@iesmaozer
|
Sabah uyandığımdan beri hazırlanmaya çalışıyordum. Kendimin en güzel hali olmaya çalışıyordum çünkü bu iş benim için önemliydi. Tek tutunacağım dal buydu. Belki bu parayla Üniversiteye adım adım gidecektim. Belki bu iş bana çok ama çok mutluluk getirecekti. Konumu gör. Evden çıkmadan önce kadının attığı konuma baktım. Konum, çok uzakta değildi. Lüks bir restoran seçmişlerdi. Anlaşılan işe alacak kişiye değer veriyorlardı. Yoksa kim bir çalışan için lüks bir restoran seçerdi ki? Şahsen ben seçmem. Ah, doğru ya zaten senin seçecek paran yok! Senin bir ailen yok! Senin bir vasfın yok! Sus artık, sus! İçimdeki bu seslerden çok rahatsız oluyorum lakin hiçbir şey yapamıyordum. Yolda gözyaşlarımı akıtıp rimelimin etrafa buluşmasını istemiyordum. O yüzden güzel şeyler düşünmem lazımdı. Güzel şeyler içinde enerjisi yüksek müzikler dinlemek lazımdı. Müzik uygulama girdim ve rastgele bir müzik açtım. Müzik dinlerken ya moralim bozulur, ya mutlu olurum, ya da sakinleşirdim. Şuan ise mutlu olma zamanıydı. Kendimi kulaklıktan gelen müziğin ritmine kaptırıp şarkıyı içimden söylemeye başladım. Hadi sen de söyle Aşka gel de böyle deli delice Ateşin içinde yanmıyorsa sevda neyime? Gerisi bahane ben divane Öpse beni delice Ateşin içinde yanmıyorsa sevda neyime? Aşkın delice Kimseye itiraf etmesem de delicesine aşıkların dinlediği şarkıları dinlemeye bayılıyordum. Galiba ben kendime aşık bir insan olabilirdim. Çünkü asla aşık olamazdım. O yaşananlardan sonra bir erkeğe bırak sarılmayı yanında bile dururken hep tedirgin oluyordum. Keşke biraz şanslı biri olsaydım. Unutma Bengü, keşkeler bazen iyikilere dönüşür. İç sesim çok haklıydı. Kendimle dertleşirken kafeye geldiğimi fark ettim. Saçımı başımı düzelttikten sonra heyecanla restorandan içeri girdim.
|
0% |