Yeni Üyelik
7.
Bölüm

6.Bölüm Bilinmeyen numara

@idil466

6.Bölüm Bilinmeyen numara

 

"Bu evde istediğiniz gibi gezebilirsiz odalarınızıda birazdan

Saye size gösterir bence kıymetimi bilin sizi kocaman bir villaya hapis ettim." Dediğimde

 

Pars'ta. "Aman ne güzel."diye gevelemişti.

 

Ortamı yumuşatmak için aklıma gelen şeyi uygulamaya karar verdim."Karan sana bişey soracağım."

 

Tek kaşını havaya kaldırıp."Sor Larissa."

 

"Yemek yapmayı biliyormusun?"

 

"Evet az çok biliyorum" dediğinde

 

"Çok iyi o zaman Saye Karan'ı al ve mutfağa gidip yemek yapın." Saye Karan ile bir iş yapacağı için mutlu olarak. "Tabiki." Demişti. Karanda itiraz etmeden Saye'nin peşinden gitti.

 

Bende odama çıkmayı düşünüyorken Pars soru sorması ile durmuştum.

 

Sorgular biçimde. "Nereye gidiyorsun?"

 

"Odama."

 

Emir vererek."Buraya gel konuşacaklarımız var."

 

"Gel sana odanı göstereyim sonra balkonda konuşuruz."

 

"Tamam." Diyip ayağa kalkıp benimle beraber yüremeye başladı.

 

Pars'a seçtiğim odanın önüne gelip kapıyı açtım. "Burası odan." odaya bakmadan baş sallamakla yetindi. Odanın kapısını kapatıp kendi odama yürüdüm. Pars'ta arkamdan geliyordu. Odamın kapısını açıp içeri girdim. Ve Pars'ın gelmesini bekledim.

 

O ise kapının önünde bekliyordu. "Ne bekliyorsun gelsene hadi."

 

Pars çapkınca sırıtıp "Planın beni ilk günden odana atmak'mı?"dediği şey karşısında kahkaha attım. "Ah siz erkekler hepiniz aynısınız." diyip odamın balkon kapısını açıp balkona girdim.

 

 

Balkonumuz

 

Hava biraz kararmıştı. Dışarısı o kadar güzel kokuyorduki bütün vücudum rahatlamıştı. Bugün sabah enerjik olmama rağmen halsizlik vardı üstümde. Pars'ın nefesini boynumda hisetmemle arkamı döndüm. "Neyin peşindesin sen? para'nın peşinde değilsin zaten zenginsin Mafyalaramı bulaştın?" keşke böyle bir derdim olsaydı Pars.

 

"Pars keşke mafyalara bulaşsaydım. Keşke şımarık bir kız olup tüm paramı harcasam ama maalesef değil beni hiç tanımıyorsun." kendimi kötü hissettiğim için konuşmak istemedim.

 

"Daha fazla konuşmak istemiyorum." diyerek balkondan çıkacakken Pars sert bir şekilde bileğimden çekti o sırada gözüm karardığı için düşecekken Pars beni kollarımdan tutmuştu.

 

Kafamı tutup ovaladım. "Sen iyi değilsin." Beni kucaklayıp balkondan çıkıp odaya getirdi ve beni yatağa yatırdı. Çizmelerimi çıkaracakken izin vermeyip ben çıkardım.

 

Yatağa tekrar yattıp."Seni bu eve hapseden birine karşı çok düçüncelisin." Bana neden kötü davranmıyorduki? Kim olsa kötü davranırdı. Ben bunu hak ediyordum. Başımı yana çevrilip cenin pozisyonunu aldım. Elbisem biraz yukarıya çıkmıştı ama umrumda değildi. "Beni yalnız bırakırmısın." Masum bir sesle "Tamam" diyip çıkmıştı.

 

Hayat niye böyleydiki gerçekten yaşamaya dahi bir umudum kalmamıştı. Bazen canıma kıyıp gittmek istiyordum. Artık boğuluyordum.

