@ilkaskimilkheyecan
|
Aksel'le okula geldiğimizde ofladım. Aksel'e bir ev bulmuştuk ve o yerleşmişti. Ne yani ben eve gittiğimde Aksel'i göremeyecek miyim? Olsun evine giderdim. Bir gün Aksel beni kovup 'artık gelme!' dese şaşırmazdım.Fazla gittiğimin farkındaydım. Damağım kuruduğunda elimi çantamın yanındaki yere uzattım.Suyumun olmadığını farkettiğimde Aksel'e döndüm. "Aksel sen sınıfa çık, ben kantinden su alıp geliyorum." Başıyla onaylayıp sınıfa çıktığında kantine girip suyu aldım. Bir yandan da 3 gün önceki olayı düşünüyordum. Aksel annesiyle yüzleşmişti. Onun için çok üzülmüştüm.Omzumda ağladığında içimden bir şeyler koptuğunu hissetmiştim. Suyu aldığımda sınıfa doğru ilerledim. Sınıftan içeri girdiğimde gördüğüm manzara gülüşümün solmasını sağlamıştı. Gazel, Aksel'in yanında oturuyordu. Yanlarına doğru gittim. "Aksel?" Şaşırmış bir şekilde söylediklerim onu bana döndürdü. "Onun burada ne işi var?" "Artık burada oturuyorum canım.Uza hadi." Gazel'in dediği şey yutkunmamı sağlamıştı. Nasıl yani? Gerçekten onunla mı oturacaktı? "Gazel kalk." Söylediğim şey onu şaşırttı.Gideceğim sanıyordu fakat bunu yapmayacaktım. Aksel neden ona bir şey demiyordu? "Derken?" Ağzını yaya yaya konuşması beni fazlasıyla sinirlendiriyordu. "Siktir git burdan demek tatlım!" Aksel şaşkındı, onun yanında ilk defa küfür ettiğimi duyuyordu. "Gidemem hayatım.Farkettiysen Aksel seni istemiyor.Aynı annen gibi" gözümün içine bakarak söyledikleri kalbimin kırılmasını sağlarken ifadesizdim.İlk defa böyle durmayı başarmıştım. Gözlerinin içine bakarak derin bir nefes verdim "seni çok iyi bir şeyden vurabilirim Gazel.Ama bu seni çok üzer ve ben bunu yapmayacağım.Bana kahpelik yapsanda sana bu sözleri söylemeyeceğim." Onun annesi ölmüştü. Arkamı dönüp yürümeye başladığımda dediği şeyler yerimde çivilenmemi sağlamıştı. "Yoksa annenin seni yetimhaneye bıraktığı anılar mı canlandı gözünde? Oy yazık sana." Gülerek söyledikleri beni çok üzüyordu. O kadar üzüyordu ki, bana dokunsa kendimi ağlayacak gibi hissediyordum. İşte bende bunu sevmiyordum.Bu kadar zayıf olmaktan nefret ediyordum. Arkamı yavaşça döndüm. Yere doğru bakarak kafamı salladım. "Sen kötü biri değilsin.Ben bunu biliyorum Gazel.Peki neden bunu yapıyorsun? Sana bunları yaptıran ne? Aşk mı sevgi mi?" Söylediklerim gülüşünü yavaşça sildi. Yavaşça bana doğru yaklaştı. "Gerçekten seni en yakınım olarak gördüğümümü sanıyorsun? Ben para seviyorum.Gösteriş seviyorum.Sen bunu hiçbir zaman görmedin.Belki de gördün ama beni çok seven bir aptal olduğun için görmezden geldin.Seninle arkadaş olduğum için ortamlarım oldu, param oldu.Şimdi de onu istiyorum." Gözleriyle gösterdiği kişi Aksel'di. Endişeyle bakıyordu.Bana endişeyle bakıyordu. O an onun isteyerek susmadığını anladım. Gazel ona birşey demişti.Kesinlikle demişti.Yoksa böyle susmazdı değil mi? Gazel'e tekrardan döndüm. "Biz seninle aynı sofraya oturduk Gazel.Aynı yerden yedik.Güldük.Düştük beraber kalktık.Sen gerçekten bunu bana yapıyor musun?" Büyük bir rahatlıkla kollarını birbirine bağladı. "Yaptım bile." Hiçbirşey demedim.Deme gereğinde bulunmadım.Ona diyecek hiçbir şeyim yoktu. Tek bir şey vardı fakat ona bunu asla demeyecektim. Tekrardan arkamı dönüp yürümeye başladığımda yine durmak zorunda