@ilydacinar
|
Vote sınırı 50 aşklarım beğenmeyi unutmayın 😽😽😽 Henüz hahvaltının ortalarındayken yanımda oturan Harry'e bir şeyler anlatmak için döndüğümde Büyük Salona giren Malfoy'u gördüm ve onun koluna giren Greengrass'ı... Astoria Malfoy'a bir şeyler anlatıyor Malfoy ise elleri cebinde bıkkın bir şekilde onu dinliyordu. "Y/N, iyi misin?" Diye sorup dikkatimi kendi üzerine çekti Harry. "İyiyim" dedim kısaca "Emin misin? Kaşlarını çatıp bir yere bakıyordun da" "İyiyim dedim ya Harry" "Tamam ne kızıyorsun" dedi Harry anlamayarak "Kızmadım! Kızmıyorum! Kızdım mı Hermione!?" "Y/N seninle dersten önce bahçede bir yürüyüş yapalım mı?" Dedi Hermione "Evet evet yapalım" diye lafa atladı Ron "Kız kıza" Ron'a ters ters bakıp konuştu Hermione. Hiç kimseye bir şey demeden ayağa kalkıp çıkışa yöneldim. Hermione de hemen kalkıp arkamdan gelmişti. Bahçeye çıkıp banklardan birine oturdum. "Y/N neyin var?" Diye sorarken yanıma oturmuştu Hermione "Bir şeyim yok Herm" "O zaman neden böyle davranıyorsun?" "Nasıl davranıyorum?" "Böyle, yani sanki birini kıskanmışsın gibi" Herm ve ben konuştuğumuz sırada arkamızdan birinin sohbetimize dahil olmasıyla kafamızı sesin geldiği yöne çevirdik. Bunlar Malfoy ve Astoria'ydı. Merlin siz az önce içerde değil miydiniz!? "Ah çok mu merak ediyorsun bulanık?" Dedi Astoria Hermione bulanık lafını duymasıyla önüne dönüp kafasını eğdi. Benimse sinir kat sayım artmıştı. Ayağa kalkıp Astoria'nın üstüne yürüdüm. "Seni o kelimeyi kullanmaman konusunda uyarmıştım Greengrass!" Hermione arkamdan gelip kolumu tuttu ve konuştu. "Sorun değil Y/N, ben böyle şeyleri umursamayı 2. Sınıfta bıraktım" "Ama ben bırakmadım Herm!" "Hey bulanık köpeğinin tasmasını sıkı tut" diyip güldü Astoria. Sinirden çıldırmış bir şekilde asamı çıkartıp ona doğrulttum. "LAFINI GERİ AL APTAL YILAN!" Astoria Malfoy'un arkasına geçip konuştu. "Sevgilim şu Black'e benimle nasıl konuşması gerektiğini söyler misin" dedi. Korkuyordu ama hâlâ benimle böyle konuşmaya cüret ediyordu. Sanırım Malfoy'a güveniyordu. Ve ayrıca o ona sevgilim mi demişti!? "Uzatma Black. Granger arkadaşını da al git burdan" dedi Malfoy. "Neden onun arkasından konuşuyorsun Greengrass!? Benden korkuyor musun!?" Diyip histerik bir kahkaha attım. "Hayır Black sadece senin gibi kanı bozuklara harcayacak vaktim yok" dedi Malfoy'un arkasından çıkıp yanıma geçerken. "Kanı bozuk derken!?" "Ahh hadi ama babanın bir Ölüm Yiyen olduğunu amcanın aileden dışlanıp azkaban kaçağı olduğunu büyük babanın zamanının en zalim büyücüsü olduğunu ve azkabanda ölümü beklediğini seninse amcan gibi Gryffindor'a seçilip ailenin adını daha da lekelediğini burdaki herkes biliyor Black" Bahçedeki herkes nefesini tutmuş bizi izliyordu. Hiç kimse Astoria'nın böyle bir şey söyleyeceğini tahmin etmemişti. Hatta ben bile bir kaç saniye donakalmıştım. Ama fazla uzun sürmedi, hemen