@ilydacinar
|
Kapı açıldı ve içeri girdim. Ortak solana geçip hem kendi ödevimi hemde Malfoy'un ödevini yapmaya başladım.. "Y/N, Y/N uyan" dedi Hermione'nin nazik sesi. Yüzüme yapışan parşömenle beraber kafamı masadan kaldırdım. "Saat kaç?" "18.30 akşam yemeği vakti" "O kadar oldu mu ya?" Dedim esneyerek "Kaç saattir çalışıyorsun?" "Yaklaşık 3 4 saattir galiba" "3 4 saattir mi? Snape'in ödevi 2 saate biterdi Y/N neden bu kadar uzun sürdü?" "Sadece kendi ödevimi yapsaydım benimki de 2 saate biterdi Herm" dedim üstüme başıma çeki düzen verirken. "Malfoy mu?" "Evet. Her neyse hadi çıkalım yoksa Ron bize yiyecek bişey bırakmayacak" Malfoy'un ödevini de alıp yemeğe büyük salona indik. "Yarın ki antrenman için hazır mısın "Hazır sayılırım Harry sadece küçük bi eksiğim var" "Ne eksiği?" Çatalımı tabağıma koyup Harry'e döndüm ve Harry'nin kolunu tuttum. "Harry lütfen Ateşoku'nu kullanmama izin ver lüüütfeeeen" dedim dudaklarımı büzerek. "Asla olmaz Y/N" dedi Harry yüzüme bile bakmadan. "Peki tamam o zaman sadece maçta kullanim olur mu?" "Hayır" "Ama Harry takımın kaderi senin ellerinde" dedim acıtasyon yaparak. "Hayır Y/N olmaz daha fazla zorlama" "Ama neden izin vermiyorsun ki sadece bir kere kullanacağım" "İlk dönem 3 tane süpürge yok ettin Y/N ikisini Şamarcı Söğüt'e düşürdün birini de Malfoy'un üstünde kırdın" "İlk ikisi yanlışlıkla oldu diğerinde ise Malfoy hak etmişti" "Nefesini boşuna yorma Y/N Ateşoku'nu sana vermicem" dedi yemeğini yemeye devam ederken. "Çok kötüsün Harry! Eğer maçı kaybedersek bu senin suçun olacak çünkü Malfoy'un süpürgesi benimkinden daha hızlı!" Dedim sinirle ve yemeğimi yemeye devam ettim. Yemekten sonra koridora çıkıp gözlerimle Malfoy'u aradım. Ödevini teslim edip Ron'a iksir ödevi için yardım edecektim. Malfoy elleri cebinde sıkıldığı her halinden belli bir şekilde büyük salondan çıktı. Zavallıcık sanırım biri onun ellerini ceplerine yapıştırmıştı.. Malfoy'un arkasında ise sürekli onunla konuşmaya çalışan ve benim daha önce hiç görmediğim bir Slytherin kız yürüyordu. "Malfoy" diye seslendim ona Malfoy bir anda gülümseyip kızı başından savdı ve yanıma geldi. "Daha iyi bir zamanlama olamazdı Black" dedi gülümseyerek "Ödevini vermeye geldim" dedim konuşmayı kısa tutmak isteyerek. "Ah ne çabuk bitirdin. Umarım baştan savma bir şey olmamıştır Black yoksa yenisini yapmak zorunda kalırsın" dedi Malfoy elimdeki parşömenleri alırken "Tabiki baştan savma yapmadım Malfoy" dedim kollarımı göğsümde katlarken. Malfoy o sırada yaptığım ödevi inceliyordu. "Aferim Black hepsini doğru yazmışsın" dedi birden "Sen doğru olduğunu nerden biliyorsun?" "Ne diyebilirim ki iksir dersine karşı inanılmaz bir yeteneğim var" dedi kendini beğenmiş bir şekilde. "Madem her şeyi biliyordun neden ödevini bana yaptırdın seni salak!" Diye bağırdım kendimi tutamayıp. "Çünkü canım öyle istedi" dedi umursamaz bir şekilde. "Benimde canım şu anda sana mükemmel bir yumruk atmak istiyor Malfoy!" "İddiayı kazanmış olsaydın bunu yapabilirdin Black ama bil bakalım ne oldu? Sen yenildin" dedi gülümseyerek. "Tanrı aşkına