Yeni Üyelik
5.
Bölüm

4.Bölüm Ses kaydı

@idil466

4.Bölüm: Ses Kaydı

 

Bugün 6.30'da uyanmıştım. Her zamanki gibi mutfağa gidip kendime sert bir kahve yaptım.

 

Ben sabah kahvalısı yapmayı pek sevmiyordum. Genelde ya kahve içerdim ya da meyve salatası, pankek gibi şeyler tüketmeyi seviyordum.

 

Kahvemi yavaş yavaş yudumlarken aklıma ailem gelmişti. Ailemi o kadar çok özlüyordum ki hep o soktuğumun şerefsizleri ailemi öldürmeseydi belki de şu an mutlu bir aile kahvaltısı yapıyor olabilirdik...

 

Sürekli hayatım nasıl olur diye düşünüyordum. Ailemin ölümü hakkında tek bildiğim bilgi vardı, o da bir hacker çetesi tarafından öldürüldüğü bu tanıa nereden vardım diye soruyorsanız hemen cevaplayım.

 

O kadar çok araştırdım ki anne ve babamın öldürüldüğü günü 10 ay araştırma sonucunda çok az bişey bulmuştum. Başta çok şaşırmıştım çünkü her sisteme sızdım. Ama yoktu. Bir adam geçmişti elime onuda kaçırıp ne kadar konuşturmaya çalışsam da olmadı en son işkence ettim. Ama adamın ağzından çıkan tek kelime "Söyleyemem söylersem beni öldürürler." Oldu.

 

Bir de adamın hacker olduğunu öğrenmiştim. En ağır işkenceler yapmaya başlayacakken, "Araştır potansiyelin varsa illa bulursun." demişti bende bu adamdan başka bir cevap gelmeyeceğini bildiğim için öldürüp bir yere attım.

 

Bu yüzden hacker çetesi olduğunu düşünüyordum. Yanılmak da istemiyordum.

 

Kahvemi bitirdikten sonra odama çıktım. Kendimi enerjik hisettiğim için spor yapmaya karar vermiştim. Zaten üç gündür spor yapamıyordum. Hemen geceliğimi çıkarıp spor kıyafetlerimi giyindim.

 

 

Giydiği spor kıyafeti

 

Spor salonum, odamın hemen yanındaydı zaten. Kapıyı açıp içeri girdim. Ben spor yapmaktan zevk alan bir insandım. Spor salonumda çoğu spor aleti vardı.

 

Dambıl, yürüyüş bandı, pectoral Fly, boks torbası, gibi gibi... İlk önce ısınma olarak yürüyüş bandına gittim. Bluetooth kulaklığımı kulağıma takıp Isabel Larosa'nın Favorite şarkısını açıp sesi son ses açtım.

 

 

 

Şarkıyı bilmeyenler için

 

Koşu bandının hızını artırıp, aynı zamanda şarkıya eşlik ediyordum.

 

 

 

Darling can I be your favorite

 

Want you to tell me your craving

 

My name is whatever you make it

 

Darling can I be your favorite

 

 

 

Bu şarkının sözleri beni benden alıyordu.keşke gerçekten favorim olsaydı.şarkıyı söylerken bir el omzuna dokunmuştu. Arkamı dönüp yumruk atacağım sırada gördüğüm yüz karşısında durdum. Ardından kulaklığımı çıkarttım.

 

"Kızım ne yapıyorsun ya, kardeşini yumrukla mı karşılıyorsun? Çok ayıp."

 

 

"Saye bu koskoca evde yalnızım, birisi arkamdan gizlice omzuma dokunursa tabi ki korkarım bu da soru mu?" deyip Saye'ye sıkı sıkı sarıldım. "Seni çok özledim. Bir daha gitme lütfen." deyip geri çekildim.

 

"Of Larissa sanki gören yurtdışına çıkmışım zannedecek, alt tarafı 3 saat uzağındaydım."

 

"Oradaki işleri hallettin mi? Bir de neden geldin buraya? Bir sorun yok değil mi? "dediğimde başını eğmişti çenesinden tutup havaya kaldırdım. "Ben sana ne dedim? Başını kimsenin önünde eğmeyeceksin demedim mi?"

 

"Abla özür dilerim ben isteyerek yapmadım, yanlışlıkla yaptım."

 

"Saye düzgün anlatır mısın kardeşim, bak sinirleniyorum." gerçekten anlamıyordum ne demek istediğini.

 

"Ben bir bok yedim. Geçenlerde sen evde yokken sisteme sızdım. 1 saat falan sonrasında birisi sisteme girmeme engellemeye çalıştı..."

 

"Saye sen ne diyorsun!?"dedim sesimi yükselterek.

 

 

"Abla dur bir hemen kızma. Sonra da kim engellemeye çalışıyor buldum. Bir adamdı, adamı araştırdım. Adam hem beyaz şapkalı hacker hem de polisle çalışıyor, hatta polis değil; baş komiserle çalışıyormuş. Baş komiserin adı sanırım Pars Kandemir gibi bir şeydi." dediğinde kaşlarımı çattım. "Pars ne alaka şimdi?" dedim "Abla adamı tanıyor musun?"dedi şaşkınlıkla

 

"Off bu adam geçenlerde baskın yapmıştı mağazama."