kendimi toparlayıp ona doğru bir adım attım ve dudağımı hafif yukarı kıvırıp konuştum. "Evet babam bir Ölüm Yiyendi ama bu onun kötü biri olduğunu göstermez. Ayrıca babam bunun karşılığını kendi canıyla ödedi. Amcam ise saçma aile kurallarına karşı gelip diğer Slytherin'ler gibi kötülüğü seçmediği için Gryffindor'a seçildi bu yüzden aileden dışlandı. Azkabandan kaçmasının nedeni de orda 12 yıl boyunca suçsuz yere yatmış olması. Büyükbabam da ailenin o çok inandığı Voldemort ile aynı amaçları arzuladığı için azkabanda, yani ha büyükbabamın yandaşı olmuşsun ha Voldemort'un. Senin ve senin gibi Slytherin'lerin ise gelecekte baban gibi bir ölüm yiyen olduğu için Hogwarts'ın adını lekelediğini burdaki herkes biliyor Greengrass" diyip gülümsedim. Rahatlamıştım çünkü okulda ki herkesin içten içe bunları merak ettiğini biliyordum. 'Asil Black Ailesi Neden Gözden Düştü? Neden Artık Safkan Aileler Black'lerle Konuşmuyor?' Okula geldiğim ilk günden beri bir çok kişi sırf soy adım için benimle arkadaş olmaya çalıştı, geri kalanlar ise soy adım yüzünden benden korktu. Kimse benim hakkımda nötr değildi. Ya benden korkuyolardı ya da sırf şöhret için benimle arkadaş olmaya çalışıyorlardı. Astoria söylediklerimden sonra bir süre sessiz kaldı. Belli ki benimde bunları söyleyeceğimi hiç tahmin edememişti. Sonunda söylediklerimi sindirip konuştu. "Ben ölüm yiyen değilim! Ayrıca Karanlık Lord öldü! Ölüm yiyenler yok denecek kadar az ve tüm Slytherin'ler ölüm yiyen olmuyor mesela senin amcan o bi Gryffindor değil miydi!?" "Amcam ölüm yiyen değildi! O Yoldaşlığın bir üyesiydi! Bilmediğin şeyler hakkında konuşma Greengrass. Hatta mümkünse hiç konuşma çünkü senin o aptal cümlelerinden bıktım usandım artık!" "Draco! Birşeyler yapsana! Benimle nasıl konuşuyor duymuyor musun!?" Dedi Astoria söyleyecek bir şeyi kalmadığı ve benim haklı olduğumu bildiği için. Malfoy Astoria'nın omuzlarından tutup kendine çevirdi ve kulağına bir şeyler fısıldadı. Daha sonra Astoria sinirle dönüp ordan uzaklaştı. Malfoy kalabalığa dönüp konuştu. "Ne bakıyorsunuz!? Dağılın gösteri bitti!" Artık orda durmam için bir gerekçe kalmadığına göre gidebilirdim. Hermione'nin kolundan tuttum ve okula doğru yürümeye başladım. Ta ki Malfoy beni durdurana kadar. Malfoy kolumu tutup beni kendine çevirdi ve biraz eğilip yüzlerimizi aynı hizaya getirdi. "Ben az önce olanlar için-" "Umurumda değil Malfoy! Neden gidip sevgilini avutmuyorsun!? Sonra kızmasın sana!" Dedim ve kolumu ondan kurtarıp yürümeye devam ettim. Ortak solana girdiğimizde Harry endişeli bir şekilde bizi bekliyordu Ron ise yemek yemeye devam ediyordu. Hermione ve ben Harry ve Ron'un yanına oturduk. "Ne konuştunuz? Y/N'nin nesi varmış?" Dedi Harry dışarda yaşananlardan gram haberi olmadan. "Harry, az önce yaşadıklarımızı bir duysan..." Dedi Hermione. "Lütfen Herm şimdi bunları konuşmayalım