@imerafera_0
|
Alarmımın sesiyle uyandım yine. O gün gelmişti. En yakın arkadaşım evleniyordu ve bugün kınasını yapıcaktık. Alarm sesi yetmezmiş gibi birde telefon zil sesim katıldı olaya. Bir hışımla kalktım ve saatime vurarak susturdum alarm sesini, ardından telefonumu ellerimin arasına aldım. Aramanın kimden geldiğini anlamıştım bugün kınası olan arkadaşım Gözde'ydi.
Gözde,benim ortaokuldan beri en yakın arkadaşımdır. Ne zaman başım sıkışsa ilk onu ararım,her aradığımda da öf,püf demeden yardım eder bana. Uzun boyu,ince fiziği,siyah saçı,kahverengi gözü ile çok güzel bir kadındı. Kurbaneydi.
Aramayı açtım ve kulağıma götürdüm,ardından Gözde konuştu tüm telaşlı sesiyle. "Ya kızım nerdesin sen hala uyuyorsun değil mi? yazıklar olsun sana Efnan. En yakın arkadaşının bugün kınası var ve sen hala yatıyor musun? Birde sağdıcım olacaksın!" Dedi kız hiç nefes almadan konuşmuştu resmen. Bende gözlerimi ovarken cevap verdim,"Gözde bir nefes al be kızım,bir nefes al kalktım işte tamam sakin ol."dedim en sakin çıkan sesimle. "Hah iyi şimdi hızlıca hazırlanıyorsun Metehan'nin arkadaşı seni almaya gelicek."dedi hızlıca Gözde.
Metehan,Gözde'nin nişanlası. Gözde'yle 5 yıldır sevgililerdi,geçen yaz evlenme teklifi etti. Metehan askerdi. Ve çok gıcıktı, ona sırf Gözde'nin hatırına katlanıyordum. Açıkcası ben Metehan'la hiç anlaşamam o yüzden pek bir araya gelmeyiz.Ben Gözde'ye hep 'ayrıl kanka' derdim ama beni dinlemezdi. Şimdide sağdıcı olarak kınası gidiyorum.
"Metehan'ın arkadaşımı? Kim ve neden?" Dedim ayağıya kalktım ve banyoya doğru yürüdüm. Gözde nefes verdi ardından konuştu "Alparslan,Metehan'ın komutanı aralarında sadece bir yaş var. Ve aynı zamanda Metehan'ın sağdıcı biliyorsun. Ayrıca sen hazırlandım ettim diyene kadar otobüsü kaçırırsın ve geç kalırsın kesin o yüzden Alparslan gelsin alsın seni. Hadi fazla oyalanma ben kapatıyorum. Öptüm canım sağdıcım." Dedi ve öpücük atarak aramayı sonlandırdı. Alparslan'ı sadece bir kere görmüştüm o da Gözde ve Metehan'ın nişanında. Çok suratsız ve çok sert biriydi.
Telefonu kapattıktan sonra hemen bir duş aldım ve üstümü giyinip eşyalarımı toplamaya başladım. Kınada giyeceğim elbisemi ve topuklu ayakkabı hazırlayıp salondaki koltuğumun üstüne koydum. Ardından Alparslan'ı beklemeye başladım. Beş on dakika sonra telefonum çaldı arayan Alparslan'dı numarası kayıtlıydı çünkü bu aralar çok lazım olacak gibiydi.
Çağrıyı açtım ve ilk konuşan o oldu. "Alo günaydın Efnan,ben geldim kapının önündeyim. Eşyan çoksa geleyim mi yukarıya?" Dedi sesi her zamanki gibi düzdü. Bende ayağa kalktım ve eşyalarıma baktım,gelmesi gerecekti sanırım."Gelirsen çok iyi olur ben hepsini taşıyamayabilirim."dedim muhtaç bir sesle. "Tamam geliyorum ben." Dedi ve çağrıyı sonlandırdı.
