Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4.UYUYAN PRENS

@ilkaskimilkheyecan

Elimdeki telefona gülümseyerek baktım ve Aksel'in sohbetine girdim.

Siz: krem için sağol Aksel :)

Siz: bide seni ders çalıştırmaya karar verdim yani tabi sende istersen.Ama istediğini anlamam için yazman lazım

Kıkırdadım mesaja bakarken

Aksel: olur

Bana karşı yazılı olarak söylediği ilk şeydi

Saçmaydı ama mutlu olmuştum.

Siz: o zaman yarın okul çıkışı beraber gideriz *görüldü

Birşey demediğine göre kabul ettiğini düşünerek yazması için onu zorlamadım.Gülümseyerek telefonu yerine koydum.

Yarın çok güzel bir gün olacak gibi duruyordu

&

Sınıfa girdiğim gibi gülümsemem büyüdü.

Her zamanki gibi yerinde oturuyordu.

Yanına giderek oturdum

"Merhaba Aksel."dedim sevecen bir gülümsemeyle.O ise sadece suratıma baktı.

"Heyecanlı mısın bugün için yani heyecanlı mısın derken- neyse bak ben sigara böreği yaptım.Kendime koydum da şimdi aç değilmişim onu farkettim sen ye"diyerek ona uzattım.

Bı bana bı elimdeki kutuya baktı.

Almak da kararsızdı.

"İstemiyor olabilirsin ama bence almalısın pis değil merak etme"

İçini rahatlatmak istiyordum.Belki de pistir diye almak istemiyordu.Ya da o kadar da yakın olmadığımızdandı.Haklıydı da.

Elini yavaşça kaldırdığında kabı eline tutuşturdum.

"Ben su alıp geliyorum."Aksel'in çantasına baktım "seninde suyun yok sanada alıp geliyorum" yerimden fırlayarak kapıdan çıktım.

Yazarın anlatımıyla:

Güneş sınıftan çıktığında içeri Tuna girdi.

Aksel'i tek başına görünce sırıtarak yanına doğru ilerledi.

"Oo.Koruyucu meleğin yok mu bu sefer yanında" Aksel Tuna'ya doğru dönerek baktı ve sakince tekrardan önüne döndü.

Tuna Aksel'in önündeki yemek kabını görünce yüzü düştü.

O kabın Güneş'e ait olduğunu biliyordu.

"Bu ne"dedi sinirle "bu kap Güneş'in.Sende ne işi var!"

Aksel yavaştan sinirlenmeye başlıyordu.

Tuna'ya doğru döndü ve kabı eline alarak içindeki sigara böreklerinden birini yedi.

Tuna ellerini yumruk yapmıştı.Aksel onu sinirlendirmeyi başarmıştı.

Tuna kapıdan girecek olan Güneşi gördüğünde sırıtarak Aksel'in elindeki kapı aldı ve yere fırlattı.

Güneş:

Sınıfa neşeyle girdiğimde gördüğüm manzarayla şok oldum.

Aksel'e verdiğim sigara börekleri yerdeydi.

"Yuh ama Aksel"dedi Tuna "belli ki biri yapmış sana onları yazık değil mi neden yere fırlatıyorsun"dediğinde gözlerimin dolmasına engel olamadım.

Üzülmem saçmaydı biliyorum ama gözlerim dolduğunda hicbirsey yapamadım.Keşke istemediğini daha açık belli etseydi.Ona yaptığım börekleri fırlatarak değil.

Aksel bana doğru döndüğünde ona baktım "istemediğini daha açık belli etseydin vermekte zorlamazdım seni.Kusura bakma."

Yerdeki börekleri toplamaya başladığımda Aksel kolumu tuttu.

"Yapmadım" dedi.

İlk defa konuşmuştu benimle.

O da bok gibi bir andı.

"Neyi" dedim salak gibi.

Sence neyi olabilirdi Güneş

Konuşmadı.

Bir kelime söyleyip susacak mıydı?

