@ilkaskimilkheyecan
|
Yazarın ağzından: Umay, Barlas'ın yanına koşarak gitmekten nefesinin kesildiğini hissediyordu fakat devam ediyordu.
Barlas onun için en önemli şeylerden biriydi.
Beraber büyümüşlerdi fakat okuldakiler bunu bilmiyordu.
İkisi de bilmelerini istemezdi.
Sonunda onu gördüğünde derin bir nefes verdi ve yanına doğru yaklaştı.
"Barlas?" dedi sakince.
O ise gökyüzünü izliyordu.
Daha fazla birşey demeden yanına oturduğunda o da başını gökyüzüne çevirdi.
Barlas'ın küçüklüğünden beri onu rahatlatan tek şeyin gökyüzünü izlemek olduğunu Umay çok iyi biliyordu.
Gökyüzünden çok yıldızlardı aslında.
Fakat kendini en çaresiz hissettiği anlarda gece olmasa bile gökyüzünü seyretmek için gelirdi.
Barlas'ı onlara çeken birşey vardı ve gökyüzünde huzur buluyordu.
Umay, Barlas'ın içine derin bir nefes çektiğini fark etti.
Konuşmayacağını düşünüyordu fakat Barlas'ın söylediği şeyler, kaslarının yukarı kalkarak şaşırmasını sağladı.
"Umay, biliyor musun sözümüzü çiğnedim. Senden başkasıyla yıldızları seyretmeyeceğimi söylemiştim fakat bunu yapamadım."
Hayır, Umay'ı şaşırtan bu değildi. Birazdan söyleyecekleriydi.
"Sadece benimle geleceksin denemiştim ki zaten. İstediğin kişiyle gelebilirsin, Barlas. Ecem hariç herkes olur."
Barlas'ın kıkırdadığını duydu fakat ona dönmedi.
"Merak etme, onunla gelmedim."
"Peki, kimle geldin?"
"Bigem'le."
Umay Bigem'i seviyordu. O gruptayken bile onu terslemeyen tek kişi oydu ve Umay hakkında çıkanları duyduğunda da onu terslemeyen tek kişi oydu ve şuan da oydu. Bu yüzden onun ismini duymak gülümsemesini sağlamıştı.
Cevap vermediğini gören Barlas, kızdığını düşünerek Umay'a döndü fakat güldüğünü gördüğünde tebessüm etti. "Onu seviyor musun? O da seni seviyor olmalı. Seni korumaya çalışıyor."
Umay derin bir nefes verdi, "yıllar sonra ki tek arkadaşım. Tabi, sen hariç."
Barlas'ın kaşları şaşkınca yukarıya kalkarken dudağının kenarı kıvrıldı. "Bunu beklemiyordum. Gerçekten mi?"
"Evet, beni tersleyip gitmesini beklemiştim fakat öyle yapmadı. Tam tersine benim onu tersleyeceğimi düşünmüş olmalı. Aslında çok garip bir şekilde arkadaş olduk, boşver." Gülerek önüne dönen Umay merakla ağzını araladı.
"Peki sen? Onunla neden buraya geldin?"
"Bilmiyorum. Hiçbir sikim bilmiyorum ama onunla buraya gelmek istediğimi çok iyi biliyorum. Neden böyle hissettiriyor bilmiyorum ama Seyran gibi hissettiriyor."
"Onu seviyor musun?" dediğinde Umay'ın şaşkınlığı kat ve kat artmıştı.
Barlas, seneler önce Seyran diye bir kızı seviyordu. Hatta onunla evlenecek kadar seviyordu. Fakat bir gün Seyran onu aldattı. Barlas her zaman daha iyi birini bulduğu için onu terk ettiğini düşünmüştü çünkü Seyran böyleydi.
Kabul etmek istemese de sadece Barlas'ın parası için onunla beraberdi fakat Barlas bunu kabullenmek istemedi. Onu kendinden çok severken bırakacağını düşünmüyordu. Onu bu kadar çok seviyorken Seyran'ında onu çok sevdiğine inanmıştı.
Sadece inanmak istemişti. Onu yüzü, parası için sevmediğine inanmak istemişti.
bu fikrinden bile vazgeçmişti çünkü insanlar önce bunlara bakardı. Paraya pula. Ne kadar da saçmaydı.
Sonra bir kız gelmişti; Bigem.
Kusurlu olduğunu düşünüp hiç sevilmeyeceğini düşünen bir kız.
Barlas onda kendini görmüştü.
Seyran'dan sonra hissettiği şeyleri hissediyordu. Bigem'in ne yaşadığını tam olarak bilmiyor olsa da birşeylerin olduğunu biliyordu. Belki de bir yangın olduğunu.
Yüzündeki o yanık, onun böyle düşünmesini sağlamışa benziyordu fakat hiç sormamıştı.
Belki de sormaya korkmuştu.
Duyduğu şeylerin onu eskiye götürmesinden korkuyordu.
Sırtındaki o izi gösterirken kendini kötü hissetmemişti.
Belki kendisini anlayacağını düşündüğü içindir.
Umay'ın sorduğu soruya cevap vermek için ağzını araladığında gördüğü kişi susmasını sağlamıştı.
Bu Bigem'di.
Umay, Barlas'ın baktığı yere döndüğünde gördüğü yüz gülümsemesini sağladı. "İyi insanda lafının üstüne gelirmiş!" diyerek ayağa kalktığında Bigem'e sarıldı.
