Yeni Üyelik
18.
Bölüm

18. Bölüm

@ilydacinar

Sürprizzzz erken bölümmm
Yorum yapmayı unutmayın aşklarımmmm <33

Bunun cevabını henüz tam olarak bilmiyorduk ama emin olduğumuz bir şey vardı. Tıpkı 1. Sınıfta olduğu gibi onu tekrar durdurabilirdik. Onu tekrar ve sonsuza kadar yenebilirdik. Bunu biliyordum çünkü artık daha güçlüydük ve birbirlerimize eskisinden daha çok güveniyorduk...

"Harry? Y/N?" Harry ve ben arkamızdan gelen sese döndük. Bu Ginny'di. "Hermione ve ben her yerde sizi arıyorduk" dedi yanımıza gelirken.
"Siz iyi misiniz?"

Harry ve ben birbirimize baktık. Kulağıma eğilip fısıltıyla konuştu.

"Onlara söylemeliyiz" haklıydı. Onların da bilmesi gerekiyordu.

Kafamı salladım. Ginny ne olduğunu sorar gibi bize bakıyordu. Harry konuştu.

"Ginny, Ron ve Hermione'yi de alıp Hagrid'in kulübesine gelir misiniz?"

Hagrid bir kaç günlüğüne okuldan ayrılmıştı. Nereye gittiğini bilmiyorduk. O yokken çekinmeden kulübesini kullanabileceğimizi söylemişti. Harry ve ben kulübeye önden gittik.

İkimiz diğerlerini beklerken konuşmaya başlamıştık.

"Gergin misin?"

Titreyen bacağımı ve yediğim tırnaklarımı görmüyordu galiba. Harry attığım bakışla konuşmaya başladı.

"Gerginsin"

Derin bir nefes verip önüme döndüm ve tırnaklarımı yemeye devam ettim.

Harry yanıma gelip ellerimi tuttu.

"Bende gerginim Y/N, ama tırnaklarını yemen seni sakinleştirmez"

"Voldemort'un geri dönmüş olabileceğini söyleyecek miyiz?"

"Sanırım evet. Her şeye hazırlıklı olmalıyız, ve onlarda olmalı"

Kapı çaldığında Harry ayağa kalkıp kapıyı açmaya gitti. Hermione Ginny ve Ron endişeli bir şekilde içeri geçip karşıma oturdular. Harry de gelip yanıma oturdu.

"Y/N iyi misin? Neden burda toplandık?" Diye merakla sordu Ron.

"Neden kaçtın? Malfoy sana neden öyle söyledi? Anlatacak mısın Y/N?" Dedi Hermione.

Susuyordum. Nerden başlayacağımı bilmiyordum. Harry bana baktığında zor durumda olduğumu gördü ve ona anlattıklarımı anlatmaya başladı. Lafı bittiğinde Hermione sinirle ayağa kalktı.

"Demek Malfoy'un kastettiği şey buydu!? Sana inanamıyorum Y/N! Bize anlatmayıp ona mı anlattın!?"

"Özür dilerim Herm o olay tamamen yanlışlıkla gelişti.."

Dedim ve devam ettim.

"Bir de ben, Draco'ya göstermemem gereken bir şeyi göstermiş olabilirim..."

"Ne gösterdin!?" Dedi Harry endişeyle

Hermione ve ben aynı anda
"Karanlık yara.."

Hepimiz Hermione'ye döndük. O karanlık yarayı nerden biliyordu ki?

"Sen-?"

"Kütüphanede bir kitapta okumuştum. Kitapta şöyle yazıyordu, 17 yaşından küçük kişilerin affedilmez lanetlerden herhangi birini kullanması sonucuyla büyücülerde kalıcı bir yara meydana gelir, bu yara sayesinde laneti yapan büyücüleri bulup Azkaban'a gönderirlermiş.."

"Ve sende bu yarayı Malfoy'a gösterdin öyle mi!?" Diye kızdı Harry

"Kızın üstüne gitme Harry, zaten yeterince pişman görünüyor.." dedi Ginny, Harry'nin omzuna elini koyup sakinleştirmeye çalışarak.

"Üzgünüm Harry, nasıl oldu bende anlamadım, her şey bir anda gelişti.."

Uzun bir sessizliğin ardından Harry sordu.

"Peki nerde bu karanlık yara?"

"Şeyy"

"Y/N?"

"Göstericem ama kızmicaksın.."

