@ilydacinar
|
Vote sınırı 120 Bakalım Harry'nin günlerdir Draco'yu izlemesinin haklı bir nedeni var mıymış... "Bişey bulabildin mi?" Ginny'nin arkamdan sinsice yaklaşıp kulağımın dibinde konuşması üzerine yerimden sıçramıştım "Ginny! Ödümü kopardın!" Dedim penikle ceketimin içine sıkıştırdığım haritayı çıkartırken "Ve hayır bulamadım" "Harry'de sen de paranoyaksınız" "Harry olabilir ama ben değilim. Ayrıca Draco bişeyler çeviriyorsa bile bunu okulda yapmıyor. Baksana okulun hiçbir yerinde yok" haritayı Ginny'nin de görebilmesi için ona çevirdim. Ginny kısa bir bakıştan sonra geri çekildi. O da haritada Draco'nun adını görememişti "Anlıyorum, anlıyorum. Evet ikinizde kesinlikle kafayı üşütmüşsünüz" "Off, ne düşünürsen düşün ama unutma herhangi bir şey bulsam bile size söylemem. Tamam mı?" "Keyfin bilir Prenses" dedi Ginny ima dolu sözlerle Göz devirip oturduğum yerden kalktım ve haritayı yastığımın altına koyup duş almak için banyoya gittim. Yarın büyük bir gündü. Slytherin'lerle ilk maçımızı yapacaktık.. ~ "İyi şanslar Ron. İyi şanslar Y/N" Maç günü gelmişti. Ron ve ben ortak salona beraber girdiğimizde Luna bize şans dilemişti "Teşekkürler Luna, şapkan çok..?" "Sıradışı?" "Evet aynen öyle, sıradışı" Luna bana gülümseyip önüne döndü. Ron ve bende Harry'lerin yanına gittik. "Slughorn bir noel partisi düzenliyormuş" dedi Hermione biz oturur oturmaz "Oh, sen heralde Harry'le gidersin. O da Slughorn'nun kulübünde" kıskanmış mıydı o? "Aslında ben seninle gitmeyi düşünüyordum Ron" dedi Hermione Kısa bir sessizliğin ardından Ron konuştu "Sanırım ben yapamayacağım" "Ne? Neden?" Dedim "Benim yerime McLaggen'ı almalıydın Harry. Kendimi hiç iyi hissetmiyorum" "Şunu içte biraz sakinleş Ron" "Canım istemiyor. Midem bulanıyor" "Ah, demek Harry'nin meyve suyuna koyduğu şey vitamindi" dedi Luna. Hepimiz ona döndük, sonra da Harry'e baktık. Harry ise Felix Felicis şişesini cebine koydu. "Felix Felicis, hile mi yapacaksın Harry!?" Dedi Hermione sonra Ron'a dönüp konuştu "Sakın içme Ron" Ama Ron bir kaç saniye düşündükten sonra meyve suyuna fondip yaptı ve ayağa kalkıp konuştu "Hadi Harry! Kazanmamız gereken bir maç var!" Diyip dışarı çıktı "Okuldan atılabilirsin Harry!" "Neden bahsettiğini anlamıyorum Herm" dedi ve kafasıyla çıkışı gösterdi. Harry'nin peşinden sahaya gitmeye başladım. ~ "Weasley! Weasley! Weasley!" Gryffindor ortak salonunda dönen tek tezahürat buydu. Ron maç boyunca tek bir sayı bile kaybetmemişti "Sence de bu maç diğerlerine göre biraz fazla kısa sürmedi mi?" Dedim. Kalabalığın arasında Harry'nin yanına zar zor ulaşabilmiştim "Malfoy, kafasını maça vermemiş gibiydi. Sanki başka bişey düşünüyormuş gibi" dedi Harry Bu benim de gözümden kaçmamıştı ama sessiz kalmaya karar verdim "Bunu yapmamalıydın" dedi Hermione yanımıza gelerek "Biliyorum. Kafa karıştırma büyüsü de yapabilirdim" Hermione şaşkınlıkla Harry'e döndü. Sanırım bunu bildiğini bilmiyordu "O farklıydı. Seçmeler içindi. Bu gerçek bir maçtı" Harry küçük bir şişeyi cebinden çıkartıp Hermione'nin gözünün önünde salladı. "Karıştırmamışsın" dedi ve Ron'a dönerek devam etti "Ama Ron koyduğunu sandı" Biz konuştuğumuz sırada Ron bir anda masadan indi ve Lavender Brown ile öpüşmeye başladı. Ağzım şok içinde aralandı. Bu da neydi şimdi? Harry'e baktım, gülüyordu. Gözlerimi hemen yanındaki Hermione'ye çevirdiğimde ise hayal kırıklığıyla Ron'a baktığını gördüm. Zaten