@imalina
|
Kamer.
İhtiyaç molasındadır diye düşünüp kitaplıklara göz gezdirdim. Hemen dikkatimi bir kitap çekmişti. Kütüphanenin en arkadaki rafında bir kitap duruyordu. Gri kapağı ve üzerindeki ay simgesi, diğer renkli kitaplardan çok daha çekici gözüktü. Kitaba yaklaştıkça sanki benim onu almamı bekliyormuş gibi bir his uyandırdı içimde. Küçük, eski görünümü ona ayrı bir çekicilik katmıştı. İşaret parmağımı ay resminin üzerinde gezdirdim. Büyüleyici gözüküyordu. Tam kitabı kendime doğru çekip alacakken arkadan bir el elimin üzerine bastırdı ve kitabı geri yerine koydu. Arkama baktığımda siyah saçlı bir adam gördüm. Bu siyah saçlı adam, oldukça uzun boyluydu. Saçları dalgalı ve parlak, kirli camdan giren güneş ışığıyla parlıyor. Yüz hatları belirgin, elmacık kemikleri yüksek ve çene çizgisi kuvvetli. Gözleri ela ve çok derin bir bakışa sahip, ama beni görünce yüzüne bir korku ifadesi yerleşmişti. Burnu düzgün ve ortada, dudakları ise dolgun ama doğal duruyor. "Sen, neyi aldığının farkında mısın?" Yüzündeki endişeli ifade kızgınlığa dönmüştü. "Burası bir kütüphane değil mi? İstediğimi okuyabileceğimi sanıyordum." Yüzümdeki alaylı ifade onun kaşlarını çatmasına sebep oldu. "Sen." Duraksadı. "Bu kitabı görebiliyor musun?" "Gözlük takıyorum diye beni kör sanman çok kırıcı haberin olsun." Aklımdam onun bir deli olduğunu ve uzaklaşıp başka bir kitap almam gerektiğini düşünerek diğer kitaplığa doğru bir adım attım. Adımı atarken beni kolundan tuttu ve parmaklarını koluma sertçe batırdı. Canım acıdığı için bağırdım. "Nerenin serserisisin sen? Al kitap senin olsun.Ne senle ne kitabında bir işim var. Bırak gideyim!" "Sorularımın cevabını alana kadar hiçbir yere gitmeyeceksin Ay'ın vârisi." Bu sefer ses uzun boylu adamdan gelmemişti. Sesin sâhibi yaşlı bir kadındı. Beynim onların deli olduğuna çoktan karar vermişti. Bu yüzden alayla güldüm. "Bu şehir efsanesine inanların deli olduğunun bir kanıtı daha." Kolumu tutan adam bütün gücüyle karın boşluğuma yumruğunu geçirdi, sonrada havaya hangi dilde olduğunu bilmediğim bir küfür savurdu. Yere yığıldım. Kalan bütün gücümle kan kustum, sonrada bayıldım. Ne kadar baygın kaldım bilmiyorum ama uyandığımda aynı yerdeydim. Heryerde kan göleti vardı. Hayır bunlar sadece benim kanım değildi, olamazdı. Kafamı kaldırdığımda yerde kanlar içinde yüzen Yaşlı kadının ve uzun boylu adamın bedenini gördüm. Sonrada yerdeki kitabı, tam önümde duruyordu. Kitabı kanlı parmaklarımla açtım. Sadece bir sayfa açıldı, tek bir kelime. Benim ismim. "Kamer." |
0% |