Yeni Üyelik
2.
Bölüm

DOMİNO

@ilgaaa

"Neredesin?"

"On dakikaya oradayım."

"Ben temiz demeden gelme. Kendini riske atma. Duydun mu beni? Lilya?"

Cevap vermeden kulaklığıma basarak görüşmeyi sonlandırmıştım. Kanım kaynıyor, direksiyonu kavrayan avuçlarım kaşınıyordu. Ağzım kulaklarımda, keyfime ise diyecek yoktu. Bu gece beni hiçbir kuvvet pislerden uzak tutamazdı.

Cengiz, art arda aramaya devam ediyordu. "Cengiz, keyfimin içine sıçtın kardeşim."

"Lilya burada kıyım var. Sakın gelme. Göz açtırmıyorlar."

"Bizimkiler orada mı?"

"Sen beni duymuyor musun? Bu gece iptal! Birazdan Muzo açıklama yapacak."

"Cengiz! Bizimkiler orada mı, diye sordum."

"Buradalar Allah'ın cezası. Erketeye yatmış bekliyorlar."

"Söyle çocuklara hazır olsunlar. İşaretimle başlayacağız."

"Güzelim sen beni neden anlamıyorsun? Yunuslar burada. Üç tane de ekip otosu var."

"Şimşek!"

"Tamam, pes ediyorum. Kaç dakikan kaldı?"

"Muzo'ya söyle, beş dakika sonra yarışı başlatıyorum!" Cengiz sonunda pes etmiş ekip içi telsizden anons geçmişti. "Hazırlanın beyler! Domino'nun işaretiyle başlıyoruz."

Alana girmeden sigaramı yakmak için durmuştum. Önümdeki toprak yolun sonundaki polislerin mavi-kırmızı ışıklarına ve polislere rağmen bir umut heyecanla yarışı bekleyen kalabalığa bakıyordum. Sigaramdan son bir duman çekip yere atmıştım. Telsizden gelen, "Domino nerede kaldı?" sorularına yanıt vermemin zamanı gelmişti.

Maskemi geçirmiştim. İşte şimdi yarışa hazırdım. Arabamın egzozunu açan düğmeye bastığımda ara gazımla birlikte gök gürültüsünü andıran bir ses çıkmıştı. Ahhh, bu sese aşıktım!

Önümdeki kalabalık hep bir ağızdan "Maske!" diye ekibimizin ismiyle tezahürat yaparken ben ikinci ara gazı da kulakları yırtarcasına bir gürültü ile vermiştim. İşte bu ekibin beklediği işaretti. Sağımdan, solumdan ve arkamdan ara sokaklardan çıkarak yanımda duran dostlarımın egzoz sesleri eşlik ediyordu şimdi bana. Hepsi maskelerini çoktan takmıştı. Benden gelecek son bir işaret fişeğini bekliyorlardı. Ben de onları daha fazla bekletmeden son kez ara gazı verip arabamın fişek gibi öne atılmasına müsaade etmiştim. Polisler, olduğu yerde kalakalmış, onlar daha ne yaptığımızı anlayamadan kalabalığı yararak piste girmiştik.

Son üç aydır yeni atanan Motosikletli Polis Timleri bölge amiri yüzünden gerçekten de pislerde göz açtırılmıyordu. Ve biz ne pahasına olursa olsun maskelerimizin arkasına saklanmak zorundaydık. Bu gece dananın kuyruğu kopacaktı. Her gün lastikleri pert eden biz, adam göreve geldiğinden beri pist yüzü görmez olmuştuk. Bu gece asıl kıyımı biz yapacaktık!

Pist diye adlandırdığımız bu bir tarafı uçurum olan toprak yol, bilmeyenler için gerçekten de çok tehlikeliydi. Fakat biz bu yollarda büyümüştük. Güzergahımız dağın zirvesinden başlıyor, dağ boyunca ilerleyerek şehir içine kadar devam ediyordu. Bu gece son beş yılın en kalabalık günüydü. Uzun zamandır yarış yapılmadığı için insanlar toza toprağa, yanık lastik kokusuna ve aksiyona açtı.