Harry bir şey söylemedi. Bu da 'Hayır kızıcam' demek oluyordu

Üstümdeki sweati çıkarttım, neyseki altımda sütyen yerine büstiyer vardı. Arkamı dönüp büstiyerimi biraz yukarı kıvırdım. Hermione ve Ginny bana yaklaşıp yarayı incelediler. Ron ve Harry de çekinerek, fazla oyalanmadan yaraya baktılar. Beni utandırmak istemedikleri için giyinene kadar da bana bakmadılar.

"Sen şimdi yarayı Malfoy'a göstermek için üstünü mü çıkardın!?" Diye bağırdı Harry bana

"Hayır ben şey... Sadece sweatimi biraz yukarı sıyırdım o kadar.." diye bir yalan söyledim.

Ama tabiki Hermione bunun bir yalan olduğunu biliyordu. Çünkü dün gece üstümde sadece ceket olduğunu görmüştü.

Harry'i bir şekilde yalanıma inandırıp asıl konumuza döndürdüm. Voldemort konusuna...

"Harry ve ben dün gece bir kabus gördük, ve bunlar sıradan kabuslar değildi.."

"Biz Voldemort'un geri dönmüş olabileceğini düşünüyoruz"

Gördüğümüz rüyaları anlattıktan sonra herkes derin bir sessizliğe gömüldü. Bunu bozan kişi Ginny'di.

"Bu imkansız, Harry onu Sırlar Odasında yok etti"

"Bilemiyorum Ginny, Peter ve Barty'nin ne konuştuklarını size söyledim. Geri dönmüş olma ihtimalini göz ardı edemeyiz"

"Kim olduğunu bilirsin sen hâlâ hayattaysa neden kendini göstermiyor?" Diye sordu Ron.

"Belkide güç toplamaya çalışıyordur"

"Ya da belkide kendine yeni müritler arıyordur" dedi Harry, bu da mantıklıydı, çünkü bir çoğu Zümrüdüanka Yoldaşlığı tarafından ya öldürülmüş ya da Azkaban'a gönderilmişti.

Ortama yine bir ölüm sessizliği çökmüştü. Uzun bir süre kimse konuşmayınca Hermione aklındaki soruyu sordu.

"Şimdi ne yapacağız?"

"Bekleyeceğiz, eğer dönerse diye hazırlıklı olacağız.." dedi Harry...

Hermione ve ben odamıza geldiğimizde Ginny de bizimle gelip Parvati'nin yatağına yatmıştı. Şaşırmıştım çünkü Parvati'nin bu konuda ne kadar hassas olduğunu biliyordu.

"Ginny, Parvati birazdan burda olur, ve şey seni yatağında görürse hiç hoş şeyler olmaz"

Hermione ve Ginny birbirlerine bakıp güldüler. Anlam veremeyerek onlara baktım.

"Tabi senin haberin yok" dedi Hermione gülümseyerek

"Neyden haberim yok?"

"Ginny artık bizim odamızda kalıcak"

"Ne!? Siz ciddi misiniz!?" Dedim şok içinde. Bu harika bir haberdi ama Minerva buna nasıl izin vermişti anlayamıyordum. Ginny bizden bir sınıf küçüktü ve okula geldiğinden beri Profesöre yalvarmamıza rağmen bu zamana kadar bizimle kalmasına izin vermemişti. Ginny'e gidip sarıldım. Bu bugün duyduğum en güzel haberdi çünkü. Ginny'den ayrıldıktan sonra konuştum.

"Profesörden nasıl izin aldınız ve Padma'yla Parvati nerde?"

"Profesör ders çıkışı yanıma gelip sizin odanıza geçebileceğimi söyledi, üstelik bu defa hiç bir şey söylememiştim bile. Kızlara gelirsek, bizim odada bir kişilik boş yer vardı, kızlara sordum yer değiştirsek olur mu diye, kabul ettiler"

"Peki neden bundan benim son dakika haberim oluyor!?"

"Sana söylicektik ama bu gün yaşamadığımız şey kalmayınca fırsat bulamadık" dedi Hermione

"Ah her neyse, gerçekten çok sevindim Ginny, ama Profesör neden durduk yere böyle bir şey söyledi onu anlamadım"

"Sanırım senin bu aralar biraz durgun olduğunu o da fark etmiş. Belki arkadaşlarıyla olursa morali yerine gelir diye düşünmüş olabilir. Sonuçta bu bozuk moralle final maçına çıkamazsın değil mi"

"Evet.." ben final maçını tamamen unutmuştum. Cadılar Bayramından sonra antrenman yapmam gerekiyordu. Ama şimdi tek istediğim şey uyumaktı..

