Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@ilydacinar

Gözlerim kapalı, içimden bunlar son saniyelerin Y/N diye geçirirken bir anda birinin beni yakaladığını hissettim..

Bir kaç saniye için gözlerimi araladığımda Malfoy'u gördüm. Ne yani beni o mu kurtarmıştı!?

100 metre yükseklikten son hız düştüğüm için Malfoy beni yakaladığında dengesini kaybetmişti ve ikimizde süpürgeden düşüp 1 2 metre kadar yerde yuvarlanmıştık.

Bunun inanılmaz acıtacağını düşünmüştüm ama Malfoy bana sıkıca sarılmıştı ve kafamı kendi göğsüne gömmüştü bu yüzden bütün darbeleri Malfoy alıyordu. Sonunda yuvarlanmamız durduğunda ben Malfoy'un üstündeydim ve bana hâlâ sıkıca sarılıyordu ama çok geçmeden beni belimden kavrayıp yükseltmişti. Bende kollarımı onun iki yanına koyarak doğrulmak için yerden destek aldım ve hafifçe doğruldum. Malfoy derin nefesler alıp veriyordu. Bende aynı şekildeydim. Onunla o kadar yakındık ki burunlarımız birbirine değiyordu ve nefeslerimiz birbirimizin tenine vuruyordu. İnanılmaz sessiz bir şekilde fısıltıyla konuştum.

"Ben kazandım Malfoy"

Malfoy'da aynı ses tonuyla konuştu.

"Hayır Black.. Ben kazandım..."

Bu da ne demekti şimdi? Ben kazanmıştım işte. Altın Snitch'i ben yakalamıştım. Neden böyle söylemişti ki?

Çok geçmeden takım arkadaşlarımız ve tribündeki arkadaşlarımız başımıza toplanmıştı ama ne Malfoy ne de ben bir milim bile oynamamıştık, hala burun burunaydık...

Harry Hermione ve Ron koşarak yanımıza geldiler.

Harry belimden tutup beni Malfoy'un yanına yatırdı ve panikle konuşmaya başladı.

"Y/N iyi misin!? Bir yerin acıyor mu!? Kırığın var mı!?"

Yattığım yerden kalktım. Bir elimle yerden destek alırken oturur pozisyonda konuştum.

"Sakin ol Harry ben iyiyim. Bir şeyim yok"

Harry gözlerimin içine baktı ve bir kaç saniye sonra Malfoy'a dönüp konuştu.

"Bunu söylediğime inanamıyorum ama... Teşekkür ederim Malfoy, sen olmasaydın
Y/N..." Devamı getiremedi...

Malfoy bir eliyle yerden destek alırken bir eliyle de karnını tutarak doğruldu.

"Önemli değil Potter.. Kim olsa aynısını yapardı" dedi öksürmeden hemen önce.

Profesörler de yanımıza geldiğinde Malfoy ve beni revire götürdüler.

Ufak tefek morluklar dışında bir şeyim yoktu ama yinede bir gün boyunca revirde kalmam gerekiyormuş.

Herkesin o uzun geçmiş olsun konuşmalarından oldukça sıkılmıştım. Neyseki sonunda o sıkıcı konuşmalar bitip yerini tebrik konuşmaları almıştı ama bir süre sonra ondan da sıkılmıştım.

Etrafımı Gryffindor öğrencileri sarmıştı ve artık çok bunalmıştım. Ama Madam Pomfrey tam zamanında gelip herkesi dışarı çıkarmıştı.

Revirde, ben Harry Hermione Ron ve Malfoy vardık. Bir süre daha Harry Hermione ve Ron'la sohbet ettikten sonra onları gönderdim.

Sabahtan beri Malfoy'u görmeye kimse gelmemişti. Okulda bu kadar popüler olan bir çocuğun nasıl olurda hiç ziyaretçisi olmaz diye düşünmeden edemiyordum.

Yatağımdan kalkıp Malfoy'un yanına gittim.

"İyi misin?" Dedim ne dicemi bilemeden. Bu yüzden aklıma gelen ilk şeyi söylemiştim.

"Aaa 100 metre yükseklikten düşen birini yakalayıp dengesini kaybettikten sonra 2 metre yükseklikten yere çakılıp 1 2 metre de yerde yuvarlanmış bir insan nasılsa bende öyleyim işte" dedi karnını tutup doğrulmaya çalışırken.

Küçük bir kahkaha attığım sırada Malfoy'un yastığını düzeltiyordum. Malfoy'un arkasına yaslanmasına yardım ettikten sonra yatağın kenarına oturdum.