Bir dakika sonra kapı çaldı ve koşar adımlarla kapıya gittim. Kapıyı açtığımda karşımda durmuş,ellerini pantolonunun ceplerine sokmuş bana bakıyordu. Üzerinde normal düz siyah kısa kollu bir tişört vardı.Altında ise kot pantolon.Bu soğukta üşümüyormuydu kısa kolluyla? Şahsen ben donuyordum. Her neyse bananeydi.
"Ee Efnan,akşama kadar böyle kapıdamı durucaz?"diye sordu kaşları havalanmıştı. Bende onun üstündekilere bakmayı bırakıp bakışlarımı yüzüne çevirdim."Ah haklısın hadi içeri gel."dedim ardından kenara geçerek onun geçmesi için yer açtım.
Salona geçtiğinde bende kapıyı yarım kapatarak yanına gittim. Elbisemi iki kolunun üstüne sermiş, topuklu ayakkabı kutsunuda koltuğunun altına koymuş ve içinde makyaj malzemelerim artı Gözde'nin istediği bazı şeylerin olduğu sırt çantasınıda omzuna takmış ve bana dönmüştü. "Sende diğerlerini al gel." Dedi ardından arkasını döndü. Tam gidecekken tekrar durdu ve tam dönmeden omzunun üzerinden bana bakarak "Biraz hızlı olursan."dedi ardından tekrar kapıya doğru yüremeye başladı. Bende arkasından mırıldandım "Emredersiniz komutanım."dedim ve gözlerimi devirdim."Ha bak onu ederum işte"Dedi Karadeniz şivesiyle. Öyle dediğimi nerden duydu bu adam?
Diğer eşyalarımı aldım ve kapıyı kitleyerek onun yanına indim. Arabanın kapısına yaslanmış bir şekilde apartmanın girişine bakıyordu. Haliyle bende çıkınca göz göze geldik ve o hemen toparlanarak doğruldu ardından bana doğru yürüdü. Elimdeki eşyaları alıp bagaja koydu ve kapısını kapatıktan sonra yanıma geldi. "Ee bin da" Dedi Gözde, bana Trabzon'lu olduğunu söylemişti. Sanırım arada şivesi kayıyordu. O yanımdan şoför koltuğuna doğru ilerlerken bende ön koltuk kapısını açtım ve oturdum. O da bende emniyet kemerini bağladıktan sonra Alparslan arabayı çalıştırdı.
Alparslan arabayı çalıştırır çalıştırmaz radyodan bir şarkı yükseldi,
"Yağarsa yağmur yağar,
Yağarsa yağmur yağar."
Alpraslan elini radyoya uzatarak sesini açtı,
"Ben zaten ıslanmışım,
Ben zaten ıslanmışım."
Alparslan şarkıyı mırıldanmaya başladı,sanırım karadeniz damarı tutmuştu. Bu şarkıyı bende çok seviyordum, başka bir aurası vardı.
"Gelirse yârim gelir,
Gelirse yârim gelir.
Zaten göreslenmişim,
Zaten göreslenmişim.
Virane yaylalarda,
Virane yaylalarda.
Atlı gezerim atlı,
Atlı gezerim atlı.
Böyle yazılmış kader,
Böyle yazılmış kader."
Alparslan sesini benim duyabileceğim bir konuma getirince, bakışlarımı yoldan ona çevirdim. Kendini o kadar kaptırmıştıkı benim ona baktığımı bile fark etmiyordu. Onun bu hallerine dayanamayıp güldüm. Ben gülünce bana döndü ve şarkının sesini kıstı ardından konuştu "Noldi niye güleysun?" Diye sordu,onun şivesini duymamla daha fazla güldüm. O benim gülüşlerime aldırmadı ve şarkının sesini tekrar açtı ve söylemeye devam etti.
"Ben miyim kabahatli?
