım keşke yaşanmasaydı."

 

Pars'ın gözlerinde hayal kırıklığı vardı."yalan söylüyorsun inanmıyorum." ağzı farklı gözleri farklı bir şey söylüyordu.

 

"Şuan benim kucağımda benimle seviştiğin için pişmanım diyorsun. Peki madem her şey yalandı." Diyip dudaklarıma yapıştı bunu hiç beklemiyordum hemde hiç dudaklarımı hıncını çıkarmak ister gibi öpüyordu ben ise ne zaman karşılık verdiğimi bile bilmiyordum tutkulu öpüşmemizden kendini geriye çekmişti Pars. "yalvarırım bana yalan söyleme öpüşün bile beni bırakma ben yalan söylüyorum diye bağırıyor yapma nolur yapma aklınca beni korumak için kendinden uzaklaştırcaksın." Hayatımda ilk defa yalan söyleyememiştim.

 

Kafamı Pars'ın anlına koydum. Bir elimi yanağına koydum diğer elimi ise boynuna koymuştum Pars'ın gözleri kapanmıştı yakınlaşmamla benimde gözlerim kapanmıştı. "böylesi daha iyi olucak Pars zarar görmeyeceksin bu şekilde."

 

Sert bir sesle. "Sikerim zarar görmeyi ben senden ayrılırsam daha çok acı çekerim neden gitmemi bu kadar çok istiyorsun."

 

"Pars hayatamın anlamı senin gitmeni istemiyorum sen yanımdayken bile seni özlüyorum ama eğer uzaklaşırsak belki sana zarar veremez o ev demirlerle korunuyordu ama yinede eve girebildi." Aklıma gelen düşünceyle hemen geri çekildim. "Lanet olsun ben bunu nasıl düşünemedim."

 

"Neyi düşünemedin?"

 

"Adamlarından birisi hain onlar yardım etmiş evet evet başka türlü açamazlardı."

 

Nefret dolu sesi ile."Amacı ne ki sana neden zarar vermek istiyorlar?" Nefreti bana zarar veren o katileydi.

 

"Pars yarın erkenden benim en çok güvenilir evime gideceğiz orada elleri uzun olan arkadaşlarım var onlar bana yardım edicek her şeyi yarın anlatırım."

 

"Senin ve bitmeyen evlerin."

 

"Pars daha başındayız sadece üç evimi gördün daha görmediğin bir sürü evim var. İlk evimi satışa verdim zaten."

 

"Merakla bekliyor olacağım. Bu arada madem birinci evini sattıyorsun neden ikinci evinide satmıyorsun?"

 

"Aşk olsun ciddimisin sen?" Dedim cilve yapar gibi.

 

Kaşlarını çatarak. "Evet nedenki?"

 

"Sence ben ilk seviştiğimiz evi satarmıyım?" Hafif gülüp. "Bende o göz varmı sence? Pars az önce sana yalan söyledim gerçekleri duymak istermisin o gece ne hisettiğim şeyleri."

 

"Evet isterim. Seninde bizim için özel olan evi satmaman hoşuma gitti ben unutmuşum. O kadar hoşuma gidiyorsun ki seni her gün arzulamam normalmi?" Gözleri arzudan dolayı kararmıştı.

 

Pars'ın beni böyle istemesi gururumu okşatıyordu. Çünkü Pars hayatımda gördüğüm en yakışıklı erkekti iri yapılı vücudumu desem karın kaslarımı desem yüzündeki karizmamı desem kalbinin güzelliği mi desem bilemiyordum.

 

Diyeceklerimi bile unutmuştum. Şuan sadece Pars'a bakıyordum...

 

Erkeksi sesle"Noldu bir tanem niye böyle bakıyorsun."

 

"Nasıl bakıyormuşum?"

 

"Aşkla,tutkuyla,hayranlıkla bakıyorsun amacın bugün benim altımda sabaha kadar inlemekmi eğer bunu istiyorsan başarıyorsun." Allahım ben bu adama ölüyorum.

 

"O gün o gece dokunuşların beni mahvetti beni her öptüğünde sana daha çok hayran kaldım."

