Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2.ARABA

@ilkaskimilkheyecan

Gözlerimi açtığımda boynumun tutulduğunu farkettim.

Bir arabanın içinde olduğumu farkettiğimde derin bir nefes verdim.

Aklıma gelen şeyle ön tarafta oturan adama baktım.Gözü yolda değil, bendeydi.

Endişeyle oturduğu koltuğu tuttum. "Arabayı sağa çek." Ses yok.

"Arabayı sağa çek." dedim sesimi bir ton daha yükseltirken.

Kardeşim evde yalnızdı ve ben onu böylece bırakıp gidemezdim.Hiçbir şekilde gidemezdim.

Bundan öncesinde yanında ben vardım ve şimdi de öyle olacaktı.

Durmadığını farkettiğimde öne atılarak direksiyonu tuttum.

"Geri çekil." Sakin tonda söylediği şeyler beni şaşırtsa da geri adım atmadım.

Araba, direksiyonu tutmamla ağaca doğru yönelirken söylediği şeylerle durdum. "Kardeşin güvende.Merak etme.Şimdi geri çekil.Yoksa kardeşine veda edemeden öleceksin." Söyledikleriyle beraber ellerimi yavaşça direksiyondan çektiğimde arabayı kırdı.

Kardeşimi biliyordu.

Son anda ağaca çarpmaktan kurtulduğumuzda aklımdaki o soruyu sordum.

"Benden ne istiyorsun?"

Cevap vermedi.Sorumu tekrarladım.

"Benden ne istiyorsun?"

"Bir defa sorduğunda anlayabiliyorum İzel." dedi soğuk bir sesle fakat sesi sadece dışarıya soğuktu.Sesi içimi ısıtırken nolduğunu anlamamıştım.

"İsmimi nerden biliyorsun?" Gözlerimin içine baktı. "Bu kadar şey biliyorken ismini bilmeme şaşırmayacak kadar zeki bir kadın olduğunu biliyorum."

"O halde benden ne istiyorsun?" dedim sesimi yükselterek. "Kardeşim beni bekliyor olmalı.Onun yanına gitmeliyim hemde hemen! Para istiyorsan veririm.Veya polise gitmememi istersen de gitmem yeter ki kardeşimin yanına götür beni."

Sessiz kaldı.Yenilgiyle başımı yana yasladım ve yolu izledim.

"Şimdi olmaz." dedi buz gibi bir sesle.

Kafamı kaldırarak ona baktım.

Bana oyun mu oynuyordu?

"Anlamadım? Şimdi değil derken? Kendini ne sanıyorsun? Sırf bir katilsin diye senden korkuyorum sanıyorsan yanılıyorsun! Sizin gibi pislikler yüzünden dünya bu halde zaten." Tiksintiyle baktığım adam yüzüme öylece baktı.

"Hiç birşey bilmeden konuşuyorsun Armağan."

"Bana Armağan demeyi kes!"diyerek bağırdım. "Nerden öğrendin bilmiyorum ama bana bir daha Armağan deme!"

Gözlerim dolduğunda kardeşimi özlediğimi farkettim.

Onu görmeyeli sadece bir kaç saat olmuştu fakat onun kokusunu, minik ellerini, yemyeşil gözlerini şimdiden çok özlemiştim.

Kardeşim nerde bilmiyordum.Nereye gidiyorum onu da bilmiyordum.

Tek bildiğim şey bir an önce buradan gidip kardeşimi bulmaktı.

Yüzümün önüne kanlar içinde yerde yatan adam geldiğinde midemin bulandığını hissettim.

Kan.Kan.Kan.

Benim hayatımda yeri yoktu.

Benim hayatımda katillerinde kanların da yeri yoktu.

Zorlu geçen hayatımda yaşamaya çalışıyorken kardeşimden başka hiç birşey istemiyordum.

"Arabayı durdur." dedim yavaşça.Midemin kalktığını hissediyordum.

Birazdan buraya boşaltacağım haberi yok!

"İyi misin?" dediğinde zorla güldüm.

"Arabayı durdur yoksa buraya içimdekileri kusacağım."

Hızla fren yaptığında öne doğru savruldum fakat belimden tutarak beni geriye yatırdığında ona baktım.

Öylece suratıma bakarken gözleri dudaklarıma kaydı.

Konuşmam gerektiğini anladığımda onu ittirdim. "Üstüne kusayım mı istiyorsun pis katil!"