Ben miyim kabahat
Aya bak hele aya,
Aya bak hele aya.
Bi'tarafı silinmiş,
Bi'tarafı silinmiş.
Zavallı bu gönlümü,
Zavallı bu gönlümün.
Açan çiçeği solmuş,
Açan çiçeği solmuş."
Onun bu halleri çok hoşuma gitmişti. Yolda biraz onu seyrettikten sonra varmıştık. Vardığımızda da şarkı bitmişti.
"Çok güzel bir performans sergiledin,bayıldım." Dedim gülerek,o sırada da emniyet kemerimi çözüyordum.
"Teşekkür ederim Efnan Hanum." Dedi o da gülerken. Onu ilk defa gülerken görmüştüm. Çok tatlı oluyordu. Gamzesi vardı, hemde yanağının iki tarafında. Biraz onun gamzelerini seyretmiştim.
Emniyet kemerimi çözmüş,arabanın kapısını açıp inmiştim. O da inince bagaja doğru adımladım. Bagajın kapısını açınca,o yine aynı şekilde eşyaları aldı ve apartmanın kapısına doğru giderken bana diğerlerini alıp bagajın kapasını kapatmam için seslenmişti,bende arkasından sadece kafamı sallamakla yetindim.
Bende diğer eşyaları alıp apartmana doğru yürüdüm. Yukarı çıkınca bir tık şaşırmıştım,çünkü bu kadar kalabalık bir ortam beklemiyordum. Gözde'nin bütün sülalesi burdaydı neredeyse. Bu şokla Gözde'nin yanına gittim,o da kendi odasında hazırlanıyordu. Makyajı bitmiş,saçında bigudileriyle telefonla konuşuyordu. Beni görünce telefonu kapattı ve üstüme doğru yürüdü.
"Sonunda teşvik edebildiniz Efnan Hanım." Dedi imayla Gözde, ellerini beline koymuş karşımda zebani gibi dikiliyordu. Bu kız bazen beni korkutuyordu.
"Off Gözde ya tamam geldim iş-" cümlemi bile bitiremeden Gözde sinirle konuşmaya başladı.
"EFNAN,SEN BENİ DELİ Mİ EDECEKSİN? HI KIZIM SEN BENİM SAĞDICIMSIN.HEP YANIMDA OLMAN LAZIM!" Diye yükseldi, hatta yükselmedi bağırdı. Yüzüme doğru eğildiği için ben yüzümü biraz geriye yatırmıştım.
Sonra yanımıza biri geldi, Gözde'nin korkusundan gözlerimi bile hareket ettiremiyordum. "Gözde kıza sinirlenme da benim yüzümden oldu. Ben evden geç çıktım." Bu Alparslan'ın sesiydi. Gözde doğruldu ve Alparslan'a döndü. Bende doğruldum ve Alparslan kolumdan tutarak yanına çekti beni. Gözde Alparslan'a bişey söyleyemeyeceği için bana baktı ve 'seninle sonra görüşeceğiz' bakışı attı,ardından makyaj masasına doğru yürüdü ve saçının yapılması için sandalyesine oturdu. Alparslan bana döndü bende ona.
"Teşekkür ederim gerçekten,yoksa ben Gözde'nin elinden kurtulamazdım." Dedim mahçup bir şekilde.
"Sorun değil. Hadi geç sende hazırlan." Dedi düz bir sesle,tam gidecekken gene durdu ve konuştu. "O geçen nişanda sürdüğü ruj..." Dedi yüzünde hiçbir ifade yoktu ve sesi her zamanki gibi düzdü. "Evet nolmuş rujuma?" Diye sordum, nişanda kırmızı bir ruj sürmüştüm. "İnşallah bugünde öyle bir ruj sürmezsin." Dedi ve yanımdan çekip gitti. Nolmuştu şimdi? Ona neydi benim rujumdan?
🔥🪽
DEVAM EDECEK...
|
0% |