Barlas'a bile sarılmazken Bigem'e böyle sarılması Barlas'ı şaşırtmıştı.
Bigem gerçekten ona iyi geliyor olmalıydı.
Bigem Karşımda gördüğüm yüzlerle yerimde öylece durduğumda önce Barlas'la gözlerimiz birleşti.
Yemyeşil gözleriyle tekrardan buluştuğumuzda gözlerimi kaçırdım.
Umay'da Barlas'ın baktığı yere baktığında beni görmesiyle gülümseyerek ayağa kalktı.
"İyi insanda lafının üstüne gelirmiş!" diyerek bana sarıldığında şaşırmadan edemedim fakat yüzümde de istemsiz bir gülümseme oluşmuştu.
Yıllar sonra bana sarılan ikinci kişi olabilirdi.
Birincisi Feride'ydi.
Bir an bu halini sadece benim yanımda gösterdiğini düşünmüştüm çünkü onu hiç böyle görmemiştim.
Birine sarıldığını veya arkadaşı olduğunu.
Onun da mı sarıldığı tek tük insanlar vardı? Bu kötüydü.
Ayrıca Barlas burada ne arıyordu?
Umay Şaşkın bakışlarımı farketmiş olacak ki sıcacık gülümsedi.
"Biz Barlas'la çocukluktan arkadaşız. Okuldaki kimse bunu bilmiyor yani artık sen hariç." Ağzım şaşkınca aralandığında gür bir kahkaha attı.
"Ağzını kapa, sinek girecek."
Hızla ağzımı kapayarak Barlas'a baktım.
Zaten bana bakıyor oluşu utanmamı sağlarken Umay'ın sesini duydum.
"Benim işim çıktı. Sanırım Barlas pek iyi değil. Ben gideceğim onun yanında dur olur mu?" İlk cümlesi hariç kulağıma yaklaşarak kısık sesle söylediklerine başımı salladım.
"Sorun değil."
Umay yanımızdan ayrılırken Barlas'a doğru dönerek yavaşça yanına oturdum.
Güneş yavaş yavaş batmaya başlarken yıldızların belirmesini heyecanla beklediğimi fark ettim.
Derin bir nefes verdim. "Yine buradasın. Yani yıldızlar olmasa da gökyüzünü izliyorsun."
"Merak ettiğin birşeyler olduğunu biliyorum fakat neden buraya geldiğim değil. Neyi merak ediyorsan sorabilirsin."
Boğazımı temizledim. "Birşey olmuş olmalı. Fazla durgunsun. Ne oldu? Söylemek zorunda da değilsin. Kendini kötü hissetme lütfe-"
"Bir sevgilim olduğunu biliyorsun. O gün de gelmişti. Adı Ecem."
Ecem.. Ecem
"Hıhım?" dedim devam etmesini beklerken.
"Onu sevmiyorum."
Kaşlarım çatıldı. "Nasıl? İnsan sevgilisini sevmez mi?"
Gülümsediğini işittim. "İnsan sevgilisini sever ama sevgili olmak zorunda kaldığı birini sevmeyebilir. Bende onlardan birini yaşıyorum."
"Hiçbir insan zorla birşey yapmamalı. Bu haksızlık değil mi. Sana zorbalık mı yapıyorlar?" Merakla sorduğum soruya güldü.
"Sence oradan bana zorbalık yapıyorlar gibi mi görünüyor?"
"Bakayım." diyerek yüzüne yaklaştım. "Sanırım görünmüyor."
Gülmeye başladığında neye güldüğünü anlayamadığım için kaşlarım çatıldı.
"Komik birşey mi var?"
"Pardon." dedi daha fazla gülerken. "Aklıma birşey geldi."
Dudaklarımda bir tebessüm oluştuğunda önüme döndüm.
Derin bir nefes verdim.
"Benimle ilgili birşeyler merak ettiğini biliyorum. Yani her insan merak ediyordur. Sen bana anlattım bu yüzden sorarsan bende sana anlatacağım."
Bana doğru döndüğünü hissettiğimde ona doğru döndüm.
Elini kaldırarak düşündüğümden daha yavaş ve nazik bir şekilde elini yanığın üstünde gezdirdi.
"Bu.." diyerek yüzümü incelemesi beni rahatsız etmeliydi. Kendimde bunu bekledim fakat rahatsız olmadım.
" Bu yanık nasıl oldu?" Bunu merak ettiğini biliyordum.
Kim merak etmezdi ki?
Yüzümde kocaman bir yanık.
Kim olsa gözüne çarpardı.
Konuşmak için ağzımı araladığım sırada bir ses işittim.
"Güzel olur güzel olur gelişi güzel Bana gülüşüne bırakıyor her işim biter. Bi dokunamadım, o konu da zoruma gider. Sana gökyüzü açıyorsa bana da güzel. Taramalı makinadır yanımda eser. Paso kötü güne çıkıyoruz, Kanımda bir sen."
Telefonumun çaldığını anladığımda kafamı bir yerlere vurmak istedim.
Hayır ama!
Enes batur dinlediğim ortaya çıkmamalıydı!
Bunu öğrenen kişinin ise Barlas olması daha da utanmamı sağlıyorken hızla ayağa kalktım.
"Şey, sanırım ben gitmeliyim."
Hızla arkamı dönerek oradan uzaklaşırken arkamdan seslendiğini duyuyordum fakat bir kere bile dönüp bakmamıştım.
|
0% |