@ilkaskimilkheyecan
|
Sabah gözlerimi yavaş yavaş araladığımda boynumun tutulduğunu fark ettim. Yastığım çok sertti. Kafamı kaldırarak baktığımda yastık görevi gören Aksel'i gördüm. Ona gülümseyerek tekrar omzuna yapmıştım ki fark ettiğim şeyleri hızlı Aksel'i tekmeledim. "Aaa!" Aksel yere çakıldığında neye uğradığını şaşırdı. "Benim yatağımda ne işin var!" Eliyle yatağı gösterdi. "Orası benim" Farkettiğim şeyle yüzüm domates gibi olurken, ne yapacağımı şaşırdım. "Şey" "Yatağıma neden geldin?" Bilerek yapıyordu! Bunu yüz ifadesinden anlıyordum. "Ben gelmedim" "Leylekler mi getirdi?" "Leylekler getirebiliyor mu? "Seni bu eve leylekler bırakmış." "Gerçekten mi! Ama nasıl olur?" Şaşkınca söylediklerim onu güldürdü.Sersem gibiydi.Uyku sersemiydi fakat alkolde içmişti. İçinden ne geliyorsa söyleyeceği için onu birkaç şey sormak istedim. "Neden alkol içtin?" "Tüm gece seni izlerken alkol yardımcı oldu" duyduğum şey beni fazlasıyla şaşırtıyorken kıpırdayamadım,donup kaldım. "Sen..beni mi izledin?" "Evet.Çok güzelsin.Saçların sapsarı.Dokunduğum da güneşe dokunuyor gibi hissediyorum.Bu bana iyi geliyor." "Beni seviyor musun?" Sorduğum soruya cevap vereceği sırada uykuya daldı. Hayır buna da cevap vermelisin! Onu uyandırmadım. Çok tatlı uyuyordu hep uyusa ona böyle bakardım.Gözlerini araladığında ona çok yakın olduğunu fark ettim. Boynum kavradı, kendine doğru yavaşça çekti. "İzin almıştım." Dediğinde aklıma dün yaşadığımız şey geldi. "seni öpebilir miyim?" "Öp madem" "Öpeyim madem" Utançlı Aksel'e baktım. "Almıştın.." dudakları dudaklarımla birleşecekti.Onda huzur buluyordum.Hemde hiç olmadığı kadar.. Odaya dalan Çınar'la sinirlenmem bir olmuştu. "Lan oğlum!"dedim sinirle "sen benim başıma bela mısın! ikidir bölüyorsun" "Ne meraklısın elalemin çocuğunu öpmeye!" Yerdeki terliği kıçına fırlattım. "Sus Terbiyesizleşme!" "İyi peki ben birşey görmedim siz devam edin." "Terbiyesiz!" Diyerek bir kere daha bağırdım "biz öyle şeyler mi yapıyoruz!" "Neler yapıyoruz?" Aksel'in sesini duyunca derin bir nefes aldım. ""Sende uyku sersemi olunca çok güzel de konuşuyorsun.Birşey yapmıyoruz Aksel"diye kızdığımda sustu."hadi uyumaya devam et sen" masumca ellerini başının altına koyduğunda bana baktı. Ona kıyamadım "Gel tamam, hadi gel" Beraber dissri çıktığımızda annem kahvaltı hazırlıyordu. Aksel'e döndüm. "Annemin yanına Sen gider misin? Ben gidersem bağırır yine"dediğim şey Aksel'i üzmüştü.Bana boş gözlerle bakıyordu fakat anlayabiliyordum. "Annene yardım mı edeceğim?" Şaşkınca söyledikleri beni güldürdü. "İstemiyor musun?" "Şey.Ben utanırım." Beni öpmek isterken utanmıyordu. Gerçi o zaman uyku sersemi ve alkollüydü ama olsun. Şimdi ise ayılmış gibiydi. İçerden babam çıktığında Aksel'e gülümsedi. "Vay!Damadım uyanmış!" Babamın Aksel'e aşık olduğundan şüpheleniyordum. Aksel'e sarıldığında şaşırmıştı.Babamın ona sarılmasını beklemiyordu fakat artık beklemeliydi çünkü babam onu mutlu etmek için bile sarılacağına emindim.Aksel'in gözlerinin parladığını buradan görebiliyordum. "Oğlum" Aksel şaşırdı, yukarı kalkan kasları yavaşça aşağı doğru indi ve yerini sıcak bir gülümseme kapladı. "Hadi gel oturalım, ayakta durma." Geçip oturduğumuzda babamın tekrardan Aksel'e soru soracağını anladım.Evin nasıl yandı bakalım" Aksel'le bakıştık. Umarım öylece izlediğini söylemezdi. "Geldiğimde yanıyordu" derin bir nefes aldım. "Kızımla nereden tanışıyorsunuz?" "Okuldan, benimle arkadaş olmaya çalışıyordu." Gülmeye başladım. Pislik çocuk! "Ayıp ediyorsun"dedim gülerek. "Sen istemedin mi arkadaş olmak?" "İstedim." Bana bakıyordu.Babamın gülüşü büyüdü. "Hayırlı olsun çocuklar birbirinize aşık olmuşsunuz!" İkimizde babama döndüğümüzde gözlerimiz büyüdü. "Ne?!" & Evde kös kös oturuyorduk. Babam bizi öyle görünce yanımıza geldi. "Çocuklar gezsenize siz?" Bugün cumartesiydi.Bu yüzden okul yoktu. "Nereye gidelim?" "Mesela lunaparka gidin" aklıma gelen lunapark faciası gelince güldüm. Aksel'e döndüğümde onun bana bakıyor olduğunu gördüm. "Eğer kendini zehirlemezsen, yine gidebiliriz." Yüz ifadesinden korktuğu belli oluyorken güldüm. "Yavaş oyuncaklara bineriz" Aksel kafasını yavaşça salladı. Pekala bu sefer Aksel zehirlenmeden onu eve getireceğim. Lunaparka geldiğimizde dönme dolabın çok güzel olduğunu farkettim. "Aksel! Aksel! Dönme dolaba binelim mi??" Heyecanlandığımı görünce gülerek kabul etti. Dönme dolap klimalıydı, bu yüzden daha da güzeldi. Aksel'in karşısına oturdum ve dışarıyı izlemeye başladım.