Gözümü araladığımda farkettiğim şeyle sinirle yataktan kalktım.

Kapıyı hızla açarak dışarı çıkmıştım ki,duyduğum şeyle durdum.

"Senin öldürdüğünü ne zaman söyleyeceksin?" Cesur'un sorgulayıcı sesi Liam'ı güldürdü.

"Söylemeyeceğim.Ne zaman işlediğim cinayetleri anlattım?"

Duyduğum şeylerle aklım babama kaydı.Liam? O yapmış olabilir miydi?

Bu düşünceden hızla vazgeçtim çünkü babamı öldüren Cesur'du.Buna emindim.

Liam'la senelerdir beraber çalışıyorduk.Yapamazdı.Yapar mıydı?

Ona bunu söyleyip kızmak istedim fakat işime yarayacağını düşündüğümde sustum.Vakti geldiğinde soracaktım.

Aşağıya doğru indim.

Beni gördüklerinde konuşmaya devam etmemişlerdi.

Beni buraya zorla getirdikleri aklıma gelince gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım.

"Şu an size hırkamın içindeki bıçağı saplamamak için kendimi zor tutuyorum."

"Tutmana gerek yok sapla" bunu gerçekten yapacağımı biliyordu bu yüzden bunu söylemesine şaşırdım.Tam koluma uzanmıştım ki liam'ın sesi ile durdum.

"Sizi birbirinize öldürün diye buraya getirmedim! kendinizi geliştirin diye getirdim!"

"Getirmeseydin!" Diye bağırdığımda artık gercekten sinirlenmeye başladığımı farketti.

"Bak Vira. bir süreliğine intikamını bir köşeye bırak.Peşinde bir var ve sen onu öldürmeden intikam almaya çalışırsan kendin ölürsün. ölü biri olarak babanın intikamını nasıl alacaksın?"

"Ben ölmem." Dedim sertçe.

Birin bir nefes vererek bana baktı. "babalar da ölümsüz derler"

Sertçe yutkundum gözlerimin dolmasını engel oldum.Onların karşısına asla güçsüz duramazdım.

Bir süre düşündüm "pekala, denerim"

"Denemeye çeksin yapacaksın"

"Liam bana kural koyma.Biliyorsun kurallara uymam."

Bir şey demedi. "çalışmaya gidin darbenin ne zaman geleceğini bilemezsiniz."

Arkanı dönmüş gidiyorken Liam'a döndüm.Şüpheci bir şekilde ona baktım.

"Beni neden Cesur'la çalıştırıyorsun?Ondan daha iyileri var.İkimize en iyilerin çalıştırmasının daha iyi olacağını iyi biliyorsun."

Bir süre bana bakmayı sürdürdü sonrasında kahkaha attı.

"Bir bildiğim var ki bunu yapıyorum.Onunla çalışmaya devam et."

Bir şey demeden önüme döndüm.

O birşeyler saklıyordu.Babamla ilgisi olmasa da bir şeyler saklıyordu.

"Senden nefret ediyorum biliyorsun değil mi?" Cesur'a söylediklerim onu şaşırtmadı, aksine alışmış gibi baktı.

"Ben alışkınım" diyerek bana baktı. "Onlardan güçlüyüm diye benden nefret eden çok" sırıtması sinirimi bozmuştu.

"Bıçağını köşeye bırak"

"Güçlü Cesur bıçağımdan mı korktu?"

"Bıçak yasak Vira.Eğitim alırken böyle şeyler kullanılmıyor.Bunu biliyorsun"

Bıçağımı çıkartarak köşeye fırlattım.

Hamleyi yapmasını bekledim.Bana doğru salladığı yumruğu tutup koluna vurdum.Biraz daha hızlı vursaydın kırılacağını emindim fakat Bunu yapamazdım.

Diğer kodu ile bilimi tutup beni kendisine çekti onu yaslandığında kaşlarımı çattım "napıyorsun? Yine bir yerlerde katil var diyip beni mi öpeceksin?" Gülerek söylediklerim onu sinirlendirmedi.

"Hayır aksine bunu yapmayı planlıyorum." Bacağıma tekme attığında acıyla dizlerimin üstüne düştüm.İki elimi de tek eliyle tuttu.

"Game over Vira."

"Vira Akıncı olduğumu unutma.Her zaman bir ihtimal vardır.Yoksa da ben yaratırım." Cebimde duran anahtarlığı çıkararak boynuna sürttüm.

"Korkak"diyerek güldü.

"Kesici bir alet olmadan sen bir hiçsin Vira."

"Tam tersine sapladığım sürece yasak sayılmaz veya kaybettim sayılmaz."

Duyduğumuz alkış sesiyle kapıya döndük.Liam bizi alkışlıyordu.

"Bravo. Bunu sana söylemedim Cesur. Bir planın yoksa bir ay bedenine yaklaştırma. Çünkü onun her zaman bir ihtimali vardır bir b planı gibi düşün."

Cesur göz devirdi. Ondan güçlü olmam onu sinir ediyordu.Bunu kullanacaktım.