 

Hırtılı bir sesle. "Larissa yapma yanarız."

 

"Seni deli gibi istedim." Pars'ın erkekliği altımdaydı altımda sadece ince bir baksır vardı Pars ise altında eşofman vardı sürtünmemle ikimizde inlemiştik. arzu her tarafımı sarmıştı adeta. Pars'ın yüzü kıpkırmızı olmuştu.

 

"Yaramaz kedimsin." Diyip sıcak elleri kıyafetimden alta sokup ince bellimi tuttu ve beni kendine bastırdı. Pars'ın adını inleyerek söylemiştim."Kahretsin Pars." Elleri okşayarak yukarı çıkmıştı. Sütyenim olmadığı için ellerini göğüslerime getirdi bunu yaparken gözlerimin içine bakıyordu. Elleri ile göğüsümü okşamaya başladığında ise Tırnaklarımı boynuna batırmıştım. Keyif alıyordu okşamaktan. Ben ise inlemiştim.

 

"Pars nolur seni istiyorum."

 

"Ah Larissa ah aşkım senin beni istiyen ağzını yerim istediğini ben daha çok istiyorum şuan içinde olamamak beni delirtiyor ama olmaz çünkü sen bir cezayı hak ettin az önce bana ben pişmanım yaşadıklarımızdan falan diyordun o zaman bu cezayı hak ediyorsun."

 

Söyledikleri ile delirecektim. İradesi benden daha güçlü olamazdı.

 

Yavarır bir sesle. "Bebeğim lütfen cezanı başka bir zamana sakla gerçekten kötüyüm."

 

O benden daha çok istiyordu biliyordum. Ama inatla ceza diyordu Dudaklarını büküp. "yapacak bir şeyim yok hak ettin."

 

"Öylemi ben hak ettim ve sende cezamı kesiceksin."

 

"Aynen öyle." O zaman bende zorlardım. Bakalım Pars beyin iradesi nereye kadar dayanacaktı. Üstümden Sweatshirt aşağıdan tutup yavaş ve çıldırtıcı bir şekilde üstümden çıkartım.

 

Pars bunu beklememiş gibi ağzı açık kalmıştı ellerim ile göğsümü okşamaya başladım. İnlemem resmen tüm salonda yankılanmıştı.

 

Pars delirmişti gözleri beni yememek için zor duruyordu. Elleri belimi daha çok sıktı Okşamaya bırakıp iki parmağımı Pars'ın ağzına soktum. Delirmiş gibi ne yapacağımı sorguluyordu. Kadınlığım giderek daha çok zonkluyordu. Emir vererek. "yala vücudumda yalamak istediğin her hangi bir yeri hayal et ve yala." Dediğimi yapıp yalamaya başladı o kadar hızlı ve sert yalıyorduki sanırım bu sefer gerçekten sınırımı aşmıştım. Neremi hayal ettiğini çok merak ediyordum. Parmaklarımı ağzından çıkarıp ıslak iki parmağıma bakmıştım. Parsın gözleride parmağıma kaymıştı ne yapacağımı sorguluyordu.

 

İki parmağımıda orama değdirdiğimde sarhoş olmuştum. Onun beni yalamasını hayal ettim. İleri geri yapmaya başladım. Pars gözlerini yumup sertçe yutkunmuştu. Kulağına eğilerek. "beni şuan parmağınla sen beceriyorsun Pars ıslaklığı hisediyormusun?" Diyip inlemiştim. Parmaklarım çok ıslaktı Parsın gözlerine bakarak göğüs ucuma sürmüştüm. Pars ise nasıl baktığını anlatamazdım. Kendimi kötü hissediyordum her ne yaptıysam benimle birlikte olmamıştı kızarmıştım hemde çok sanki büyük bir edepsizlik yapmış gibi hisediyordum. Sweatshirt alıp göğüsüme kapatıp kalkacakken Pars beni tutmuştu.

 

"Bırak beni." diye bağırdım.