"Teşekkür ederim Malfoy, sana tekrar borçlandım.."

"Evet borçlandın"

"Bunu ödemek istiyorum Malfoy, benden ne istersin, yani senin için ne-" daha cümlemi tamamlama fırsatım olmadan Malfoy konuştu

"Sadece kendini öldürmemeye çalış Black"

"Neden? Yoksa beni özler misin Malfoy?" Dedim ve sırıttım.

"Tabiki hayır Black, sadece benden korkmayan nadir kişilerdensin ve seninle rekabet etmek inanılmaz zevkli" dedi sırıtarak.

"Ahh klasik Malfoy, bende bir an için kendinden başkalarını da düşünmeye başladığını sanmıştım" dedim göz devirerek.

"Sen bu söylediğine inandın mı Black?"

"Bir an için evet" dedim ve gözlerine bakmaya başladım.

Malfoy'un ıslak saçları gözlerine giriyordu. Ona yaklaştım ve saçlarını düzeltmeye başladım. Dışardan bakıldığında çok romantik bir sahne gibi gözüksede aslında hâlâ birbirini sevmeyen iki çocuk, iki rakiptik biz.

Biz hâlâ aynı pozisyondayken revirin kapısı hızla açıldı. Malfoy ve ben kapıya baktığımızda daha önce Malfoy'un yanında gördüğüm ve bu dönem okula kaydolan Slytherin kızla göz göze gelmiştik. Kız sinirle yanımıza geldi.

"Ne oluyor burda!? Draco neden bu kız senin yatağında ve neden birbirinize bu kadar yakınsınız!?"

Malfoy'un yatağından kalktım.

"Sakin ol Astoria sadece yastığımı düzeltmeme yardım ediyordu" dedi Malfoy. Bir anda yüzü düşmüştü, anlaşılan bu kızı sevmiyordu.

"Yastığını saçlarını okşayarak mı düzeltiyordu Draco!?" Diye sinirle bağırdı Astoria

"Uzatma Astoria ne söyleyeceksen söyle ve odana dön" dedi Malfoy. Kızı hiç takmıyordu.

"Oh evet o konu. Neden bu aptal Gryffindor bulanığını kurtardığını merak ediyordum!?"

"Hey hey bi saniye sen bana aptal Gryffindor bulanığı mı dedin!? Bilgin olsun küçük yılan ben bir safkanım ayrıca muggle doğumlularla ne derdin var bilmiyorum ama bir daha o bulanık lafını kullanırsan sonuçları gerçekten çok kötü olur!" Dedim kızın üstüne yürüyerek.

"Draco söyle ona bir Greengrass ile nasıl konuşması gerektiğine dikkat etsin yoksa-"

"Yoksa ne!? Beni ağlayarak babana mı söylersin Green-grass!?" Dedim soy adını vurgulayarak

"Evet Gryffindor ve inan bana babamla uğraşmak bile istemezsin!"

"Oh öyle mi bakalım kim olduğumu öğrendiğinde baban benimle uğraşmak isteyecek mi?" Dedim sırıtarak

"Sen kimsin ki?" Dedi aşağılayıcı bir gülümsemeyle

"Birazdan öğrenirsin" Diyip gülümsedim ve Madam Pomfrey'i çağırdım

"Afedersiniz Madam, kendimi biraz yorgun hissediyorum ama Bayan Greengrass'ın sesi yüzünden uyuyamıyorum"

"Ah hemen ilgileniyorum Bayan Black" dedi ve Astoria'nın yanına gelip elini sırtına koydu ve kapıya yürümeye başladı.

Astoria'nın soy adımı duyduğunda fark edilir şekilde yüzü değişmişti. Gözlerini kocaman açmıştı ve revirden çıkana kadar bana bakmıştı.

Gerçekten beni tanımıyor muydu yani? Merlin gerçekten mi!? Tamam tanımak zorunda değildi ama sürekli Malfoy'la saçma sapan laf dalaşlarına girip duruyorduk Malfoy'cuğunu bu kadar seviyorsa en azından soy adımı falan bilmeliydi. Yani sonuçta Malfoy ve ben ezeli rakibiz bunu okulda bilmeyen kimse yoktu. Neyse bana ne ki bundan. Saçma sapan Slytherin sürtüklerine ayıracak vaktim yoktu.

"Teşekkür ederim Black. İnan bana onu burdan göndererek bana en büyük iyiliği yaptın"

"Madem ondan hoşlanmıyorsun neden etrafında dolanmasına izin veriyorsun, neden onu kovmuyorsun Malfoy?"

