@ilkaskimilkheyecan
|
"Gülümse. Gülümse çünkü bu sikik dünyada açabilecek tek çiçek sensin." ~ Çalan alarmı elimin içiyle vurarak durduğumda ayağa kalktım.
Üstüme sweet ve eşofman geçirdiğimde masanın üstünde duran kahveyi gülümseyerek elime aldım.
Feride kahveyi hazırlayarak yatmış olmalıydı.
Bir kaç yudum içtiğimde evdeki sessizlik içimi huzurla dolduruyordu.
Feride kahveyi yaptıktan sonra yatmış olmalıydı.
Bir kaç yudum daha içtiğim kahveyi masanın üzerine sessizce bırakarak dışarı çıktım.
Sırtımdaki çantanın ağırlığını yeni yeni farkediyordum.
Sırtımda taş taşıyorum gibi hissetmem normal miydi?
Kıvrımlı yoldan dönen Umay'ı gördüğümde düz bir ifadeyle ona baktım.
Eskiden bizim gruptaydı.Fazla dobraydı ve istenmedi.Onun gitmemesi için elimden geleni yapmıştım fakat başaramamıştım. Biri onun adını çıkardı ve kim olduğunu bilmiyorduk.Hiçbirimiz bunu bilmiyorduk ve hiçbir zaman da öğrenmemiştik.
O saatten sonra da bizimle arkadaşlığını bitirmişti. Yani yüzümüze bile bakmaması buna işaret olsa gerek.Ona hiçbirşey yapmamış hep yanında olmaya çalışmıştım fakat o benimle de konuşmazdı.Zaten fazla kısa süre kalmıştı.Kızlar onu kabullenmedi bile.
Onu ilk defa her zaman gittiğim yoldan gittiğini görüyordum.
Orda olduğumu hissettiğini biliyordum fakat bir kere bile dönüp bakmadı.
Düz saçlarını kıvırcıklaştırmıştı çünkü onun saçları dümdüz ve tupturuncuydu.Şimdi ise kıvırcıklardı.
Gerçekten çok güzel bir kızdı ve kimsenin onu ezmesine izin vermezdi.Yıllar önce grubumuzdan ayrılmış olsa da onu seviyordum.Sanırım tek sevdiğim arkadaşım oydu çünkü o diğerleri gibi değildi, farklıydı.
Yavaşça arkasından adımlarken kendimi rahatsız hissettim çünkü arkasından gizlice gidiyorum gibi bir algı oluşabilirdi.
"Sikeyim!" diyerek omzuna doğru vurdu. "Git git!" dediğinde olduğu yerde durmuştu.Kaşlarımı çatarak ona doğru yürüdüğümde omzunda gördüğüm böcek gülmemi sağlamıştı fakat anında bana dönüp bakmasıyla hemen dudaklarımı birbirine bastırdım.
Bu dobra kız küçücük böcekten mi korkuyordu yani? Pekala, gülmemek için ne yapmam gerekiyor?
Hızla omzundaki böceğe vurarak yere düşmesini sağlarken derin bir nefes aldığını duymuştum.
"Beni o korkunç şeyden kurtardığın için teşekkür ederim." dediğinde omuz silktim. "Aslında onu senden kurtardım.İnsanlar her zaman daha korkunçtur." dediğimde ağzımdan yanlışlıkla çıkan bu cümleler gözlerimi kocaman açmamı sağlamıştı.
Sinirlenmesini beklerken attığı kahkahayla olduğum yerde dona kaldım.
"Eski dostum bana laf mı soktu? Pekala, Bigem.Sana borçluyum.Sonuçta onu benden kurtardın.Zamanı geldiğinde bana bunu hatırlatman yeterli." dediğinde şaşkınlığım kat ve kat arttı.
'sonuçta onu benden kurtardın.' derken ise alayla gülmeyi unutmamıştı.
"İlk öncelikle." dedim durarak ve sonrasında devam ettim. "Bizim grupta zaten çok az kaldın.Yani eski dostun mu sayılırım? Ve borçlu hissetmene gerek yok." dediğimde çekingen tavrım ona bir kez daha kahkaha attırırken kaşlarım yukarıya doğru kalktı.
"Deli olduğundan şüpheliyim.Bir raporun eksik." dedim yutkunarak.
O fazla değişikti ve psikolojik bir sorunu olduğundan şüpheleniyordum. Gerçekten garipti.
Çantasını açarak içinden bir kağıt çıkardı, "çok haklısın canım.Raporumu vermeyi unutmuşum." diyerek elime tutuşturduğu kağıda ağzım açık bakarken üstündekileri okumaya başlayacaktım ki bir kez daha kahkaha attığını duydum.
Yutkunarak kağıdı okumaya başladığımda bunun bir deli raporu olmadığını anlamam uzun sürmemişti.
Beni mi kandırmıştı yani?
"Benimle mi uğraşıyorsun?" dedim ona tekrardan kağıdı uzatarak.
Eline alarak buruşturdu ve top haline getirerek yere fırlattı.
"Hayır, sadece fazla değişiksin.Eğlendim." kaşlarım hızla çatıldığında sırıtarak önüne döndü.
Yolu birlikte yürümeye başlarken ölüm sessizliği olmuştu fakat bundan tek rahatsız olan bendim.
Umay fazla rahat bir şekilde yürüyordu.
Daha fazla dayanamayarak konuşmak için ağzımı araladım.
"Bizim gruptakilerle konuşmuyorum artık." diyerek ona doğru baktım. Bana bir kere bile dönmeden yürümeye devam etti.
"Merak ettiğimi söylemedim umarım.Senin fazla konuştuğunu duydum.Bu beni korkutuyor."
Gülmemi sağladığında bunu başka biri söylese üzüleceğimi fark ettim.
