@ilgaz_turgut
|
Okulumuz hala açık olmadığı için bu günde ajanlik eğitimine geldim. Normalde ajanlar birlikte eğtim alıyorlar ama ben onlardan zayıfım. Burada bir kaç kişi gibi bana da eğitmen verilmesine karar verildi. O gelene kadar okuldaki olay tartışılıyordu.
"Yani Jake sorumsuzca gidip eldivenini herkesin önünde gücünü mü kullandın..." Sinirden Drewin gözleri seğirdi.
"Herkesin önünde değil..Sadece Abbey içindi ve Nicolas ile o gördü"
"Yine de köstebek için dikkatli olmali.." Drewin sözünü Charlotte bir anda kesip tartışmaya katıldı: "Belki de köstebek Nicolastır. Babasının oğlu belki de yardımcı oluyordur. Jake şu güne kadar yakalanmadı. Neden Nicolas geldiği an oldu? Ayrica sadece de o görmüş..." Charlotte üzerime yürümeye başladı. O bana yürürken ben suçlusuz olduğumu bildiğim halde duvara sıkıştırana kadar arkaya adım attım. "Hadi! Rol yapmayı bırak Köstebek.." Bu sözler içimi burktu. Bu kadar mı güvenilmezim?! Tamam bazen kaba olabiliyorum ama bu benim için bile büyük bir iftira. Eğer gücüm olmasaydı şuracıkta ölürdüm. Ne olursa olsun kendi hayatımı riske atacak birisi değilim ben! İçimden savunmak için kurduğum düşünceleri dışarıya aktaramiyordum. Boğazım düğümlenmişti sanki. Biraz daha böyle kalsam ağlayacakmışım gibi hissetdim. "Ne..Neden.. neden bana güvenmiyorsun ki?! Benim sana ne zararım oldu da üzerine geliyorsun?" Charlie bana birşey söyleyecekken amcam mutlu bir sekilde içeri girdi.
"Suç mahallindeki bazı kişilerin dosyalarını iceledim! Hic birisi devletten gelmiyormuş"
Bunu duydukdan sonra Charlie ve diğer ajanlar Zane'in önünde durdular ve merakla dinlemeye başladılar. Ben bir anlık şokla orada kalsam da ben de oraya gittim.
"Onlar denekler için çalışıyor" Denek de ne be?? Elimi kaldırdım
"Birisi bana bu denek olayını anlatıcak mı?"
Amcam başını onaylar şekilde eğdi "Denekler için çalışan kişiler gücü olmayan kişilere güç vermeyi vaat eden kişiler. Bir çeşit tarikatlar"
"Nasıl yani?? Nasıl güç verebilirler ki? İmkansız. Tanrı güç vermek istediklerini seçti. Dolandırıcılık." Ne düşünüyorsam onu söyledim.
"Maalesef keşke dolandırıcı olsalardı.. Gücü olan kişileri öldürüp bir şekilde deneklere infekte ediyorlar. Bu yüzden okulda gücü olan birisini duyduklarında gelen kişiler devlettden değildi. Sadece gücü olanı öldürmek için gelen tarikatdan başkası değildi."
"Ne?! Peki başardılar mı?! Hiç sonradan gücü olan var mı?!"
"Evet tek bildiğim başara bildikleri. Başlarında kimler var ya da nerede yapıyorlar hiç bir fikrim yok. Nasıl devletten gizlenebiliyorlar anlamıyorum."
Charlie'nin dudaklarının altında"Huh.. Nicolasla alakası yokmuş.." dediğini duydum. En başta şüphelemen bile yanlıştı zaten.
"Köstebeği bulursak başta ki kişiyi de öğrenebiliriz. Nicolas ve Jake sınıfızdaki şüpheli kişileri bulmak size düşüyor bu yüzden. Size gueviyorum. Herkesin güvenliği için başarın!" Ben kendi güvenliğim için yapacağım sizi bilmem.
"Evet şimdi çalışmaya devam edebilirsiniz. Sen Nicolas burada bekle eğitmenin gelicek. Ben de bir süreliğine eve gidiyorum. Bu gece de koltukda uyumak istemem" amcam kendi şakasına kıkırdayıp gitti.
Bir süre sonra...
"Nicolas" diye birisi kulağıma arkadan fısıldadı. Titriyordum. Kalbim sıkıştı. Nefes alamıyorumdum sanki. Alnımdan akan ter damlarının yere düştüğünü hissetdim. Karnımda ağrı vardı. Bayılacakmışım gibi hissetdim. "Abla!" Diye bağıran Jake'i duymasaydım öyle dikilip kalıcaktım. "Huh?.. Abla mı?" Jake gurur duyuyorcasına ablasını göstererek "Jessica Alvest. Bir ajan değil suikastçı! Heh buraya gelmeden önce de öldürmek üzere deneyimi vardı heh" Ablası ona kahverengi gozleri ile sert bir bakış attı. Jake şakasına gülmeyi kesip boğazını temizledi. "Neyse..Size kolay gelsin" diyip gitti. Jessicaya baktım. Siyah saçları at kuyruğu şekilde toplamış. Saçları neredeyse bacaklarına kadar yetişiyordu. Kalın dudaklarının üzerinde koyu kırmızı ruj vardı. Üzerinde buraya ait olan siyah forması vardı. Forma vücut hatlarını öne çıkarıyordu. Kadınsı bir vücudu var diyelim. Benden boyu baya uzun. Jake en uzunumuz ise o bile onun yanında kısa kalıyor. 1.90 falan diye düşüyorum.