Yarışları, kafadan çatlak, bir o kadar da tehlikeli, mafyatik Muzo adında bir adam düzenliyordu. Kendisinden nefret ettiğimin de altını çizmek isterim tabii... Her yarışta bahisler açılıyor, yarışı alan büyük bir para kazanıyordu. Bugün bahis çok büyüktü. Mutlaka kazanmalıydık.

Ben Domino! Pistlerin asi çocuğu! Uslanmaz, arlanmaz drift kralı... Birçok sıfatım vardı. Fakat bunlardan hiçbiri bir "KADIN" olduğumla alakalı değildi. Bundan beş sene önce pistlere ilk adım attığımda bir kadın olduğum için ciddiye alınmamış, hatta şerefsiz Muzo tarafından yarışmama dahi müsaade edilmemişti.

Yollar benim hayatımdı, arabalar sevgilimdi, egzoz sesi ise orgazm olmama sebep olan tek şeydi. Beni uzak tutamazlardı. Günlerce kaçak göçek yarışlara katılabilmek için bir çözüm ararken Cengiz'in şu an yüzümde duran maskeyi önüme atmasıyla işte buradaydım. Yenilmez, birbirinden yetenekli bir ekip kurmuştum. Bize "Maske" diyorlardı. Kimliklerimizi bizden başka kimse bilmiyordu. Biz, sokakların efsane çocuklarıydık. Sokaklarda "Maske" dendiğinde herkesin şapka çıkardığı bir ünümüz vardı.

Arka lastiklerimiz uçurumun kıyısından boşluğu yalarken zevkten dört köşeydim. Dostlarım hemen arkamdaydı. Aynı anda aynı manevraları yapıyor, tozu dumana katıyorduk. Yirmiye yakın araç büyük ödül için kıyasıya mücadele veriyordu fakat yarışın galibi beş senedir belliydi. Maske! Bizim ekip dışında kimse birinciliği alamazdı!

Dağ yolunun yarısına gelmişken telsiz sesini duyduğumda bir problem olduğunu anlamıştım. "Domino! Yunus peşimde! Beni sıkıştırıyor." Pençe en gencimizdi. Pistlerdeki daha ilk senesiydi. Bize göre çok daha acemiydi. Bu kadar dar yolda sıkıştırmak da ne demekti? Öldürecek miydi çocuğu?

"Panik yapma, Pençe! Geçmesine müsaade et. Frene bas!" Dikiz aynamdan en sondaki Pençe'nin kullandığı mor aracı görmeye çalışıyordum. Yollar sürekli virajlı olduğu için görüş açımda sadece benden sonraki iki araç vardı.

"İyi misin?"

"İyiyim. Şu an iki araba ötemde Minik'i sıkıştırıyor."

"Minik?"

"Bu ne böyle? Hass..."

"Ne oldu?"

"Minik iyi misin?" Dostlarımın telaşlı nidaları telsizden yayılıyordu.

"Hass... Domino! Adam dağa çıktı! A-daam dağa çık-tı ve önüme düştü!" Panik içinde konuşan Minik'in önündeki Kurt'tu. Dostlarımın bahsettiği Yunus polis, beş araba arkamdaydı ve hala görüş açımda değildi.

"Şu an beni sıkıştırıyor!" Kaçak'ın sesini duyduğumda Yunus polisin asıl ulaşmak istediğinin ben olduğumu anlamıştım. Teker teker dostlarımı riske atmak uğruna bana ulaşmaya çalışıyordu.

Arkadaşlarımın panik, heyecan ve şaşkınlık dolu nidalarını yarıda keserek devam ettim. "Herkes beni dinlesin. Kimse kendini riske atmasın. Bırakın geçsin..."

"Domino saçmalama!" Hemen arkamdaki araçtan Şimşek lakaplı Cengiz sözümü kesmişti.