"Bu o kadar kolay değil Black.."

Sorgulayan gözlerle ona baktığımda bir cümlelik bir açıklama yaptı bana.

"Boş ver Black, ailevi bir mesele. Anlamazsın.."

"Öyle diyorsan.. Ahh her neyse. Ben biraz yatacağım" dedim ve yatağıma yattım. Bir kaç dakika sonra uykuya daldım.

Gecenin bir yarısı kapı sesine uyandım. Biri kapıyı kapatmıştı. Daha sonra bir ses daha duydum.

"Petrificus Totalus"

(Kişiyi dondurarak hareketsiz bırakan büyü)

Yastığımın altındaki asamı elime aldım ve hızlıca yataktan kalktım.

Asamı karanlığa doğrulttum. Hiç bir şey görünmüyordu.

Y/N: "Lumos"

Işığı açtığım gibi üzerime hızla gelen bir köpek gördüm. Bu elbette ki Sirius'tan başkası olamazdı.

(Sirius büyüyü yaparken insan forumundaydı ama kimsenin onu görmemesi için tekrar animagus oldu ve revirde kimsenin olmadığının görünce tekrar insan haline döndü)

Sirius yatağımın yanına gelip insan formuna girdi.

"Merlin aşkına Y/N neredeyse ölüyordun!" Diye kızdı bana

"Ama ölmedim Sirius" dedim gülümseyerek.

"O Malfoy çocuğu olmasaydı kaldırım taşı olacaktın Y/N! Bir daha Quidditch oynamayacaksın! Anladın mı beni!?"

"Ne!? Sen ciddi olamazsın Sirius!?"

"Çok ciddiyim Y/N!" Dedi sinirle şakaklarını tutup yatağıma otururken.

"Sirius lütfen, lütfen daha dikkatli olacağım söz veriyorum" dedim Sirius'un önünde diz çöküp dizlerinin üzerine koyduğu ellerini tutarken

"Merlin aşkına Y/N ben hem Harry hemde senin için sürekli endişelenemem! Zaten Harry'nin geçen seneki son maçından sonra neredeyse kalbim duruyordu!"

"Endişelenmene gerek kalmayacak Sirius söz veriyorum çok dikkatli olacağım" dedim. Sesim titremişti. Quidditch'ten daha fazla sevdiğim hiç bir şey yoktu ve Sirius bunu bana yasaklıyordu.

"Kararım kesin Y/N. Bir daha oynamayacaksın!" Dedi ve çıkışa yöneldi.

O kalkınca bende ayağa kalktım ve arkasından bağırdım.

"Ne dersen de Sirius umrumda değil! Oynamaya devam edeceğim!" Sirius bana döndü ve üstüme gelmeye başladı. Bu sırada da Malfoy uyanmış olan biteni anlamaya çalışıyordu.

"SENİ KAYBETMEME BU KADARCIK KALMIŞTI Y/N!" dedi baş ve işaret parmaklarını neredeyse birbirine değecek kadar yakınlaştırıp

"Ama ölmedim Sirius gördüğün gibi sapasağlam karşındayım!"

"HASTANE KANADINDASIN Y/N! HEM KENDİNİ HEMDE MALFOY ÇOCUĞUNU ÖLDÜRÜYORDUN!"

"O BLUDGER'LERİN BANA ÇARPMASI BENİM SUÇUM DEĞİLDi!"

Sirius pes etmiş gibi nefes verip önümde diz çöktü.

"Anlamıyorsun Y/N.. Hayatımdaki bir kişiyi daha kaybedemem.. Tekrar olmaz.. Yeniden olmaz.." dedi elimi tutup alnını elimin üstüne koyarken.

Bende diz çöktüm ve ona sarıldım.

"Kaybetmeyeceksin Sirius.. Söz veriyorum.."

Bir süre birbirimize sarıldık. Daha sonra Sirius gitmek için ayağa kalktı. Kapıya doğru ilerlerken konuştum.

"Quidditch'i bırakmayacağımı biliyorsun değil mi Sirius?"

Sirius durdu ve arkasına dönüp konuştu.

"Tıpkı baban gibi inatçısın Y/N" diyip gülümsedi ve animagus haline dönüşüp revirden çıktı.

Ben Sirius'un arkasından bakarken Malfoy konuştu.

"Ben az önce ne izledim?" Dedim uykulu bir sesle

"Bundan kimseye bahsetmiceksin Malfoy yoksa-"

"Evet evet biliyorum Y/N, her zaman aynı tehtit. Sarı saçlarımı Zebani Ateşi ile yakarsın, ezberledim artık"

Malfoy'a gülerek göz devirdiğim sırada yatağıma gidiyordum. Hızlıca yatağıma girip uykuya daldım.

