@ilkaskimilkheyecan
|
"Bu eve bir temizlikçi lazım!" diye bağırdı annem. Gözlerimi devirdim.Aksel'in bana baktığını hissedince ona doğru döndüm. Tebessüm ediyordu. Neden şuan onu öpmek istiyordum? Anneme döndüm "al o zaman bi temizlikçi.Annelik yapmadın bunu da yapma. "Son söylediğim şeyi sessiz söylemiştim fakat Aksel duymuş olmalıydı. "Heh!" diye bir ses geldi içeriden "Buldum! Valla buldum!" Aferin sana.Ne büyük başarı. "Hemen çağırıyorum" beni ciddiye mi almıştı? "Ne gerek var!"dedim sinirle "yetemiyor muyuz biz bu eve?" "Yetemiyoruz Güneş! Yetemiyoruz!Sen gitsen çok güzel de yetecek." "Gidersem mi?" dedim üzüntülü bir şekilde.Kalbimi kırmıştı. Cevap vermedi, çarpan kapının yanına gitti. Kapı açıldığında içeri giren kadına gülümsedim. Kadında gülümsediğinde gözleri yan tarafa kaydığında gülüşü yavaş yavaş silindi. Kaşlarım çatıldığında Aksel'e baktım. Yüzü bembeyaz olmuştu, o iyi değildi. "Aksel..noluyor?" "Oğlum.." ayaktaki kadının dediği şey, donup kalmamı sağladı. O, Aksel'in annesiydi. Aksel yumruklarını sıktı. "Oğlum deme bana.Ben senin hiçbir zaman oğlun olmadım." Şuan ne yaşanıyordu? Gerçekten Aksel'in annesi burada mıydı? Annemin bulduğu temizlikçi o muydu? Buradan çıkmamız gerektiğini düşündüm.Onun annesiyle konuşması, içini dökmesi gerekiyordu. Annemin kolunu tutarak çektim.Annesini özlemiş olmalıydı.. Onu terkeden bir kadını nasıl özleyebilirdi ki? Medya: Yazardan Aksel, annesine nefretle bakıyordu.İçinde küçük de olsa bir sevgi yoktu ona karşı. Onun için gittiği gün bitmişti. Önündeki kişi, birinden farksız değildi.Ona annesi gözüyle bakmıyordu,bakmayacaktı. "Oğlum!" Yanına giderek Aksel'in elini tuttu.O ise elini yavaşça onu yıllar önce bırakan kadının elinin içinden çekti. "Beni neden bıraktın?" Sakindi.Hiç olmayacağı kadar sakindi. "Seni bırakmak istemedim-" Aksel'in gözünden yaşlar akarken güldü. " 'Hiçbir zaman sevilmeyeveksin.Hiçbir kadın seni sevmeyecek, çünkü beynini tırmalayan birini kimse istemez, yalnız doğdun yalnız öleceksin' bunları da mı isteyerek söylemedin?" Belki de kırıcı konuşuyordu fakat o yıllarca bu acıyla ve sözlerle yaşamış, kendine bunu inandırmıştı.Çünkü anneler her zaman doğruyu söylerdi. "Biliyor musun?" Yanağındaki yaşları elinin tersiyle sildi ve devam etti. "Hiç sevilmeyeceğim konusunda yanıldın,Bir kız var.Beni çok seviyor, beni herkesten çok seviyor.Bunu hissedebiliyorum" Güldü.Aksel herşeye rağmen gülmek istedi fakat gülmenin bir çözüm olmadığını çok iyi biliyordu. "O kız bana anne sevgisini bile hissettiriyor biliyor musun?" Kendi öz annemden hissetmediğim şeyleri bana o kız veriyor." Annesinin gözleri bile dolmamıştı.Gerçekten bu söylediği şeyler hiç içine işlemiyor muydu? Onu hiç özlememiş miydi? Aksel'in beynini tırmalauan bu soruları ona soramadı.Kendi annesine sormaktan çekindi çünkü duyacağı cevaptan korkuyordu. "Beni hiç sevmedin mi? Gerçekten sevmedin mi? Hiç mi?" Masumca söyledikleri annesini susturdu. Cevap vermedi, veremedi. "Konuşsana." Dedi yorgunluktan kirpikleri ıslanmış, gözüne yapışırken. "O gün çok güzel konuşmuştun.