@ilydacinar
|
Bol bol yorum yapmayı unutmayın aşklarımmm. Bende okula gitmek için diğer çıkışa doğru döndüğümde kapının yanında gördüğüm kişiyle tüm vücudumda hissettiğim uyuşma aynı anda gerçekleşmişti. Bunlar Harry ve Ginny'di... "Y/N-?" Harry daha sözünü bile bitiremeden Ginny asasını çıkartıp Harry'e doğrulttu Ginny: "Obliviate" (Kişinin hafızasını değiştiren veya silen büyüdür) Gözlerim kocaman açılmış ağzım aralanmıştı. Ginny'nin böyle bir şey yapacağını asla düşünmemiştim. Koşarak onların yanına gittiğimde Harry yeni gözlerini açıyordu, beni görünce konuşmaya başladı. "Y/N, bizde tam sana bakmaya geliyorduk. Nerde kaldın?" "Şey eeee, Bludger'ı yerine koyarken tekrar kaçtı da onu yakalamaya çalıştım" Harry kafasını sallayıp kolunu omzuma doladı ve yürümeye başladı. Ginny biraz arkamızdan geliyordu. Kafamı hafifçe çevirip ona baktığımda o düşünceli bir şekilde yere bakıyordu. Kendimi Harry'den kurtarıp durdum. "Harry sen önden git istersen, Ginny ve benim biraz işimiz vardı" Harry sorgulamadan dediğimi yaptı, o uzaklaşırken bende Ginny'nin elinden tutup bizi kimsenin rahatsız edemeyeceği bir yere götürdüm. Yani Kara Gölün karşındaki banka. "Ginny?" "Bilmiyorum, ben o anda sadece sizi korumak istedim. Harry'nin hafızasını silerek yanlış mı yaptım Y/N?" Kocaman açılmış gözlerle yere bakan Ginny son sözlerinde bana bakmıştı. Hiç bir şey söylemeden sarıldım ona. "Bilmiyorum, ama eğer böyle bir şey yapmasaydın Harry ikimizinde canına okurdu Ginny. Teşekkür ederim" Ona öyle sıkı sarılmıştım ki.. Bir an için birinin bu harika dostu gelip benden alacağı düşüncesi içimi parçalamıştı. Ne kadarını gördüler bilmiyorum ama Ginny beni hiç yargılamadan, içten içe sevdiği çocuğa büyü yapmıştı. Onun yerinde başka biri olsaydı eminim ki bunu yapmaz, Harry'nin öfkesiyle bizi baş başa bırakırdı. Az önce yaşadığım şeye bakılırsa Harry, Malfoy ve benim birbirimizi sevmeyi bırakın arkadaşlığımıza bile henüz hazır değildi. Bunun tekrarlanmaması için çok dikkatli olmalıydım... Bir süre daha oturduktan sonra Ginny ayağa kalktı. "Nereye?" "Birazdan dersim başlayacak" "Beraber geçelim o zaman" "Hayır hayır senin düşünecek şeylerin vardır, ben tek giderim" Hafifçe kafa salladım. Benim dersim bir buçuk iki saat sonra başlayacaktı o yüzden kalmaya karar verdim. O gittikten bir süre sonra ayağıma sürtünen bir şeyle irkildim. Yere baktığımda bembeyaz bir kedi gördüm. "Heey, beni korkuttun" dedim onu kucağıma alırken. "Adın ne senin?" Kedi miyavladığında hafifçe kıkırdadım. "Adın yok mu yani? O zaman sana bir isim bulalım" dediğimde tekrar miyavladı "Sasha?" Bir tepki vermeyince yeni isimler düşünmeye başladım. "Nala? Mia? Lola?" Kedi hiç birine tepki vermedi "Neden hiçbirini beğenmedin ki?" Dedim kedinin tüylerini severken "Daha önce hiç bu kadar beyaz bir kedi görmemiştim, tüylerin ay kadar parlakmış" dedim onu sevmeye devam ederken "Ay gibi" aklıma gelen yeni isimle kediye döndüm "Luna'ya ne dersin?" Sonuçta Luna ay anlamına geliyordu. Kedi kucağımdan kalkıp koluma sürtünmeye başlayınca ona verdiğim ismi beğendini anladım. Hafifçe kıkırdayıp