 

Arzu yüklü sesi ile Pars gözlerime bakıp "Larissa hayatının hatasını yaptın çünkü bana az önce yaşataklırından dolayı altımda yalvarsan bile durmayacağım hayatımda ilk defa bir kadın için aklımı yitirecektim bence korkmalısın." Gerçekten korkmuştum lanet olsun neden bu kadar ileri gitmiştimki? Şuan ise Pars'ın dudakları her yerimdeydi göğüsümde,dudaklarımda,boynumda...

 

3 saat sonra

 

O kadar tükenmiştimki bu sadece bir sex,tutku,arzu değildi bu aşkın ötesiydi birbirimizin gözlerinde hayranlığı,sevgiyi,aşkı yakalamıştım. Hemde bir çok kez onunla şuana kadar sadece birlikte olmuştum onun haricinde hiç bir şey yapmamıştım normal sevgili olan insanlar gibi el ele tutuşup deniz kenarında gezmemiştik yada bir restoranta gidip yemek yememiştik yada bilmem birlikte alışverişe gitmemiştik. Yada sinamaya gitmemiştik hiç sevgili Aktivitelerini yapmıyorduk ve bu canımı oldukça sıkıyordu biz normal insanlar gibi değildikki. Biz acaba ne zarar göreceğiz diye düşünen insanlardık.

 

Ben Pars'la birlikte vakit geçirmek istiyordum. Bunu yapacaktım ölmeden önce Pars'la yapacaklarım listesini çoktan kafamda kurmuştum düşünmesi bile çok güzeldi.

 

Şuan saat gecenin üçüydü ben duşumu alıp yatmıştım gerçi Pars beni yıkamıştı çünkü hareket etmeye takatim bile kalmamıştı kasık bölgem çok ağrıyordu. Nedeni bilmiyordum dünde biraz ağrımıştı ama bu kadar değildi kasık bölgemi tutup c pozisyonuna geçmiştim.

 

Pars ise duştaydı. Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım ama ağırım vardı uyuyamıyordum.

 

"Hala ağırıyormu?" Pars'ın sesi ile gözlerimi açtığımda Pars karşımdaydı altına eşofman giyinmişti ve üstüde çıplaktı su damlaları akıyordu vücudundan.

 

Acılı sesimle. "evet" dedim. Havlu ile saçlarını kurutup gardıroba geçip üstüne tişört giyinip yanıma gelmişti yatakta oturup "benim yüzümden ağrıyor."

 

"Pars bilmiyorum ama dün'de ağrıdı."

 

"Beni bekle uyuma sana bir şeyler getirceğim." Diyip gitmişti Pars bana tost hazırlamıştı onu bile yemeyi unutmuşum.

 

15 dakika falan geçmişti benim artık uykum geliyordu Pars beni 3 saat falan rahat bırakmamıştı sonrasında ise beni yıkamıştı halice nerdeyse uykuya dalacaktımki Pars gelmişti tepsiyi yanımdaki komidineye koymuştu oturmama yardımcı olup sırtımı yatağa yasladı.

 

"Sana hazır mercimek çorbası yaptım sıcacık iyi gelir." Uzanıp tepsiyi alıcakken izin vermedi. Kendisi tepsiyi bacaklarına koyup bana çorbadan bir kaşık vermişti itiraz etmemiştim çünkü Kendimi gerçekten kötü hissediyordum bir kaşık daha doldurup üfleyip bana vermişti. Ekmekte vardı ama yemek istememiştim. Tüm kaseyi bitirmiştim.

 

"Larissa özür dilerim ben gerçekten böyle olacağını tahmin etmemiştim." Diyip alnımı öptü.

 

"Pars senin suçun değilki sorun bende."

 

"Sorun kim'de olursa olsun o kadar sert olmamam gerekiyordu geçen seferde yine aynı hatayı yapmıştım."

 

"Pars saçmalama bebeğim benim bir doktora görünmem gerekiyor sorun bende kendini suçlama."

 

"Larissa diğer erkekler sadece zevkini düşünüyor ama ben senide düşünüyorum her seviştiğimizde böyle acı çekersen asla birlikte olmayız görmüyormusun gerçekten canın yanıyor."

