@ilkaskimilkheyecan
|
"Tuna ne işin var burda!" İçeriye dalarak Aksel'e yumruk attı. "Şimdi de eve zorla kız mı getiriyorsun lan!" Ay benim başıma gelenler Tuna burayı nerden bulmuştu! Aksel'in burnundan kan aktığını görünce Tuna'ya bağırdım "tuna dur artık!" Durarak bana döndü. "Kaşar olduğunu bu kadar belli etme"diyerek yakamı tuttuğunda Aksel hızla ayağa kalkarak Tuna'nın bileğini sıktı. Yakamı bıraktığında geri geri gittim. Resmen ikisi gözümün önünde yumruk yumruğa kavga ediyorlardı ve ben hiçbirşey yapamıyordum. Ayağa kalkarak Aksel'in önüne geçtiğimde karnıma yediğim yumrukla iki büklüm oldum. "Güneş!İyi misin!" Yanıma oturarak ismimi ilk defa söyleyen Aksel'e baktım. İsmim onun ağzından çok güzel çıkmıştı. Aksel'in ölümcül bakışlarına dayanamayıp kapıyı çarparak dışarı çıktı Tuna. Tuna neden böyle birşey yapmıştı? Aksel'in kanayan dudağına baktım. Elimle kanayan yeri sildim. "Çok acıdı mı?"dediğimde gülümsedi. Cevap vermedi. Aramızdaki yakınlığı farkettiğimde yutkundum. "Peçete!"diyerek bağırdım. Bağırmamdan irkilmiş olacak yerinde hopladı. Çocuğun aklını almıştım! Acaba insanların aklını alıyorum derken ciddiydim diyip daha da mı batsam yoksa kalkıp koşsam daha çok mu rezil olurum diye düşünken bağırdığım aklıma gelince Aksel'in gözlerine baktım. "Şey peçete.Yani dudağını silelim peçeteyle kanamasın"diyerek ayağa kalkmamla yere yapışmam bir oldu. Burada neden terlik var ki! İyice rezil olmuşluğun verdiği utançla ayağa kalkarak üstümü başımı düzelttim. Bunu yaparken Aksel'in gözlerinin bende olduğunu biliyordum ve kıkırdadığını da duyabiliyordum! Arkamı dönerek ona baktığımda hızla başını başka yere çevirdi. Önüme dönerek ağlamak üzere olan bir bebek gibi elime peçete aldım. Fakat bu ağlama hissi daha çok utançlıktandı. Peçeteyi getirdiğimde Aksel'e uzattım. Bilerek yapıyormuş gibi kesik elini gösterdi. "Bilerek mi yapıyorsun?" Diyerek ona kızdığımda peçeteyi aldı. Ve dudağını sildi. "Biraz şey yap"dediğimde bakışları bana döndü. Niye şuan da Aksel bana baktığında ondan utanıyordum! Bu çocuk anksiyetemi tetiklemişti! & Sonunda dışarı çıkmış okula gitmek için otobüs durağına yürüyorduk. "Havada ne kadar soğukmuş"dedim sesli bir şekilde. Sanırım Aksel'in hırkasını vermesini bekliyordum. Suratıma öylece baktığında "centilmenlik yapıp üstündekini vermeyecek misin?" Dedim. Keşke demez olsaydım. Üstündeki herşeyi çıkarmaya başladığında dehşetle onu durdurdum. "Sen centilmenlik yapmasanda olur Aksel'cim.İyiyim ben böyle"dediğimde kıkırdadı. Gülüşünü görmek için ona baktım. Ben ona bakınca kafasını çevirdi. Bilerek mi yapiyordu! Umarım onun gülüşünü görmeye çalıştığımı anlamamıştır. Zaten yeterine rezil olmuştum. Yüzümde kızaracak yer kalmamıştı! Konuşmadan yürüdüğümüzde sabahtan beri aklımda olan o soruyu sordum "Aksel Tuna senin evini nereden biliyor?" Yere doğru baktı Umarım bu sefer birşeyler söylerdi çünkü çok merak