onu tekrar kucağıma aldım. Ne kadar süre Luna'yla oynadım bilmiyorum ama tanıdık bir sesle arkama döndüğümde Malfoy'u gördüm. "Demek Yavru Aslan kendi denginde bir kedicik bulmuş" dedi elleri cebinde sırıtarak yanıma gelirken "Haha çok komik Malfoy. Aslında seni bir dağ gelinciğine dönüştürsem ne güzel olurdu, kardeş kardeş oynardınız" dedim gülümseyerek. "Bakıyorum da hafızan baya kuvvetliymiş Black" "O günü unutmak ne mümkün" dediğim sırada Malfoy çoktan yanıma oturmuştu bile. O oturur oturmaz Luna Malfoy'a tıslayıp pençe atmaya başlamıştı, Malfoy'da bunun üzerine benden biraz uzaklaşmıştı. "Galiba yeni bir düşmanın var Malfoy" dedim gülerek "Bu kediyi Potter'ın göndermediğine emin miyiz?" Dediğinde daha fazla gülmüştüm "Antrenmanın ne zaman bitti?" Dedim konuyu değiştirerek "Biraz önce, sen ne zamandır burdasın?" "Biz ayrıldıktan ve Harry'nin bizi izlediğini fark ettiğimde beri" dediğimde Malfoy kaşları çatık bir şekilde bana döndü "Potter'ın ne yaptığından beri!?" "Merak etme, hiç bir şey hatırlamıyor" dedim kucağımdaki Luna'nın başını okşarken. "Ona büyü mü yaptın?" "Ben değil, Ginny yaptı" "O halde-" "Evet, Ginny'nin her şeyden haberi var ve bizi korumak için Harry'e büyü yaptı" dedim ve Malfoy'a dönüp biraz yakınlaştıktan sonra devam ettim. "Draco, Harry bırak bizim birbirimizi sevmemizi, arkadaş olmamıza bile hazır değil. Çok dikkatli olmamız gerekiyor anlıyor musun?" "Yani diyorsun ki yine eskisi gibi düşman taklidi yapmalıyız" hafifçe kafamı sallayarak onayladım Malfoy sesli bir şekilde gülerek kafasını salladığında kaşlarımı çatıp ona bakıyordum. "Şaka gibi, sürekli aynı şeyleri tekrarlayıp duruyoruz" ona bakarak gülümsedim. Haklıydı, hiç bir zaman bir adım ileriye gidememiştik. Sonsuz bir döngünün içine girmiş gibiydik resmen. Okulun çanları çaldığında kalkmamız gerektiğini anlamıştık. Malfoy ve ben konuşarak yürüyor Luna ise peşimizden geliyordu. "...Bunun için endişelenme, nede olsa harita bende, yani Harry ile karşılaşma olasılığımızı düşürüyor" "Ya harita bir şekilde yanılırsa ve biz beraberken Harry'i bize göstermezse?" Kıkırdayarak Malfoy'a döndüm. "Harita asla yanılmaz Malfoy, 3. Sınıfta Peter Pettigrew'un ölü olduğunu sanarken haritada görmüştük, haritanın yanıldığını sanmıştık ama aslında Peter'ın bir animagus olduğu ortaya çıkmıştı" dedim ve devam ettim "Yinede tedbiri elden bırakmasak iyi olur. Biliyorsun Harry'nin pelerini haritada görünmüyor" Konuşarak ilerlediğimiz sırada nerdeyse okula gelmiştik. Bu sırada önümüze geçen Luna bir anda durup geldiğimiz yöne doğru ilerleyince eğilip ona seslendim. "Nereye gidiyorsun?" Kedi arkasına bile bakmadan ilerlemeye devam etti "Luna, benimle gelmicek misin?" Bu sorumdan sonra Luna koşarak uzaklaşmaya başlamıştı. Malfoy elleri cebinde bir şekilde kulağıma eğilip fısıltıyla konuştu. "Görüyor musun Black, kedi bile senin çenene dayanamayıp kaçtı, evlendiğimiz zaman ben nasıl dayanacağım tanrı bilir" Hızla ayağa kalkıp kocaman gözlerle ve kızarmış yanaklarla Malfoy'a baktım. Bir şey söylemek için ağzımı açtığımda aynı şekilde geri kapatıp koşar adım