Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Tükenmek.

@imalina

Giriş.

Sınavların stresinden dolayı biraz kafa dağıtmak için evin yakınlarındaki kütüphaneye gitmeye karar verdim. Evimize tanışalı 2 ay olmuştu ve ben asla kitap okumaya zaman bulamamıştım. Evden çıkmadan önce rafta duran köpek mamasını aldım. Apartmanımızın deposunda yaşlı, hasta bir köpek var. Komşularımızın anlattığına göre önceden apartmanın bahçesinde sürekli koştururmuş, yabancı kimseyi eve sokmazmış. Hatta, pazardan gelenler her zaman ona et de alırlarmış ki eve girebilsinler. Çünkü köpek kapıda dikilip onları eve almazmış. Zaman ilerledikçe yaşlanmış ve bitkin düşmüş, en sonunda hastalanmış. Apartman sakinleri ilaç için para biriktirmeye çok çalışmışlar ama yaşadığım bu eski apartmanın sakinlerinin neredeyse hep altmış yaşını doldurmuş ve yoksullar. İlaç parasını toplayamayınca köpek iyice bitkin düşmüş. Apartman sakinleri de köpeği sıcak olduğu için depoda besliyor.

Hergün ona harçlıklarımın yarısıyla mama alıp yediririm. Bazen bana çok kaderini kabullenmiş ve çağresiz bakıyor.

Evimizin bir asansörü olmadığı için depoya gitmek için 4 kat aşağı indim. Depoya indiğimde

"Cesur! " diye bağırdım.

Bir ismi yoktu, bu yüzden Cesur ismini ona ben koymuştum.

İsmini tekrar bağıracakken duyduğum horlama sesiyle ağzımı kapadım. Gidip plastik kaba mamayı koydum ve ses çıkarmamaya çalışarak zemin kata çıktım.

Çıkış kapısının cızırtı sesini çıkarmamak için elimden geleni yaparak kapıyı açtım ama yinede ses çıktı. Tanrı aşkına, burayı biri yağlasın!

Yanımızdaki apartmanın yanındaki ara sokağa girdim ve karşımdaki kütüphaneye doğru yürüdüm.

Kütüphanenin önüne geldiğimde çokta büyük olmadığını gördüm, ayrıca eskiydi.

Kütüphanenin girişi, büyük ve ağır bir kapıyla başlıyordu. Kapının üzerindeki zamanla yıpranmış ve üzerine yerleşmiş tozlar, kütüphanenin eski olduğunu her haliyle belli edıyordu. Kapıyı açıp içeri adım attığımda gözüme tavanda asılı büyük bir avize takıldı. Avize, uzun yıllar önce parıldayan kristallerle süslenmiş ve bir ay'ı andırıyor ama hafifçe karamış. Sanki gittikleri tükeniyor gibi.

Girişte iki tarafa uzanan kitaplık rafları var. Dışarıdan büyük gözükmesine içerisi büyüktü. Lâkin, bütün oturanlar boştu. Bir rafa yaklaşıp kitaplara baktım. Bu raflara, tozlu kitaplar dikkatlice yerleştirilmiş; bazıları eski ve yıpranmış, bazıları ise henüz açılmamış gibi duruyordu. Girişin tam karşısında normalde görevlinin oturması gereken bir masa var.

Ama görevli yok.

Loading...
0%