Şimdi de konuşsana." Annesinin ağzından tek bir cümle çıktı. "Özür dilerim." Neyin özürüydü bu? Onu bırakıp 11 sene sonra geri gelmesinin özürü mü? Onu kırmak istemiyordu.Ne olursa olsun bunu istemiyordu. "Özür dileme.Neyin özrünü dinliyorsun ki? Saçma." "Bana bir şans ver.Sana yapamadığım anneliği yapmak istiyorum." "Şans mı?" Buruk bir gülümseme oluştu Aksel'in yuzunde. "Annelik sana 11 sene sonra mı geliyor?" Konuşmadı.Yine ve yine sustu.Haksız olduğunu biliyordu. "Sana kızgın değilim.Üzülmene gerek yok.Kırgın da değilim.Bu yüzden üzülme, ben seni affediyorum." Gülümsedi. "Bana ne yapmış olursan ol, seni affediyorum.Çünkü sen benim annemsin anneler affedilir." yüzünde buruk bir gülümseme vardı. "Ama.." "Bende artık bir yerin yok.Özür dilerim anne.Bunu yapamayacağım.Sen benim için 11 sene öncesinde kaldın.." Kadın, duyduğu şeyler üzerine göz yaşlarını tutamadı. Oğlunu kaybettiğini şimdi hissediyordu ve biliyordu. O kendi hataları yüzünden öz oğlunu kaybetmişti.Oğluna annelik yapamamıştı.O kötü biriydi. Annesi yavaşça arkasını dönerek kapıdan çıktığında Aksel yavaşça koltuğa oturdu. Gözümdeki yaşlar ha döküldü ha dökülecekti.Kendini sıkıyor, ağlamamaya çalışıyordu. Onun için annesizlik hep çok zor olmuştu. Medya:Güneş İçeriden duyduğum şeyler gözlerimin dolmasını sağlamıştı. Annesi onu sevdiğini bile söylememişti. Mutfaktan çıkarak Aksel'in yanına gittim. Sessizce yanına oturduğumda ekimi usulca omzuna uzattım. "İyi misin? diyeceğim saçma olacak ama-" bana doğru bakarak hızla sarıldı.Kollarını sıkı sıkı sardığında gözyaşlarının üstüme döküldüğünü hissedebiliyordum. "Ailemi çok özlüyorum." Ona daha sıkı sarıldım.Konuşmama izin vermeden tekrar konuştu. "Bir şansım vardı.Annemi yeniden hayatıma almam için sadece bir şansım vardı.Ama ben korktum.Tekrar beni bırakıp gider diye çok korktum!" Saçlarını okşadım "seni anlıyorum Aksel.Bunları yaşadığın için çok özür dilerim.Sen sevilmeyi fazlasıyla hakediyorsun.Sevilmeye layık olmadığın için değil, onların bir kalbi olmadığı için bunlar oldu.Kötü ve eksik olan sen değilsin.." Hüngür hüngür ağlarken cevap vermedi.Bende hiç konuşmadım ve içini dokmesini bekledim. Ağlamak, gülmekten daha çok rahatlatan, fakat zor bir şeydi. "Seni seveceğim.Sonsuza dek.Seni sevmeyen kim varsa onların yerine ben seveceğim.Yemin ederim.." O kusurlu bir çocuk değildi.Ona hep böyle hissettirmişlerdi fakat o gördüğüm en kusursuz çocuktu.. Sevmeye, dokunmaya kıyamayacağım kadar güzel birşeydi. 'sevgi bekleyen bir çocuğun, sevmeyi bilmeyen bir annesi vardı..'
|
0% |