Öğlene doğru uyandığımda Ginny ve Hermione odada değillerdi. Kahvaltıyı kaçırmıştım ama acele edersem öğle yemeğine yetişebilirdim. Hızlıca hazırlanıp aşağı indiğimde her yer Cadılar Bayramı süsleriyle kaplıydı.

Bizimkileri bulup yanlarına gittiğimde yemeklerini yarılamışlardı. Ginny'nin yanına gittim. Bu defa sınıf arkadaşları yerine bizimle oturmayı tercih etmişti.

"Uyanmışsın" dedi Hermione gülümseyerek.

"Günaydın" dedim bende aynı şekilde gülümseyerek.

"Günaydın mı? Öğlen oldu Y/N" dedi Harry ironik bir şekilde.

Harry'e gülümsedikten sonra tabağımı doldurup yemeye başladım. Bir kaç gündür doğru düzgün yemek yiyemiyordum ama bugün patlayana kadar yiyecektim..

İkinci tabağım henüz bitmişti ve üçüncü tabağıma geçmek üzereydim ki Hermione tabağımı önümden aldı.

"Heyy!?"

"Biraz daha yersen akşamki partide karnının ağrısından duramicaksın!"

"Ama açım!"

"Ron'la mı yarışıyorsun Y/N?" Dedi Harry.

"Ben ne alaka ya?" Dedi hala yemek yemeye devam eden Ron.

"Yok bişey Ron, sen yemeye devam et" dedi Hermione

"Onun yemesine izin veriyorsunuz ama benim önümden tabağımı alıyorsunuz, sizce bu ne kadar adil!?"

"Ron'un bünyesi alışık Y/N, altı tabakta yese ona fark etmiyor" diyen kişi Ginny'di.

"Offf!" Diye isyan edip kollarımı göğsümün üstünde katladım ve refleks olarak arkama yaslanmak için geriye gittim ama yaslanıcak bir yer olmadığı için nerdeyse düşüyordum. Yine refleks olarak masadan tutunucaktım ki elimle meyve suyunu devirdim, o da üstüme döküldü. Yine tüm okula rezil olmuştum.

Harry, Hermione, Ron ve Ginny kahkahalarla gülerken bende üstüme dökülen meyve suyunu silmeye çalışıyordum.

"Gerçekten harika dostlarsınız ya" dedim ironiyle.

Ginny sonunda gülmesini durdurup üstümü temizlememe yardım etti.

"Bu böyle olmaz Y/N, baksana yapış yapış olmuşsun, gidip üstünü değiştirelim"

"Hazır yukarı çıkmışken bizde hazırlanalım Ginny, bir kaç saat sonra Hogsmeade'e gidip Cadılar Bayramını kutlicaz ordanda Hogwarts'ta ki partiye katılırız"

"Haklısın Herm" dedi Ginny ve bana dönüp sordu "senin kostümün hazır değil mi
Y/N?"

Tabiki hazır değildi. Aptal! Son güne bırakırsan böyle ortada kalırsın işte!

"Ben kostüm bulamadım"

"Ee napıcaz? Geçen seneki kostümlerinden birini giysen?" Dedi Ginny çözüm önerisi olarak.

"Onlar bana olmaz ki"

"O zaman Hogsmeade'e de partiye de gidemiyoruz"

"Saçmalama Ginny, siz çok hazırlık yaptınız, benim kostümüm yok diye hepimiz ortak salonda kös kös oturacak değiliz"

"Ama sen yalnız kalacaksın"

"Siz beni boş verin. Hadi çıkıp hazırlanın bende üstümü değiştirim"

Hep beraber odalarımıza gittik. Hermione ve Ginny kostümlerini giyip saçlarını ve makyajlarını yaparken bende üstümü değiştirmiş yatağımda onları izliyordum. Yaklaşık 1 buçuk saatin sonunda hazırlardı.

Hermione elbisesini tutup prensesler gibi reverans yaptı

"Tadaam! Nasıl olmuşum?"

"Harika görünüyorsun" dedim hayran hayran Hermione'ye bakarken. Gerçekten de o kadar güzel görünüyordu ki bir an için acaba gerçekten prenses olabilir mi diye düşünmüştüm.

Hermione kıkırdayıp teşekkür ederken Ginny, Herm'in yanına gelip sol elini karnının hizasına getirdi, sağ kolunu da geriye doğru uzattı ve eğildi.

"Ben nasıl olmuşum?"

"Sende harika görünüyorsun Ginny, ama kimsin sen?"

"Merida, cesur prenses. Hem onunda saçları kızılmış. Hermione'nin verdiği bir kitapta okumuştum"

Kostümünün bir parçası olan, sırtında taşıdığı yayı ve oku çıkarıp bana doğru gerdi.