saniyeler sonra da hızla dışarı çıkmıştı. Tekrar Ron'a döndüğümde hâlâ öpüştüğünü gördüm. Harry'se Hermione'nin arkasından gitmişti. Tam bende gitmek için birkaç adım atmıştım ki bileğimde hissettiğim elle olduğum yerde kaldım. Bu McLaggen'dı ve elinde bir kadeh tutuyordu "Maçta bir harikaydın Y/N, hele o son atışlar! Kaleci resmen direğe girip zemini boyladı" dedi elindeki kadehi bana uzatırken "Teşekkür ederim, ama şimdi biraz acelem var da. Biraz sonra konuşsak olur mu?" dedim ve tekrar gitmek için yeltendim ama bırakmadı beni "Dur dur, sana en sevdiğinden getirdim. Elma suyu. En azından onu içseydin" dedi ve kadehi tekrar uzattı bana "Üstelik bu son bardak. Tadı çok güzel, demedi deme" "Gerçekten McLaggen, çok acelem var-" "Hadi ama Y/N, bari birkaç yudum al" McLaggen'ın yüzüne baktım. Onu içmezsem beni kesinlikle bırakmayacaktı. Uzattığı kadehi aldım, minicik bir yudum içtikten sonra birinin bana çarpmasıyla kadeh elimden kayıp düştü "Hayır!" McLaggen aşırı bir tepkiyle dökülen meyvesuyuna baktı. Anlamaz gözlerle ona baktığımı fark ettiğinde ise boğazını temizleyip konuştu "Yani üzerine döküldü ya. Yapış yapış olmuştur şimdi" "Sorun değil. Şimdi gerçekten gitmem gerek. Sonra görüşürüz" dedim ve cevabını beklemeden koşar adım ortak salondan çıktım. Harry'le Hermione'nin nerde olabileceğini düşünerek yürümeye devam ettim Ağzımdaki tuhaf tat ile güney kanadındaki merdivenlere yöneldim. Eğer Hermione yalnız kalmak için çıktıysa orası kesinlikle biçilmiş kaftandı. Harry ve Hermione'nin merdivenin başında oturduklarını görünce rahatlamıştım ama bu fazla uzun sürmedi. Hermione gerçekten üzgün gibiydi. Kafasını Harry'nin omzuna yaslamış, kolunu onunkine dolamıştı. İlk başta yanlarına gitmek istedim ama sonra vazgeçip onları yalnız bıraktım. Nasılsa gece yatmadan önce konuşabilirdik. Yönümü Kara Göl'e çevirdim. Zaferimizi Luna'yla paylaşmak istiyordum. Çok kısa bir sürede Göle gelmiştim ama bankım doluydu. Biraz daha ilerlediğimde Malfoy'un Luna'yı sevdiğini gördüm. İşte bu beklenmedik bir manzaraydı. Geri dönmek için hareketlendiğimde Luna kafasını kaldırıp bana bakınca haliyle Malfoy'da beni görmüştü "Gidiyor musun?" Derin bir nefes verip banka gittim ve oturdum. Luna Malfoy ve benim aramızdaydı. Ona bakmadan Luna'nın kulaklarının arkasını kaşıdım. "Beni özledin mi kızım" dedim. Luna miyavlayınca devam ettim "Sana bahsettiğim maç var ya, Ron sayesinde kazandık" dedim gülümseyerek Luna tekrar miyavlayıp Malfoy'un elini yaladı "Ah, demek Malfoy benden önce söyledi" Luna bir anda ayaklanıp benim sağıma geçti ve beni kafasıyla Malfoy'un yanına ittirmeye çalıştı. Başarılı da oldu "Demek Luna'yı kendi tarafına çekmeyi başardın Malfoy" "Henüz şu surata dayanabilen tek bir kız bile görmedim Black" Kafamı çevirip burnumdan verdiğim ufak nefesle sırıttım. Kendini beğenmiş ukala "Nasılsın" dedi tekrar ona döndüğümde "Hâlâ sinirli" "Üzgünüm Y/N, söylediklerinde çok haklıydın" dedi ve ekledi "kısmen" Kaşlarımı kaldırıp ona baktım. Devam etti "Kıskandığım ve bir korkak olduğum doğru. Ama son söylediklerinde haklı değildin. Ben sadece bizi güvende tutmaya çalışıyordum. Benden istenenleri yapmazsam bana ve değer verdiğim herkese neler olacağını düşünmek bile istemiyorum" dedi ve nefes alıp devam etti "Sana vakit ayıramıyorum bu da doğru ama bu benim tercih ettiğim bir şey değil. Lütfen bana soru sorma Y/N" dedi ben ağzımı