Ertesi sabah Malfoy'un yatağının önünden gelen gürültüyle uyandım. Bay ve Bayan Malfoy Draco'yu ziyarete gelmişlerdi. Belliki dünkü maçta yoklardı ve Hogwarts'a daha yeni gelmişlerdi.

Narcissa Malfoy Draco'nun yatağının kenarına oturmuş Draco'nun saçlarını okşuyordu. Lucius Malfoy ise yatağın önünde Draco ile konuşuyordu.

Lucius Malfoy benim uyandığımı görüp yatağıma bir iki adım yaklaştı ve konuştu.

"İşte Bayan Black'te uyandı" dedi tuhaf bir gülüşle.

"Merhaba Bay Malfoy" dedim nazik olmaya çalışarak ve Narcissa'ya döndüm.

"Ve size de merhaba Bayan Malfoy" diyip gülümsemeye çalıştım.

Narcissa sadece kafasını sallamakla yetindi.

"Şanslıymışsınız ki oğlum Draco sizi kurtarmış yoksa olacakları düşünmek bile istemiyorum" benim için endişelenmiş gibi davranıyordu.

"Evet Bay Malfoy, oğlunuza gerçekten minnetarım. Hayatımı kurtardı" dedim ve bir an önce gitmek için hızlıca yataktan kalktım. Asamı alıp revirden çıkmak üzereydim ki Lucius Malfoy beni durdurdu ve kulağıma eğilip fısıltıyla konuştu.

"Normal şartlarda bu duruma sinirlenmem gerekirdi ama baban eski dostum olduğu ve ona borçlu olduğum için bu seferlik bir şey demiyorum ama bir daha oğlumun senin yüzünden canı yanarsa, bende senin canını yakarım anladın mı" dedi yine o tuhaf gülümsemesini yüzüne yerleştirip.

Lucius'a aynı şekilde gülümseyip revirden çıktım.

Kendi odama döndüğümde Hermione çoktan kalkmış hazırlanıyordu. Beni gördüğünde gülümseyip bana sarıldı.

"Demek Madam Pomfrey çıkmana izin verdi Y/N" dedi bende ayrılırken.

"Aslında çıktığımdan haberi yok Hermione" dedim yatağıma otururken

Hermione bana sorgulayan gözlerle baktı.

"Malfoy'lar" dedim kısaca

Hermione derin bir iç çekip üniformalarımı bana fırlattı.

"Hadi Y/N hazırlan da kahvaltıya inelim"

"Sen önden git Herm, bende duş alıp geliyorum"

"Harika fikir Y/N. Rezalet kokuyorsun"

"Teşekkür ederim Herm" dedim ve banyoya gittim.

Sıcak suyu açıp kendime gelmeye çalıştım. Yaklaşık 1 saat sonra duştan çıktığımda derse geç kaldığımı fark ettim. Nasıl o kadar uzun duşta kaldım diye düşünürken kendimi yatağa attım. Ani bir kararla bu günkü derslere girmek istemediğimi fark ettim. Bu yüzden Hermione'nin doğum günümde bana hediye ettiği müzik çalarımı da alıp kara gölün kenarındaki banka gitmeye karar verdim.

Bir kaç şarkıdan sonra kulaklıklarımı çıkarıp kulaklarımı biraz dinlendirmeye başladım. Ben göle bakarken arkamdan kuru yaprak sesleri geldi. Sanırım biri buraya geliyordu. Arkamı döndüğümde Malfoy'u gördüm ama o beni görmemişti. Elleri cebinde yere bakarak geliyordu. Belliki bir şey düşünüyordu.

Aramızda 1 metre kalmıştı ki kafasını kaldırıp bana baktı. Şaşırmış görünüyordu. Malfoy'a gülümsedim ama o gergin bir şekilde arkasını dönüp gitti. Kaşlarımı çatıp arkasından bakakaldım.

Tam Malfoy ile aramızın düzelmeye başladığını hissettiğimde neden benden kaçtığını anlamamıştım...

Selam aşklarım size bir şey sormak istiyorum. Karakterler arada bir küfür etse rahatsız olur musunuz? Yersiz küfürler olamayacak. Gerektiğinde edecekler ama aranızda bundan rahatsızlık duyacak olan varsa yazmam.
30 beğeni sonra yeni bölüm atacağım. Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın sizi seviyorum 😻❤️‍🔥

 

Loading...
0%