"Partiye gelmiyorum diye beni öldürmiceksin heralde" diyip güldüm.

"Düşünmedim değil" dedi okunu ve yayını indirirken gülerek.

"Bu arada bilmem farkında mısınız ama geç kalıyorsunuz"

Kızlar saate bakıp hızlıca son hazırlıklarını yaptılar ve beraber aşağı indik. Harry ve Ron'u da alıp okulun çıkışına kadar geldik. Çoğu öğrenci Hogsmeade'e gidiyordu. Harry'lere veda ettikten sonra yukarı çıkmak için geri döndüğümde Malfoy ve arkadaşlarını görmüştüm. Ve tabiki Malfoy'un kolundaki Astoria'yı.

Onlarla hiç muhattap olmak istemediğim için sadece göz devirip odama gitmeye başlamıştım. Ta ki Astoria'nın bana seslendiğini duyana kadar.

"Hey Black! Şimdiye kadar gördüğüm en korkunç maske ve kostümü bulmuşsun. Ah dur bu kostüm değilmiş, senmişsin" diyip büyük bir kahkaha attı.

"Ah, demek sahibin konuşmana izin verdi, senin adına çok mutlu oldum Greengrass" diyip sahte bir gülücük attım.

"Laflarına dikkat et Black! Kimse seni partide istemiyor diye benimle uğraşmana gerek yok!"

"Senin kafan mı güzel? Benimle uğraşan sendin, ne çabuk unuttun?"

"Bırak gitsin Astoria, o odasında yalnızlıktan ölürken biz gidip Cadılar Bayramının tadını çıkaralım" dedi Malfoy. Sonra sevgilisini de alıp gittiler.

"Oh demek ben odamda yalnızlıktan ölürken siz eğleneceksiniz öyle mi!? Bende bu geceyi burnumuzdan getirmezsem bana da Y/N demesinler" dedim kendi kendime büyük bir sinirle odama çıkarken..

Dolabımı açıp bayrama uygun bir şeyler ararken nerdeyse yarım saat geçmişti.

"Offf ne giyicem şimdi ben!?" Diye sinirle bağırıp kendimi yatağa attım.

"Aptal Astoria! Bir de bana canavar diyor! Senin kendinden ve yanındakinden haberin yok heralde!?" Diye bağırıp biraz durdum. Sonra dayanamayıp tekrar konuşmaya başladım.

"Aaahh Slytherin'lerden nefret ediyorum! Korkunç yaratıklar!"

Yatakta yan dönüp yatarken aklıma harika bir kostüm fikri gelmişti. Bana tek gereken şeyler okul forması ve biraz sihirdi.

Hızlıca yataktan kalkıp formamı çıkarttım. Biraz sihirle onu giymek istediğim şeye dönüştürüp hızlıca giyindim. Sırada saç vardı. Onu da asamın yardımı ile yaptığımda biraz makyaj yaptım. Ve işte, hazırdım!

1 saat sonra Hogsmeade'e geldiğimde Harry'leri aramaya başladım. Köyün herhangi bir yerinde olabilirlerdi okula dönmeden onları bulmalıydım. Bu yüzden hızlı olmam gerekiyordu.

Yaklaşık 20 dakika sonra onları bulduğumda gizlice yaklaştım. Yanlarından geçerken Harry'e bilerek çarptığımda Harry bana dönüp konuştu.

"Hey önüne baksana" diye sinirle söylendi.

"Afedersin Harry" diyip kıkırdadım

"Sen-? Y/N, bu sen misin?" Dediğinde gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu.

"Yok artık!? Cidden sen misin!?" Dedi Ron gözlerine inanamayarak.

"Nasıl olmuşum?" Dedim kendi etrafımda bir tur dönerken

"Korkunç görünüyorsun" diyen kişi Ron'du.

"Umarım bu saçındaki şey kalıcı değildir" dedi Harry endişeyle

"Merak etme sihirle yaptım, yani eski haline de döndürebilirim. Şimdi Malfoy'un nerde olduğunu biliyor musunuz?"

Hepsi birbirine endişeyle bakıp tekrar bana döndüler

"Neden sordun Y/N?" Dedi Hermione

"Malfoy ve yanındaki sürtükle ufak bir işim var" diyip sinirle gülümsedim. Onlara asıl canavarın kim olduğunu gösterecektim..

Selam aşklarımmmm nasılsınız?
Vote sınırı 85
19. Bölüm 4 gün sonra gelecek
Bu bölüm hakkındaki fikirlerinizi yazmayı unutmayın.
Sizi seviyorummm<333

 

Loading...
0%