Malfoy! Şu anda seninle uğraşacak gücüm kalmadı!" Dedim ve hızla arkamı dönüp Gryffindor ortak salonuna doğru gitmeye başladım. "Bu gece iyi dinlen Black yarın uzun bir gün olacak" diye bağırdı arkamdan. -Ortak Salonda- "Pekâlâ Ron baştan söyleyeyim senin ödevini yapmicam sadece yardım edeceğim kendi ödevini kendin yap" dedim "Ama Malfoy'un ödevini yapıyorsun benimkini neden yapmıyorsun?" Dedi Ron "Ron burda sana bir şeyler öğretmeye çalışıyorum gelecek sene SBD'lerden Z F ya da daha kötüsü İ almak istemezsin heralde!" (Z: Zayıf) "Tamam tamam anladım ödevimi kendim yapacağım.." "Pekâlâ başlayalım neler biliyorsun?" "Ee beyaz olan kağıt siyah olan yazı" "Ron!" Diye kızdım koluna hafifçe vurarak "Tamam tamam şaka yaptım" dedi Ron gülerek. -2 saat sonra- "Ödev nasıl gidiyor?" Dedi Hermione elinde bir fincan sıcak çikolata ile ortak salona girerken. "Neden Ron'u çalıştırmak istemediğini şimdi anlıyorum Hermione" dedim yorgun bir şekilde "Bütün ödevini sana yaptırdı değil mi?" Dedi gülerek "Bir günde 3 ödev.. Tanrım yarınki antrenmanda ne yapıcam ben" dedim kafamı ellerimin arasına alıp "Ne kadar kaldı?" "İksirin ne işe yaradığını ve panzehirlerini yazmak kaldı sadece" diye cevapladım Hermione'nin sorusunu. "Pekâlâ sen gidip biraz dinlen Y/N gerisini ben hallederim" "Ahhh ciddi misin Hermione? Seni o kadar çok seviyorum ki" dedim ve Hermione'ye sarılıp hızlıca yatağıma gittim. -Ertesi Sabah- "Geç kaldın Y/N" dedi takım kaptanımız Oliver Wood "Üzgünüm Oliver dün gece iyi uyuyamadım da" "Umarım antrenmanda uyuklamazsın "Sen hiç merak etme konu Malfoy'u yenmek olunca hiç bir şey beni durduramaz" dedim kendimden emin bir şekilde "Incarcerous laneti dışında hiç bir şey" diyerek dalga geçti Fred ve George "Haha aman ne komik" diyip göz devirdiğim sırada ilerde son hazırlıklarını yapan Slytherin takımını gördüm. Takımdaki tek sarışın olan Malfoy hemen kendini belli ediyordu. Malfoy'a bakarken bir anda kafasını çevirdi ve göz göze geldik. Bana gülümseyip el salladı. Bu daha çok dalga geçmek için yapılmış bir hareketti. Oliver Wood ellerini çırpıp pozisyon almamızı söyledi. Antrenman birazdan başlayacaktı. Yerlerimize geçtik ve düdük çaldı. Ben ve Draco Altın Snitch'i arıyorduk. Biraz uzakta Snitch'i görüp o yöne doğru uçmaya başladım. Malfoy da hemen arkamdaydı ama önüme geçmesi uzun sürmedi çünkü onu süpürgesi benimkinden daha hızlıydı. "Bu maçı kazanamayacaksınız Black" diye bağırdı arkasını dönmeden "O kadar emin olma Malfoy senden bin kat daha iyi bir arayıcıyım" diye bağırdım bende. Altın Snitch oldukça yukarılara gitmişti bu yüzden sahadan epeyce uzaklaşmıştık. Hava hafif yağmurluydu bu yüzden bulutlardan fazla bir şey görünmüyordu bu da Snitch'i görmemizi engelliyordu. Bir süre gökyüzünde Altın Snitch'i aradım ama yoktu. Tam geri dönecektim ki Malfoy ile süpürgelerimiz burun buruna geldi. "Dikkat etsene nerdeyse süpürgemi kıracaktın!" Dedim Malfoy'a "Ne güzel işte sayemde bir okul yılında 4 kere süpürge kırmaktan tarihe geçerdin"dedi Malfoy. "Bu gün herkes ne kadar komik böyle" diyip sahte bir şekilde gülümsedim "Kaybedeceksiniz Black çünkü Altın Snitch'i aramayı bırakmanı istiyorum" "Ne!?" "Beni duydun" "Şu anda hiç kurmadığın kadar saçma bir cümle kurdun Malfoy. İkimizde Altın Snitch'i ölümüne aradığımı biliyoruz" dedim ciddi bir şekilde "İddiayı ben kazandım Black unuttun mu o yüzden ne istersem onu yapıcaksın yoksa-" "Sakın beni tehtit etme Malfoy yoksa senin o sarı saçlarını Zebani Ateşi ile yakarım anladın mı beni!" "Tamam sakin ol yavru aslan şaka yapıyordum, zaten arasanda aramasanda biz kazanacağız" dedi Malfoy "Göreceğiz Malfoy" diyip gökyüzü dalışı yaptım ve Altın Snitch'i aramaya başladım. Yaklaşık 10 dakika sonra Snitch'i yakaladım Ve toplam 20 dakikada antrenman Gryffindor galibiyeti ile sona erdi. Yere indiğimde takımla beraber küçük bir zafer yaşadık ama ilk derse geç kalmamak için hızlıca hazırlanıp okula dönmeye başladık. İlk ders Kehanetti ve tanrıya şükür ki Slytherin'lerle ortak olan bir ders değildi. "Antrenman nasıldı Y/N?" Diye sordu Ron. Seneye o da takıma katılmak istiyordu. "Fena değildi-" "Berbattı" dedi Harry birden sözümü keserek Harry'e dönüp kaşlarımı çattım ve neden diye sordum. "Geçen sefer daha kısa bir sürede Altın Snitch'i yakalamıştın şimdi ise 20 dakikada yakaladın" "Birileri bana Ateşoku'nu vermiş olsaydı maçı 10 dakikada bile tamamlayabilirdim" dedim sinirlenerek yürümeye devam ettiğim sırada. Sınıfa girdiğimde hâlâ Harry'e kızgındım. Kendimi toparlayıp derse odaklanmaya çalıştım. Ama bir süre sonra uykum geldiği için biraz kestirmeye karar verdim. Ders bittiğinde Ron beni uyandırdı. "Nasıl bütün ders boyunca uyuyabildin merak ediyorum" "Dün gece senin ödevlerini ben yaparken uyuklamamış olsaydın sende mışıl mışıl uyurdun Ron" dedim eşyalarımı toplarken. "Üzgünüm Y/N ama ödev yapmak o kadar sıkıcı geliyor ki anlatamam" "Ahh her neyse sadece bundan sonra senin ödevlerini asla yapmicamı bilmeni istiyorum Ron" dedim sınıftan çıkarken. "Hermione nerde acaba?" Diye sordu Ron ödev konusunu kapatmak için. "İlk dersi boştu bu yüzden iksir sınıfına erkenden gitmiştir" dedi Harry. Hermione geçen yılki olaylardan sonra kehanet dersi almayı bırakmıştı. Bizde hızlıca iksir sınıfına gittik. Şaşırtıcı bir şekilde Malfoy çoktan sınıftaydı. Her zamanki yerlerimize oturduktan 3 dakika sonra Profesör Snape geldi. "Herkes ödevlerini sırasının üzerine koysun" dedi sınıfa girer girmez. Dediğini yapıp ödevleri sıralara koyduk. Profesör herkesin ödevlerini topladı ve derse başladık. 50 dakikalık dersten sonra 20 dakikalık bir ara verdik ve ikinci ders için hazırlık yaptık, bazılarımız dışarı çıktı bazılarımız ise sınıfta oturup dinlenmeye karar verdi. Bu arada da Profesör Snape ödevleri gözden geçiriyordu. Malfoy'un ödevini okuduktan sonra benim ödevimi eline aldı ve bir süre sonra tekrar Malfoy'un ödevini eline aldı. Sanırım bir şeyleri karşılaştırıyordu. Gözlerimle Malfoy'u aradım. Sınıf kapısının yanında duruyordu. Hızlıca yanına gittim ve dışarı çıkarken sessizce onu da çağırdım. 