 

14 yaşlarındayken canıma kıymıştım. ama başarısız olmuştum kalbim'in altını bıçaklamıştım.

 

Birisi beni bulup hastaneye yetiştirmişti.

 

O günden beridir kendi canıma kıymıyordum. Çünkü o genç çocuğun sözleri aklımdan silinmiyordu.

 

"Ne acı çekersen çek ama canına kıyma kıyarsan senin en büyük güçsüzlüğün bu olur ayağa kalkıp savaş bütün acılarınla savaş. Ayağına kıymık'mı batıyor batsın pes etme anca bu şekilde hayatta kalabilirsin" demişti bu sözleri çok anlamlıydı benim için gerçekten.

 

O olmasaydı belki şuan hayatta olamayacaktım intikamımın peşinde oalmayacaktım.

 

Bu düşünceleri kafamdan atıp Pars'ın az önce yaptığı şeyi düşündüm. O kadar merhametli bir insandıki onu iş hayatını bitiren ve onu bu eve haps eden birine yardım etmişti. Ben kötü bir insanmıydım?

 

Canım çok sıkkındı aynı şekilde yorgun ve halsiz hisediyordum. Uyusam uyuyamıyordum. Sanırım yemek yemediğimden halsiz kalmıştım sabah'ki kahve ile kalıyordum halla.

 

Telefonum üst üste bildirim sesi gelince ayağa kalkıp komidinedeki telefonumu alıp gelen bildirimlere baktım. Bilinmeyen numaradan mesaj gelmişti kaşlarımı çattım bu kimdiki mesaja tıklayıp okumaya başladım.

 

Bilinmeyen numara:Sencede hayat çok ilginç değilmi? Yıllar sonra yine karşı karşıyayız.

 

Bilinmeyen numara:Kardeşinle iyi vakit geçir kim bilir belki bugün kardeşinin bu hayatta son günüdür yada yarın onu bilemeyiz.

 

Bilinmeyen numara:Bak bugün beni çok güldürdün nedenmi hacker olup beni bulmaya çalışmışsın. Unutma ben bir gölgeyim gölgeyi bulmak kolay değildir.

 

Okuduklarımla o kadar sarsıldımki mesajları defalarca okudum. Bu oydu. Anne babamın katiliydi. Nasıl olur bu aklım almıyordu tüm vücudum titriyordu. O kadar titriyorduki telefon elimden düşmüştü bu nasıl olurdu bana yıllar sonra kardeşimi öldürceği için mesaj atıyordu. Bu nasıl bir canilikti? aklım almıyordu. Ruhum acıyordu. Kalbim acıyordu. Bana tekrar aynı acıyı yaşatmak istiyordu. Ayaklarım beni taşıyamıyordu artık Dizlerimin üzerine düşmüştüm ne yapacaktım ben nasıl kardeşimi koruyacaktım. Onu koruyabilirmiydim? Nasıl koruyacaktımki? hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Allah'ım bana yardım et ne yapacağım nefes alamıyordum ellerimi elbiseme götürüp yakasını çekiştirdim. Tırnaklarımı boğazıma batırdım. Nefes alabilecekmişim gibi göğsümde sıkışıyordu. Ölecekmişim gibi hissettim. Çırpınıyordum. Saye'yi çağırmak istiyordum ama nefes alamadığım için ağzımı bile açamıyordum.

 

Bilincim kapamıştı.

 

Saye'nin anlatımıyla:

 

Yemekleri karan'la berabar hazırlamıştık

Karan çok çapkın bir adamdı. Gerçi bende çapkındım orası ayrıydı yemekleri masaya koyduktan sonra karan'a dönüp

 

"Karan ben ablamı çağırıp geleceğim"

 

"Tamam sen çağır bekliyorum seni." Karan konuşmasını bitirince mutfaktan çıkmıştım.

