@ilkaskimilkheyecan
|
Gözlerimi yavaşça araladığımda annemi görünce hızla ayağa kalktım. Ne zamandır yatıyordum? Annemin yüzü öfkeyle kıpkırmızı olmuştu.Neden böyle olduğunu anlayamamıştım fakat o benim kolumdan tutarak mutfağa doğru çekti. "Ne oluyor anne?" Birden bağırmasıyla yerimden irkildim. "Sen neden yatıyorsun o çocuğun göğsünde! Aşık oldun değil mi sen ona!" Güldüm. "Mutlu olmam senin fazlasıyla zoruna gidiyor değil mi?" İğrenir gibi bakışlarını üstümde gezdirdi. "Sen nasıl bir kızsın ya! Sevgi ne demek biliyor musun ki bu çocuğu seveceksin! Daha öz anneni sevememişsin sen!" Gözlerimdeki acı kendini fazlasıyla belli ediyorken ona doğru yaklaştım. "Sevgiyi öğretmediğin bir çocuktan sevgi bekleyecek kadar acizsin sen." "Sana kızım demekten utanıyorum biliyor musun?" Gözlerim dolduğunda ona doğru tebessüm ettim. "Diyor musun ki anne? Bana kızım diyor musun?" Sustu.Konuşmadı. "Küçüklüğümden beri yaptığın tek şey beni ezmek oldu anne.Hiçbir zaman senin annem olduğunu hissetmedim.Başka çocukları öpüp koklarken kendi kızını sevmekten acizdin sen anne!" Sustu. "Hiç düşünmedin mi ya! Hiç demedin mi bu benim kızım.Öz kızım.Ben neden böyle yapıyorum.Neden onu sevmiyorum.Neden onu bir çöp gibi hissettiriyorum.Neden ona tiksinerek bakıp sözlerimle onu neden incitiyorum demedin mi ya! Sen beni hiç mi sevmedin anne?" Sesim kısık çıktığında bir umut ona bakıyordum. Lütfen..Lütfen bir kere olsun beni mutlu edecek birşey söyle. "Sevmedim." Söylediği şeyler kalbimi ezip geçti.Üstüne öyle bir basmıştı ki, kırıldığını görebiliyordum fakat onu toparlayacak gücüm yoktu.Toparlasam bile onu bir araya getirmek artık imkansızdı. "Sevilmeyecek bir kız olduğunu hala anlayamadın mı? Aksel gitmeyecek mi sanıyorsun? Herkes gibi o da seni sevmeyecek.Bunu bi gün anladığında bana teşekkür edeceksin.Ama seni affetmeyeceğim." Gözlerimdeki yaşlara hakim olmaya çalıştıkça daha fazla döküldüler. "Affetmeyecek misin? Anne sen kendi hatalarının farkı nda değilsin.Farkına da varmayacaksın çünkü senin orada bir kalbin yok" gözlerimle gösterdiğim yere yutkunarak baktı. "Ben ne dersem diyeyim sen değişmeyeceksin.Çünkü sen birine sevgi verecek kadar iyi değilsin.Söylesene, babamı nasıl sevdin? Yoksa onu kullanıyor musun?" Attığı tokatla yüzüm yana doğru düştüğünde gözümden bir damla yaş döküldü. Arkamda adım sesleri hissettim. arkamı döndüğümde gördüğüm kişi Aksel'den başkası değildi. Beni kendisine doğru çevirdi ve Annemin tokat attığı yere başparmağıyla okşadı.Kulağıma doğru eğildiğinde fısıldadı. "Sen içeri git.Ben hemen geleceğim." Onu dinleyerek içeri gittim. Annemden yemediğim bir tek tokat kalmıştı.Onu da yemiştim. yazarın anlatımıyla: Aksel karşısında ki kadına gülümsedi. "Güneş'e neden vurdunuz? O sizin öz kızınız." "Değil.O benim kızım falan değil.Hiçbir zamanda olmayacak." "Pekala." diyerek kafasını salladı. "Bir daha o kızım bile diyemediğiniz kızın saçının teline bile dokunmayacaksınız." Şaşkınca bana bakarken gülüşü soldu. "Onun yüzüne dokunmaya korkarken, sizin vurmanızı kabul edemem.Evet, ben seviyorum onu.Bunu biliyorum.Artık çok iyi biliyorum.Ne zaman üzülse, ağlasa başına birşey gelse benim kalbim parçalanıyordu.Aynı şekilde onun da böyle olduğunu biliyorum.Onun sevdiğini kalbimle hissederken yine de bir gün gidecek diye çok korkuyorum." Sustu.O kadın gözlerini kaçırarak sustu.Konuşmadı, konuşamadı.Kızına yaptığı seylerin farkındaydı. "O senden tek ne istedi biliyor musun?" Annesinin cevap vermesini bekledi fakat o susmuştu.Her zaman ki gibi yine sustu. "Sadece sevgini istedi.O senden para istemedi ki veya başka hiçbir şey istemedi.Sadece ona bir anne ol, kol kanat ger dedi. Bak benim kimsem yok.Babam daha bir kaç gün önce beni öldürmek için bıçakladı.Annem desen 7 yaşındayken beni yurda bıraktı.Ona çok yalvardım ama bağırışlarım onun umrunda bile olmadı." "O soğuk yataklarda ailen olmadan yaşamak ne kadar zordu biliyor musun?" "Güneş'in anne babası var.Hatta babası onu çok seviyor.Bunu görüyorum.Babası, beni bile sevmeye çalışacak kadar iyi kalpli. Fakat sen, ona tek bir kelime söylemekten çekiniyorsun.