"Kadınlardan falan mı korkuyorsun?"
"Ha.. yok be ne alakası var. Ben korkmam hiç bir şeyden" Daha ne kadar atıp tutucam bilmiyorum.
"Niye fısıldadım diye panik atak gecirdin?"
"Ya anlık korku olabilir.. Ben..Ben ne bileyim arkamdan fısıldayacaksın" Hiç gerçekçi olmadı.. öyle bir bakıyor ki şu an kızların kulaklarına fısıldayamasına tahrik olan birisi olduğumu sanıyor herhalde
"Hmm.. Anladım. Neyse.. Eğitime hazır mısın çaylak?"
"Tabi ki.." hayır. Hazır falan degilim.
"Öncelikle ajan olmak için entelektüel bir zekâya, görsel zekâ ve en önemlisi koruma iç güdüsüne sahip olmalısın." Elendik
"Bir ajan olarak korkman gereken durumlar düşmanın eline geçmektir. Bu sadece senin güvenliğini değil herkesin güvenliğini riske atar. Özellikle şu denek tarikatına dikkat etmelisin. Onların elinde olursan seni kurtaramayız. Bu yüzden eğitimini iyi dinle ve uygula. Böylece kendi başının çaresine bakabilirsin."
Sonunda sıkıcı konuşma kısmını bitirdi. Benden biraz uzaklaştı.
"Şimdi bana saldırmayı dene"
Dediği gibi saldırmak için üzerine doğru koştum. Ben yaklaştıkça o da bana doğru koştu. Şaşırdım diğer yöne doğru gitmeye fırsatım olmadan karnıma yumruğu yedim. İnsanın bana bu normal bir yumruk değildi. Birazcık havalandım bile diye bilirim. Tabiki yere düştüm.
"Hamlelerin tahmin edilebilir ve yavaşsın. Kendine açık bırakıyorsun. Karşı tarafın hamlelerini tahmin edemiyorsun."
Yerde acıdan kıvranırken kesinlikle bu eleştirileri duymaktan keyif aliyordum.
"Kafanı kullan çaylak senin gücün iyileştirme."
Doğru ya.. Gücüme hala alışamadım varlığını bile unutuyorum
"Gücün basit ama unutma gücün senin bir parçan. Eğer onu kabullenmezsen o seni kontrol eder."
Neden gücüm illa şarkı söylerken iyileşiriyor?! Çok şanssızım.
Bir tane tekerleme mırıldandım. Karnımdaki ağrı geçti.
Tekrar ayağa kalktığımda onun için başarılı olana kadar beni koşturdu. Koşturmak az kalır bildiğin beni hançer ile kovalıyordu! Çok kez o hançerin tadına baktım. Tamam iyileşme gücüm var ama bunu yapmak zorunda değildi! Acıyı o an hissediyorum ve gücüm mentalimi iyileşirmiyor! Soluklanmadan bana takla atmayı ve boks torbası ile antreman yaptırdı. Bu gün yorgunluktan bayılacaktım sanki! Onun beni böyle yorması ona saldırmak için beni motive ediyordu.
Hadi Nicolas! Bu sefer yapabilirsin.
Yine üzerine doğru koştum. Bu sefer yine aynı hareketi yapacağını belli etti. Yumruğu sıkılıydı ve kolunu arkaya doğru germişti. Bu sefer o yumruk atarken onun üzerinden atladım! Yumruğundan kaçtım!! Çok erken sevmişim çünkü yere bildiğin tostladım.
"İlk seferinden iyi ama hala yetersiz. Bu günlük bu kadar yeter. Başka soru?"
Neden bu kadar sinir bozucusun diye sormak ayıp olur..Neyse hep merak ettiğim şeyi soracağım..
"Ashley gerçek mi?"
"Cidden hala 8 yaşında korkun diye anlatılan efsanelere mi inanıyorsun? İki tane güce sahip olmak imkânsız. Yani gerçek ise bile efsaneye göre Tanrı çoktan onu öldürmüş. O guya çok tehlikliymiş de insanların çoğu ölmuş de Tanrı da ceza vermiş." Benim hala böyle efsanelere inanmamla bildiğin dalga geçti!
"İmkânsız değil! Ben bu kadar olay gördükden sonra bana göre herşey mümkün"
"Sen öyle diyorsan çaylak." Arkasını döndü ve kıkırdayarak gitti.
|
0% |