açıp soru soracak gibi olduğum için "Sadece, tüm bunlar sona erene kadar seni güvende tutmak istiyorum. Anlıyor musun beni? Bu zaman zarfında da bana olan ilgini kaybedeceğinden korkuyorum hepsi bu. Bu yüzden o gece oraya geldim" Zaten içimde bir yerlerde onu anlamadan dinlemeden parladığım için pişmandım ve şimdi bu sözler pişmanlığımı körüklüyordu. "Draco, bunu nasıl düşünebilirsin? Yaşadığımız onca şeye rağmen, sana verdiğim onca tavize rağmen nasıl senden soğuyacağımı düşünebilirsin?" "Bilmiyorum.." "Bak, sana defalarca şans verdim Draco. Eğer seni sevmeseydim beni bu kadar üzmene katlanmazdım. Bazı şeyleri düzeltmen için bekledim. Eğer başka birini seçecek olsaydım en baştan seçerdim değil mi? Bu kadar beklemezdim" Draco ayaklarımızın dibinde bize bakan Luna'ya bakıyordu. Biraz daha ona yaklaşıp gözlerinin üzerine düşen saçları çektim. Ve konuşmaya devam ettim. "Nasıl bir durumda olduğunu tahmin edebiliyorum. Nasıl bir zorunluluk, nasıl bir baskı... Bekliyorum Draco. Yapacağın şeyi bitirmeni bekliyorum. Canını ortaya koyduğunu ve eğer o şeyi yapmazsan nasıl bir duruma düşeceğini biliyorum" Elimi Draco'nun yüzüne koydum ve bana bakmasını sağladım. Ama tuhaf bir şey vardı. Sanki, sanki duygularımı eski yoğunluğunda hissedemiyordum. Sözlerim ise o kadar içten değil gibiydi. Sanki kalbimle değil, aklımla söylemiştim bunları. Oysaki her zaman tam tersi olurdu. Bu düşünceleri kafamdan atıp ona gülümsedim. Belki morali birazcıkta olsa düzelir diye Draco'da bana mahcup bir şekilde gülümseyince yavaşça ona sarıldım. Tüm bu yaşadıkları ona zaten yeterince ağır geliyordu. Bir de ben ona küs kalırsam kim bilir nasıl hissederdi... ~ "Biz çıkıyoruz, birazdan antrenmanımız başlayacak" dedim ortak salonda oturan Harry Hermione ve Ginny'e. Malfoy'la konuşmamızın ardından nerdeyse iki ya da üç hafta geçmişti ve o zaman içinde McLaggen benimle yaklaşan maçlar için çalışmayı teklif etmişti "Umarım geçen seferki gibi geç kalmazsın Y/N" dedi Harry "Sana söyledim Harry, antremandayken saate bakmayı unutmuşum o yüzden geciktim, bana inanmıyorsan McLaggen'a sor" hemen arkamdaki McLaggen bir kaç adımda yanıma geldi. "Gitmiyor muyuz?" Diye sordu saate bakarak "Gidiyoruz" dedim ve Harry'e son bir kez baktıktan sonra McLaggen'la sahaya doğru ilerlemeye başladık. -Hermione'nin ağzından- "Harry, ben McLaggen'dan hoşlanmadım" dedim onlar gittikten sonra. Aslında başlarda böyle değildi ama bu son birkaç hafta içinde oldukça tuhaf davranışları olmuştu. Ne olduğunu bilmiyordum ama ne bilim işte tuhaftı. "Neden?" "Bilmiyorum, biraz tuhaf biri" "Bence çocukta hiç bir sıkıntı yok Herm, hatta aslında böyle olması iyi oldu, en azından Y/N'yi Malfoy'dan uzaklaştırıyor" "Y/N ve Malfoy arasında hiç bir şey yok Harry" dedi Ginny araya girerek "Aralarında bir şey olmaması ilerde de olmica anlamına gelmez Ginny" "Yani sence McLaggen Malfoy'dan daha mı iyi?" Diye sordu Ginny "Söz konusu Malfoy'sa Umbridge bile ondan iyi olabilir" ne alaka şimdi Umbridge? Geçen seneyi yad etmeye mi karar verdin Harry? "Sen delirmişsin" dedi Ginny sinirle ayağa kalkıp odasına giderken ve devam etti "Sen o deli kafanı Malfoy'la bozmuşsun" - "...ciddi olamazsın Cormac" dedim gülerek. Antrenmana başladığımızdan beri beni güldürüyor, sürekli komik anılarını anlatıp duruyordu. "Ciddiyim Y/N, benim yerimde sen olsaydın korkudan düşüp bayılırdın" dedi gülümseyerek Bir kaç