okula girdim. Aptal! Ne gerek vardı şimdi böyle bir şeye!? Aptal! Koridorda hızla ilerlerken koridorun köşesinden birden çıkan çocuğa çarpmış düşmek üzereyken son anda tutmuştu beni. "İyi misin?" Dedi Cedric "Ben iyiyim, asıl sen iyi misin öküz gibi çarptım sana" Cedric hafifçe gülerek konuştu. "Merak etme Y/N ufak bir çarpışmada devrilseydim kimse beni arayıcı yapmazdı" haklıydı, vurucular en çok karşı takımın arayıcılarını hedef alırdı, ki bu da bir çok yaralanmalara sebep olurdu. "Demek tekrar arayıcı oldun" dedim gülümseyerek "Aynı zamanda kaptan, eh seninle dost olduğumuza göre gelecek maçta bana biraz insaflı davranırsın heralde" dedi koluma hafifçe bir yumruk atarak. "Korkuyor musun Cedric?" "3. Sınıfta Malfoy'a yaptıklarından sonra bi ufak tırsmıyor değilim" İkimizde güldükten sonra konuşmaya başladım. "Ben artık gitsem iyi olur, dersim başlamak üzere" "O zaman sonra görüşürüz" "Görüşürüz" dedim gülerek yürümeye başladığım sırada Sınıfa girdiğimde Hermione'yi gördüm. Bana el sallayıp yanına çağırdı. Gidip eşyalarımı masaya koydum ve oturdum. "Bu derse girmesek nolur? Çok sıkıcı" "Dersten kalmak istiyorsan girmeyebilirsin" "Offf sihir tarihi dersinden daha gereksiz bir ders var mı? Sanmam" ~ Dersten sonra herkes öğle yemeği için büyük salona inmişti. Hermione ve ben Ron ile Ginny'nin yanına oturmuştuk. Daha sonra yanımıza Harry gelmişti. "Oturabilir miyim?" Hermione ve ben birbirimize baktık. Neden böyle bir soru sormuştu ki? Daha biz cevap bile veremeden koridordan sesler yükselmişti. "Özür dilerim Profesör ama ne söylemeye çalışıyorsunuz?" Bu Umbridge'in sesiydi Koridora çıktığımızda Profesör McGonagall ve Profesör Umbridge hiddetli bir şekilde konuşuyorlardı. Harry Hermione Ron ve Ginny önde bense biraz arkada kalabalığın içindeydim. Hemen arkamda ise Malfoy vardı. "Söylemeye çalıştığım şey, konu benim öğrencilerimse sadece onaylanmış disiplin yöntemlerine başvurmalısınız. Onlara kanlı kalem cezası veremezsiniz" Dedi Profesör McGonagall Bu sözlerden sonra arkamda duran Malfoy bir anda sol elimi tuttu ve elimin üzerindeki kabuk bağlamış yaraya baktı. Hızla elimi geri çektiğimde bana çatık kaşlarla bakmaya başlamıştı. Profesör Umbridge tekrar konuşmaya başladığında ikimizde ona döndük. "Umarım yanılıyorumdur ama sınıftaki otoritemi sorguluyorsunuz gibime geldi, Minerva" dedi Umbridge bir basamak çıktığı sırada "Yanılıyorsun Dolores, sadece Orta çağ yöntemlerini uyguluyorsun" dediğinde bu kez Profesör McGonagall bir basamak yukarı çıkmıştı. Şimdi ikisi de aynı basamaktaydı. "Ah üzgünüm tatlım ama beni sorgulamak bakanlığı sorgulamak anlamına gelir. Daha doğrusu bizzat sayın bakanı. Hoşgörülü bir kadınımdır ama hoşgörü göstermeyeceğim bir tek şey var o da sadakatsizlik" "Sadakatsizlik" diye tekrarladı Profesör McGonagall bir basamak aşağı indiği sırada. "Hogwarts'ta durum düşündüğümden de kötü Cornelius'un hemen önlem alması gerekiyor" diyen kişi bir basamak yukarı çıkıp herkese üstünlüğünü kanıtlamaya çalışan Umbridge'den başkası değildi. ~ "Neden bana söylemedin!?" "Söylesem ne yapacaktın Malfoy? Koskoca