 

"Pars ben normal kadınlar gibi değilim normal kadınlar acaba bugün makyaj yapsammı yapmasammı diye düşünüyorlar yada her ay doktora görünüyorlar bunun gibi bir sürü şey ben ise ailem öldüğünden beridir yaşamıyorum ben hiç doktora bile gitmedim ben 15 yaşından beridir zorunda kalmasam yemek yemiyorum. O yüzden sorunu kendinde arama yarın Aleda ile konuşurum o doktor sonuçta."

 

"Artık hayatında ben varım sana her sabah her akşam yemek yediririm." Sarılmıştı ben'de Pars'a sarılmıştım geri çekilip yüzümü elleri arasına alıp "iyiki hayatıma girdin." Diyip anlıma öpücük kondurmuştu. "senin hayatını ben renklendireceğim."

 

"İkimizde birbirimize renk olacağız."

 

"Sana yeşil çay yaptım bunuda iç sonra uyu." Elime yeşil çay vermişti. Ardından yatağa yatmıştı yeşil çayım o kadar sıcak olmadığı için kocaman bir yudum içtim Pars'a baktığımda ise tatlı bir şekilde bana bakıyordu. "Sen bir şeyler yedinmi?"

 

Hoş sesi ile. "Evet bir tanem mutfakta bir şeyler atıştırdım."

 

"Peki sırtında ağrı varmı? Eğer ağrıyorsa krem sürebilirim. Benim zaten bunu baştan yapmam gerekiyordu." Ah aptal kafam yeşil çayımdan biraz daha içip bırakmıştım. Pars bir şey diyemeden banyoya gidip ilk yardım çantasından yaralar için olan kremi bulup odaya geri dönmüştüm. Pars'ın yanına oturup "bana neden hatırlatmadınki bak şimdi geç iyileşecek." Dedim sitem eder bir sesle.

 

Parlayan gözleriyle. "Gerek yok Larissa benim ilacam sensin sen yanımda ol o bana yeterli."

 

"Pars saçmalama." Diyip tişörtünu çıkartıp sırtını açıcakken elleri elimi tutmuştu. Alçak sesi ile. "Yapma bir tanem zaten bütün yaralarımı öptün." Uzun uzun yüzüne baktım. O böyle yaptıkça üzülüyordum.

 

"Pars niye böyle yapıyorsun seni anlamıyorum bana kendini açmıyorsun kapalı bir kutu gibisin seninle sürekli tartışıyoruz ben tartışmak istemiyorum zaten hayatım berbat bari seninle Güzel geçsin." Sağ gözümden bir damla yaş akmıştı bu aralar ben çok ağlıyordum.

 

Pars hemen yerinden kalkıp yaşlarımı sildi ardından gözlerimi öpmesiyle kalbim pır pır atmaya başladı.gözlerimi açtığımda ise mavi hareleri ile karşılaştı gözlerim.

 

"Larissa ben kötü bir adamım seni hak etmiyorum sen hayatımda yokken insanlara sürekli bağırıp çağırıyordum. Şuan ise sen hayatımda varsın mutluyum ama seni istemeden kırıyorum ikimizinde yaraları var ve hıcımızı birbirimizden çıkartıyoruz istemeden olsada. Beni bu halimle kabul ediyormusun?"

 

"Peki neden sırtına krem sürmemi istemiyorsun sende sürmüyorsun biliyorum." Üstünden tişörtü çıkarıp attı bir yere.

 

"Larissa ben iyleşmek istemiyorum ama sen böyle ağlayınca ben dayanamıyorum." Diyip izin vermişti krem'i sürmeme sırtı çok kötü bir haldeydi ama hepsini ben iyileştircektim. Krem'i ilk önce iki parmağıma da sıkıp yaralarına sürdüm. Çok dikkatli sürüyordum canı acımasın diye sanki yanlış bir şey yaparsam kırılacakmış gibi bir yerine fazla baskı uyguladığım için Pars acılı bir şekilde inlemişti. Bende hemen ardı ardına. "Pars iyimisin? Canın çok yandımı? Ay tabikide acımıştır özür dilerim."

