@ilkaskimilkheyecan
|
"noluyor lan!" diyerek bağıran Aral'a endişeli gözlerle baktım. Gözlerimiz kesiştiğinde yapma dermiş gibi bir bakış attım fakat beni umursamadan çocuğa attığı kafayla bir ses geldi. Kırılma sesi.Çocuğun burnunu kırmıştı! İşte şimdi sıçmıştık! "Ah!" diyerek acıyla inledi. Napacağımı bilemeyerek sınıftakilere baktım. Bir çember oluşturmuşlardı ve öylece izliyorlardı. Dayanamayarak Uğur'a yumruk atan Aral'ı çekip çıkarmayı düşünürken bağırdım. "Aral yeter!" Kolunu bırakmam için arkaya doğru salladığında dirseği gözümün altına çarptı. Acıyla yere serildiğimde inledim. Aral, yaptığı şeyi farkettiğinde çocuğun üstünden kalkıp benim yanıma gelirken yüzündeki endişeyi görebiliyordum. Fakat bana doğru gelmesini engelleyen bir şey oldu. Uğur onu arkadan çekerek yere düşürdü ve üstüne çıkarak yumruk atmaya başladı. Öyle sert atıyordu ki, Aral'ın yüzü kanlar içinde kaldığında hızla yerimden kalktım. İş gerçekten artık ciddiye binmişti. Bağırmaz olaydım! Uğur'u tutarak geriye doğru çektim. Ayağa kalktığında kaşları çatıktı.Nefretle Aral'a bakarken yanına giderek yakasından tuttum. "Uğur dur artık!" dedim sertçe fakat o hala Aral'a bakıyordu. "Bu yaptığın sadece ona değil herkese zarar veriyor!" diyerek Aral'ı gösterdim. Gözleri bana doğru döndüğünde durdu. Yanından geçerken birşey yapacağını düşündüm fakat nefret dolu bakışlarını Aral'a göndererek sınıftan çıkıp gitti. Aral'a bakmaya korkuyordum. Neden bilmiyordum ama onun kanlı yüzüyle karşılaşmak istemiyordum. Yavaşça ona döndüğümde yüzünün kanlar içinde olduğunu farkettim. Kimsenin yardım etmemesi ayrı can sıkıcıydı. Aral'ın yanına oturdum ve yüzünü ellerimin arasına aldım. "Sakin ol." dedim yumuşak bir sesle. Benden böyle tepkiler görmek zordu bu yüzden şükretmeliydi. "İyisin.Acıyor olmalı ama-" demiştim ki ayağa kalktı. "Acımıyor." Kaşlarım yavaşça çatıldı. yüzü kanlar içerisindeyken bana erkeklik taslayamazdı! "Aral yüzünün halini görmüyorsun." "Noluyor burada!" diyerek gelen İsmail hocayla, fısıltıyla küfretmem bir olmuştu. Okulun en katı hocalarından biri bu kavgamızı görmüştü. "Noldu senin yüzüne?" dedi kaşları çatılırken. Hocanın arkasında Asena'yı gördüm.Hocayı o çağırmış olmalıydı. Aral'ın ağzını bıçak açmadı.Neden bilmiyordum ama Uğur'un yaptığını söylemek istemedi fakat bu dayak yediği için değildi.Ondan yediği içindi.Belki de daha farklıdır ama bilmiyordum.Aralarında birşey olduğu belliydi. "Dövüştüler hocam!" diyerek bir ses geldi arkadan. "Aral'la kim dövüştü?" dediğinde kendimi ringde gibi hissettim.Gülmek istedim fakat şuan çok yanlış bir zamandı ve benim kemiğim çok acıyordu. Aptal çocuk sert vurmuştu! "Uğur hocam ama bütün suç Aral'da birden saldırdı." Söyledikleri şeylerle gözlerim kocaman açıldı. Bir dakika bir dakika. İlk saldıran Uğur'du.Yalan söylüyorlardı ve kimse çıkıpta doğrusunu savunmuyordu. Ben hariç. "Hayır hocam." diyerek ortaya atıldım. "İlk saldıran Uğur'du.Yalan söylemeyi bırakın." dedim sinirle. Bu Aral için birşey değildi.Kim olsa yapardım, çünkü doğrusu buydu. Aral'a doğru baktım. Kabullenmiş gibiydi.Birşeyi kabullenmiş gibiydi fakat ben hiçbirşey anlamadım. "Sikeyim noluyor burda!" dedim seslice. "İkinizde benimle geliyorsunuz." diyerek kolumuzdan tutan İsmail hocayla beraber sınıftan çıktık. Yine sonumuz hüsran ve müdür odasında bitecekti! Uğur, okulun popüler çocuklarından biriydi.O da Aral gibiydi.Aralarında birşey geçmiş olması gerekiyordu çünkü onlar birlikte takılırdı.Okulun sevilen iki çocuğu beraber takılırlardı.Bir süre sonra bu sona ermişti fakat neden olduğunu hiç sorgulamamıştım. Aral itiraz etmedi.Ben yapmadım demedi.Konuşmadı bile.Kendisini savunacak hiçbirşey yapmadı.Onun sesi ben olmuştum. "Yanlış yapıyorsunuz." dedim İsmail hocaya öfkeyle bakarak. Kendim için sinirlenmemiştim.Ben kendimi düşünen biri değildim zaten. Yüzümdeki çillerden nefret ederdim mesela. Benim için yüzümde