Bakanlık Müsteşarı'na kafa mı tutacaktın!?" "Ben değil ama eminim ki babam-" "Ah sevgili Lucius Malfoy'da Harry ve benim için o güzel rahatını bozup Bakanlıkla tartışmaya girmek için can atıyordu, öyle değil mi?" Dedim Astronomi dersine gittiğimiz sırada. "Neden yardım etmeme izin vermiyorsun?" "Neden mi? Merlin aşkına Malfoy söyler misin bizi düşman bilen herkes bana yardım etmek için Dolores'e karşı çıktığını duyarsa ne olur!?" "Ben aptal değilim Black, ne yapıp ne yapmayacağımın gayette farkındayım" diyen Malfoy arkamdan bana yetişti, kolumu tutup beni kendine çevirdi ve konuşmasına devam etti. "Neden böyle davranıyorsun Y/N? Açık vereceğimden mi korkuyorsun?" Kolumu çekip hızla etrafa baktım. Birinin bizi görmüş olma düşüncesi bile bizim için felaket niteliğindeydi. "Evet bundan korkuyorum! Geçen günkü olaydan beri iyice paranoyak oldum Malfoy, hadi onu bir şekilde hallettik, gerçi Ginny olmasaydı olacakları düşenemiyorum bile ama dün yaptığın hareket, elimi tutup yarama bakman. Bunu Harry'e açıklayana kadar ortak salonda kırk takla attım. Yeterince dikkatli davranmıyorsun Malfoy, Harry'nin gözü üzerimizde. En azından onun şüpheleri dağılana kadar ya birbirimizden uzak duracağız ya da eskisi gibi benim ceza almam için elinden ne geliyorsa yapacaksın" Bu sabah Profesörler konuşurken Malfoy'un elimi tuttuğunu ve çatık kaşlarla bana baktığını görmüştü Harry. Derslerden sonra ortak salonda bir anda hesap sorunca ne diyeceğimi de bilememiştim. Aşağıdan öğrenciler gelmeye başladığı için Malfoy'un cevabını beklemeden hızla basamakları çıkıp astronomi kulesine ilerlemeye başlamıştım. "Geçen seneki öğrencilerimin hepsini yeniden görmek ne kadar güzel, hoşgeldiniz çocuklar" dedi Profesör Sinistra herkes yerlerine yerleştiği sırada. Erken gidip geçen seneki yerimi almış teleskopumu kurmaya çalışıyordum. Bu sırada Profesör elinde bir defterle tüm öğrencileri gezip notlar tutuyordu. Nihayet Profesör yanıma geldiğinde konuşmaya başladı. "Merhaba Bayan Black, bakıyorum kendizine yeni bir teleskop almışsınız, bu gelecek yılda dersime geleceğiniz anlamına mı geliyor?" Dedi Profesör gülümseyerek "Dersinizi bırakmak ne mümkün Profesör" dedim aynı şekilde gülümseyerek. "Böyle istekli öğrenciler görmek ne kadar güzel" dedi ve elindeki deftere dönüp bir şeyleri kontrol ettikten sonra devam etti "Geçen sene sizi Bay Malfoy'la eşleştirmişim. Ve görüyorum ki oldukça iyi iş çıkarmışsınız" dedi ve defterini indirip bana baktı. Beklentiyle Profesöre bakıyordum. Bizden memnun olduğuna göre bu yıl da eşleşebilecektik. "Ancak ne yazık ki bu yıl sizi ayırmak zorundayım" Ne!? Profesörün bu sözleri üzerine biraz ileride büyük bir gürültü duyuldu. Kafamı o tarafa çevirdiğimde Malfoy'un teleskopunun yerde olduğu gördüm. "Üzgünüm Profesör elimden kaydı" dedi Malfoy ona baktığımızı görünce Tekrar Profesöre döndüğümde kendimi gülümsemeye zorlayarak konuşmaya başladım. "Bunu duyduğuma çok sevindim Profesör, sonunda o kendini beğenmiş düzen takıntılı aptal sarışından kurtulduğum için çok mutluyum" dedim "Bayan Black?" "Ah üzgünüm, demek istediğim Bay