dakika daha böyle devam etti. Bir yandan çalışıyor diğer yandan konuşuyorduk. "Bludger'lardan birini serbest mi bıraksak. Gerçek bir maç gibi olurdu" dedi Cormac "Tamam sen burda bekle, ben soyunma odasından alıp gelirim" dedim ve yere inmeye başladım. "Şimdiii, nerdeydi bu Bludger'lar" diye kendi kendime konuştuğum sırada arkamdaki kapının kapandığını ve buna tanıdık bir sesin eşlik ettiğini duydum. "Bunları mı arıyordun" arkamı döndüğümde Malfoy'un bir elinde topların olduğu çanta duruyordu. Diğer eli ise cebinde bir şekilde kapıya yaslanıyordu. "Malfoy, burda ne arıyorsun?" O sorumu görmezden gelip yanıma geldi "Bu öğleden sonra Kara Göl'de buluşacaktık Y/N, hatırladın mı?" "Çok özür dilerim Malfoy, tamamen aklımdan çıkmış-" "TAM İKİ SAAT SENİ BEKLEDİM!" Diye sinirle bağırdı elindeki çantayı yere fırlattığı sırada Korkuyla geri çekildiğimde Malfoy buna izin vermeyerek kolumdan tutup beni ona bakmam için zorladı. "PEKİ SEN NERDEYDİN Y/N? BEN ORDA SENİ BEKLERKEN NERDEYDİN!?" "Ben, antrenmandaydım" dedim korkuyla. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim ve şimdi neler yapabileceğinden korkuyordum. Kendine hakim olmaya çalıştığı belliydi, daha sakin bir sesle konuşmaya çalışmıştı ama pekte işe yaradığı söylenemezdi. "Demek antrenmandaydın? Antrenman günlerinin değiştiğini bilmiyordum" Sesindeki imadan bir şeyler bildiğini, sadece benim ona anlatıp anlatmayacağımı merak ettiğini anlamıştım. Bu yüzden hızla cevap verdim. "Değişmedi zaten. Sadece biraz çalışmak istemiştim.." yüzüne bakamıyordum "Çalışmak, harika. Kiminle peki?" "Cormac" o kadar kısık bir sesle söylemiştim ki bunu, ben bile ne dediğimi anlamamıştım. "Kiminle?" Diye sordu Malfoy. Biraz durduktan sonra fısıltıyla ama bu defa daha anlaşılır bi şekilde konuştum. "Cormac McLaggen.." Bu isim ağzımdan çıkar çıkmaz Malfoy bir süre ben ciddi miyim diye gözlerime baktı. Daha sonra delirmiş gibi kahka atarak bana arkasını döndü ve ellerini saçlarından geçirip gülmeye devam etti. Bir kaç adım atarak ona yaklaşmaya çalıştım "Malfoy, s-sen iyi misin?" Malfoy bir anda bana dönüp bağırdı. "İYİ MİYİM Mİ!? İYİ GİBİ Mİ DURUYORUM Y/N!?" "Noluyo sana!? Aklımdan çıkmış, unutmuş olamaz mıyım!? Niye bu kadar abarttın!? Gerçekten tek bir hatamda bu kadar abartıyorsan-" "SENCE BU TEK BİR HÂTANIN TEPKİSİ Mİ!?" Diye bağırdı yeniden. Malfoy derin bir nefes aldı ve sakin bir sesle devam etti konuşmasına "Dün Y/N, dün ders çıkışı seni her zamanki merdivende bekleyeceğimi söylemiştim, ve sende işinin olduğunu, bu gün gelemeyeceğini söylemiştin bana. Peki sonra ne oldu biliyor musun, McLaggen ve seni bahçede otururken gördüm!" Konuşmak için ağzımı açtığımda Malfoy bir adım atıp bana yaklaştı ve tekrar başladı konuşmasına "Ya ondan önceki gün? Hep yaptığımız gibi kütüphanede buluşup ayrı masalarda da olsa ders çalışırdık hatırladın mı? Ben o günde gittim kütüphaneye, seni bekledim, ama gelmedin. Daha sonra öğreniyorum ki Y/N Hanım o McLaggen denen piç kurusuyla büyük salonda bir şeyler yiyip gülüşerek eğleniyormuş!" "Malfoy-" "Peki sabah derslerden önce Kara Göl'de yaptığımız dersler!? Geçen iki hafta boyunca hep bir bahane buldun! Hani sihir tarihinin en iyi Zihnefendar'ı olmayı kafana takmıştın!? Hani büyüyü doğru yapana kadar seni çalıştırmamı istemiştin!? Üstelik Snape bana güveniyordu!" "Ben-" "Dahası, ona ismiyle sesleniyor ama bana hâlâ Malfoy diyorsun. Sen ne