"Amca gözdemir zaten benden güçlü hiç olamadın olamayacaksın da"

Biliyorum derin bir nefes aldı. "Kendime babanız gibi hissediyorum. Size nasıl konuşulması gerektiğini de mi öğretmeniyim yani?!" Sinirlenmişti.

"Burası anaokulu değil!"

Ben anaokulunda da böyleydim.

"Vira benimle gel"

"Niye sadece ben?"

"Çünkü Cesur sadece ortağın o bana çalışmıyor."

Gülümsedim "birini öldürmemi istiyorsun"

Bana doğru baktı. "Bunu halledebilirsin değil mi?"

"Daha önce halledemediğim bir şey söyle?"konuşmadı. Derin bir nefes verdi. "Pekala al bu dosyayı içinde bilgileri yazıyor."

İçini açtım.Gözlerim büyüdü, şaşırmıştım çünkü öldürmemi istediği bir kadındı.

İlk defa bir kadını öldürmemi istiyordu. Sinirle dosyayı eline tutuşturdum. "Kadınları öldürmediğimi biliyorsun!"

"Biliyorum, bu kadın kim biliyor musun? 3 tane çocuğu öldürüp Göle atan biri ayrıca kendi çocuğunu terk etmiş."

Şimdi işler değişmişti kadınları öldürmüyordu fakat o üç çocuğun hakkına giren bir pislikti.O çocukların ne hayalleri vardı belki de..

Çocuk katillerine af yoktu.

"Peki , kabul" dosyayı geri verdi.

"Halletmeden gelme" şüpheci bakışlarım yine onu buldu.

Bunu halledebilirsin değil mi ve halletmeden gelme?

Bunu daha önce hiç söylememişti ve ikidir bana aynı şeyi söylüyordu çünkü bir iş verildiğinde halletmeden gelmeyeceğimi çok iyi biliyordu.

Kadının bilgilerine baktım.

Öldürmemi istediği kadın kimdi?

Tera

Tera Aktaş?

İsmi ilginçti.

Yabancı olduğunu düşünmüştüm.

Yaptığı şeyler yüzmeydi.Sadece yüzmeydi.

Yüzmeyi çok mu seviyordu?

Babamla olan anılarımız aklıma geldi.

Beraber çok yüzmüştük yüzmekten korkuyordum fakat o bana öğretmişti.

Korktuğum çoğu şeyden korkmamamı sağlamıştı.

Dosyayı kapatarak kadının her zamanki gittiği yüzme havuzuna gittim.

Geldiğimde yüzme havuzuna girerken beni gören görevliler garip garip baktılar.

Polis olduğumu sanmış olmalılardı.

Yüzme havuzuna girdiğimde saat fazla erkendi.Bu yüzden kimse yoktu.

Bir tek Tera olduğunu düşündüğüm kadın yüzüyordu.

Saçları kumraldı.Rengi çok güzeldi ve gerçekten güzel yüzüyordu.

Havuzun yanındaki şezlonga oturdum.

Kapalı havuz daha güzeldi.Babwm olsaydı belki de beni buraya da getirirdi.

Derin bir nefes aldığımda Tera'ya döndüm.

O çoktan kıyıya gelmiş, bana bakıyordu.

"Seni daha önce hiç buralarda görmedim.Yeni mi geldin?"

3 çocuk katili olduğu aklıma gelince sinirle fakat yavaşça ayağa kalktım.

"Yüzmeye değil, ecelin olmaya geldim"

Korkmuştu.

Korkuyordu.

"Beni öldürmek mi istiyorsun?"

"Tam isabet tera."

"Pekala öldür, bu acıyla daha fazla yaşamam istemiyorum"

"Üç çocuk katili olmanın acısı mı!"

Kaşları çatıldı"ne demek istiyorsun?"

"Ne demek mi istiyorum!Senin gibi bir piçi öldürmek istiyorum!"

"Üç çocuk katili dedin."diyerek sudan çıktı. "Bunu sana kim söyledi?"

"Bunu sana söyleyeceğimi mi sanıyorsun?"

Yüzümü inceledi.Elini havaya kaldırdığında silahı ona doğrulttum fakat o şaşırdığım bir şey yaparak yüzüme dokundu.

"Kızıma com benziyorsun." Gözlerim doldu.Susmasını istedim.Konuşmasın istedim.

"Kes sesini!" Sertçe söylediklerim onu durdurmadı.

Öleceğini çok iyi biliyordu.

"Baban-"

"Kes sesini dedim sana! Onun hakkında tek kelime etme! Sen kimsin de bana dokunuyorum!"elini tutup ittim.

Boş boş konuşan bir kadındı ve ben onun beni üzmesine izin vermeyecektim.Bilerek yapıyordu.Onu öldürmeyeyim diye yapıyordu.

"Ölmeden önce, son sözün nedir?" Buz gibi sözlerim onu gülümsetti.

"Özür dilerim" silah sesi patladığında havuza düştü.

Ölü bedeni havuzun dibine batarken onu öylece izledim.

Arkamı döndüğümde içime derin bir nefes çektim.

Adalet için öldür, en azından kendi adaletimiz için, öldür..