Dışarıya çıkarak yere çömeldim ve içimdekileri boşalttım.

Adamın kafasından akan kanlar gözümün önüne geldikçe midem biraz daha bulandı.

O sırada saçlarımın geriye doğru çekildiğini farkettim.Bu biraz daha rahatlamamı sağlıyorken aynı zamanda rahatsız olmuştum.

Çünkü saçlarımı tutan kişi, aynı zamanda kusmamı sağlayan kişiydi de.

Rahatladığımı anlayınca ayağa kalktım.Elini sertçe ittim.

"Benden ne istiyorsun bilmiyorum ama senden nefret ediyorum.Sizin gibilerden nefret ediyorum."

Söylediklerime tek kelime etmedi.

Söylediği tek şey "arabaya bin." olduğunda derin bir nefes verdim.

Arabanın içindeki çantamı görmemle itiraz etmeden bindim.

Arabaya bindiğinde araba çalıştı.Aynı zamanda kapıları da kilitledi.

Gözüm yavaşça yan taraftaki çantama kaydı.

İçindeki telefonumu alarak yardım etmesi için Asya'yı arayabilirdim.

O benim en yakın arkadaşımdı.

Babamın yaptıklarını biliyordu.O derece bir dostluktu bizimkisi.Küçüklüğe dayanıyordu.Annesi annemdi.Benim annem ise onun annesiydi.Annemin öldüğünü duyduğu her an, yanımda olup beni korumuştu.Ona çocukluk arkadaşım diyerek geçmek çok zordu.

Hayatıma yeni bir anlam katan bir çiçekti o benim için.Annem sayılırdı.

Yanımdaki çantaya uzadığımda içini yavaşça açtım.

İçinde gördüklerim, içimdeki bir parça umut ışığını eliyle kırıp attı.

Çantanın içi bomboştu.Telefonum, cüzdanım hiçbirşeyim burada değildi.

"Nerde?" dedim sinirle.

Gözünü yoldan ayırarak bana baktı.Ya da hiç benden ayıramadı mı demeliydim?

"Telefonunu düşürmüş olmalısın."

Çantamı düşürmediğime emindim.O bana yaklaşırken çantamı sıkıyordum.Bu durumda içindeki telefonun düşmesi de imkansızdı.Zaten ağzı kapalı bir çantadan ne düşebilirdi?

"Çantamdan herşey mi düştü?" dedim alayla ve devam ettim. "Çantamı yere fırlatmadım katil.Elimde sıkı sıkı tutuyorken düşmesi imkansız.Telefonum nerede?"

Kaşlarını hafifçe çattı.Ona katil demem hoşuna gitmiyordu. "Benim bir adım var.Uygar.Katil demeyi bırak."

"Yalan mı?" Dedim elimdeki çantayı sertçe yanıma koyarak. "Gözümün önünde birini öldürmedin mi sen? Sana diyebileceğim tek şey katil olur."

Simsiyah hareleri yine gözlerime kitlendi.Bir kaç saat öncesindeki gibi..

"İşte seni tam da bu yüzden bırakamam." dediğinde yavaşça yutkundum.Konuşmadım.Diyecek birşey bulamadım. "Zamanı geldiğinde beni anlayacaksın.Gerçek katilin kimler olduğunu belki o zaman anlarsın." Söylediği tek şey buyken, son dediğine takıldım.

Tepki vermedim veya konuşmadım fakat son cümleleri aklıma kazındı.

Merak ettim.Bunu neden yaptığını merak ettim.

Kollarımı birbirine bağlayarak camdan dışarısına baktım.

Bulutlar gökyüzünde çok güzel duruyorlardı.Saatlerce onları izleyebilecek kadar güzellerdi.

Üzerimdeki bakışlarını hissetsem de ona dönmedim.Yavaşça yorgun olan bedenimi kendi haline bıraktığımda gözlerim usulca kapandı.

Bazı şeyleri uyandığımda düşünmeye karar veren bedenim, yorgunluktan uykuya dalmıştı.

Üstümde hissettiğim bir ceket vardı fakat ben, gözümü açamayacak kadar yorulmuştum.Nefesim olacak gibi kokan o parfüm mayışmamı sağlamıştı.

Ceket, sigarayla karışık bal kokuyorken mayışmamak elde değildi.

Bundan sonra ne olacak bilmiyordum fakat bildiğim tek şey, bir an önce buradan gitmekti..

Loading...
0%