zamandan beri birkaç haftadır tanıdığın biriyle bu karar samimi olmaya başladın Y/N!?" "Ne ima etmeye çalışıyorsun Malfoy!" Diye bağırdım "Ne ima etmeye çalıştığımı anlayamicak kadar aptal mısın sen!?" Dedi ve üstüme yürürken devam etti "Ben senin oyuncağın değilim Y/N, canın sıkıldığında köşeye fırlatacağın biri hiç değilim! O piçle gönül eğlendirip nasıl olsa Malfoy beni seviyor ondan da sıkılırsam geri dönerim diye düşünüyorsan-" Malfoy'un bir anda yüzüne yediği tokatla sözü yarım kalmıştı. Bu kadar lafı kaldıramamış ve kendimi tutamayıp ona vurmuştum. Bana yaptığı muamele resmen... Hiç bir şey söylemeden Malfoy'u arkamda bırakarak odadan çıktım. Gözlerim dolmuştu ve ağlamak üzereydim ama tuttum kendimi. Tam sahaya çıkacakken McLaggen'ı gördüm. Kapının girişinde duruyordu. "Nerde kaldın Y/N? Seni merak ettim" demek içerde Malfoy'la olanları duymamıştı. Hızla kafamı eğip çaktırmadan gözlerimi sildim ve yüzüme bir gülücük kondurup sahaya çıktım. "Topları aradım ama bulamadım, sanırım Harry yerlerini değiştirmiş" Onun tam yanına geldiğimde McLaggen elini belime koydu ve ilerlemeye başladık. Neden bilmiyorum ama onun dokunuşları beni heyecanlandırıyordu... ~ "Y/N, nereye?" Diye sordu Ginny yatağında doğrularak "Şşş, Hermione'yi uyandıracaksın!" Dedim ve parmak uçlarımda yürüyerek Ginny'nin yanına gidip oturdum. "Biraz işim var da" "Gecenin bu saatinde ne işin var?" "Şey, Cormac'la buluşacağım. Ortak salonda oturacağımıza söz vermiştim" "Cormac McLaggen mı? Peki Malfoy ne olacak?" "Malfoy'un adını bile duymak istemiyorum! Bana neler söylediğini, ne ima ettiğini unuttun mu Ginny-" "Belkide haksız sayılmaz Y/N!" "Ne?" Ginny'den böyle laf beklemediğim için şaşırmıştım. Nasıl onun tarafını tutabilirdi!? "Ne oldu sana Y/N!? Neden bir anda McLaggen'la bu kadar fazla görüşmeye başladın!?" "Nedense neden! Sana bir açıklama yapmak zorunda değilim Ginny!" Dedim ve ayağa kalkıp sinirle odayı terk ettim ~ "...ve sonra Fred gelip bana kusturan pastillerden verdi, inanabiliyor musun Y/N, onları yedikten sonra tüm gün kusmuştum-" "Ne zaman susucaksın Ron? Kimse senin neden tüm gün kustuğunu merak etmiyor!" Dedim ellerimi şakaklarıma götürüp masaj yaparken. Başım çatlamak üzereydi ve Ron durmadan konuşuyordu. En sonunda dayanamayıp bağırmıştım ona. "Ama ben seni neşelendirmek için-" "Senin beni neşelendirmene ihtiyacım yok Ron! Benim sessizliğe ihtiyacım var anlıyor musun!?" Dedim ve sinirle ortak salondaki masadan kalkıp çıkışa yöneldim. Cormac'ın sihir tarihi dersi bitmek üzereydi bu yüzden onu görmeye gitmeye karar vermiştim. ~ "Y/N, kaç haftadır kütüphaneye gelmiyorsun, ödevlerini zamanında götürmüyorsun, yeterince çalışmıyorsun, neler oluyor sana?" "Bir şey olduğu yok Herm, sadece ders çalışmaya zamanım olmuyor" dedim aynanın karşısında giyeceğim kıyafeti seçmeye çalışırken "Zamanın olmuyor değil, boş boş gezmeyi ders çalışmaya tercih ediyorsun sadece!" "Peki bu seni ne ilgilendirir Hermione!?" "İlgilendirir çünkü biz arkadaşız Y/N" "Bak ne güzel söyledin, arkadaşız. Sen benim annem değilsin Hermione! Bana ne yapıp yapmicamı söyleyemezsin! Annemmişin gibi davranmayı bırak!" "Y/N ben asla öyle davranma-" "Bak ne dicem, belkide Harry'lerin yanına gitsen iyi olur. Böylece bende rahat rahat hazırlanabilirim" Hermione yavaşça ayağa kalkıp kapıya ilerledi. Bir süre beni izledikten sonra kapıdan çıkıp gitti. Onun yüzünden oldukça