sinirim hâlâ geçmedi. Hatta ben dersten önce biraz yürüyüş yapsam güzel olur çünkü kafamı dağıtmadan derse girersem hiç bir şey anlayamam" dedim ve çantamı da alıp ayağa kalktım. "Bizde seninle gelelim" dedi Harry'de ayağa kalkarak "Hayır gerek yok. Tek başıma yürümek istiyorum" dedim ve çıkışa doğru yöneldim... Dersten önce 2 saatim vardı bu yüzden okulun dışında Kara Göl'ün yanındaki banka gitmeye başladım. Yere bakarak yürüyordum. Banka iyice yaklaştığımda kafamı kaldırdım ve arkası bana dönük olan Malfoy'un sarı saçlarını gördüm. Malfoy ezilen kuru yaprakların sesine döndüğünde ise beni gördü. "Aman ne güzel!" Dedim kendi kendime ve arkamı dönüp ordan uzaklaşmaya başladım. Malfoy banktan kalkıp koşarak yanıma geldi ve kolumu tutup beni durdurdu. Malfoy'a döndüm. "Ne istiyorsun Malfoy!?" "Sadece konuşmak istiyorum" "Neden benimle konuşuyorsun!? Gidip sevgilinle konuşsana!" "Y/N lütfen en azından onun adına özür dilememe izin ver" "Sen ve özür dilemek ha!? Güldürme beni, sen kendi yaptığın saçmalıklara özür dilemiyorsun Astoria'nın yaptıklarına mı dileyeceksin!?" Dedim kolumu hızla çekip ondan kurtardım ve tekrar yürümeye başladım. Ama Malfoy bu defa önümü kesti. Sinirle onun yanından geçmeye çalıştım ama yine önümü kesti, tekrar geçmeye çalıştım yine kesti ve yine ve yine.. Sonunda Malfoy'un gözlerine bakıp bağırarak konuştum. "Çekil önümden Malfoy! Yoksa o hiç kimsede deneme fırsatı bulamadığım affedilmez lanetleri bu gün burda senin üstünde denicem!-" Lafımı henüz bitirmiştim ki Malfoy bir anda bana sarıldı. Bu şokun etkisiyle bir kaç saniye tepki veremedim. Kendimi toparlamaya çalışarak konuştum. "N-napıyorsun sen?" "Özür dilerim Y/N.. Geçmişte, şu anda ve gelecekte yaptığım veya yapacağım her şey için özür dilerim.." Kendimde bulduğum birazcık güçle Malfoy'u ittirmeye çalıştım ama bana çok sıkı sarılıyordu. "Kendine gel Malfoy, ne saçmalıyorsun sen!? Ayrıca bırak beni birileri görecek!" Dedim hâlâ kollarından kurtulmaya çalışarak. "Draco!?" Malfoy beni bıraktı ve arkamızdan gelen sese döndü. "Astoria..?" Dedi Malfoy Astoria bir kaç saniye bize baktıktan sonra aniden arkasını dönüp gitmeye başladı. "Astoria!" Diye bağırıp peşinden koştu Malfoy Sonunda yalnız kaldığımda derin bir iç çekip banka oturdum. "Aptal Malfoy aptal Astoria aptal Slytherin" diye söylendim kendi kendime... Biçim değiştirme sınıfına girdiğimde Hermione'nin yanına oturdum. Hermione bana dönüp beni soru yağmuruna tuttu. "Y/N nerelerdeydin!? Kiminleydin!? Neden bana nereye gittiğini haber vermedin!? Ya başına bir şey gelseydi!" Herm beni azarlarken önümüzdeki Harry ve Ron da bize dönmüştü "Sakin ol Herm sadece biraz yalnız kalmak istemiştim" "Nereye gittin peki?" Diye sordu Herm endişeli bir şekilde. "Nereye gittiğimi söyleyemem. Zaten orası bu günlerde yeterince kalabalıklaştı.." Harry tam soru soracağı zaman Profesör