İçindeki sevgiyi ona dökmekten sakınıyorsun.Tabi o da varsa." "Şuan aynı şeyleri sen yaşıyor olsaydın nasıl hissedeceğini düşün.Biraz da olsa empati yapmayı dene çünkü Güneş'in başka şansı yok.Anne sevgisi görmeden yaşamak bir hayli zor ve ben bunun olmasından nefret ediyorum." Arkasını dönerek kapıdan çıkmak üzere olan Aksel, kadının sesiyle durdu. "Yapamam." Hıçkırdı.Ağlıyordu fakat Aksel bunun samimi olmadığını biliyordu. "Onu istesem de sevemiyorum.Sevemem.Onu hiç kızım olarak görmedim.Hiçbir zaman görmedim.Bu benim suçum değil.Yapamam.." Aksel tebessüm ederek arkasını döndü fakat gülüşü buruktu. "Keşke sizin çocuk seçebildiğiniz gibi bizde anne babamızı seçebilseydik.Belki severlerdi bizi." Kapıdan çıkmadan önce tek söylediği şey bu olmuştu. Bir anne çocuğu nasıl sevmezdi.Denemeye yeltense bile nasıl sevemezdi? Kanından canındandı.Bunu Güneş'e yapma hakkı yoktu.Hiç birine yapma hakları yoktu. Neden onlar anne babalarını seçememişti? Hep olan neden çocuklara oluyordu? Güneş'in yanına doğru ilerlediğinde koltukta öylece oturduğunu gören Aksel yanına ilerledi. Seslerini duymuş olmalıydı çünkü salonla mutfak çok yakındı. Bu konuyla alakalı ona hiçbirşey demedi.Üstüne gidip onu üzmekten çok korkuyordu.Zaten fazlasıyla üzülmüş olmalıydı. Gözleri dolu dolu Aksel'e öndü. "Size gidelim mi? Bizde durunca duvarlar üstüme üstüme geliyor." Gülsün diye söylediği o şey Güneş'i gerçekten de güldürmüştü. "Biz de de duvar var.Yok mu?" "Hayır canım öyle değil." Gözünün üstündeki kırmızılığı yeni farkeden Aksel başparmağını onun yarasının üstüne koyarak yavaşça okşadı. "Çok acımış olmalı." "Acıyan yara değildi Aksel." Burukça gülümsediğinde söylediği şeyler Aksel'i kahrediyordu. Onun gülen yüzünü istiyordu.Ağlamasın hep gülsün şen şakrak olsun istiyordu. Çünkü o böyle bir kızdı, Aksel onunla hayat bulmuşken daha da dibe batmasını istemiyordu. Onun adını Güneş koymuşlardı fakat sevgi vermeyi bile bilmeyen bir anne, kızının ışığını söndürüyordu ve bunun farkında olmasına rağmen durmuyordu. O Güneş'i sevmeyi hiç denememişken, Güneş ondan vazgeçmemek için sürekli bunu deniyor ve üzülüyordu. "Sana bir şey itiraf edebilir miyim?" Gözlerini yavaşça kapattı. "Söyleyebilirsin." "Sen böyle üzüldüğünde ve her kendini çaresiz hissettiğinde benim buram çok acıyor Güneş."diyerek kalbini gösterdi. Ansızın gelen bu itiraf, Güneş'in şaşırmasını sağladı.Genelde böyle şeyleri ona söylemiyor.Söyleyemiyor çünkü utanıyordu. "Senin Güneş'ini söndürmeye çalışıyorlar ve ben bunu başardıklarını gördükçe kahroluyorum." "Bu da bana özgü bir şey belki de.Annem beni böyle seviyor belki de." "Güneş'ini söndürmeye çalışan, sana Güneş ismini verenden başkası değil." Söylediği şeyler Güneş'i kahretti. Bunu dememiş olmak istiyordu fakat ona bunu söylemese çabalayıp daha fazla üzülecekti. Gözlerinden yaşlar süzüldüğünde daha fazla dayanamadı ve ağlamaya başladığında Aksel onu göğsüne çekerek sarıldı. "Özür dilerim" Ona yapılanlar için ben özür diliyordum çünkü buna fazlasıyla ihtiyacı vardı.
|
0% |