Çok güzeldi.Buradan dışarısı çok güzeldi. Aksel'e döndüğümde beni izlediğini görmüştüm. Kalkarak yanına oturdum. "Aksel?" "Hımm?" "İznimin süresi doluyor" Gerçekten arsızdım.Böyle şeyler derken utanmam gerekiyordu ama utanmıyordum.Aksine Aksel'i utandırmak hoşuma gidiyordu. "Öyle mi?" Bana doğru yaklaştı, burada Çınar yoktu.Bu yüzden gözlerimi kapadım. Derin bir nefes verdim.Beni ilk defa biri öpecekti ve ben buna izin veriyordum. Dudaklarım dudaklarıyla buluştuğunda Artık çınar yoktu. Gözlerimi sıktım. O, bana dokunmasına izin verdiğim ilk erkekti.. Bir süre sonra kendimi aşşağıda buldum. Koltuk! Koltuk kırılmıştı! Zaten çatlakmış. Sanırım iki kişi ağır gelmişti. Çıldıracağım! Şaşkınca Aksel'e baktığımda kaşlarını yukarıya doğru kaldırmıştı ve bana bakıyordu. Utançtan önüme döndüm.Onun yüzüne bakamıyordum.Gülmek istiyordum fakat şuan o kadar yalnış bir zamandı ki, asla gülemezdim.Koltuk kırılmıştı. Bildiğin koltuk kırılmıştı.Bu çok utanç vericiydi.Bu anı unutmak istedim fakat unutulacak gibi değildi! Birbirimize bakmadan indik.Sadeve yürüyor tek kelime etmiyorduk.Ona çaktırmadan gülmek istemiştim fakat bu planım kahkaha atmamla sonlanmıştı. İndiğimizde gördüğüm baloncuyla heyecanlandım.Küçükken balonun hiç olmadı.Babam ise gittiği için genelde annemle çıkardık.O da bana hiç almadı.İlk balonum onun sayesinde olmuştu. Mimik oynatmıyordu ama bu anın onunda hosuna gittiğini biliyordum. Onun anne babası olmadığı için hiç alınmadığını biliyordum. Bana baktı "önden git geliyorum" bir balonda onun için aldım. Koşarak yanına gittim "Baak ben de sana aldım.Güzel mi?" Balona baktı ve tebessüm etti.Yüzündeki gülümseme hiç dinmesin istedim fakat yaşadıkları bunu engelliyordu. Keşke onunla çocukken tanışabilseydim. "Küçüklük falini görmek isterdim, kim bilir nasıl tatlısındır" "Küçüklük fotoğrafım hiç olmadı" yüzümdeki gülümseme soldu. Onun küçüklüğü acıyla doluydu ve hiç fotoğrafı yoktu. "Sen gördün sayılır" Ben görmüş müydüm? Onun küçüklüğünü görmüş müydüm? "Nasıl yani?" "Annemler beni terkettiğinde yurtta kalmaya başlamıştım, bı gün sapsarı sacları beline uzanan fındık burnu olan bir kız içeri girdi." "Annen seni yetimhaneye getirmişti.Seni orada gördüm, sende beni.Hatta annenin elini tutmayı bırakarak yanıma kostun" "Meyaba.Senin adin ne?" "Fakat ben seninle konuşmadım.Buna üzülmüştün.Beni tanımak istemiştin.Yine de vazgeçmedin." "sanırım beni istemedin.Tekrar karşılaşırsak, beyinle tanışır mısın Akyel?" "daha ismimi dahi söyleyemiyordun" "İlk defa sana gülümsedim.Yetimhaneye geldiğimden beri kimseyle iletişim kurmayan ben, sana gülümsedim." "Bunu bir cevap olarak kabul ettiğin için gülümseyerek annenin yanına gittin" İnanamıyordum.Beni yurda mı bırakacaktı? "Fakat sonra baban geldi.Annenle kavga etti, seni bırakmak istemediğini söyledi.Bu yüzden seni yetimhaneye vermekten vazgeçtiler." "Ben.Ben böyle bir şey hatırlamıyorum ki?" "Olabilir, ben böyle şeylere alışkın bir çocuktum, sen değildin.Baban annene bağırıyordu.Travma nedeniyle hatırlamıyor olabilirsin.Bir daha da hiç karşılaşmadık.Ta ki sizin sınıfa gelene kadar." "Bunları, sen nereden hatırlıyorsun?" "Güneş rengi saçlarını unutmak kolay olmadı" bunu yanlışlıkla ağzından kaçırdığı yüz ifadesinden belliydi. Onunla küçükken de karşılaşmıştım, bu en mutlu anlarımdan biriydi. Annemin beni yurda birakmak istemesine üzülmüştüm evet, hatta o kadar kırılmıştım ki neden böyle bir şey yaptığını anlamaya çalıştım ama anlayamıyordum. Kalbim onu anlamak istese de aklım bunu istemiyordu. Annemi affetmek istiyordum fakat annem, affedilecek bir şey yapmadığını düşünüyordu...
|
0% |