 

Salonda Pars oturuyordu derin düşüncelere dalmıştı o Karan gibi değildi Karan hemen kabullenmişti bu evde kalmayı ama Pars istemiyordu.

 

Sanırım Karan benimle takılmayı sevdiği için kafasında gitmek gibi bir düşünce yoktu.

 

Merdivenlerden çıkıp ablamın odasının kapısını açtığımda gördüğüm manzara karşısında.

 

"ABLA." diye bağırdım. "Abla noldu sana kalksana."

 

"Noluyor burda."diyen Pars'a çevirdim kafamı gelip ablamı yerden kaldırıp yatağa yatırdı. "Ne bekliyorsun ambulansı arasana."

Parmaklarımı ablamın boynuna götürüp nabzını kontrol ettim. Çok hızlı atıyordu terlemişti biraz'da titriyordu.

 

"Ambulansa gerek yok panik atak geçirmiş." Gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı bile.

 

"Ama normalde bir şeyin tetiklemesi lazım kötü bir haber yada durum olduğunda panik atak krizi geçirebiliyor ama uzun zamandır panik atak geçirmiyor kendini kontrol edebiliyordu ben ablamı tanıyorum kötü bir şey oldu."

 

Gerçekten bıkmıştım. Artık ablamın mutlu olmasını istiyordum.

 

"Sakin ol biraz." karan'a dönüp yüksek bir sesle.

 

"Nasıl sakın olayım ya."diyip kafamı Pars'a çevirdim. "Siz onun ne çektiğini biliyormusunuz? O kadar acıya rağmen halla ayakta o çok güçlü bir kadın." diyip kafamı ablama çevirip ablamın elini tutum.

 

"Ablam'ın ne çektiğini kimse tahmin bile edemez ben bile banada zar zor söyledi 6 yaşlarındayken-" bunları söylemek bana bile zor geliyordu ablam nasıl katlanmıştı.

 

"Bir kaç kişi gelip anne ve babamızı Larissa'nın gözü önünde öldürüldü" diyince ikiside sarsıldı duyduklarına inanamıyorlardı. "Buda yetmezmiş gibi 3 gün boyunca anne ve babamızın cesediyle beraber kaldı." diyince suratları bembeyaz olmuştu.

 

"Bir kız çocuğunun oyun oynaması gereken yaşta benim ablam bunları yaşadı." Hıçkırdım.

 

"Peki sen nerdeydin" diye sordu Pars "Ben annemi ve babamı bile görmedim yetimanede kalıyordum o zamanlar zaten sonradan Larissa'nın ablam olduğunu öğrendim anne ve babamı göremeden öldürdüler." Eğilip ablamın elini öptüm.

 

"Ablam şuanda o katilinin peşinde çok üstün bir düzeyde hacker ama bulamıyor çünkü katil bir kişi değil bir hacker çetesi sanırım banada pek bir şey anlatmıyor sizden tek istediğim şey yanımızda kalın ablama bir şey olmasından korkuyorum. Larissa'nın gözü hiç bir şey görmüyor bir şey istiyorsa kesin yapar ve katil'i bulmayı kafasına koydu. Ne kadar çabalasamda vaz geçiremedim."

 

"Polis diye bir şey var polise gitmedinizmi?" Pars'a dönüp "Polise gittik 6 yaşındaki bir çocuğa inanmadılar intihar süsü verip kapattılar olayı."

 

Karan "Yaşadığı şeyler çok kötü."

 

"Pars ne dersen de umrumda değil ben kızların yanında kalacağım ve elimden geldiğince yardım edeceğim baksana Polise gitmişler bir halta yaramamış."

 

Pars konuşacakken. "Bir dakika telefonun yerde ne işi var?" Ayağa kalkıp yerden telefonu aldım. Ve şifreyi açarak girdim.

 

Görd

üğüm mesajlar karşısında sertçe yutkundum.

 

 

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın elmaslarım 💎

 

Instagram hesabım xidilw0

 

Loading...
0%