Yeni Üyelik
4.
Bölüm

|3.BÖLÜM|

@imerafera_0

Ağzım bir karış açık Latif'i,dinliyordum. Ve az önce bana Zülal'e,âşık olduğunu söylemişti. Şoke olmuştum.

 

"Nana iyi misin? Dondun kaldın." diye sordu Latif.

 

Ama Latif'in Zülal, hakkında bilmediği birşey vardı.

 

"İyiyim iyiyim de. Sen anlat bakalım ne zamandır Zülal'e âşıksın?" diye sorunca Latif,heyecanlandı ve konuştu: "Bilmiyorum aslında ona karşı içim de bir his yoktu ta ki dün geceye kadar."dediğinde resmen mavileri parlıyordu.

 

Dün gece deyince bana bir aydınlanma geldi. Dün gece ben sarhoş olduğumda Latif,ortalarda yoktu. Ve Zülal'de. Demek Latif'in dediği bir arkadaş Zülal'di.

 

"Çok mutlu oldum hayatım senin için ama..." dedim sustum çünkü, Zülal'in 2 yıldır takıntılı bir sevgilisi vardı ve ne yapıp ettiyse ondan kurtulamamıştı.

 

"N'oldu niye sustun?" diye sordu Latif,heyecanla.

 

"Latif'im senin üzülmeni hiç istemem ama Zülal'in bir sevgilisi var." diyerek elini tuttum.

 

Bunu söyler söylemez Latif'in yüzündeki heyecan birden kayboldu.Ve gülen dudakları yavaşca dümdüz oldu.

 

"Gerçekten mi?" diye sordu. Ardından devam etti:"Ama Zülal bana hayatında kimse olmadığını söyledi dün kafede."

 

Zülal'in neden böyle söylediğini anlamdıramamıştım. Oysaki daha 2 gün önce bizim evde toplaştığımızda artık çok yorulduğundan ve kurtulmak isteyip bir türlü kurtulamadığını söylemişti...

 

"Sana neden böyle söylediğini bilmiyorum ama daha 2 gün önce konuştuğumuzda hâlâ birlikte olduklarını söylemişti ama belki ayrılmışlardır hiç belli olmaz." dedim Latif'i teselli etmeye çalışırken.

 

"Ayrılmışlardır değil mi? Bana yalan söylememiştir."dedi Latif.

 

Mavileri ilk defa parlamıyordu.

 

"Tabii ki sana yalan söylememiştir. Neyse dur ben sana bir kahve yapayim,karşılıklı içelim." dedim ve tebessüm ederek ayağa kalktım. Ardından mutfağa doğru yürüdüm.

 

Kahve yaparken hemen Zülal'e yazdım.

 

Zülalciğim n'aber?:Efnan

 

1 dakika sonra hemen gördü ve yazdı.

 

Zülal💓:İyidir abla senden.

 

İyidir benden de.:Efnan

 

Zülal,sen Kıvanç'la ayrıldın mı?:Efnan

 

Zülal💓: Neden sordun abla?

 

Hiç öyle aklıma geldi ayrılıcam diyordun.:Efnan

 

Zülal💓:Dün çok büyük kavga ettik. Engelledim her yerden. Zaten ben başka birini seviyorum abla,bıktım Kıvanç'dan artık.

 

İyi yapmışsın aşkım. Neyse ben seni tutmayayım. Öptüm bebeğim.:Efnan

 

Kahveleri yapıp salona geçtim. Latif'te biriyle mesajlaşıyordu sanırım. Tepsiyi koltuğun üstüne Latif'in,yanına koyup oturdum.

 

"Al Latif,kahveni soğumasın. Bırakamıyorsun maşAllah telefonu." dedim imalı imalı. Latif başını telefondan kaldırıp bana baktı ve aklına bir şey gelmiş gibi elindeki telefonu bıraktı ve doğruldu.

 

"Nana," dedi A'yı uzatarak. Tek kaşımı kaldırarak baktım. "Sen niye dün,Alparslan abinin evinde kaldın ki?"diye sordu. Neyi ima ettiğini anladığım için neredeyse içtiğim kahveyi püskürtecektim.

 

Öksürerek boğazımı temizledim ve konuştum:"Ne demeye çalışıyorsun Latif,Allah'ını seversen ya. Adam uyuyakaldım diye götürmüş yatırmış yatağına." Cıklayarak önüme döndüm ama Latif bana bakmaya devam ediyordu.