McGonagall içeri girdi ve önüne dönmek zorunda kaldı. Her zamanki gibi eğlenceli geçen bir dersten sonra hepimiz KSKS sınıfına gittik. Profesör kendi masasını ve bizim sıralarımızı bir kenara çekip sınıfın tam ortasına bir dolap koymuştu. Hepimiz merakla Profesör Lupin'i bekliyorduk. Profesör sonunda ofisinden çıkıp sınıfa geldiğinde konuştu. "Muhtemelen hepiniz neden sınıfın ortasında bir dolap olduğunu merak ediyorsunuzdur" Sınıftan evet anlamında mırıltılar yükselince Profesör konuşmaya devam etti. "Aranızda Böcürtlerin ne olduğunu bilen var mı?" Aslında bunu geçen yıl öğrenmemiz gerekiyordu ancak Lupin'in dönüşümü bazı derslerimizin aksamasına neden olmuştu.. Her zamanki gibi sınıf sessizliğe gömülmüştü. Kimse bir şey bilmiyordu. Hermione hariç. Her derste olduğu gibi Profesör daha sözünü bile bitirmeden elini kaldırmıştı. "Hermione?" Dedi söz hakkını ona vererek "Karşısındaki kişinin en çok korktuğu şeye dönüşebilme özelliğine sahip olan yaratıktır Efendim" "Aferin Hermione her zamanki gibi doğru bir cevaptı. Gryffindor'a 10 puan" dedi ve dersi anlatmaya devam etti. Profesör lafı daha fazla uzatmadan pratiğe geçtik. İlk olarak Neville çıktı. Onun böcürtü Profesör Snape'ti. Daha sonra Padma, Parvati, Hermione ve Ron çıktı. Sonunda sıra Malfoy'a geldiğinde böcürt şekil değiştirmeye başladı. Döndü, döndü ve döndü... Sonunda Malfoy'un korkusunu ortaya çıkardı.. Sınıf bir anda karanlığa gömüldü. Daha sonra yüksekten ağır çekimde düşen siyah saçlı siyah cüppeli bir kızın silüeti göründü. Kız zar zor seçiliyordu. Profesör gözlerini iyice kısıp düşen kişiyi seçmeye çalışıyordu, Malfoy ise kaskatı kesilmişti. Arka sıralardan biri bağırdı. "Riddikulus Malfoy!" Malfoy kendine gelmiş gibi titreyip asasını kaldırdı. Malfoy: "Riddikulus!" Karanlık dağıldı ve düşen kız silüeti bir anda büyük bir zıpzıp topa dönüşüp tüm sınıfta sekmeye başladı. Profesör dolabın kapağını açıp topu yani böcürtü dolaba hapsetti. "Evet, bu günlük bu kadar yeter. Dağılabilirsiniz" dedi Profesör. Aslında bunu söylerken gözüme biraz endişeli görünmüştü. Tüm sınıftan memnuniyetsizlik homurtuları dökülmesine rağmen kimse Profesörü ikiletmedi ve sınıftan çıkmaya başladı. Biz dördümüz de çantalarımızı alıp çıkmak üzereydik ki benim gözüm Malfoy'a takıldı. Ben durup ona bakarken bizimkilerde ona bakmaya başladı. Malfoy büyüyü yaptığından beri hiç hareket etmemişti. Hâlâ olduğu yerde bekliyordu. "Sence ona ne oldu? Düşen kız kimdi?" Dedi Hermione sadece üçümüzün duyabileceği bir sesle. "Bilmiyorum ama ona çok değer verdiği belli. Baksana hâlâ böcürtün etkisinden çıkamadı" dedi Harry aynı ses tonuyla. Biz Malfoy'a bakmaya devam ederken Profesör onun yanına yaklaşıp omzuna dokundu ve bir şeyler söyledi. Biz kapıya yakın olduğumuz için ne söylediğini duyamıyorduk, ama galiba onu ofisine çağırmıştı. Profesör yürümeye başladı, Malfoy ise bir kaç