@ilkaskimilkheyecan
|
Sınıfa hızlıca girerek Aksel'in yanına oturdum. "Bugün noldu biliyor musun!"dedim heyecanlı heyecanlı. Ona bugün nasıl bir kediyi ölümden kurtardığımı anlatacaktım. Yüzüme bakıp birşey demediğinde anlatmaya başlayacaktım ki, yanıma Gazel geldi. Kolumu sertçe sıktı ve kulağıma yaklasarak fısıldadı "seni dinlemiyor bile.Benden sana bir tavsiye konuşmayı bırak.Çünkü konuşunca insanları fazla darlıyorsun" gülüşüm soldu, aynı zamanda Aksel'e dönüp baktım. Gerçekten o böyle mi düşünüyordu? Aksel bana bakmayı sürdürdüğünde gülmeye çalıştım "sanırım unuttum bir ara anlatırım" diyerek yanından kalktım ve sınıftan çıktım. Biraz temiz hava almak istiyordum. Okulun bankına oturduğumda karşıdan Eda'nın geldiğini farkettim. Ona gülümsedim. "Niye burada tek başına oturuyorsun?"diye sordu. Tebessüm ettim "hiç.Öylesine" "Ben bilirim öylesineleri.Bişey var anladım yüz ifadenden."derin bir nefes çektim içime. "Anlatmak ister misin?" "Sana neden güveneyim? En yakın arkadaşımın yaptıklarından sonra eski en yakın arkadaşına neden güveneyim" "Haklısın." güldü "sanırım sana neden böyle bir iftira attığını biliyorum" Eda'ya baktım "nasıl yani" "Basbaya biliyorum işte.Ve zaten çok belli değil mi demeyeceğim çünkü insan en yakın arkadaşı olunca kör gibi oluyor.Yaptığı şeylerin farkına bile varmıyor" Dikleşerek Eda'ya doğru döndüm "peki Gazel neden yapmış?" Bir süre baktı yüzüme Sonrasında ise dediği seylerle şok olmamı sağladı "Çünkü o Aksel'den hoşlanıyor" "Ne? Ne demek Aksel'den hoşlanıyor?Benim için bunları söylemesi, Aksel'den hoşlandığı için miydi!" Başını salladığında sinirden güldüm. Bir erkek için en yakın arkadaşına bunları yapmıştı. Şuan üzüldüğüm tek şey buydu. Eda'nın yanından kalkarak içeri girdim ve sınıfa çıktım. İçeri girdiğim gibi Aksel'in yanına oturdum fakat hiçbir şey demedim. Gazel'in dediği şeyler hala aklımda dönüp duruyordu. Bir şey sormak istemediğim için sustum. Fakat daha fazla dayanamayarak dolu gözlerimle "Aksel konuşmamdan rahatsız oluyor musun?Fazla mı darlıyorum seni?"diye sordum. Bana baktı.Konuşmadı.Gözleri gözlerime derin derin bakıyordu. Konuşmayacak sanmıştım fakat o beni şaşırttı. "Senden rahatsız olduğumu mu düşünüyorsun?" "Rahatsız oluyor musun?" "Sence oluyor muyum?" "Aksel.Soruma soruyla cevap verme lütfen" "Senin soru sorma hakkın varsa benimde var"dediği şeye gülmek istemiştim fakat şuan çok yanlış bir zamandı. Tekrardan ciddi oldum ve aynı soruyu tekrar sordum "Rahatsız olmuyor musun?" Bana doğru yaklaştığında kalbim yerinden fırlayacakmış gibi hissettim. Bana noluyordu? Niye sürekli böyle şeyler hissediyordum.Kalbim onu gördüğünde hızlı hızlı atıyor her saniye ona sarılmak istiyordum.Her dakika onu görmek istiyordum. Bu duygular arkadaşça mıydı? Fazla yaklaştığını farketmiş olacak ki hızla geriye çekilerek gözlerini kaçırdı "şey" "Senden rahatsız olmuyorum , olmam için bir sebep yok.Konuşmandan rahatsız olduğumu mu düşünüyorsun gerçekten? Kim rahatsız olur ki bundan?" Ona belli etmesem de mutlu olmuştum. "O zaman sana bugün nolduğunu anlatayım mı? Anlatayımmı"heyecanla söylediklerim onu mutlu etmiş olacak ki bıyık altından güldü. "Seni dinliyorum" & "Aksel sakin ol ve elindekini yere bırak!"diyerek gülmeye başladım. Kendisi patlamış mısır yapmıştı ama kapağını kapatmayı unutmuştu! Her yere bir mısır uçuşurken Aksel elindeki kapakla şaşkınca etrafına bakınıyordu. "Canım" kahkaha attığımda onu öpmek istediğimi farkettim. Neden bu kadar tatlı bakınıyordu etrafa Söylediğim şey ilgisini çekmiş olacak ki şaşkınca bana baktı "canım mı" "Çok samimiyetsiz oldu değil mi ya"diyerek sırıttığımda yüzünde bir tebessüm vardı "bilmem" Garip bir şekilde bana bakıyordu. Birbirimize bakmaya devam ederken kafama düşen mısırı saçımdan aldım "her yerim yağ oldu ya!" En sonunda dayanamayarak Aksel'in yanına