zaman kaybetmiştim. Cormac beni bekliyordu ve ben daha üstümü bile değiştirememiştim. ~ Sonunda KSKS dersinin sonuna gelmiştik. İşkence gibi bir dersti resmen. Eşyalarımı toplayıp kimseyi beklemeden sınıftan çıktım. Tek başıma ilerlerken birinin arkamdan gözlerimi kapatmasıyla durmuştum. Ellerimi gözümü kapatan kişinin ellerine götürdüğümde dudaklarım yukarı kıvrılmıştı. "Cormac?" Dedim ellerini tuturak gözümden çektim ve arkamı döndüm. Ancak gördüğüm kişiyle büyük bir sinir kaplamıştı içimi. İstediğim kişiyi görememe siniriydi bu. "Napıyorsun sen!?" Diye bağırdım Harry'e karşı. Bu şekilde çıkışmam onu şaşırtmıştı. "Sadece şakaydı Y/N, sakin ol" Sinirle Harry'i ittirdim ve bağırmaya başladım. "Sana, bana dokunma hakkını kim verdi Harry!?" Kavgamızı duyan herkes merakla bizi izliyordu bense bunu hiç umursamıyordum. "Hey? Sen iyi misin?" "Sana ne benden!? Bir daha sakın böyle bir şey yapma!" Diye tekrar bağırdıktan sonra sinirle arkamı dönüp yürümeye başladım. İşte o zaman bir anlığına da olsa Malfoy'un bakışlarını yakaladım. Kaşlarını çatmış beni izliyordu. Ona daha fazla bakmadan hızla yanından geçip bahçeye indim. ~ -Hermione'nin Ağzından- "Neler olduğunu anlamıyorum, normalde bu kadar sinirli değildi" dedim kaymak biramdan bir yudum alırken "Belkide kafası bir şeye takılmıştır?" Dedi Harry kollarını masaya koyup. "İyide ne?" "Bilmiyorum" dedi ve devam etti "Sen her sabah Y/N'nin erkenden kalkıp odadan ayrıldığını söylememiş miydin? Belki de onunla alakalıdır. Ayrıca derslerden sonra da ortadan kaybolmuyor muydu?" Bir süre olanları yeniden düşündüm. Aklıma bişeyler geliyordu ama bunu dile getirmeye korkuyordum çünkü eğer aklımdaki şeyse bu birazcıkta benim yüzümden olmuştu. Daha fazla saklamanın bize faydası olmayacağı için Harry'e söylemeye karar verdim. "Harry, acaba şey yüzünden olabilir mi?" "Kim yüzünden?" Masada Harry'e doğdu eğilip sessizce konuştum "McLaggen" "Bu da nerden çıktı?" "Onunla samimi olduğundan beri böyle davranıyor. Hatırlasana bir keresinde ona şaka yapmak için gözlerini kapatmıştında seni McLaggen sanmıştı. Ama sen olduğunu görünce çok sinirlenmişti" "Bundan nasıl emin olucaz?" dedi Harry "Sen orasını düşünme. Ginny ve ben bir şeyler buluruz" dedim ve kaymakbiramın son yudumunu da içtim. ~ "Hazır mısın Ginny?" Dersler bitmiş, tüm öğrenciler yemek için büyük salona gidiyordu. Koridor çok kalabalıktı ama planımı uygulamak için engel değildi. Çünkü Malfoy'u ancak bu zaman aralığında görebiliyorduk. "Hazırım Herm, Malfoy birazdan şu merdivenden iner" dedi Beklemeye başladık. Neyseki fazla uzun sürmemişti. Ginny ve ben yaslandığımız duvardan doğrulduk ve Malfoy'un üzerine doğru yürümeye başladık. Muhtemelen bizi görmemişti. Ginny sağ tarafına bense sol tarafına geçip aynı anda Malfoy'un kollarına girip boş bir sınıfa sürükledik onu. Geri geri yürütürken bizden uzun boylu birini sürüklemek tahmin ettiğimden daha zormuş ama neyseki sınıf çokta uzakta değildi. Ben Malfoy'un kolundan çıkıp kapıyı arkamızdan kilitlerken Ginny onu sıraların olduğu tarafa doğru ittirmişti. Malfoy sıralara çarparak düşmekten son anda kurtuldu ve doğrulup konuşmaya başladı "Siz kaçırdığınız insanlara bu şekilde mi davranıyorsunuz?" "Boş konuşmalara ayıracak vatimiz yok Malfoy. Y/N'ye ne yaptın çabuk söyle!" Dedim asamı çıkarıp onun üzerine doğru yürürken "Aynı soruyu bende size sormak istiyordum Granger" "Bize oyun