Malfoy ile artık eş olmamak beni rahatlattı" dedim masum görünmeye çalışarak. "Her neyse, Bakanlık Müsteşarı Profesör Umbridge'in istediği üzerine artık yalnızca kendi binanızdaki kişilerle eşleşiceksiniz. Şöyle bir bakının Bayan Black, eşleşmek istediğiniz birileri var mı?" Ben daha kafamı bile çevirmeden birinin sesi duyuldu. "Ben Bayan Black'le eş olabilirim Profesör, tabi kendisi de isterse" yanımıza gelen kişi Harry'nin oda arkadaşıydı. "Oh, bu harika Bay Thomas" dedi ve bana dönüp konuştu. "Bayan Black bu sizin için en uygun çalışma partneri olacaktır, Bay Thomas, Bay Malfoy ve sizin kadar olmasa da oldukça iyi bir öğrencidir" Omur silktim. Madem bir şeylerden anlıyor en azından ayak bağı olmaz diye düşünüp konuşmaya başladım. "Benim için fark etmez Profesör" bu sözlerimden sonra kulede bir gürültü daha koptu. Hepimiz sesin kaynağına döndüğümüzde bir kez daha Malfoy'un teleskopunun yerde yuvarlandığını gördük. Malfoy "Ayaklıkları bozulmuş olmalı" diye söylendi kendi kedine teleskopunu yerden sinirle kaldırırken Onun bu haline gülmeden edemedim ve fısıltıyla kendi kendime "Ya tabi" dedim Profesör yanımızdan ayrıldığında Thomas bana gülümseyerek elini uzattı. "Dean Thomas" buna gerek bile yoktu çünkü birbirimizi tanıyorduk. Ama daha önce resmi olarak tanışmadığımız için elimi uzattım. "Y/N Black" ~ "Sakin ol koca bebek, kimsenin beni kendine aşık etmeye çalıştığı yok" dedim Kucağımdaki Luna'nın başını okşarken. Bu gün dersten önce biraz boş zamanımız olduğu için Malfoy ve ben Kara Gölün yanındaki bankta buluşmaya karar vermiştik. Ben bağdaş kurmuş gayet rahat bir pozisyonda otururken Malfoy tam karşımda sözsüz büyü çalışıyor, bir yandan da benimle konuşuyordu "Yani Thomas öylesine bir anda tamamen tesadüfi bir şekilde seninle partner olmaya karar verdi öyle mi?" "Eminim ki onun yerine başka biriyle eş olsaydım yine aynı tepkiyi verirdin" "Partner Y/N, partner" diye düzeltti Malfoy "Her neyse işte" "Ve ayrıca başka biriyle partner olsaydın bunu hiç dert etmezdim" dedi asasından göle doğur alevler saçarken. "O tam olarak 'Dert etmicen' kişi kim?" "Tabiki ben" "Ha-ha çok komik Malfoy" dedim kediyi kaldırıp yalandan bir sinirle Luna'ya bakarken. Daha sonra kediyi banka koyup asamı çıkardım ve Malfoy'un karşısına geçtim. "Karşında kimse yokken büyü yapmak kolay tabi" "Dövüşmek mi istiyorsun" "Noldu Malfoy, bir titredin sanki" dedim kışkırtıcı bir gülümsemeyle "Öyle olsun Black" dedi sinsi bir şekilde gülümseyerek İkimizde biraz geri çekilip pozisyon aldık. Birbirimizin önünde eğildik ve başladık. DM: "Stupefy" (Sersemletme büyüsü) Y/N: "Carpe Portus" (Asanın hedef aldığı yere ışınlanma büyüsüdür) Hızla Malfoy'un arkasına ışınlandım böylece onun büyüsü boşa gitti. Malfoy aynı hızla arkasına döndü ve bir büyü savurdu, bende karşılık verdim. Bir süre böyle devam etti. DM: "Levicorpus" (Düşmanı görünmez bir iple havaya asar) Büyüden kaçıcak zamanım olmadığı için baş aşağı bir şekilde asılmıştım. Malfoy yavaş adımlarla yanıma geldi. "İndir beni!" Diye bağırdım kıpırdanıp durduğum sırada Malfoy önümde durduğunda hafifçe