Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Şaka Mısın? -1-

@idlxlluviaxx


"Lan selin adam akıllı yaz şunu!"

"Dur bir eylül yazıyorum işte."

"Bacım sen ne yazıyorsun? Göktürk yazıtlarını baştan mı oluşturuyorsun?"

"Beğenmiyorsan sen yazsana süslü Pakize."

"Ver Ula ver ben yazacam, kız ne anlasın bu çelimsizin Göktürk yazıtlarından."

Şuan ne mi yapıyorduk. Selin ile ona bulaşan kıza küçük ama bakın küçük, miniminnacık bir şaka yapıyorduk. Boş bir kağıda onun hakkında bir şeyler yazıp sanki biri onu gözetliyormuş gibi göstericektik.

Evet bu davranışımız doğru değil ama kendisi bize ve bizim gibi insanlara böyle şakalar çok yaptığı için artık sınıfça bıkmıştık. Kızda okulun müdürünün kızı olunca kimse bir şey diyemiyordu. Tabi biz hariç, biz selinle artık buna katlanamadığımız için her ne olursa olsun - sonunda dövülmek pahasına- ona bunu yapıcaktık.

"Bacım al yazdım koyma işi sende biliyon, hade koçum yaparsın!" Selinin katlayıp verdiği küçük notu elime alıp saklayarak kütüphaneden çıktım. Koridoru geçip hızla sınıfa girdim sınıftaki bütün denyoların ve süslü kokonelerin dışarıda olması benim şansıma denk geldi. Hızla kızın sırasına gidip çantanın dibine notu attıp sırama geçtim. Benim sırama geçmem ile sınıfın içine o kız ile 11.sınıflardan olan tekin'in höpüşerek girmesi bir oldu.

"Oha ama! Çıkın lan sınıftan ben sizin birbirinizi yemenizi izlemek zorunda değilim!"

Bizim manyak benim bağırtımla çocuğu öpmeyi bırakmıştı ama kolları hala tekin'in boynuna sarılıydı.

"Sanane kızım! İzlemek istemiyorsan sen defol git sınıftan. Babamın malı değilmi ister burada ister bahçede ister öğretmenler odasında yaparım. Sanane!"

Bu kız yeminle salak ya! Ağzımı bozdurdu bu güzel günümde birde. Biri devlet okullarının devlete ait olduğunu şu paçoz kılıklıya söyleyebilir mi?

"A be mal. Devlet okulları devlete ait babana değil! Özel okul olsa neyse diyeceğim."

Bunu dememle kız gözlerini doldurup dudaklarını büzdürdü. Ay birde ağla istersen küçük Emrah!

"Bir kere babam ben istesem onuda yapar ki! Ama senin ki seni sevmiyor bile."

Cidden konu nasıl ışık hızında buraya geliyor ya! Ana avrat sevecem şimdi ama yok yapamıyorum.

"Cidden bu beyinle nasıl 12. Sınıfa geldin anlamıyorum. Yaş 19 ama beyin yaşı 2 bune anasını satayım!"

"Hiğğ küfür etti!"

Parmaklarımla burun kemerimi sıkıştırdım ve sabır diledim.

Sabır, sabır, ya sabırr.

"Bak bacım bu küfür değil tamam mı? Bu argo bir kelime. Hem hakkedene sövmemek benim ayıbım olurdu!"

Kız farklı bir canlıya dönüş gibi yüzünü ekşitti sonrada hızla tekinin boynuna sarılıp ağlamaya başladı. Tekin de bende bu hareketiyle şoka girsek de ben artık bu atmosfere dayanamayacağım için hızla çantamı toplayıp sırtıma alıp kendimi okuldan dışarı attım.

"Ohh be dünya varmış yarabbim! Sana şükürler olsun!"

Biraz yürüyüp her zaman geldiğim kütüphaneye gidip terasa çıktım. Canım sıkılınca kafa dinlemek istediğimde buraya gelir test çözer kitap okurdum, eğlenceli ve verimli geçerdi.