30 saniye sonra yanıma geldi. "Ne oldu Black yoksa yakışıklı suratımı mı özledin?" "Evet evet ne demezsin" diyip göz devirdikten sonra devam ettim "Profesör ödevlerimizi karşılaştırıyor, sanırım anladı" dedim "Ahh aptal Gryffindor sakın bana kendi ödevinle benimkinde aynı kelimeleri kullandığını söyleme" dedi Malfoy. Biraz sinirlenmişti ama hemen umursamaz tavrını geri takındı çünkü Snape'in ona bir şey yapmayacağını biliyordu. "Tabiki aynı şeyleri yazmadım gerizekalı! Yazımdan tanımış olmalı" dedim sinirle "Her neyse zaten bana bir şey olmayacak o yüzden burda beni ilgilendiren bir kısım olmadığı için sınıfa geri dönüyorum" dedi ve ellerini ceplerine koyarak sınıfa girdi. Sinirle arkamı dönüp hava almak için koridordaki uzun vitray camların önüne oturdum. 10 dakika kadar camın önünde oturduktan sonra sınıfa döndüm. Ders bir kaç dakika sonra başladı ama ben dersin sonunda alacağım cezayı düşünmekten doğru düzgün odaklanamıyordum. Sonunda ders bittiğinde herkes toparlanıp çıktıktan sonra Snape ile sınıfta baş başa kalmıştık. O masasında oturup geri kalan ödevleri kontrol ederken kafasını kaldırmadan konuştu. "Sınıftan çıkmak için davetiye mi bekliyorsunuz Bayan Black?" "Anlamadım Efendim?" Dedim şaşırarak "Dersimi bu kadar sevdiğinizi bilmiyordum Bayan Black. Neden hâlâ sınıfımda olduğunuzu başka türlü açıklayamıyorum da" dedi sakin bir sesle "Üzgünüm Profesör ben şey hemen gidiyorum" dedim anlam veremeyerek. Nasıl yani bana ceza vermeyecek miydi? Sanırım Malfoy'un ödevini yaptığımı fark etmemişti ve bende daha fazla orda kalıp onu şüphelendirmek istemiyordum. Hızlıca sınıftan çıktığımda Malfoy ile karşılaştım. "Evet Black cezanı öğrendin mi?" Diyerek dalga geçmeye çalıştı Malfoy. "Ceza vermedi" dedim yarım dudak gülümseyerek ki bu da onu umursamadığımın ve küçümsediğimin göstergesiydi. "Ah sanırım fark etmemiş. Eh o zaman gidip vaftiz babamın bunu fark etmesini sağlamalıyım" dedi gülümseyerek ve arkasını dönüp sınıfa yöneldi. Panikleyerek hızlıca Malfoy'un kolunu tuttum "Sakın yapma" dedim fısıldayarak Boyu benden uzun olduğu için biraz eğilerek kulağıma fısıldadı "Peki neden seni dinleyeyim Black" dedi. Yüzünü göremiyordum ama gülümsediğine yemin edebilirdim. "Eğer Snape'e beni şikayet edersen bende seni Lupin'e söylerim. Ve inan bana Lupin'in sana verdiği cezanın Snape'in bana verdiği cezadan aşağı kalır bir yanı olmicak" diye fısıldadım tehtitkâr bir şekilde. Malfoy'un nefes sesinden hafifçe güldüğünü duydum, ve işte o zaman ona ne kadar yakın olduğumu fark ettim. Hızlıca Malfoy'u ittirip Büyük Salona doğru koşar adım ilerledim. Harry'lerin yanına oturduğumda Malfoy daha yeni içeri giriyordu. Bir anlığına göz göze geldik ama sonra gözlerini çekip Slytherin masasına ilerledi. "Neyin var Y/N biraz heyecanlı görünüyorsun" dedi Hermione. "Hiç sadece buraya biraz hızlı geldim de ondandır" dedim. Dur biraz ben az önce heyecanlanmış mıydım!? Tamam itiraf ediyorum Malfoy'un oldukça çekici bir yüzü vardı ama tek özelliği buydu. Onun dışında bir hiçti.. Yoksa değil miydi?... Bir bölümün daha sonuna geldik aşklarım. Bölümü beğenip yorum yapmayı unutmayın fikirleriniz benim için önemli. Sizi seviyorum 😽❤️🔥
|
0% |