saniye daha durup onun peşinden gitti, bizde sınıftan çıktık. Bundan sonra dersimiz olmadığı için üstümü değiştirip biraz yürümeye karar verdim. Üstümü değiştirip aşağı bahçeye inerken KSKS sınıfının önünde Profesör McGonagall'la karşılaştım. Yanıma geldi. "Y/N, aslında Oliver'ı arıyordum ama seni görmem iyi oldu. Oliver'a final maçı antrenmanlarına pazartesi günü başlayacağımızı iletir misin lütfen?" "Elbette Profesör" dedim ve bir kaç saniye sonra aklıma bir şey geldiği için panikle tekrar konuştum. "Pazartesi mi!? Ama ben daha yeni bir süpürge alamadım Profesör" dediğim sırada Malfoy daha yeni KSKS sınıfından çıkıyordu. "Oh evet şu mesele... Ben üzgünüm Y/N ama bir sonraki süpürgeni kendin temin etmen gerekiyor... Sana yeni bir tane daha almayı çok isterdim ama-" diye üzgün bir şekilde konuşan Profesörün sözünü kestim "Hayır Profesör önemli değil. Zaten bana yeni bir süpürge alsaydınız bile ben kabul edemezdim..." Dedim mahçup bir şekilde... Profesörle biraz daha konuştuktan sonra acilen bir süpürge bulmak için işe koyuldum ama kime sorduysam bana süpürgesini vermek istemediğini söyledi. Eh aslında biraz haklılardı, ben olsam bende kendime süpürgemi ödünç vermezdim. Akşama kadar süren bir aramadan sonra biraz dinlenmek için her zamanki bankıma gitmeye karar verdim. Yaklaşık 10 dakikadır kara kara düşünerek oturuyordum ki bir anda yanımda bir ev cini belirdi. İrkilerek ayağa kalkıp asamı çıkardım. "Winky sizi korkutmak istememişti Efendi Black" dedi Malfoy'ların ev cini başını eğerek. "Neden geldin Winky?" Dedim asamı cebime koyarken "Efendi Malfoy, Winky'nin size bir şey vermesini istedi" dedi elindeki yeni farkına vardığım uzun kutuyu bana uzatarak. "Efendine söyle onun verdiği hiç bir şeyi kabul etmiyorum!" Dedim geri yerime oturarak. Winky hızla önüme gelip konuştu "Lütfen Efendi Black bunu kabul etmezseniz Efendi Malfoy Winky'yi cezalandıracak" dedi kutuyu başının üstüne kaldırıp boynunu eğerken. "Bunu yapamaz" "Efendi Malfoy Winky'ye isteği her şeyi yapabilir.." Biraz düşündükten sonra ev cinine acıyıp kutuyu aldım. "Efendine söyle bunu onun için değil senin için aldım Winky" Winky sevinçle zıplayıp konuştu. "Teşekkür ederim Efendi Black! Winky sizin sayenizde cezalandırılmayacak!" Dedikten sonra cisimlendi. Derin bir nefes alıp verdikten sonra kutuyu açtım. Kutudan bir süpürge çıktı. Bu Malfoy'un eski süpürgesiydi, süpürgenin ambalajını iyice yırtıp attıktan sonra süpürgeyi incelemeye başladım. Üstünde bir not vardı. Malfoy: "Geçen hafta girdiğimiz iddiayı kaybetmiştim bu yüzden süpürgem artık senin Black. Bu arada süpürgenin yan tarafındaki DM amblemini sildiremedim ama diğer tarafına senin adın ve soyadının baş harflerini yazdırdım umarım senin için sorun olmaz. Dikkatli kullan. -Malfoy" Notu cebime koyup süpürgenin uç kısmına baktım. Sağ tarafında DM sol tarafında ise ..B yazıyordu. "Ahh