Çantamdaki test kitabını çıkarıp kaldığım yerden testimi çözmeye devam ederken telefonum çalmaya başladı. Telefonu çantamdan çıkarıp baktığımda baba olup baba olmayan bir herifin aradığını görüp bıkkınlıkla açtım.

"Efendim baba?"

"Sen yine neredesin Allahın cezası!"

"Kütüphanede ders çalışıyorum baba ne oldu?"

Herkeze ahkam kesen kızın babasına karşı korkuyla çekinmesi adalet miydi bu şuncacık dünyada?

"Çabuk atacağım hastaneye gel yiğiti hastaneye kaldırdılar." diyip telefonu yüzüme kapattı.

Ne? Yiğit? Yiğtim? Hayır o olamaz. Dimi?

Eşyalarımı toplayıp kütüphaneden çıkışımı ve bir aceleyle hastaneye gitmemi unutamıyorum bile.

En son hatırladığım göz yaşlarımın sessizce akarken telefonuma gelen hastanenin konumuydu.

Hızla hastanenin danışmasını boş verip 3. Kata çıktım. Manyak adam zaten bana nerede olduğunu konumu yetmemiş gibi birde kaçıncı katta olduğunu yazmış.

3. Katta çıkıp Mehmet *** doktorun odasına gelmemi söylemişti. Hızla koridordaki odaların üstlerine bakarken deli gibi gözüktüğüme eminim ama yiğit benim canım, ciğerim. Onun canı yanarken benim sakin durmam hiç doğal karşılanmazdı ve bana göre asıl delilik de o olurdu.

Doğru odayı bulduğum gibi kapıyı çalmadan odaya pat diye daldım.

Evet pat diye çünkü kapı çok adi olduğu için benim açışıma dayanamayıp duvara değdiği gibi çıktı.

Odada ki herkes bana şaşkınca bakarken ben ise hızla murat abime sarıldım.

Abimin kokusu burnuma gelince bu sefer daha çok ağlamaya başladım. Şuan etraftakilerin ne düşündüğü umurumda bile değil şuan tek umursadığım yiğitimdi.

"Abi! Yiğit."

"Yiğit iyi mi?"

Göğüsüne gömdüğüm kafamı baş örtümün üzerinden öpüp oda bana sıkıca sarıldı.

"Bebeğim ne oluyor? Yiğit iyi hatta abim onu almaya gitti şimdi gelirler."

Abimin dediği ile kafamı göğsünden çektim ama hala birbirimize sıkıca sarılıyorduk.

Burnumu çektim ve kaşlarımı çattım.

"Nasıl ya? Bu heri- uff işte babam bana çabuk hastaneye gel yiğit hastaneye kaldırıldı dedi."

Lafımla beraber abiminde kaşları hızla çatıldı ve bana sarılıyken kafasını o herife çevirdi.

"Baba! Sen ne yaptığını sanıyorsun. Niye kızı korkutuyorsun!"

Ben sinirden kafamı yine abimin göğüsüne gömdüğüm için hiç birini göremiyordum ama çok geçmeden babamın annemin ve bir tiz kız gülme sesi kulağıma ilişti.

Tövbestağfirullah kulağım gitti anam babam bu ne?

Abim bana dönüp baş örtümden başımı öpüp kokumu içine çekti. Sonra parmaklarıyla çenemden tutup kafamı kendisine bakmamı sağlayacak şekilde kaldırınca ona dolu gözlerle baktım.

Oda bana bakıp güldü işaret parmağıyla burnuma dokunup tebessüm ederek iç çekti.

"Ama sen böyle sinirliyken ve ağlarken bile güzel olacaksan. Böyle çatamadığın kaşlarınla, çipil çipil maviş gözlerle, kızarmış minnak bir burunla ve pembeleşmiş yanaklarla etrafa bakıcaksan ben seni kimseyle paylaşamam ki." Diyerek burnumun ucuna öpücük kondurdu.

Bu kadar iltifat insanın götünü kaldırır lütfen abi.