ediyordum. "Eskiden arkadaşımdı."dediğinde şaşkınlığımı gizleyemedim. "Sen ve Tuna mı!Asla inanmam" Bana doğru baktığında yanlış anladığını anladığım için aceleyle konuştum "hayır hayır o anlamda demedim.Tuna zorba bı insan kimseyi anlayamaz sen öyle değilsin " "Seni anladım.Açıklamana gerek yoktu" Hafif bir soğukluk sezmiştim. Tuna'ya laf söylediğim için sinirlenmiş miydi? "Tuna'ya laf söylediğim için sinirlendin mi?" "Hayır.Sana sinirlenmem ben" Sanırım son dediği şey ağzından yanlışıkla kaçmıştı. durağa geldiğimizde otobüs gelmişti. Binmiştik fakat otobüs tıklım tıklımdı. Düşmemek için bir yere tutunmam gerekiyordu fakat tutunacak bir yer arıyordum. çünkü ben hiçbirşey goremiyordum! Otobüs sola döndüğünde ayağım kaydı ve arkaya doğru sendeledim. Belimi saran ellerle düşmeden kurtulmuştum. Fakat bu kişinin Aksel olduğu aklıma gelince ellerimi açıp kapadım. Fazlasıyla stres olmuştum. Düşmememiz için otobüsün önüne doğru ilerledi ve beni de yanında getirdiğinde ordaki demirlere tutunduğumuzda Aksel elini hızla çekti "izinsiz dokunduğum için özür dilerim" Aksel'in ince düşünüp bunları söylemesi beni mutlu etmişti. Gülümsedim.Böyle bir çocuk kime zarar verebilirdi ki.Kardesini öldürebilir miydi sence.Asla.Kim ne derse desin kimsenin kılına zarar vermeyecek bir çocuktu o. Okula geldiğimde ilk işim Gazel'in yanına gitmek oldu.Sınıfta olduğunu görünce kolunu tutarak onu sıradan kaldırdım. "Güneş noluyor"demişti fakat cevap vermedim. Boş bir sınıfa girdiğimizde kolunu sertçe bıraktım. "En yakın arkadaşımdın.Sana o kadar çok güveniyordum ki gerçek kardeşimi sonunda buldum diyordum." Gülümsedi "biz hala kardeşiz ki" Alayla güldüm "evet kardeşimsin.Orospu diyerek ismimi çıkaran bir kardeş." Gülüşü soldu.Sanırım dediklerim onu üzmüştü. "Özür dilerim" "Neyin özrü bu Gazel!Neyin özrünü diliyorsun benden! Nasıl beni orospu yerine koyup insanlara da böyle anlattığının özrü mü!Sen insan olamamışsın ki kardeş olacaksın!"diyerek sınıftan çıktım. Gözümdeki yaşları tutmakta baya bir zorlanıyordum.Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen kişinin böyle yapması da çok koyuyordu. Aynı sofradan yemiştik biz.En kötü günlerimiz beraber geçmişti. Bu hayatta kimseye güvenemeyecek miydik? Sınıftan içeri girdiğimde Aksel'in düşünceli gözleri üstümdeydi. Tebessüm ettim,şuan ne kadar edebiliyorsam o kadar ettim. Yanına oturduğumda sıranın üstüne kollarımı koyarak yattım. "Eğer ağlayacağını biliyorsan gülümsemeye çalışma"diyen sesi huzur doluydu. Ağlamaya başladığımda üstüme birşey örttüğünü hissettim. Diğerleri beni böyle görmesin diye yapmıştı. Aksel sevgiden daha fazlasını hakediyordu.Fakat ona hakettiği şeyi veren yoktu. Gözlerim yavaş yavaş kapandığında kendimi uykunun kollarına bıraktım. Bazen uyumak en iyi çözümdü. Ağlayarak uykuya dalmak ise en kötüsüydü fakat ağlayarak uyuduğumda derin bir uyku çekiyordum. Bir süre sadece uyumak istiyordum..
|
0% |