Merlin aşkına ne yapmaya çalışıyorsun Malfoy gerçekten anlamıyorum..." Dedim kendi kendime... Ortak solana geldiğimde bizimkiler her zamanki yerlerinde oturuyorlardı. Hermione beni görüp yanlarına çağırdı. "Heeey demek sonunda bir süpürge bulabildin Y/N" dedi Hermione "Acaba kim bu şanssız kişi" diyip güldü Ron Onlara iyice yaklaşınca Harry gözlerini kocaman açıp bir bana bir süpürgeme baktı ve ayağa kalkıp süpürgeyi elimden aldı "İnanmıyorum! Bu düşündüğüm şey mi!?" "Ateşoku 1.0" dedim kafamı sallayarak. "Nerden buldun bunu!?" Dedi Ron heyecanla O sırada Harry hâlâ süpürgeyi inceliyordu. Bir anda kaşlarını çatıp bana döndü "Nerden burda DM yazıyor?" "Çünkü bu Malfoy'un süpürgesiydi" dedim Hermione'nin yanına oturuken "Malfoy neden sana süpürgesini versin ki?" Diye sordu Harry "İddiaya girmiştik kazanırsam süpürgeni alırım demiştim ve kazandım" dedim kısaca Harry soran gözlerle bakmaya devam edince her şeyi baştan anlattım. "Sabah olanlardan sonra sana bunu göndermesi bir tek bana mı tuhaf geldi?" Dedi Hermione "Bence Malfoy süpürgeye kara büyü uyguladı" dedi Ron ciddi bir şekilde "Saçmalama Ron benim düşüp ölmemi isteseydi maçta beni kurtarma zahmetine girmezdi" "Yinede bunu bir kontrol ettirmemiz gerekiyor Y/N" dedi Harry "Off buna hiç gerek yok çocuklar. Şimdi izin verirseniz gidip yatmak istiyorum" dedim Harry'nin elinden süpürgeyi alıp yatağıma giderken. Odama geldiğimde Malfoy'un yazdığı notu çıkardım ve tekrar okudum. Malfoy: "Geçen hafta girdiğimiz iddiayı kaybetmiştim bu yüzden süpürgem artık senin Black. Bu arada süpürgenin yan tarafındaki DM amblemini sildiremedim ama diğer tarafına senin adın ve soyadının baş harflerini yazdırdım umarım senin için sorun olmaz. Dikkatli kullan. -Malfoy" Notu okuduktan sonra dikkatlice katlayıp günlüğümü çıkardım ve son sayfasına gelip bu günkü yaşadıklarımı yazmaya başladım. Bunu son bir kaç haftadır her gece tekrarlıyordum. Sonunda yazı işi bitince Malfoy'un notunu günlüğümün arasına koyup defteri kapattığımda Hermione odaya giriyordu. "Tekrar mı günlük tutmaya başladın "Evet, kafamda yerine oturmayan şeyler var Herm. Son bir kaç haftadır bu böyle" Hermione elini elimin üstüne koyup konuştu. "Y/N kafanı neyin kurcaladığını az çok tahmin edebiliyorum.. Lütfen dikkatli ol ve Malfoy'u hafife alma.." "Merak etme Hermione, bu konuda yeterince dikkatliyim" Hermione bir kaç saniye gözlerime bakıp gülümsedi ve kendi yatağına gitti. Bende günlüğümü ve süpürgemi kaldırıp yattım... Selam aşklarım nasılsınız umarım iyisinizdir. Sizden küçük bir ricam var eğer yaparsanız beni çok mutlu edersiniz. Hikayeyi arkadaşlarınıza önerir misiniz? Böylece daha çok beğeni gelirse motivasyonum artar ve daha güzel bölümler yazabilirim. Birde bölümü beğenip yorum yapmayı unutmayınnnn. Sonraki bölüm 50 vote ve 3,4 gün sonra gelecek. Sizi çooook seviyorum ❤️🔥❤️🔥😻😻😻
|
0% |