"Sıkıyorsa paylaşma eşşek sıpası!"

Kapı tarafından gelen ses ile hızla o tarafa döndüm. Az önce düşürmüş olduğum kapının arkasında kunt abim ile yiğit duruyordu.

"Bu kapı bizim bücürün işi olamaz dimi murat?" Kunt abimin dediği ile abim gülerek bana baktı.

"Ta kendisinin işi abi."

"Uğraşmayın benim ablamla ya! Benim ablam tam bir süper women!" kunt abimin kapıyı kenara alır almaz yiğit koşarak bana sarılmasıyla bende sıkıca ona sarılıp saçlarını öpüp oynamaya başladım.

"Ablam kim ne yaptı da döktün sen bu boncuk yaşlarını he söyle bakem."

Onun bu tavırlarına gülümseyip göz yaşlarımı sildim.

"Hiç kimse canımın içi, sence senin bu süper women ablanı hangi eşşeğol eşşek ağlatabilir ki?"

Eşşeğol eşşek derken birilerine gönderme yapmıştım ki murat abimin kahkahası odayı doldurdu.

"Kız cimcime galiba beni özlemedin. Bu ne böyle ilk murat sonra yiğit napıyım eve mi kapatayım bunları senle sarılmak için." kunt abimin kıskanç sesiyle gülerek yiğitten ayrıldım. Ve küçük çocuk gibi kollarımı ona doladım.

"Aşk abim benim senin yerin çok ayrı biliyorsun demi?"

"Biliyor muyum?"

"Bilmiyor musun?"

"Bilsem mi?"

"bil bil."

"Yok ya, bilmiyim."

"Hele bir bilme akşam nasıl kafanı şişiriyorum seni çakma limon!"

Abim benim kızmam ile anlımı öpüp kafamı göğsüne yasladı bende yadırgamadan kollarımı sıkıca beline sardım.

"Tamam yeter ayrılın, bu kadar boş laf yeter."

O herifin sesini duyunca zorunlu olarak ayrıldık. Odaya girdiğimden beri tek odağım abilerim ve kardeşim olunca diğerlerine hiç dikkat etmemiştim.

Karşımda 45 yaşlarında bir çift duruyordu. Adama göz ucuyla baktığımda bana ne kadar benzediğini fark ettim.

Enayi sen ona benziyorsun, hani o senden büyük ya.

Off, aman taktığın şeye bak Neriman!

Kadına baktığımda onunda bana baktığını gördüm. Bana dolu ve şaşkın gözlerle bakıyordu ve aynı zamanda da eşinin elini sıkıca tutuyordu oda benim gibi tesettürlüydü. Ona küçük bir tebessüm ettim sonra yan tarafına baktım.

İnsanları kılık kıyafetine makyajıyla yargılamayı sevmem ama yalan söylemiyeceğim ki kız resmen boyayı yüzüne badana yapmış!

Kıyafetleri crop ve mini bir etekti lakin benimde bazı tanıdıklarım bu tarzda giyindiği için ve kendi kararı olduğu için karışamazdım ama yüzüne yaptığı insanın baktıkça midesini bulandıran bir makyaj vardı.

İşin en kötü yanı bu pis küçük bulanık abimleri çapkınca süzüyordu!

Ama ben şimdi bunu yolarım!

"Sen kime bakıyorsun affedersin ama?"

Sert çıkan sesimle kunt abim murat abimle konuşmayı kesip beni belimden tutarak ortalarına çekti.

Bu onun kendi çapında sakin ol demekti.

"Abilerime bakıyorum sorun mu var?"

Başımdan aşağı doğru bir sıcaklık beni basınca tutunma ihtiyacıyla abimin koluna tutundum.

"Ne baba bu kız ne diyor!"

"Ne haltlar karıştırıyorsun yine baba!"

"Abla!"

Abimlerin itirazlarını yiğitin bana seslenmesiyle kendime geldim.

"Ne? Siz ciddimisiniz? Şaka mı bu?"