"Birşeyi merak ediyorum.Sana kimin iftira attığını biliyor musun?"
Taş kesildi ve yüzüme öylece baktı.
"Hayır, neden eski konuları kurcaladığını anlayamadım."
"Seni korumaya çalışmıştım çünkü.Yani en azından çabalamıştım ama bu zamana kadar yüzüme bile bakmadın."
Sıkılmış gibi nefesini dışarıya verdi. "Gruptakilerle neden konuşmuyorsun?" Hiçbir şekilde merak etmediğini o kadar iyi biliyordum ki.
Sesi de bunu açıklıyordu fakat beni kırmak istemediği için sorduğunu hissettim.
Cevap vermeyip sustuğumda bana doğru döndü.Rahatsızca kıpırdadım ve boğazımı temizledim.
"Sedef hastalığımı biliyorsundur." dediğimde sesimin fazla kısık çıkmasına engel olamadım.
"Ee?" dedi anlam veremeyerek. "Bu konuyla alakası nedir?" İşte şimdi merak ettiğini anlamıştım çünkü ilgisini çekmişti.
Kendisi doktor olmak istiyor.Belki de ondandır.
"Selin, bir itibarımız var ve senin kusurların yüzünden bunu kaybedemeyiz dedi.Yani anlayacağın-"
"Orospu çocuğu." Bir anda söyledikleri şaşkınca ona bakmamı sağlarken derin bir nefes verdi.
"O kızdan uzak dur. İyi biri değil."
"Zaten uzak duruyorum.İyi biri olmadığını da biliyorum ama takılıp duruyor işte." dedim sesimdeki üzüntüyü bastıramayarak.
Bunu sevmiyordum. Üzüntülü hissettiğimi karşımdaki kişinin anlamasını sevmiyordum.
Aklıma küçükken yaptığım birşey geldiğinde gülmeden edemedim.
Annemler ölmeden önce ağlayacağım zaman kendimi banyoya kilitler orada ağlardım.Sırf annem görüp üzülmesin diye.İki saat de oradan çıkmaz, soğuk zeminde öyle otururdum.
Ertesi gün karın ağrısı çektiğimde ise annem ağladığımı anlardı.
İç çekerek Umay'a döndüğünde onun zaten bana baktığını hissettim.
Aklıma gelen şeyle gülümsedim.
Belki de istemeyecekti fakat istemezse eğer söyleyebilirdi.Üzülmezdim. Yani, sanırım.
"Bana borcunu ödemek ister misin?"
Kaşları yukarı doğru kalktı. Bunu şimdi dememi beklemiyor olmalıydı.
"Seni dinliyorum." dedi büyük bir ciddiyetle.Beni bu kadar ciddi dinlemesi garibime gitse de birşey demedim.
"Benim arkadaşım olmak ister misin?"
Kaşları biraz daha yukarı doğru kalktığında önüne döndü.
"Ben arkadaşlığı bilmem ki. Yani seninle nasıl vakit geçireceğimi veya nasıl davranacağımı ne konuşacağımı bilmem.Bunu göze alarak benimle arkadaş olmak istersen, borcumu ödemek isterim."
Gülümseyerek önüme döndüm. "Bende bir sürü arkadaşı olan insanların yaşadığı hissiyatı bilmem.Arkadaşlığı çok iyi bilirim ama benimle arkadaş olmak isteyeni bilmem.Yani seni yargılayacağımı düşünüyorsan yanılıyorsun." Sanki hoşuna gitmişti.Sırıttığını hissettim fakat yüzünün önüne gelen saçlarından onu göremiyordum.Bir de bana bakmıyordu.
Ses vermediğinde kabul ettiğini biliyordum.
"Pekala Bigem," diyerek iç çekti. "Ödeyelim bakalım şu borcu."
Küçücük birşey için ondan büyük birşey istediğimi biliyordum fakat o da kabul etmek zorunda olmadığını çok iyi biliyordu.
&
Umay'la beraber okul bahçesine giriş yaptığımda bütün gözler bize kaydı.
Herkes ikimize şaşkın şaşkın bakıyorken önüme döndüm.
O sırada okul duvarında yazan bir cümleyi gülmem sırıtmamı sağladığında, aklıma gelen stele Umay'a döndüm.
"Umay, sen sınıfına git benim biraz işim var."
Cevap vermeden okulun içine girdiğinde o yazıyı defalarca okuduğumu farkettim.Aynı zamanda yüzümdeki gülümsemeyi de.
"Gülümse. Gülümse çünkü bu sikik dünyada açabilecek tek çiçek sensin."
Bunu idareciler yazmış olamazlardı.Hiçbiri küfürlü birşeyi duvara yazmazdı ve ben bunu yazanı ölümüne merak etmiştim.
Ders zili çaldığında herkes sınıflara doğru ilerlerken o duvardan ayrılmadım.
Çalılıkların arasında gördüğüm sprey gülümsememi sağlarken arkamı dönerek herkes içeri girmiş mi diye kontrol ettim.
Kimsenin olmadığını anladığımda ise hızla spreyi elime alarak duvara yaklaştım.
Cümlenin hemen altına yazdığım o cümle duvarda fazla güzel dururken gülüşüm büyüdü.
"Bahar gelmese bile bir dal da olsa herkesin elinde çiçek görmeyi diliyorum çünkü değerini onlar solduğunda anlamamız, haksızlık."
Elimdeki spreyi hemen çalılıkların arasına geri koyarak hızlı adımlarla okula girdim.
Acaba yeni bir cümle yazar mıydı?
Sanmazdım. Öylesine yazdığını düşünüyordum.
Gerçekten kim olduğunu merak ettiğimi fark ettiğimde ise yavaşça yanağıma vurdum.
"Saçmalama, Bigem."
|
0% |