 

Keyif dolu sesi ile"Bebeğim sakin ol bişey olmadı."

 

"Nasıl bişey olmadı ya."

 

Pars hafif gülerek. "sana inanamıyorum." Dedi

 

Kaşlarımı çattıp kızgın sesimle. "Komik mi yani?" Ben ne olduğunu anlamadan Pars üstümdeydi ben ise altındaydım. Kalbim ağzımdan çıkacak gibi atıyordu. Sevişirken utanmıyorfum çünkü arzum utanmamı bastırıyordu.

 

Gözlerim ilk önce harelerine kaydı daha sonra yüzündeki her yeri inceledim. Sanki o yanaklırını hiç öpmemişim gibi sanki onun dudaklarının tadına hiç bakmamışım gibi hissediyordum onun bakışlarıda aynıydı sanki birbirimiz için yaratalmışız gibi ikimizde mıknatıs gibiydik hep birbirimize yapışık olmak istiyorduk.

 

"Larissa sen nasıl bir şeysin?" Sesinden hayranlık akıyordu. "O kadar merhametlisinki sırtımdaki en ufak yarayı acıdığı için özür diliyorsun."

 

Onun etkisinden zar zor çıkıp "Hayır ben merhametli değilim ben katilim ben insanları öldürüyorum ve İnan bana daha hiç bir şey görmedin." Kısa bir süre bana bakmaya devam etti. "Sence bu benim umrumda mı?" Gözlerinden anlaşılıyordu beni her türlü seviyordu. Elleri yanağımdaydı ve okşuyordu.

 

"Sende hisediyormusun?"dedi

 

"Neyi?"

 

"Birbirimize nasıl bağlandığımızı?"

 

Kısık sesimle. "Evet hissediyorum." Demiştim.

 

Gözlerim istemsizce dudaklarına kaymıştı ama hemen bakışlarımı kaçırmıştım. Pars'ın gözlerine tekrar baktığımda ise gözleri dudaklarımdaydı yavaş bir şekilde dudaklarıma uzanıp öpücekti tüm vücudum karıncalanmıştı dudakları ile dudaklarım arasında milim mesafelik vardı o sırada telefonumun melodisi tüm odayı doldurdu Pars kaşlarını çatarak bana baktı.

 

"Bu saatte kim seni arıyor?"

 

"Üstümden kalkarsan kim olduğuna bakacağım." Pars üstümden kalktığında hemen telefonu komodinden alıp kimin aradığına baktığımda korku ve nefret tüm vücudumu sarmıştı. Ben bu hislerden nefret ediyordum. Sinirim yüzünden ellerim titriyordu. Kafamı Pars'a çevirdiğimde gözlerim buğuluydu gözlerimi kapatıp açtığımda ellerimin üzerinde Pars'ın elini hisettim. Ondan güç alarak nerdeyse kapanan telefonu açtım. Kendimi toparlayıp dinledim sadece.

 

"Beni özledinmi Larissa? Bence özlemişsindir." Diyip küçük bir kahkaha atmıştı.

 

"Ne istiyorsun? Neden aradın beni?"

 

"Aaa ama bu kadar kaba olma ben seni nazik bir kadın zanediyordum."

 

Bıçak gibi sesimle. "Kes. Ve sadede gel."

 

"Madem sadede gelmemi istiyorsun gelelim bizde. Senin bu kadar salak olacağını tahmin etmemiştim ben sevgilini kaçırdım çünkü senin enayi gibi o siteye girip kimliğini ortaya çıkartacağını biliyordum. Köşeye sıkıştın Larissa Elis." Sesinden kendini beğenmişlik akıyordu.

 

"Bende senin zeki bir adam olduğunu zanediyordum benim o denize atladığımda benimle dna'sı uyan bir kızı param parça edip denize atacağımı tahmin edemedinmi? Ah bende seni gerçekten zeki zanediyordum yazık." diyip telefonu yüzüne kapatıp telefonumu yatağa fırlattım.

 

 

Instagram hesabım xidil

Loading...
0%