fazlalıktan ibaretlerdi sadece ve iğrenç görünüyorlardı. Fiziğimi sevmezdim, kilo almak için çabalardım.Kilo alınca vermek için çabalardım.Saçlarımı uzun severdim fakat ne zaman biri beni içten üzse saçlarımı küt keserdim.Veya abimi özlediğimde. Küt bana hiç yakışmazdı.Sanırım kendimde sevdiğim tek şey uzun saçlarımdı. Onlarda şimdi küttü ve uzama sürecindeydiler. Müdürün odasına geldiğimizde İsmail hoca gitti. Kapıyı açıp içeri girdiğimde Aral'da arkamdan geldi. "Ooo geldi kadın hakları müdürüyle okulu dövüş sahası sanan aptal iki çocuk.Seviyorum sizi ama.Okulumuzdaki zekiler fazla geliyor, aptallara da ihtiyacımız oluyor bazen.Siz hemen yerini dolduruyorsunuz tabiki." diyerek yüzüne yapmacık bir gülümseme koyduğunda ona düz bir ifadeyle bakıyorduk ikimizde.Fakat Aral fazla sert bakıyordu. "Noldu oğlum?" diyerek Aral'a baktı. "Beni de mi döveceksin?" Aral'dan hayır cevabını beklerken, "gerekirse." cevabını duyduğumda gülerek ona baktım. Evet, Asaf piçini bende sevmiyordum ama adam müdür.Bizi atsa okuldan napmayı planlıyor acaba? "Hadi diyelim sen çocuk dövdün.Yüzünün halinden de belli oluyor zaten.Zampara!" iğrenir gibi baktığında bana döndü.Aynı bakışlarla bana da bakıyordu. O gerçekten ikimizden de nefret ediyordu. "Hadi onu çözdüm.Sen naptın! Savundun mu acaba diyeceğim de Aral kadın değil ki yahu!" Dişlerimi sıktım. Bir şişede bunun kafasında kırmak lazımdı. kızıl üzgünüm hayatım o soda şisesi Asaf hocanın kafasında patlamalıydı. cevap vermediğimi görünce Aral'a tekrardan döndü.Sonrasında ikimize birden baktı. "Gidin! Gözüm görmesin sizi! Şunu da bir revire götür! Sonra velisi bize ağlıyor." Yumruklarımı sıktım.Biraz daha ileri giderse gerçekten kafasına birşeyler indirecektim. Aral'a doğru döndüm. "Hadi, gidelim." Hiçbirşey demeyerek dışarı çıktığında arkasından çıktım. Hiçbirşey demeden yürüyordu.Aynı şekilde bende öyle ama fazlasıyla konuşmak istiyordum. "Aral, Uğur'la aranda-" "Özür dilerim." diyerek bana döndü. Kanlı yüzüne zar zor bakarken ela gözleri dikkatimi çekti. "Yüzün morarmış.Bunu ben yaptım.Yapmak istemezdim." "Aral Karen." dedim şaşırır gibi yaparak. "Benden özür mü diledi?" "Yok be kızım!" diyerek güldüğünde gülmeden edemedim. Ha şöyle ya. Ciddi kaldığında fazla geriliyordum çünkü benim yanımda hiç böyle davranmazdı. Belki de bu hali daha güzel geliyordur.Bilmiyorum.Her neyse. "Bu bir ilk." "İlkleri severim." diyerek bana baktı ve gözleri dudaklarıma kaydı.Aramızda anlamsız bir bakışma geçtiğinde gözüm yine kanlı yüzünde takılı kaldı. Kaşı, dudağı patlamış yüzünün çoğu yeri mosmordu ve o hala normalce konuşabiliyordu. "Pekala.Ortalık fazla romantik oldu.Bunu bozmak için kafanda şişe kırmamı istemiyorsan benimle gel." "Nereye gidiyoruz? Nikah dairesine mi?" Kaşlarımı çatarak ona baktım.O ise sırıtıyordu. "Revire salak!" & "Aptal!" dedim seslice. "Tamam kızım yeter.Sövme bence artık." "Nedenmiş o Aral? Sana o kadar yapma dedim dinlemedin.Birde geldin bana vurdun, senin ağzına sıçmadığıma dua etmelisin." dediğimde yüzündeki sırıtış yavaş yavaş silindi. Ne yani? Dediğime bozulmuş muydu? "Hayır adamım!" dedim gülerek. "Oy oy kırılgan mı oldun sen!" dedim dudaklarımı büzerek. "Okyanus." sesinde sitem vardı. Yüzündeki buzu çekti ve bana öylece baktı. "Ne?" dedim çirkefçe. "Buna da mı kırıldın?" Gülerek başını iki yana salladığında benimle dalga geçtiğini yeni yeni idrak ediyordum. "Sen tam bir aptalsın!" dedim sinirle. "Bu arada." diyerek bana baktı. "Bana sadece tekme atmak için koşacağını söylüyordun ama yerde yatarken yanıma gelip benimle ilgilenen sadece sendin Okyanus." diyerek sırıttığında kaşlarımı çattım. "Seni dövmemi istemiyorsan o çeneni kapat Aral!" Utançla önüme döndüm. Buzu tekrardan yüzüne koyduğunda merak ettiğim soruyu artık ona sormak istiyordum. "Uğur'la aranızdaki problem nedir?" dediğimde kapamış olduğu gözlerini açarak bana baktı. meraktan öldüğümü bilmemeli. |
0% |