gittim ve elindeki kapağı almacaktım ki kayıp yere düşürdüm. Kapak parça pinçik olurken toplayabileceğimi düşünerek yere eğildim. Elime batan cam parçasıyla ayağa kalkarak parmağımı tuttum. Acımıştı. Mısırların hepsi patladığında artık ortalık biraz sakinleşmişti. Aksel ilk yardım çantasından aldığı yarabandını parmağıma sardığında onu inceledim. Daha yakından, daha dikkatli inceledim. Kirpikleri çok uzundu fakat fazlasıyla güzellerdi kumral saçları çok güzel dalgalanıyorlardı.Onlara dokunmak istedim.Kokusunu içime çekmek istedim. O hep içimde yasasın istedim, istiyorum ki kimse onu kıramazsın kıracak cesaretleri bile olmasın. Hiçbir şeyi kafasına takmıyor gibi görünen kişiliğinin arkasında kalbinin ne kadar kırıldığını görebiliyordum. Elimi sol tarafina, kalbine götürerek kalp atışlarını dinlemek istedim. Duraksadı.Yavaşça başını kaldırdığında elimin kalbinin üstünde olduğunu görünce bakışlarını kaçırdı. "Neden bu kadar hızlı atıyor" dedim sessizce. Duymuş olacak ki gözlerime bakmıyordu, sanırım bakamıyordu. "Hızlı mı" boğazını temizledi "hızlanmamıştır" "Valla hız trenine binmişsin gibi atıyor kalbin Aksel" Gülümseyerek onu biraz utandırmak istedim "seni heyecanlandıran birşey mi var?" "Kim?Hız treni mi?" Güldüğümde gözleri dudaklarıma kaydı. Biraz daha beni izlemeye devam ederse düşüp bayılacaktım Yüzündeki tebessüm sabaha kadar izlenecek türdendi. "Hız treni seni nasıl heyecanlandıracak Aksel" "Hızlanıyormuş ya"dedi büyük bir merakla "Nasıl bir şey çok mu hızlı?" "Hiç binmedin mi?" Başını küçük bir çocuk misali salladı. Kocaman gülümseyerek Aksel'e baktım "pekala o zaman lunaparka gidiyoruz!" "Hızlanmaya mı?" Sevimli bir şekilde dedikleri beni mutlu etmeye yetiyordu. "Evet."gülümsedim "hızlanmaya" & "Neye binmek istersin Aksel?" Lunaparka gelmiştik fakat Aksel her an kaçacakmış gibi ayakları geri geriye gidiyordu. "Korktun mu yoksa?" "Evet korktum" bu cevabı beklemediğim için şaşırdım. "İnsanlar bunlara binecek kadar çılgın olmalılar" kıkırdadım.Fazla haklıydı ama çok da eğlenceliydi. "Bişey olmaz kii düşmeyizz"diyerek kocaman gülümseyerek Aksel'e baktım. "Acaba diyorum.." "360 derece dönene mi binsek"dediğim gibi arkasını dönüp yürümeye başlayan Aksel'i gülerek durdurdum "tamam tamam binmeyeceğiz.Ama gondola binebiliriz değil mi?" Kedi yavrusu bakışlarımı Aksel'e yönlendirdim. Kim bu bakışları görse dayanamaz tamam derdi. Aksel'de dayanamayarak kafa salladığında heyecanla yerimde zıpladım. Heyecanla elini tuttum "hadi gel!" Gondola bindiğimizde ben fazla mutluydum Aksel ise mutluydu fakat sebebi gondola binmesi değil gibiydi. Gondol hızlanmaya başlayınca ellerimin üstünde bir el hissettim Aksel'e baktığımda gözlerini sıkı sıkı kapattığını gördüm. Korkuğu için elimi tutmuştu.Bunun farkında bile olmadığını biliyordum. Fakat bundan rahatsızlık duymadığım için ona söylemedim. Umarım bu işin sonunda Aksel'i bayılmış olarak bulmazdım & "Hiç çubukta patates yedin mi?" Heyecanla sorduğum şeylere hayır anlamında kafasını salladı. "O zaman bu ilk olsun" 2 tane çubukta patates alarak Aksel'in yanına gittim. "Baaakk! Ne kadar da güzel duruyor değil mi?" "Hıhım" beni izlemesi hoşuma gitse de o bana bakarken yemek yiyemiyordum Aksel öksürmeye başladığında patates boğazına kaçmıştır diye düşünerek sırtına vurdum. Boynunun kızardığını görünce ciddi birşey olduğunu farkettim. "Aksel? Sen iyi misin" boynu fazlasıyla kızarınca öksürmesi de artmıştı. Cebimdeki telefonu hızla alarak ambulansı aradım. Yerimde duramazken endişeli bakışlarım Aksel'in üstünde gezindi. Elini tuttum "Aksel sakin ol lütfen derin derin nefes al" birden kötüleşmişti. & Duyduğum şeylerle yüzümdeki şaşkınlığımı gizleyemedim. Aksel'in patatese alerjisi vardı. Doktor bunu dediğinde şok olmuştum. Bunu biliyor olması gerekiyordu fakat bilerek benimle patates mi yemişti?
|
0% |