 

"Tamam tamam birşey demedim." dedi sırıtarak.

 

Şu çocuğa bazen tekme tokat girişesim geliyordu.

 

Kahvemiz bitmişti ve Latif,koltuğun bir köşesine;ben bir köşesine yığılmış telefonlarımızla ilgileniyorduk.

 

Ben tam telefonumu kapatmış uykuya dalacakken. Latif koltuktan hızla ayağıya kalktı. Ya da düştü diyebiliriz.

 

Ben endişeyle yattığım yerden kalktım. O da hemen ayağıya kalktı.

 

"N'oluyor Latif,iyimisin?"diye sordum telaşla.

 

"İyiyim iyiyim birden heyecan yaptım sanırım. Benim gitmem lazım."diyerek hızla kapıya yürüdü ve ayakkabısını giyerek evden dışarı çıktı.

 

Ben daha nereye demeden gözden kayboldu.

 

"Off off dedim kelimeleri uzatarak. Bu çocuk başıma bela."diyerek kafamı iki yana salladım.

 

2 Gün Sonra

 

Yatak odamın zeminine oturmuş kıyafetlerimi bavuluma yerleştiriyordum. Çünkü,Trabzon'a gidecektik. Metehan ve Gözde verdikleri bir karar sonucu:Kınayı Hakkari'de yani Gözde'nin yaşadığı şehirde,Düğünü ise Metehan'ın memleketi yani Trabzon da yapacaklar.

 

Ve biz çarşamba günü yola çıkcaktık ama ben akıllı gibi bavul işini son güne bırakmıştım.

 

Herşeyimi koyduktan sonra bavulumun fermuarını kapatıp ayağıya kalktım.

 

Tam uzanacakken telefonum çaldı ve arayan kişi hastaneden iş arkadaşım Olcay. Bir diğer terimle Pezevenk Olcay, denilebilir.

 

Olcay'ın öyle bir huyu varkı dişi sinek bile görse asılıyor. Neyseki Gözde ve ben bu durumdan fazla etkilenmiyorduk.

 

Çağrıyı açtığımda Olcay,hemen konuştu:"Hello bebiş! Nasılsın bakalım?"sesi her zaman olduğu gibi heyecanlıydı.

 

"İyiyim Olcay. Sen nasılsın?"diye konuştum bıkkın bir sesle. Ve Olcay bu bıkkınlığımı hiç takmıyordu.

 

Ve yine takmadı ardından konuşmaya devam etti:"İyiyim bende. Sadece biraz heyecanlıyım. Kızım Gözde evleniyor ya. İnanabiliyor musun bizim Gözde!"bunda biraz haklıydı çünkü,Gözde biz daha fakültedeyken "Yok abi kırkıma kadar evlenmicem. Anam babam turşumu kuracak."diyen bir insan olduğu için bize,"sevgilim var hemde Asker! Ve ciddi düşünüyoruz."dediğinde Olcay ve ben ağzımız bir karış açık dinlemiştik.

 

"Haklısın ama biz en başından biliyorduk bizden en önce Gözde'nin evleneceğini ben pek şaşırmadım açıkcası."dedim bilmiş bilmiş.

 

"E doğru orası öyle tabii de ben hâlâ bu şoku atlatmış değilim. Neyse siz yarın gidiyorsunuz değil mi Trabzon'a?"dedi Olcay'ın nöbeti olduğu için o cuma günü gelecekti.

 

"Evet,yarın."diye onayladım onu.

 

"İyi bari. Ha bu arada umarım Metehan bizim after partiyi iptal etmez."dedi ama telefonun arkasından gözlerini devirdiğine yemin edebilirdim.

 

Metehan ve Olcay birbirlerinden oek hoşlanmazlardı. Metehan,hastaneye ne zaman gelse Olcay'la kavga etmeden asla ayrılmazdı.

 

"İnan bende bilmiyorum ama birşey yapmaya kalkışırsa durdururuz sıkıntı yok."dedim ve neden ayakta olduğumu anlamdıramadım için kendimi çift kişilik yatağıma bıraktım.

 

"Tamamdır. Dedi ve arkadan Olcay Bey diye bir kadın sesi geldi. Ha bebiş ben kapatıyorum 34. Geldi."dedi ve yüzüme kapattı. 34.de 34. Flörtü oluyordu.

 

Telefonumun ekranını kararttım ve yanıma koyarak gözlerimi kapattım. Biraz dinlenmem gerekiyordu.