eğilip gülmeye başladı. "Komik mi!?" "Oldukça" "Burdan kurtulduğumda da böyle gülebilecek misin acaba" dedim kıpırdamaya devam ettiğim sırada. Bu kıpırtıların sonucunda babamın yüzüğü formamın içinden çıkıp sallanmaya başlamıştı. Boynumu biraz hareket ettirsem yere düşecekti. Luna banktan kalkıp hızla yanıma geldi ve sarkan kolyeme patisiyle vurmaya başladı ve sonunda kolyem dayanamayıp boynumdan düştü. Luna kolyeyi ağzına alıp tekrar banka döndü. "Yüzüğüm!" "Sakin ol Yavru Aslan, yüzüğün güvende" "Çöz beni Malfoy beynim acımaya başladı" Malfoy bu halime güldükten sonra daha da yakınlaştı ve beni yanağımdan öpüp tek kelime bile etmeye fırsat vermeden arkasını döndü ve Luna'nın yanına giderken arkası dönük bir şekilde mırıldandı. DM: "Liberacorpus" (Levicorpus Büyüsü'nü tersine döndüren büyüdür) Yüz üstü yere düştüğümde hızla ayağa kalkıp Malfoy'un yanına giderken konuştum. "Fırsatçı pislik! Baş aşağı sallanmamdan faydalanıp beni öptün!-" sonunda onun önüne geldiğimde Malfoy bana döndü ve kolyemi başımdan geçirdi. "Bir şey mi diyordun?" "Ben-" ne söyleyeceğimi unutmuştum. Pis manipülator kafamı karıştırmıştı! Neyseki Luna benim yerime cevap vermişti. Malfoy'un eline pençe atmıştı. "Ahh! Kötü kedi!" Diye acıyla elini tuttu Malfoy İşte o zaman kocaman bir kahkaha atmıştım. "Aferim benim kızıma" dediğimde gülmeye devam ediyordum. ~ "Umbridge, 16 yıldır burda yaşıyorum ve çalışıyorum. Hogwarts benim yuvam. Bana bunu yapamazsın, lütfen" "Yapabilirim, yetkim var" Umbridge'in sözleri üzerine kendini daha fazla tutamayan Profesör Trelawney ağlamaya başladı. Buna dayanamayan Profesör McGonagall ise onun yanına gidip sarıldı. "Bir şey mi söylicektin?" Diye sordu Umbridge McGonagall'a "Aslında söylemek istediğim birden fazla şey var" Profesörün cevabından hemen sonra kapılar büyük bir gürültüyle açılınca herkes dikkatini oraya verdi. Gelen kişi Profesör Dumbledore'du. "Profesör McGonagall, lütfen Sybill'i içeri götürür müsünüz?" "Dumbledore, hatırlatmama izin ver, 23 numaralı eğitim kararnamesi uyarınca gerek gördüğüm zaman bakan-" "Öğretmenleri işten çıkarabilirsin, ancak onları okulu terk etmeye zorlayamazsın. Bu yetki baş yöneticiye ait" "Şimdilik" dedi Umbridge yüzündeki o çirkin gülümsemeyle Dumbledore daha fazla söylenecek bir şey olmadığı için arkasını dönüp gitmeye başladı ve giderken şunları ekledi "Sizin çalışmanız gerekmiyor mu!?" Ben neler olduğu anlayamadan Harry birden yanımdan koşarak ayrıldı ve Profesör Dumbledore'un peşinden gitmeye başladı. ~ Bu Filch'in duvara astığı kaçıncı kuraldı bilmiyorum ama artık birinin buna dur demesi gerekiyordu... ~ "Bu kadar fazla olacaklarını tahmin etmemiştim" diye fısıldadım Hermione'ye. Olanlardan sonra Harry Hermione Ron ve ben bir karar almıştık. Umbridge'in bize öğretmediği büyüleri birinden yardım alarak öğrenecektik. Okulda topluluklar halinde gezmemiz yasak olduğu için hafta sonu Hogsmeade'de Domuz kafasında toplanmıştık. "Eee, merhaba, hoşgeldiniz. Toplanma amacımız iyi bir öğretmene ihtiyacımızın olması. Karanlık Sanatlara Karşı kendisini savunmakta usta birisine" diye