Şaşkınlığı bir kenara bırakıp sinirle o herifin karşısına dikildim.

"Yine sınavlarımda düşük alayım başaramayayım diye uğraşıyorsun dimi? Yoksa bunun başka bir açıklaması olmaz."

Sonra açık daha doğrusu sökülmüş kapıdan bir doktor ve iki hemşire girdi.

"Merhabalar ben Mehmet ****, bugün 17 yıl önce bir hemşiremiz yüzünden başınıza gelen bu talihsiz olayı açıklığa getirmek için burada bulunmaktayız. Şimdi lafı çok uzatmadan ilk önce babalardan sonrada kızlardan birer örnek alalım."

"Abi ne oluyor şuan ben kavrayamadım?"

Murat abim dolu gözlerle kollarına alıp sarılınca bende sıkıca ona sarıldım.

Beynim durmuş gibiydi hiçbir şey hissetmiyordum.

O herif ve az önce göz uçuyla baktığım adamdan oturdukları yerden kan alındı. Onların ki bittikten sonra sıra bize gelince ben özel olarak perdenin arkasında vermek istedim.

Çünkü bu odada bana haram olan bir adam vardı.

Hemşire beni hoş karşılayıp benim kanımı orada aldı diğer taraftan ise bir kaç parça sesler geldi.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen! Benim bu aile için bırak 2tüpü 1 damla akıtacak kanım yok."

Kızın dedikleri kaşlarımı çatmama neden olurken perdenin arkasından çıktım. Kız karşısındaki hemşireye zorluk çıkarıyordu.

"Bakın hanımefendi bunu yapmak zorundayım lütfen işi zorlaştırmayın."

"Bak burada hiç birimiz Allahtan başka kimseye kanımızı feda edemeyiz ama şuan şu durumda gerçekler için Allah'ın sana verdiği o kandan vermek zorundasın." Sert ve kararlı sesimle kız hafifçe kıkırdadı.

(Burada da ne garip bir şey yazmışım len 4. Kez okuyuşum bir şey anladım mı veya ana fikrini çıkarabildim mi hayır.)

Lan bu kız cırlamaktan farklı başka şekilde de gülebiliyormuş!

Tek değişmeyen yine alaylı gülmesi.

Hay senin alayına!

Kız hemşireyi omzuyla ittirerek benim üzerime yürürken kaşlarımı kaldırdım.

" Sen hayırdır? Çok bilyon sen! Hasbam. Bana bulaşma alırım ayağımın altına." dedikleriyle havalanan kaşlarım inmiş yerine bütün odayı dolduran gülme sesimiz doldurmuştu.

Asla bu konuda övünmeyi sevmem ama biri bana bu konuda kendini övüp beni gömünce de benim keçiler bir anda kaybolu veriyorlar.

Ve abimgilde bilirki 6yaşımdan beri dövüş öğreniyordum. Bir süre sonra bu hobi haline gelip kendimi geliştirince tekvando karate gibi yerlere başvurmuştum onlarıda bir yere kadar sürdürmüş sonradan bırakmıştım.

Tabi sadece tekvando ve karateyi bıraktım. Abimle arada hala dövüş yapıyordum.

"Ne o çok iddialısın bakıyorum da."

Gülmeyi kesip sadece tebessüm ettim.

"Belki. Kim bilir?" diyerek onu omuzlarından tutarak geriye ilerletip koltuğa oturttum. Hemşire kadına dönüp kızı göstererek gülümsedim.

"Buyrun sizindir istediğiniz gibi kesip, delip, biçebilirsiniz." diyerek abimin kolunun altına geçtim. O da benim tavırlarım hoşuna gittiği için gülümseyerek belimden tutup kendine çekip kafasını kafamın üstüne yaslayıp kollarını belime sarıp başımdan öptü.

Kız şaşkınlıkla bana bakarken hemşire bana minnettar bir bakış atarak hızla kızdan kan alıp diğerleriyle çıkıp gitti. Odada kaldık mı baş başa.