oynama! Ne olduysa Slughorn'nun partisinden sonra oldu! Ona ne yaptın!?" Ginny'de en az benim kadar sinirliydi "Bunu neden o McLaggen denen arkadaşınıza sormuyorsunuz? Ne hikmetse her şey Y/N onunla yakınlaşmaya başladıktan sonra oldu" biliyorum zaten, yalnızca olan biteni senden de duymak istiyorum "Onlar yakınlaşınca sen de oturup izledin mi Malfoy?" Dedi Ginny ve devam etti "Senin aşkın bu kadar mıydı!?" "Siz keyif mi alıyorum sanıyorsunuz bu durumdan?" "Neden hiç bir şey yapmıyorsun o zaman!?" "Bir saniye, tam anlayamadım. Şimdi siz Y/N beni sevmiyor diye beni mi suçluyorsunuz?" Gayet mantıklı bir savunma. Yani şimdi dışardan baktığında böyle görünüyor olabilir ama aslında bazı şeyleri anlamlandırmaya çalışıyoruz diyelim "Bak Malfoy, bizde neler olduğunu anlamaya çalışıyoruz tamam mı? Y/N'nin anlattığına göre McLaggen ile buluştuktan sonra seni görmüş ve onu gönderip senin yanına gelmiş. Aranızda bir tartışma geçmiş. Ben her şeyin bundan sonra başladığını düşünüyorum. Ne olduysa her şeyi bu olay tetikledi" "Bense her şeyin maçtan sonra olduğunu düşünüyorum" dedi ellerini cebine koyup sıraya yaslanarak Ginny ve ben hızla birbirimize baktık. Aslında haklı sayılırdı o günden sonra başlamıştı tuhaflıkları. Ama ne olmuştu o gün? "Pekâlâ tamam, biz öğreneceğimizi öğrendik. Artık gidebilirsin" dedim tekrar Malfoy'a döndüğümde "Bi dakka, onunla konuşmak istiyorum. Aslında uzun zamandır istiyordum ama o salak herif Y/N'yi bir saniye bile yalnız bırakmıyor" "Bizden yardım mı istiyorsun?" "Evet, sadece birkaç dakika. Onu Snape'in ofisine getirebilir misiniz?" Ginny'e baktım. Bunda gayet istekli görünüyordu. O halde fazla düşünmenin bir anlamı yoktu. Hafifçe kafamı salladım ve daha fazla konuşmadan Ginny'i de alıp sınıftan çıktım. ~ -Y/N'nin Ağzından- Her zaman olduğu gibi derslerden sonra Cormac ile yemek yemek için büyük salona gitmiştik. İkimiz herkesten ayrı oturuyorduk. Yemeğin sonlarına doğru Ginny ve Hermione yanıma gelince çatık kaşlarla onlara bakmaya başladım. "Y/N, Profesör Snape seni ofisinde bekliyormuş" dedi Hermione "Ne zaman?" "Şimdi, çok acil olduğunu söyledi" diyen kişiyse Ginny'di Ayağa kalktığımda Cormac benimle beraber kalkmıştı. Hermione aceleyle tekrar konuştu "Yalnız" Cormac bana bakmaya başladı. Ama onu götüremezdim. Belli ki önemli bir konuydu ve onu bu işlere alet etmek istemiyordum. "Sen burda kal Cormac, ben birazdan dönerim" dedim ve aceleyle Snape'in yanına gitmeye başladım İçeri girmeden önce kapıyı tıklattım ama ses gelmedi. Yavaşça kapıyı açıp içeri girdim. "Profesör?" Dedim etrafa bakarken "Beni çağırmışsınız" kapının gürültülü bir şekilde arkamdan kapanmasıyla oraya döndüm "Malfoy!?" Tanrım yine mi aynı senaryo "Konuşmamız lazım" dedi bana doğru yürürken "Ginny ve Hermione'yi de kandırdın demek" dedim kollarımı göğsümün üzerinde katlayarak "Bu sen değilsin Y/N" "Bu da ne demek?" "Sen hiçbir zaman bu kadar öfkeli ve kaba biri olmadın. Neler oluyor sana? Neden bir anda bu kadar değiştin?" "Beni buna sen zorladın Malfoy!" "Ben ne yaptım?" "Ne mi yaptın? Her şey senin bencilliğin yüzünden oldu!" "Bencil olan ben miyim yani!?" "Evet sensin! Yalnızca kendini düşünüyorsun! Sürekli birilerine kendini kanıtlamaya çalışıyorsun!" "Sana buna mecbur olduğumu söylemiştim! Her şeyi bizim için yaptığımı söylemiştim!" "Bunların hepsi palavra. Başka yollarda vardı bunu sende biliyorsun" "Birimizin