söze başladı Hermione "Neden?" "Neden mi? Kim olduğunu bilirsin ssn geri döndü gerizekalı" diye naçizane bir açıklamada bulundu Ron "Bunu onlar söylüyor" "Dumbledore da söylüyor" diye karşılık verdi Hermione "Dumbledore istediğini söyleyebilir, önemli olan kanıt" dedi öğrenci "Potter Y/N'nin kaçırılması hakkında daha fazla bilgi versin" dedi başka bir öğrencide "Y/N hakkında konuşmicam, eğer bunun için geldiyseniz hemen gidebilirsiniz" dedi Harry ayağa kalkarak ve devam etti "Gidelim Hermione deli olduğumuzu düşündükleri için gelmişler" "Dur Harry-" "Patronus büyüsü yapabildiğin doğru mu Harry?" Diye soruverdi Luna Lovegood Harry ve diğerleri bir süre sessiz kaldılar, Hermione bu sırada konuştu. "Evet, ben gördüm" "Vay canına Harry, yapabildiğini bilmiyordum" dedi Dean "Dumbledore'un ofisindeki kılıçla, tek başına bir Basilisk'i öldürdü" diye araya girdi Neville "Evet doğru" diye destekledi Ginny "3. Sınıfta nerdeyse yüz tane ruh emiciyle savaştı" "Ve geçen sene beni Voldemort'tan korumak için onunla tek başına savaştı" dedim bir adım öne çıkarak "Dinleyin, kulağa hoş geliyor, yani böyle söylemek, ama gerçekte şansım hep yaver gitti. Çoğu zaman ne yaptığımın farkında bile değildim, hep yardım aldım-" "Sadece alçak gönüllü davranıyor-" diye Harry'nin sözünü kesen Hermione'nin sözünü kesti Harry "Yo hayır Hermione davranmıyorum" "Evet davranmıyor, Harry'e bir çok kez yardım ettim" dedim. Ayrıca tüm o övgüleri Harry'nin almasına izin veremezdim bu yüzden bir kaç adımda herkesin önüne geçip devam ettim "Ama o da bana yardım etti, bir çok kez hayatımı kurtardı. O gece, mezarlıkta, Voldemort'la savaşmasaydı asla anahtara ulaşamazdım ve ikimizi de tekrar buraya ışınlayamazdım. Demek istediğim biz harika cadılar ve büyücüler değiliz ancak güçlerimizi birleştirirsek bu tehlikeden kurtulabiliriz" Uzun bir sessizlikten sonra kızıl saçlı yüzünde çiller olan bir çocuk konuştu. "Gerçekten geri döndü.." Bir kaç dakika sonra herkes Dumbledore'un Ordusu için listeye imzalarını atıyordu... ~ "Önce Umbridge'in bizi bulamayacağı bir yer bulmalıyız" dedi Harry köprüden geçip okula giderken. "Bağıran barakaya ne dersin" dedi Ginny "Orası çok küçük" dedi Harry "Yasak orman" diye başka bir fikir attı Hermione "Orası da çok tehlikeli" diye cevapladı Ron "Harry peki Umbridge öğrenirse ne olur?" "Kimin umrunda, aslında kurallara karşı gelmek oldukça heyecanlı değil mi!?" Dedi Hermione "Sen kimsin ve Hermione Granger'a ne yaptın" diye karşılık verdi Ron "Neyse, en azından bu gün bir şeyi kesin olarak öğrendik" dedi Hermione "Nedir o?" Diye sordu Harry "Cho gözlerini senden alamıyor" Hermione'nin bu sözlerinden sonra kaşlarımı çattım ve hemen ardından Ginny'e döndüm. Yüz ifadesinden oldukça üzüldüğünü görebilimiştim. Merlin aşkına Hermione gerçekten Ginny'nin Harry'den hoşlandığını bilmiyor muydun!? Selam aşklarım. Oldukça uzun bir bölümün sonuna geldik. Biraz dağınık bir bölüm oldu. Olaylardan olaylara hızlı bir şekilde bağlandım. Ayrıntılara pek girmedim çünkü artık esas olaylara giriş yapmak istiyorum. Umarım beğenmişsinizdir.
|
0% |