Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1.DAVET

@ilkaskimilkheyecan

"Aramızdaki savaş ikimizden biri ölmeyene dek bitmeyecek Vira!"

 

"Seni bekliyor olacağım."

 

Şimdi:

 

Elini uzatan ortağıma baktım.

 

Elimdeki şarap şişesiyle oynarken "teşekkür ederim" dedim gülümseyerek.

 

"Ah hadi ama naz yapma" dediğinde tekrardan reddetmemin bir anlamı yoktu.

 

Elini tutarak benimle dans etmesine izin verdim.

 

Bir yandan da göz ucuyla ona bakıyordum.

 

Bu gece onun sonu olacaktım.Fakat onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

 

Aramızdaki savaşın ikimizden biri ölene dek bitmeyeceğini söylemişti.Pekala Cesur buraya kadarmış

 

Dudağımın yanı kıvrılırken dans etmeye başladığımızda eski yüz ifademe döndüm.

Elleri alta doğru inmeye başladı.

 

Sinirlenmiştim.Fakat ortağım olduğu için birşey diyemezdim.

 

Yoksa çoktan onun belime değen ellerini kırmış, köpeğime vermiştim

 

Hatta belki de bu sadece parmak olmazdı.

 

"Biraz şarap iç tatlım"diyerek ağzıma doğru götürdüğünde elimle onu durdurarak tebessüm ettim "fazla içmemeliyim"

 

"Bugünlük birşey olmaz"diyerek sırıttığında elindeki bardağı alarak yavaşça ağzıma götürdüm.

 

Şaraptan bir yudum alacaktım ki birinin bana çarpmasıyla elimdeki şarap ortağıma döküldü.

 

İsmini değilde ona sadece ortak diyordum.

 

Çünkü sadece ortağımdı.Ona ismiyle seslenecek kadar yakın değildim.Elimde olsa onu öldürmek işime gelirdi.

 

Şaşkınca hem şarap bardağına hemde ortağımın üstüne baktım.

 

 

 

Sinirlendiğimi farkettiğimde yavaşça arkama dönerek bana çarpan kişiye baktım.

 

 

 

Gördüğüm kişi beni fazlasıyla sinirlendirmişti.

 

 

 

Fakat daha sonrasında gülümsedim.

 

 

 

"İşimi kolaylaştırdın Cesur" dediğimde belimdeki silahı çıkaracaktım ki kulağıma yavaşça yaklaşarak fısıldadı "Canını kurtararak bunu yaptım evet" dediğinde onun gözlerinin içine baktım.

 

 

 

Ne demek istediğini anlayamamıştım.

 

 

 

"Ne demek istiyorsun"

 

 

 

"Şarabın içindeki zehiri farkedemeyecek kadar aptalsın."

 

 

 

Daha önce kimse bana kendi fikrini dahi sunacak cesareti bulamamışken o bana aptal deme cesaretini bulmuştu.

"Bu dediğin şeyin bedelini sana ödeteceğim."

 

 

 

"Buradan canlı çıkacaksın çünkü söz seni ben öldüreceğim" diyerek sırıttığında neden bana yardım ettiğini anlamıştım.

 

 

 

Başkasının beni öldürecek olması onun işine gelmezdi.Beni kendisinin öldürmesi gerekiyordu.

 

 

 

Arkamdan silah çekilme seni duyduğumda hızla yere eğilerek bacağıma sıkıştırdığım silahı alarak ayağına ateş ettim.

 

 

 

İnsanlar silah sesini ve kanları gördükçe kaçışmaya başlamışlardı.

 

 

 

Her yanda bir çığlık yükseliyordu.Her yer kan içinde kalmıştı.Bundan iğrenmeyen iki kişi vardı.

 

 

 

Ölümüne öldürmek istediğim Cesur ve bendim.

Yavaşça Cesur'a doğru döndüğümde etrafımızı saran adamlarla çatışıyordu.Ona çok kısa bir süre bakmışım fakat kolumda hissettiğim ıslaklıkla elim refleksle koluma gitti.

 

 

 

Vurulmuştum. "Siktir!" önümdeki adama sıktığımda gülümsedim.

 

 

 

"Tam isabet!"

 

 

 

Küçükken babam bana silah kullanmayı öğretmişti.

 

 

 

Evet garipti.Çünkü başka insanların babaları çocuklarıyla Barbie bebek oynarlardı.Ama bizim evde hep silah sesleri yankılanırdı.

 

 

 

Silah kullanmayı kısa sürede öğrenmiştim fakat silah sesleri hiç susmamıştı.

Fazla düşmanı vardı babamın, bir gün canımızdan olacağımızı bile bile o evde yaşamaya devam ediyorduk.

 

 

 

Küçük yaşta insanlardan korkmamayı bile öğrenmiştim ben.

 

 

 

Çocukluğumu böyle yaşamıştım.

 

 

 

Ama babama teşekkür ediyordum çünkü babam büyüyünce onun katili olanların kabusu olacağımı iyi biliyordu.