Oda da çıt çıkmazken bir anda odayı benim telefonumdaki ezan programının bildirim sesi geldi.

"İkindi vakti mi güzelim?" kollarının arasında olduğum kunt abim naif sesiyle ona doğru dönüp kafamı salladım.

"Hadi namaza gidelim o zaman." dedi ve sarılmayı kesip belimden tutarak beni yönlendirdi.

"İyi hadi gidelim bakalım. Yiğidim gel bakalım sen yamacıma." diyerek yiğit'i kollarımın altına aldım. Oda kollarını bana sararak kafasını boynumun oraya koydu. Kapıdan çıkarken bana söyleniyordu.

"Ya abla insanların ablası kendisinden kısa sen niye benden uzunsun!?" uzun olmak benim suçum muydu?

Evet

Sen sus be paçoz manyak

Bir git be

1.68 olmak benim suçum olabilirdi çünkü küçükken çok kısa olmama rağmen orta okul dönemimde basketbola sardığım için boyum az çok uzamıştı.

Hep berber çıkıp hastanenin en yakınındaki camiye gittik. Biz gidene kadar ezan okunalı 1saat geçtiği için cami de tektük insan vardı. Ben hızla kadınlar tarafına geçerken abimler de erkekler tarafına gidip namazlarımızı kılmıştık.

Ben bir sonda ki duamı uzattığım için benim namazım biraz uzamıştı. Hızla kalkıp dışarıya çıkıp caminin bahçesine göz gezdirdiğimde erkekler çıkışında bir adamla konuştuklarını gördüm.

Daha doğrusu sadece kunt abim ve murat abim ile konuşuyorlardı çünkü yiğit kuşum cansıkıntısı ile beni arıyordu.

Tabi bu kutlu arayış benim ona doğru yürümem ile kesilmişti.

"Ablağğğağağağa." diyerek bana koşup üzerime atladı. Onu tutacam diye eteğime takılıp yere düştüm, benle beraber yiğitte düştü.

Ona pis pis bakarak kafasına çaktım.

"ya abla napıyorsun ya?!"

"Asıl sen napıyo sun la manyak herif, kuyruğuna basılmış kedi gibi. Tövbe tövbe." birbirimize bakıp dururken bir anda gülmeye başladık.

"Havalar orada çok güzel galibam?" Murat abimin sesiyle o tarafa döndük.

"He valla sularda çok gözel. Çipil Çipil gelcen mi?" yerde oturarak çocuk gibi ayaklarımı salladım kunt abim benim bu halime gülüp gelip yiğit ile beni kaldırdı. Hızla üstümü düzeltip silkelerken

"Bu da bizim cimcime." Murat abimin sesiyle kafamı kaldırdım. Karşımızdaki adama beni tanıtoyordu.

Tanıtma biçimine bak anasını satayım!

"Cimcime diyene bak eşşek arısı!" Murat abim iddialı gülünce ben hızla gülerek koşmaya başladım.

"Gel kız buraya!"

"Sıkıyorsa yakala koçum!"

"EYLÜL"

"ANAM BABAM! ABEĞĞ İMDAĞAĞAĞT KUNT ABİMM CANIM BENİM. KURTAR BENİĞİİİ." Göt korkusuyla kunt abimin arkasına sklanınca yiğit ve kunt abim bize kahkaha atarken adamse tebessümle bize bakıyordu.

Murat abim geldiği gibi beni omzuna atmasıyla ağzımdan küçük bir çığlık çıktı.

"Yiğit."

"efendim abla?" Ula yiğit yıllardır koynumda büyüttüm kardeş zannettik kalleş çıktın be!

"Yavrum sen niye terssin? Lan abi sen beni nasıl bir biçimde beni kaldırdın la."

Adam ile yiğit gülmekten yere yapışamsıyla onlara güldüm.

"Çocuklar hadi sonuçlar çıkmış."


Haydi buyurun cenaze namazına!

__________________


Loading...
0%