 

"Sen ciddi misin? Neyse dur sana iyi haberim var. Ben gidip bu Pars Kandemir denen adamın ofisine dinleme cihazı taktım. Nasıl taktığımı soruyorsan, hiç sorma. Çok zor oldu ama yapabildim."

 

Sert sesimle"Saye sen nasıl bu kadar dikkatsiz olabilirsin! Benim bu kadar emeğim varken sen her şeyi batırabilirdin!"

 

"Kırıyorsun şu an beni abla. Bende bir hacker'ım benim de ailem öldü. Bunu unutma. Benim senden farkım şuydu, sen anne ve babamız öldürülürken sen yanlarındaydın. Bende yetimhanedeydim." derin bir nefes çekip bu olayı daha fazla büyütmemek için kapattım. "Hadi dinleyelim bakalım baş komiserimiz ne düşünüyor"

 

"Tamam gel" deyip koltuklara ilerleyip oturduk ikimiz de. Telefonunu karıştırdı, en son bulmuş olacak ki yüzünü bana çevirip, "Hazır mısın?" dedi "Hazırım." dediğimde açtı kaydı.

 

 

'Dün baskın yapma sebebimiz mağazanızda birini esir almışsınız ve müşterilerinizden birisi de esir aldığınız kişinin sesini, aynı zamanda çırpınış seslerini duymuş olduğunu söyleyip şikâyette bulundu.'

 

Bıkmış sesle"Buraları geç Saye."

 

 

'Şimdi size iki seçenek sunuyorum. İşinize veda mı etmek istersiniz? Yoksa benden özür mü dilersiniz?'

 

 

"Kızım geçsene ya!"dedim tekrardan.

 

 

"Vay Larissa Hanıma bak sen..."deyip kıs kıs güldü.

 

'Karan neredesin Allah'ın belası!'

 

"Saye buraları geçme bekle."

 

"Tamam."

 

'Ne oluyor be! Niye bağırıyorsun yaşlı karılar gibi?'

 

'Karan her neredeysen, 10 dakika içinde gelmezsen senin belanı sik*cem tamam mı?'

 

Bir süre sessizlik olurken Saye, biraz ileriye aldı kaydı.

 

'Ne oluyor burada? Oğlum neden ortalık böyle?'

 

Yumruk sesi gelirken Pars'ın Karan denen kişiye yumruk attığını anladım.

 

'Neden ortalık böyle öyle mi? Puşt! Senin yüzünden, sana güvenmiştim! Sana Larissa'nın hacker olabileceğini söyler söylemez gitmişsin diğerlerine yetiştirmişsin. Onlarda salak gibi kadının mağazasına baskın düzenlemişler. Bir de evine değil de mağazasına! Sana tamda bu yüzden diğerlerine söyleme demiştim!'

 

'Lan Pars bir dinle. Senin arkandan iş çevirmedim tabi ki. Dilimi eşek arıları soksaydı da ağzımdan kaçırmasaydım. Yanlışlıkla ağzımdan kaçırdım.'

 

'Ya delireceğim! Allah'ım bir de ağzımdan kaçırdım diyor, senin şu an bize ne kadar zarar verdiğini biliyor musun?'

 

'Ya Pars ne yapayım şimdi? Olan oldu artık.'

 

 

'Tamam bir şey demeyeceğim sana, ama bundan sonra kimseye bir şey söylemeyeceksin. Bir de diğerleri ile ben konuşacağım. İyi bir ayar çekeceğim. Senin ve diğerler salaklar yüzünden, bir kadından özür diledim. Üstüne aşağılandım. O yüzden bu aralar gözüme gözükme.'

 

'Ne Pars Kandemir, bir kadından özür diledin; üstüne de aşağılandın. Lan ben bu kadını gittikçe çok merak ediyorum yeminle sana bile bunu yaptıy-'

 

 

'Onu bunu bırak da Karan, bu kadından burnuma kötü kokular geliyor.'

 

"Lanet olsun! Abla bizden şüpheleniyorlar. Ne yapacağız?"

 

 

"Bende bilmiyorum Saye." deyip sustum. Bu adamı başta hafife almıştım. Ama hafife alınacak adam değilmiş, daha dikkatli olmalıydım. Aklımda iki çözüm vardı.

 

"Saye iki seçeneğimiz var. Ya Parsla Karan'ı öldüreceğiz ya da kaçıracağız." dediğimde "Oha abla sen delirdin mi? İki ucu boklu değnek, ben asla iki masum insanı öldüremem. Kaçırmaya gelirsek de iki kız olarak koskoca adamları nasıl kaçıracağız?"

 

"Saye tabi ki adamları

biz kaçırmayacağız. Onlar kendi ayaklarıyla gelecek."

 

Oy ve yorum yapmayı unutmayın elmaslarrr 💎

 

 

 

Instagram hesabım: xidilw0

 

Loading...
0%