ellerini kirletmesi gerekiyordu!" "Kimse sana elini kirlet demedi!" Malfoy söylediğim şey yüzünden şok olmuş ve birkaç adım gerilemek zorunda kalmıştı. Aynı şekilde bende. Neden böyle bir şey söylemiştim ki? Malfoy kafasını sağa sola sallayarak konuştu "Hayır, bu sen değilsin. Bunlar senin sözlerin değil" "Ne demek istiyorsun? Ben söyledim işte" "Bunları sana o mu söyletiyor?" Malfoy bana bakıp üstüme eğildi ve bağırarak kapının dışını parmağıyla işaret etti. Ondan kastı McLaggen'dı Onu sertçe ittirip konuştum "Kimse, hiç kimse bana istemediğim bir şeyi yaptıramazda söyletemezde! Bunu en iyi senin bilmen gerekirdi!" Sanırım onu biraz fazla ittirmiştim. Arkamızdaki raflara çarpmış ve küçük kavanozlardan birini yere düşürmüştü. Cam kırıkları her yere dağılmış içindeki sıvı ise yere değdiği anda buharlaşmaya başlamıştı. Malfoy hemen benim yanıma gelip durdu. İkimiz de korkuyla yere bakıyorduk. "Naptın sen!?" Dedim Malfoy'a dönerek "Beni ittiren sendin!" "Üzerime geldiğin için ittirdim!" İkimiz yine kavga ederken ofisin kapısı açılmış ve Snape içeri girmişti. Önce bize sonra da yerdeki cam kırıklarına baktı. "Naptınız siz!?" Dedi ve sinirle devam etti "Döktüğünüz bu şeyin ne kadar nadir bir zehir olduğundan haberiniz var mı!?" "Hepsi Malfoy'un suçu Profesör-" "Umrumda değil! İkiniz bana o zehri getirene kadar yaptığınız bütün planları iptal etseniz iyi olur!" "Ama Profesör-" diye lafa başlamıştım ama sözümü kesti "Bahanelerinizi kendizine saklasanız iyi olur Bayan Black. Aksi halde Yasak Orman'a tek başınıza gitmek zorunda kalacaksınız!" "Yasak Orman mı!?" "Elbette Yasak Orman. Acromantula zehrini başka nerde bulmayı umuyordunuz?" Resmen ağzım açık kalmıştı. Profesör Snape, bahsettiğiniz şeyin DEVASA BİR ÖRÜMCEK OLDUĞUNDAN HABERİNİZ VAR MI!? "Ee? Sabaha kadar burda böylece dikilecek misiniz? Hava nerdeyse kararmak üzere yerinizde olsam hemen yola koyulurdum" "Ama-" "Hadi, daha fazla eşyamı kırmadan çıkın ofisimden" dedi ikimizi de kapıya doğru ittirerek. Daha sonra kapıyı ikimizin de suratına kapattı. Birkaç saniye yaşadığım şeyin şokunu üzerimden atmaya çalıştım. Sonra da yavaşça Malfoy'a dönüp konuştum. "Yaptığını beğendin mi!?" "Ya tabi, her gece yatmadan önce Snape bana ceza verse de Yasak Orman'a gidip Acromantula'dan biraz zehir alsam diye hayal kurardım" Sınıftan çıkarken sinirle sızlamaya başladım. "Acele etsek iyi olur Cormac'a hemen döneceğime dair söz verdim. Mümkünse şu işi bir saat içinde halledelim" Malfoy elleri cebinde peşimden gelirken çoktan bahçeye çıkan koridora girmiştik bile. Herkes yemekte olduğu için pek fazla kişi yoktu. "Ah, peki onu nasıl yapmayı düşünüyorsun? 'Pardon, Acromantula bey, acaba varsa bir fincan zehrinizden alabilir miyiz?' mi diceksin!?" "Bakıyorum da bunca şeye rağmen mizacın hiç eksilmemiş" dedim iğneleyici bir tonda Malfoy bir anda önüme geçip yüzünü burnumun dibinde durdurup gözlerime bakarak konuşmaya başladı "Onca şeye rağmen eksilmeyen başka ne var biliyor musun Y/N" Onun gözleri, hatırladığımdan çok daha güzelmiş.. Tam burda durup saatlerce gözlerini seyredebilirim... Dur biraz ne diyorum ben. Daldığım gözlerden çıkıp hızla kendime geldim ve Malfoy'u ittirip yürümeye devam ettim. O bir süre daha arkamdan baktıktan sonra tekrar peşimden gelmeye başladı. Bense kollarıma sarılıp kafamı eğmiş ve az önceki saçmalığı düşünerek önden gidiyordum. Nasılsınız aşklarımmm?
|
0% |