Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10.YANLIŞ ANLAŞILMA

@ilkaskimilkheyecan

"burada tam olarak neler oluyor!" diye kükrediğimde yataktaki çocuk güldü.

"Ne olduğunu görmüyor musun? Aral tatlım bize katılır mısın?" dediğinde kahkaha atması sadece beni değil Aral'ı da bozguna uğratmıştı.

"Ayrıca." diyerek gözlerini kısarak bizi inceledi. "Siz sevgil-"

"Savaş!" diye bağıran Aral isminin Savaş olduğunu öğrendiğim çocuğu dövmek istiyordu.Yüz ifadesinden anlıyordum.

Şaşkınlıkla Aral'a baktım. "Onu tanıyor musun?"

Aral tam konuşacaktı ki Savaş konuşarak onu susturdu.

"Tabiki tatlım.Aral sadece beni değil yanımdaki kadını da tanıyor."

Bu neydi şimdi?

"Banane bundan." dedim kaşlarımı çatarak.

"Savaş yeter!" diyerek kükredi. "Biraz daha burdan çıkıp gitmezsen kafana birşeyler indireceğim."

"Özenti." diyerek mırıldandım.

Başkalarının kafasında şişe kırmam ona da bulaşmış olmalıydı.

Bana dönmeden Savaş'a bakmaya devam ettiğinde Savaş aynı bir suçluymuş gibi ellerini havaya kaldırarak yanımıza doğru ilerledi.

Kadında onu takip ederken kapıdan çıkmadan once kulağıma doğru yaklaştı. "Kuzeniyim bu arada." diyerek çıktığında arkadaki kız göz kırptı. "Bende eşiyim bu arada.Siz devam edebilirsiniz burada." dediğinde yaptığı ima gözlerimin dehşet içinde açılmasını sağlarken ikisi çoktan çıkıp gitmişti.

Yavaşça Aral'a doğru döndüğümde "bu kuzenler hep dert." diyerek mırıldandı ve içeriye doğru ilerledi.

"Bekle." dedim hiçbirşey anlayamazken. "O mal senin kuzenin miydi yani?"

Gözlerini bana dikti ve gözleri yavaşça dudaklarıma kaydı.Jet hızıyla gözleri tekrardan gözlerimi bulduğunda görmediğimi sanmıştı ama görmüştüm.

"Ee cevap vermeyecek misin?" dedim gözlerimi kaçırarak.

Kabul etmek istemiyordum fakat bu çocuk benim dengelerimle oynuyordu ve ben üstünde dengede durmaya çalıştığım o şeyi kırar atar, acımazdım.

"Maalesef ki." dediğinde televizyon kumandasını eline aldı ve açmak için tuşa bastı.

İzlemeye başladı şeyi gördüğümde gülmeden edemedim.

"Esra Erol mu? Sen? Okulun popüler çocuğu Esra Erol mu izliyor? Bunu duysalar götüyle gülerler."

"Benimle izlemek ister misin?"

Ellerimi hayır anlamında salladım. "Seninle uğraşmaktan çok önemli işlerimi yapamadım."

Kaşları çatıldığında ne işim olduğunu merak ettiğini anladım.

Fakat ona ne yapacağımı söylemeyecektim.Merakından çatlasın!

"İyi." diyerek önüne döndüğünde gereksiz bir tribe girdiğini farkettim.

Bu çocuk neyin kafasını yaşıyordu!

Arkamı dönerek Aral'ın evinden çıktım ve kendi evimin merdivenlerini çıkarak kapıyı çaldım.

Kapıyı açan babamdı.

Beni gördüğünde kaşlarını çattı. "Kızım? Burada ne işin var?"

"Ne demek ne işim var? Baba hatırlatırım burası benim evim."

Babam güldüğünde endişeli olduğunu ta buradan anlayabiliyordum.

"Aral, ayağını kırmış.Onun yanında olduğunu söylemişti."

Kaşlarım hızla çatılırken babama baktım. "Ne demek ayağı kırıldı? Daha demin onun yanından geliyorum gayet iyiydi."

"Kırılmış işte kızım.Onun yanına in bu yüzden.Yanlızmış zaten evde.

Evde daha demin kimlerin olduğunu bilseydin keşke baba.Baya kalabalıktık.

Sinirle ofladım. "Pekala!"

Aşağı inerek sertçe Aral'ın ziline bastığımda elimi geri çekmedim.

Başı patlasın da göreyim ben onu! Birde ona şikayet eder!

Bir kaç saniye sonra kapı açıldı.

"Ah! Ah!" diye bir ses geldiğinde bacağını tutuyordu.

"Çok iyi rol yapıyorsun Aral bravo."

Yemediğimi farkedecek olacak ki öylece suratıma baktı. "Kırılmadı ama incindi.Bence yanımda durman için bir sebep değil mi?" dediğinde kaşlarımı çattım.

"Sana ne oluyor? Daha geçenlerde benimle alay ediyordun şimdi yanımda durmamı mı istiyorsun?" diyerek arkamı döndüğümde kolumu kavrayan eller, beni içeri çektiğinde ağzımdan çıkan minik çığlığa engel olamadım.

"Noluyor! Manyak mısın sen!" diyerek sesimi yükselttiğimde duvara yaslanmıştım, o ise bir elini duvara koymuş, gitmemi engellemişti.

"Manyağım var mı? Sana çok pis manyağım var mı?" Söylediği şeylerle gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdım.

Acaba dediği şeylerin farkında mıydı?

Elini koymadığı taraftan geçmek için hareketlendiğimde diğer elini de oraya koydu.

"Bence gitmemelisin.Malum benim bacağım kırık." diyerek dudağını büzdüğünde güldüm fakat bu daha çok sinirdendi.

"Sende bipolar başlangıcı var, bir doktora mı görürsek?" Alayla söylediklerim onun bana biraz daha yaklaşmasına sebep oldu.

Gülerek bende ona yaklaştım.

"Şuan napacağım biliyor musun?"

Dudağının kenarı kıvrıldığında bana bakmaya devam etti.

"Ne yapacaksın?"

Gülerek gözlerine boş boş baktım.

Hızla bacak arasına attığım tekmeyle iki büklüm olduğunda ellerimi belime yerleştirdim. "Benimle uğraşırsan böyle olur!" Tahmin ettiğimden daha kısa bir sürede kendine gelerek yanıma yaklaşmaya başladığında endişeyle geriye doğru gittim.

"Bekle, çok acımalıydı." Biraz daha bana yaklaştığında üstüme doğru eğildi fakat bende geriye doğru eğildim.

Elini kaldırarak yüzüme dokunarak nefesini yüzüme üfledi.

"Çillerin çoğalmış Rapunzel."

İsmimin ağzından bu kadar güzel çıkması saçmaydı.İsmimi ondan duymak istemem ise daha saçmaydı.

Herşey fazla saçmaydı ve ben, buradaki tek doğruydum.

En azından buna inanıyordum.

 

Loading...
0%