Gözlerimi açtığımda 10 yaşındaydım. Yıl 2007 ve 9 Hazirandı. Herşeyin bitişi olan o 9 Haziran.

 

Eski evimizdeydim. Koltukta oturuyordum ve sağ tarafımda annem vardı kucağında ise daha dört aylık olan erkek kardeşim. Karşımızdaki tekli koltuktada babam televizyon izliyordu. Herşey çok güzeldi. Keşke hep öyle kalsaydı.

 

Annem,son dört aydır pek keyfi yoktu. Bazen annemin gizli gizli ağlamalarına şahit oluyordum ve kapının arkasından onu dinliyordum. Her ağladığın çok pişman olduğunu dile getiriyor Allah'a yalvarıyordu.

 

Annem birden Latif'i kucağıma bıraktı ve fısıldayarak konuştu:" Güzel kızım benim. Senden bana bir söz vermeni istiyorum tamam mı?"diye sordu. Hiçbirşey anlamamıştım. Bakışlarım babama kaydı fakat babam televizyona öyle bir dalmıştıki Latif'in kucağımda ağladığını bile fark etmedi. Bakışlarım tekrar annemin benimkiler gibi kızıla yakın gözlerine döndüğünde başımı aşağıya yukarı salladım.

 

"Eğer bir gün bana birşey olursa kardeşinin elini asla bırakma tamam mı Efnan'ım?"diye sordu kızıllarının dolduğunu fark ettim. Ne demeye çalıştığını anlamamıştım.

 

"O ne demek anne,anlamıyorum."dedim masum masum.

 

Annem sadece kafamı uzun uzun öptü ve ayağıya kalktı. "Ben çay demleyeyim. İçersin değil mi Behzat?"diye sordu babama. Babam ise bakışlarını televizyondan ayırmayarak konuştu:"Olur hayatım,içerim."dedi ardından annem mutfağa doğru yürüdü. Bense kucağımdaki küçük bebeğe baktım. Mavilikleri ağlamaktan kızarmıştı. Latif benim koyu saçıma ve kızıla yakın gözlerimin aksine o sarışın ve mavi gözlüydü. Koyu saçımı babamdan,kızıllarımıda annemden almıştım.

 

Annem, yarım saat geçmesine rağmen yanımıza gelmedi. Babamın maçında bitmişti. Latif'te kollarımda uyumuştu.

 

Babam en sonunda anneme seslendi."Gazel! Nerdesin hayatım?"diye bağırdı mutfağa doğru. Annemden ses gelmedi. O günden sonra hiç gelmedi.

 

Babam tekrar seslendi ve annemden yine ses gelmedi. En sonunda ben Latif'i koltuğa yatırıp mutfağa gittim. Mutfağın kapısı kapalıydı. Ve kolu çevirerek açtım. Hayatım boyunca hep kendime keşke o kolu hiç çevirmeseydim dedim.

 

Kapıyı yavaşca açtım. "Anneciğim,nerde kaldın babam çay bekli-"dediğimde konuşmam gördüklerimle yarım kaldı. O an beynimden vurulmuşa döndüm.

 

Annem yerde yatıyordu ve etrafı kan gölüne dönmüştü. İlk 1 dakika yerimden dahi kıpırdayamamıştım.

 

En sonunda,"ANNE!"diye çığlık attığımda annemin yanına koştum ve dizlerimin üzerine çöktüm.

 

Annemin yüzüne dokunduğumda buz gibiydi. Üşüdüğünü düşünmüştüm ama yazın ortasındaydık. Öldüğü aklımın ucundan bile geçmemişti.

 

"Anneciğim,hava çok sıcak neden bu kadar soğuksun. Üşüdünmü?"diye sordum ama annemden hiçbir ses gelmedi. Annemin kafasını dizlerimin üstüne doğru aldım. O sırada babam mutfağa geldi.

 

"Kızım,neden bağırdın,"dedi ve babamda gördükleriyle dondu.

 

Ardından babam öyle bir haykırdıki yerimden sıçradım. Salondan Latif'in ağladığını duyabiliyordum.

 

"GAZEL!"

 

"Babacığım,battaniye getirir misin? Annem çok üşümüş."dedim babama bakarken.

 

Babam birden annemin yanına geldiğinde. Annemin güzel yüzünü ellerinin arasına aldı.

