Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Ay'a Işığını Güneş Verir

@imalina

 

Ayağa kalktım ve kitabı elime alıp çantama koydum. Kitap ve diğer bütün bu olaylar hakkında evde düşünmeye karar verip yerde yatan adam ve yaşlı kadını kurtarmaya karar verdim. İlk yardım eğitimi almıştım. Yaşlı kadına gittim ve onu kaldırıp kitapların arkasında gördüğüm depoya götürüp oturttum.Ölü müydü bilmiyorum ama cesetlerin olduğu bir yerden çıkmam eminim iyi karşılanmayacaktı. Sonra adamı almak için geri döndüm ama onun uzun ve ağır bedenini kaldırmam çok mümkün değildi.

İnan umrumda değil diye geçirdim içimden. Benimle savaşmadan önce düşünecekti. Sonra bana psikopat diyorlardı, hah çok bilmişler.

Depoya geri dönmek için kitaplık rafının arkasına yöneldim ama asla anlamdıramadığım bir şekilde bir güç beni geriye doğru itti. Etrafa bakındım. Hiçbirşey. Kan kaybından olduğunu düşünüp geri yürümeye devam ettim. Bu sefer daha sert bir güç beni geriye doğru itti. Bu sefer yere düştüm. Etrafa tekrar baktım. Düştüğüm yerin tam önünde, bu sefer altın sarısı tonlarında kapağında Güneş simgesi olan bir kitap duruyordu. Sanki az önce çantama koyduğum kitabın kopyası, ama farklı bir versiyonu. Kitabı yara içinde kalmiş ellerimle aldım ve açmaya çalıştım. Açamadım, açılmıyordu. Çantamdaki kitabı çıkarıp ikisini yan yana koydum. Ay ve Güneş. İkisine de hiçbirşeyi anlamlandıramayarak boş boş bakıyordum ki arkamdan güçsüz ama sert bir ses geldi. Uzun boylu adamın sesi.

"Tanıştığıma memnun oldum, Ay'ın vârisi."

Bu o. Yattığı yerden, gözlerini açmaya bile zahmet etmemişti. Yerde kanlar içinde yatmasına rağmen sesi sert çıkıyordu. Bu sefer yüzüne zorla bir sırıtışta eklemişti. ​​​​​Son gücünü bana sadece 2 kelime söyleyebildi.

"Cebimde, iksir." Söyledikten sonra gözleri kapandı.Bu sefer cidden bayılmıştı. Yanına gidip bedeninin yanına çömeldim. İlk önce pantolonunun ceplerini sonra ceketinin ceplerini kontrol ettim. Ceketin cebinden şişede, koyu pembe renkli bir karışım çıktı. Elimle bedeninin üstüne doğru eğilip yaralı parmaklarımla kurumuş, çatlamış ve kan akan dudaklarını araladım. İksir şişesini ağzına dayayıp birkaç yudum içirdim. Biraz sonra gözlerini aralayıp gülümsedi. Ellerimi hızlıca çektim, gülümsemesi dahada büyüdü. Hafifçe doğrulup sırtını kitaplara yasladı ve gözleri ayakta dikilen bana sinsice bir bakış attı. Tek kaşını kaldırdı ve konuşmaya başladı.

"Teşekkür ederim, ha?"

Ben ona cevap vermeyince bana boş boş baktı ona doğru eğilip yüzüne yaklaştım. Dudaklarımı kıvırıp konuştum.

"Galiba senin bana zarar vermenden hoşlanmayan kişiler var."

Birşey demedi anlamsızca baktı. Konuşmaya devam ettim.

"Ama ben daha senden intikamımı almadım!"

Sözlerimi bitirdiğim gibi bacak arasına topuğumu geçirdim. Hızlıca toparlanıp yerdeki Ay kitabını aldım. Güneş'i tam alacakken biri saçımdan sertçe beni yere doğru çekti. Kim olduğunu anlamam çok uzun sürmemiş olacak ki onun ayaklarını yerden kesip yere yapıştırdım. Acı içinde kıvranmasını bekliyordum ama yüzünde hoşnut bir ifade vardı.

"Güneş'in vârisini asla hafife alma. Ay'a ışığını Güneş verir."

 

Loading...
0%