"Bı kelime söyleyip susucak mısın Aksel.Seni anlamıyorum.Gerçekten.Anlamıyorum."

Aksel gözlerime öyle bir baktı ki sanki 'kimse beni anlayamaz' der gibi bakıyordu.

"Aksel."

Sustum.

Birşey demedim.

Derin bir nefes verdim "okuldan sonra gelecek miyim"dedim yere bakarak. "Tabi sen yine bişey demeyeceksin.Pekala bu sessizliğini tamam olarak kabul ediyorum."

Ona kızmıştım ama yine de onu görmek istiyordum.

&

"Aaaa Aksel evin ne kadar da güzel" küçük bir evi vardı fakat paril paril parlıyordu.Küçük küçük koltuklar vardı ev çok minnoş duruyordu.

"Ev çok tatlışmış aynı senin gibi" bunu derken utanmayı bekliyordum ama hiç utanmamıştım.

Aksel'e doğru döndüğümde şaşkın olduğunu farkettim. Sanırım onu ilk defa bir ifadeyle yakalamıştım.Genelde ifadesiz olurdu.

"Hadi o zaman başlayalım dersee" heyecanla elimi şaklattığımda Aksel çok huzurluymuş gibi hissettim.

Okulda böyle bakmıyordu.Gözleri böyle izlemiyordu etrafı.

belki de etrafı değilde seni izliyordur

Saçmalama güneş.Ne alakası var Böyle diziler izlemeyi bir an önce bırakmam gerekiyordu.

&

"Bu konuya zaten daha geçmedik hoca anlatınca onu da anlatırım sana"dedim derin bir nefes vererek.

Neredeyse bir kaç saattir ders anlatıyordum.

Kitabı kapadım "evet.Şimdi şey dicektim sana-" tam Aksel'e dönmüştüm ki gözlerinin yavaş yavaş kapandığını farkettim.

"Aksel-"dedim sessizce.

Kafasını masaya koyduğunda uyumak istediği çok açıktı ama yanımda uyumaz sanmıştım.

Bende başımı masaya koyarak ona baktım.

"Aksel?"diye seslendim hafifçe.

"Hım?"

Kıkırdadım.Uyurken çok tatlı görünüyordu.

Onunla uyumak güzel olurdu.

İnsanın içini huzurla dolduruyordu.

Şimdi bile öyleydi.

Onda farklı bir şey vardı.

"Seni sevmek istiyorum sevebilir miyim?"

Akselden ses gelmedi fakat onun gülümsediğini farkettim.İçinde bulunduğu durumdan fazlasıyla mutlu gibi görünüyordu.Söylediğim şeyi duymuş muydu duymamış mıydı bilmiyordum ama söylediğim şeye gülmüş olsun istedim.

Veya öyle düşünmek istediğimden bu beni mutlu etti.

"Yani..sevebilirim" gülümsemem büyüdüğünde elim saçlarına gitti.

Yumuşacık saçlarında gezindi parmaklarım.

O kadar sevimli duruyordu ki yanağını okşamak istedim.

Parmağım yavaşça sıcacık teninde gezindi, gülümsedim

"Tenin ne kadar da yumuşak.."

Yüzümün düşmesiyle geri çekildim.

Aksel'in masasının üstünde bir resim vardı.

Onu yirtmisti.

Bu bir aile resmiydi.Yanındakiler annesi babası ve kardeşi olmalıydı.

Ama o üçünü bir arada kendini ayrı bırakarak resmi yırtmıştı.

Onun küçüklüğüne baktım.Yüzümde bir tebessüm belirdi.

O sırada resmin arkasını çevirdim.

"sevginin ne demek olduğunu öğretmediysen sevilmemeyi göze almışsın demektir."

Gözüm dolduğunda resmi geri yerine bırakarak Aksel'e baktım.

"Sevilmeyeceğini sanan bir salaksın sadece."diyerek gülümsedim.

"Ben sana sevgiyi öğretirim.."


 

 

 


 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%