 

"Gazel'im."dedi babam ve ağlamaya başladı. Annemin yüzünü bıraktı. Ve eli boynuna gitti. Ama annemin boynundan kan sızıyordu.

 

Annem şah damarını kesmişti.

 

Hayır,annem ölmemişti.

 

Her zaman ki gibi babamla bana şaka yapıyordu.

 

Hayır,ölmüştü! ANNEM ÖLMÜŞTÜ!

 

Annemin kafasını yavaşca yere bırakarak ayağıya kalktım ve masanın üstündeki telefonu alarak aile dostumuz olan Aleda teyzeyi aradım. Onlar hemen iki ev yanımızda oturuyorlardı.

 

Aleda teyze telefonu açtı ve konuştu:"Gazel,hayırdır noldu bu saatte?"diye dordu endişeli bir sesle.

 

"Aleda teyze,benim Efnan. Annem bize yine şaka yapıyor. Ketçap sürmüş her tarafına, yerde yatıyor. Cemşah amcamla gelin sizde bakın."dedim masumca. Kanlı ellerimle,hayır ketçaplı ellerimle önüme gelen koyu saçlarımı arkaya doğru attım. Ve dönüm babama baktım. Babam hâla inanmıyormuş gibi annemin yüzünü tutup birşeyler söylüyordu.

 

"Ne demek ketçap sürdü yerde yatıyor,Efnan."dedi anlamayarak.

 

"Lütfen bize gelin Aleda teyze,Cemşah amcamıda al gel,lütfen."dedim ısrar ederek.

 

"Tamam kızım geliyoruz. Sen bize kapıyı aç tamam mı."dedi ısrarlarıma dayanamayarak.

 

"Tamam."dedim ve kapattık. O kapattıktan sonra salona gittim ve ağlamaktan boğazı yırtılacak olan Latif'i kucağıma aldım.

 

"Tamam Latiş,geldim ablacığım. Birşey yok annem her zamanki gibi bize şaka yapıyor. Aleda teyze ve Cemşah amca gelecek gel beraber kapıyı açalım onlara."dedim ve gülerek kapıya doğru yürüdüm. Mutfağın önünden geçtiğimde babamın yalvarış sesleri geliyordu

 

Kapıya geldiğimde kapı çaldı ve hızlıca açtım.

 

"Küçük civcuv,gelduk bak."dedi şiveli sesiyle. Cemşah amcam maviliklerini bana dikerek. Mavilikleri kucağımdaki Latif'e indiğinde gözlerinde anlamdıramadığım bir tereddüt belirdi ardından Latif'i kucağına aldı.

 

"Efnancığım annenle baban nerde bakalım?"diye sordu Aleda teyzem.

 

"Annem mutfakta bize şaka yapıyor,babamda onun yanında şakasına ortak oluyor."diyerek kıkırdadım.

 

Cemşah amcamla,Aleda teyzem birbirlerine baktılar ve mutfağa doğru yürüdüler.

 

Ve Aleda teyzemden bir haykırış duydum.

 

"GAZEL! GÜZEL DOSTUM!"diye haykırdı hemen yanlarına gittim.

 

Cemşah amcam kapıda donuk bir halde duruyordu. Aleda teyzem ise annemin yanına çökmüş haykırarak ağlıyor,"Gazel'im,bizi bırakıp gidemezsin!"diye ağıt yakıyordu.

 

Ve herşey yine karanlık oldu.

 

Tekrar aydınlandığında mezarlıktaydık. Etraf çok kalabalıktı. Ben Aleda teyzemin yanında duruyordum. Latif de onun kucağındaydı. Ve hâlâ ağlıyordu.

 

Önümüzden bit tabut geçti. Önde bir adam annemin fotoğrafını tutuyordu. Annem çok güzel gülmüştü o fotoğrafta. Arkasından babam ve Cemşah amcam önde olmak üzere bir sürü adam omuzlarında bir tabut taşıyorlardı.

 

Aleda teyzem daha çok ağlamaya başladı. "Gazel ölemez! Gazel ölemez!"diye haykırarak ağlıyordu.

 

Annem ölemez!

 

Annem hayatı çok seven bir kadındı. Her anı dolu dolu yaşardı.

 

ANNEM ÖLEMEZDİ!

 

 

"Anne,"diye fısıldadım. "Anne beni bırakma lütfen!"

 

🔥🪽

 

DEVAM EDECEK...

 

 

 

Loading...
0%