"Şimşek kapa çeneni! Herkes çekilsin! Bırakın gelsin. Şehre indiğimiz saniye kaçışa geçin. Ben ilgilenirim." Bu sefer diğerleri itiraz edecek olmuştu ki devam ettim. "Bu bir emirdir!" Polis, dağ yolunun bitmesine bir viraj kala dikiz aynamda görüş açıma girmişti. "Gel bakalım!"

Dağ yolunun kesiştiği yol, trafiğin en yoğun olduğu yollardan birine bağlanıyordu. Daha da hızımı arttırıp sert bir manevra ile seyir halindeki araçların önüne çıkmıştım. Bu manevrayı bir motorun yapamayacağını, akan trafiğin biraz olsun onu oyalayacağını sanmam tam bir aptallıktı! Dikiz aynamda gördüğüm manzara karşısında dehşete uğramıştım. İmkanı yoktu! Siktir! Adam kılçıksız, hiç zorlanmadan yola girmişti.

Süratle bana gelen polis aramızdaki mesafeyi kapatmak üzereydi. Ani bir manevra ile yan yola saptığımda hala peşimdeydi. Her zamanki güzergâhımızı kullanamazdım, belli ki bu adam en az ben kadar ezbere biliyordu yolları. Kafasının karışması umuduyla yolun karşıma çıkardığı yollardan son sürat sağa sola ilerlerken dostlarımın yanımda olmasına ilk defa ihtiyaç duymuştum. Ne vardı cengaverlik yapacak?

Son defa direksiyonu sola kırdığımda yanlış bir karar verdiğimi anlamam uzun sürmemişti. Çalışma yüzünden kapatılan bu yolu seçen kafama sıçayım! Köşeye sıkışmıştım! Dikiz aynamdan baktığımda motorundan atlamış elinde silahıyla bana doğru gelen polisi görmüştüm.

"Yolun sonu Domino! Arabadan in ve maskeni çıkar!" Polisin kendinden emin tok sesi kalbime bir ağrı girmesine neden olmuştu.

Bekle beni kodes ben geliyorum! Sinirle direksiyonu döverken kaderime razı olmak üzereydim. Tam o anda acı fren sesleri ve adım kadar iyi tanıdığım egzoz sesleri bana cennetten bir melodi gibi gelmişti.

"Yavru kuşun yardıma ihtiyacı var sanırım!" Neredeyse telsizi öpecektim. Minik arkamdaki polisi teğet geçip önümdeki yolu kapatan taşları tomayı andıran arabasıyla büyük bir gürültü ile ittirmeye başlamıştı. Diğer dostlarım ise sürüsünden ayrılmış elinde silahı ile yolun ortasında ne olduğunu anlamaya çalışan polisin çevresinde sıfır çizerek dönerken etrafı yanık lastik kokusu ve duman kaplamıştı.

Polisin etrafında bir tur atarak Minik'in açtığı yoldan kayıplara karışan ekibimi takip etmeden önce vitesi geriye takıp ani bir manevra ile arabamın yönünü çevirmiştim. Yanık lastik kokusundan öksüren ve duman kaynaklı olanları görmeye çalışan polisin etrafında sıfır çizmek için pozisyon aldığımda kısa bir süre dumanın çekilmesini beklemiştim. Hayır, tam yakaladığı umuduyla beni köşeye sıkıştırdığını sanan bu adamla biraz oynamak benim de hakkımdı!

Lastiklerim asfaltta gıcırdayarak kayarken açık camdan çıkardığım kafamı şimdi daha net görüyordu. Arabam çevresinde sıfır çizerken benimle göz temasını kaçırmamaya çalışıyordu. Sinirden titrediğini görebiliyordum. Son kez etrafında döndükten sonra Minik'in açtığı yoldan ekibime katılmadan önce durmuş ve iki parmağımı alnıma götürerek selam vermiştim.

Polisin küfürlerle karışık tehditlerini tozu dumana kattığım yolda ardımda bırakırken garaja doğru ilerliyordum...

Loading...
0%