 

 

 

Beni buna göre yetiştirmişti.

 

 

 

Büyük dünyamdaki küçük adaleti büyültmeye çalışıyordum.

 

 

 

Kötü biri mıydım ben? İnsanları öldürüyordum canlarını yakiyordum kötü müydüm şimdi?

 

 

 

Hayır değildim.Onlar benim babamı her yerlerinden vururlarken bildiğim şeyi unutup savaşamamıştım.Çünkü küçük bir velettim.

 

 

 

İşe yaramaz bir velet.

 

 

 

Babasını kurtaramayan bir velet.

 

 

 

Bu yüzden ben insanların canlarını yakmiyordum.İnsan olmayı becerememiş kişiler bu dünyayı daha da kirletmesin diye çabalıyordum.

 

 

 

Silahımı yere fırlattım.

Yumruklarımı sıkarak yerdeki kanlara ve yerde yatan adamlara bakıyordum.

 

 

 

Hepsi bir pislikten ibaretti.

 

 

 

Arkamı döndüğümde Cesur'u gördüm.

 

 

 

"Sen" diyerek büyük bir nefretle gözlerinin içine baktım.

 

 

 

"Sen burada yatmayı bile haketmiyorsun.Senin gibi pislikler doğmadan ölmeliydi."

 

 

 

Sırıttı "birden bana sövesin mi geldi yine?"

 

 

 

Yumruklarımı daha güçlü sıktım "babamı öldürdün!"

 

 

 

"Ailemi katleden biri olarak fazla iddialı konuşuyorsun Vira."

 

 

 

"Seni öldüreceğim"

 

 

 

"Bunu şuan yapamayacağını ikimiz de çok iyi biliyoruz"

İki üç adım atarak yanına yaklaştım "şuan değil ama bir gün seni ölmekten beter edeceğim.O küçük kız çocuğu büyüdü."

 

 

 

20 sene önce:

 

yazarın anlatımıyla:

 

 

 

"Annemi istiyoyuuuummm!" Diyerek ağlamaya başladığımda babam ağzımı kapattı. "Ne konuşmuştuk seninle kızım.Bağırmamalısın."

 

 

 

Aslan dışarıyı kontrol etti.

 

 

 

Vira'yı alarak dolabın icine oturttu.

 

 

 

Cebindeki silahı çıkararak Vira'ya uzattı "bu silahı al Vira.Eğer bana birşey olduğunu görürsen kendini bununla koru.Nasıl kullanacağını sana öğretmiştim."diyerek gülümsediğinde Vira da gülümsedi "bunu düşmana sıkacağım değil mi baba" dedi mutluca.

 

 

 

Olacaklardan habersizdi..

 

 

 

"Evet güzel kızım.Herşey bittiğinde istersen seninle film gecesi yaparız"

"Yeeyyy!" Dedim sessizce kollarımı yukarı doğru kaldırarak.

 

 

 

"Beni bekle geleceğim" diyerek son kez Vira'ya gülümsedi ve gitti.

 

 

 

Bir daha da geri dönmedi..

 

 

 

Silah sesleri o kadar güçlüydü ve fazlaydı ki babası ona ne kadar silah kullanmasını ve yöntemlerini öğretse de o daha bir çocuktu.

 

 

 

Onunda korkuları vardı.

 

 

 

Dolaptan dışarı çıkamadığında dolabın önüne babasının cesedi düştü.

 

 

 

Dışardaki adam defalarca ona sıkmıştı.

 

 

 

Yanında ise bir çocuk vardı.

 

 

 

Onun kapkara olan gözlerine baktığında kendisini gördü.

O yaşta babasının intikamını almak için çocuğun yüzünü aklına kazıdı.Ne kadar büyüse de o çocuğu bulup babasının intikamını alacaktı.

 

 

 

Çünkü o babasına çıkıp yardım edemeyecek kadar korktuğunda kendisini defalarca suçladı.

 

 

 

Artık onun korkmasına gerek yoktu.

 

 

 

Çünkü o

 

 

 

Korkunun ta kendisiydi.

 

 

 

Kalbi siyaha büründü.Babası öldüğünde bütün vicdanını kaybetmiş gibiydi.

 

 

 

Yanında bir telefon vardı ama o onlar oradayken polisi aramadı.

 

 

 

Çünkü onlara hiçbir şey olmayacağını çok iyi biliyordu.

 

 

 

Kendi intikamını kendi almak istedi.

Küçük bir çocuğa kimse inanmazdı.

 

 

 

Bu acıydı ama böyleydi.

 

 

 

Onun katilini arasalar bile bulamayacaklarını biliyordu.

 

 

 

Bunu sadece kendi yapabilirdi.

 

 

 

Çünkü onun kalbi intikam ateşiyle yanıyordu.

 

 

 

Küçük bı çocuğun masum kalbi intikamla dolup taşmıştı.

 

 

 

"Büyüdüğümde gücüm size yetecek.İşte o zaman en büyük korkunuz olacağım." Dedi dolabın içinde göz yaşları dökerken.

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%