kaldım. Fakat bu sefer donup kalmamı sağlamıştı.Onun dediği şey, bedenimi kasmıştı. "Ha bu arada annen babamlaydı.Geçerken uğra da onu da al." gülerek söyledikleri ellerimi yumruk yapmamı sağladı. Annem, kırmızı çizgimdi. Bana ne derse desin, beni yurda bile bırakmak isterse istesin, sevmesin.Yine de ona kimse böyle diyemezdi.O benim annemdi ve ben ona asla laf söyletmezdim. Hızla arkamı dönerek Gazel'in tişörtünün yakasını tutarak kendime çektiğimde öksürdü. "Eğer bir daha annem hakkında ileri geri konuşursan seni üzerim.Yemin ederim ki bunu yaparım.Seni o kadar üzerim ki, düştüğün yerden kalkmana zamanın olmadan, tekrar düşersin.Bir daha..Bir daha sakın." Yakasını bırakıp geriye doğru ittiğimde öksürdü. Nefretle gözlerimin içine baktığında arkamı dönerek çantamı aldım ve sınıftan çıktım. Anneme bunları demesine izin vermezdim.Gerekirse onun canını fazlasıyla yakardım, fakat anneme laf söyletmezdim. Beni sevmemiş olsa da o benim annemdi. Kimseyi görmek istemiyordum.Sadece eve gidip dinlenmek istiyordum. Anne, bunu neden yapıyor? En yakınım neden bunu yapıyor? & Yavasca gözümü araladığımda telefonuma bildirim geldi.Masanın üstünden aldığım telefonun ekranını açtım.Aksel'den mesaj geldiğini görünce merak etmiştim.Kalbim yine at koşturuyor gibi hızlı atmaya başlamıştı. Evde kimse yoktu bu yüzden Aksel'in mesajını sesli okuyarak oturma odasına gittim. Aksel: Erken gittin. attığı mesaj buydu. "Tebrik ederim Aksel anlayabilmişsin! Heralde Gazel'le vakit geçirmekten yeni farkına vardım! Güneş: Evet erken gittim.Yeni mi farkettin? Aksel: hayır. Güneş: neden yazdın? Aksel: Dışarısı çok soğuk Güneş: Evine neden gitmedin? Aksel:evimdeyim. Güneş:nasıl yani? O zaman nasıl üşüyorsun? Aksel: senin evinin önündeyim Dedigi şeyle yaşadığım şoku üstümden atamazken kapıya koştum. Kapıyı açtım. "Aksel?" Sesimdeki şaşkınlık fazlasıyla barizdi. Yarım akıllı olduğu için bu soğukta kısa kollu giymişti. Aksel'in kolundan tutarak içeri çektim. "Ya sen yarım akıllı mısın!" Ona kızmamı beklemiyor olacak ki şaşırdı.Ona her kızdığımda yüzünde böyle bir ifade oluyordu. O aynı bir bebek gibiydi. "Gel buraya." Yavaşça benimle geldi.Onu koltuğa oturttuğumda içeriye doğru ilerledim. Dolabımın içindeki battaniyeyi yavaşça çıkardığımda Aksel'in yanına gittim. Ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu. "Ben senin gibi yarım akıllı olmadığım için sana battaniye getirdim." Yüzüme merakla baktı "ben yarım akıllı mıyım?" "Evet, öylesin." Güldüm. "Ben yarım akıllıysam sende öylesin." Kahkaha attım "gerçekten aklının yarım olduğunu mu düşünüyorsun?" "Öyle demedin mi?" Bu çocuk gerçekten saftı.Onun bu saflığını seviyordum. "Pekala, sarıl şimdi o battaniyeye ben sana çorba yapacağım." Cevap vermediğinde çorba yapmak için mutfağa yürüdüm.Paket çorbayı açtığımda arkamdan bir ses gelmişti fakat dönüp bakmadım. Bir el elimin üstünü örttüğünde heyecanlandığımı kalp atışlarımdan anlayabiliyordum.Umarım Aksel duymuyordur. Ona doğru döndüğümde bir eli de yüzümü sardı. "Yüzün.." dedi elleri yavaşça alnımdan yanağıma doğru ilerlerken. "Yüzün toz olmuş." "Öyle mi?" Yüzüme bakmayı sürdürdü. "Aksel?" Dedim burukça. "Hım?" Efendim demek yerine hep böyle diyordu. "Gazel.. gerçekten sevgilin mi? Seviyor musun onu?"
|
0% |