
Masumun diğer yüzü...
🕊🕊🕊
Yıllardır süren ev hapsinden artık kendi tabirimce özgürlüğüme kavuşmuştum. Babam diktatör bir insandır. Yaşım 25 olmasına rağmen hiç bir hür iradem yoktur
Şuanda da spor salonudayım spor yapmak bana iyi geliyor önceden de boksörle haşir neşirdim.
sık sık kendimi o kapalı dev kutudan dışarı atacak nihayet güzel ve babamında işine gelecek güzel bir aktivite oldu.
Günlerce haftalarca hatta aylarca dışarı çıkmadığım daha doğrusu çıkartılmadığım anlar oldu..
Bir spor günü eve dönüyordum şoförümüz asım abi ile birlikde. Babam bibliyofil denilecek kadar kitaplara düşkünlüğü vardı arabanın arka koltuğuna bile ufak ve şirin bir kitaplık yaptırmıştı aralarından "bir ayende " adlı kitabı seçtim. O esnada araba birden stop etti. Karşıda bir adam belerdi. Yaklaşik 10 saniye kadarı arabanın önünde durdu ve içeriyi izledi.
"Ayende hanım siz arabadan aşşağıya inmeyin.
" asım abi pis pis bakıyor arabanın içine zarar vermesin"
" merak etmeyin dağ başı değil burası"
Anlam veremedim kimdir, necidir.
Devam ettik yolumuza eve vardım nihayet.
Normal halde herkes işini gücünü koşuştururken ki bir bekleyiş olur diye düşünüyordum ama yanılmışım. Babam gayet tedirgin görünüyordu mert ise şaşkın..
Babam hazin bir ses tonuyla
"ayende konuşucaklarim var seninle
Ayşın sende hemen masayı kur"
Babam sert mizaçlı tepeden bakmayı seven enaniyetçi ve egoist birisi evin içinde bile siyah takım elbisesi ile dolaşan sadece kırıp döken zengin bir iş adamı bazen bizi sevip sevmedigini düşünürüm çoğunlukla sevmedigini..
Anne yok bizde sadece babam ,ben ,mert. ama evin içi kalabalık dadılar hizmetçiler kâhyalar ve birkaç kişi daha annesiz büyüdük biz babamdan duyduğuma göre vefat etmiş başkada birşey söylemez sadece bunu biliyorum.
"Ayende artık yurt dışında devam ediceksin hayatının diğer kalanını bir müddet böyle"
şaşkındım beni şurdan şuraya salmayan yurt dışına göndericekti garip ve ilginç..
Yani sorguluyamazdım neden diyemezdim gitmek istemiyorum hiç diyemezdim kekeleyerek pppekii dedim.
En azından bikac hafta sürer pasaport hazirlik vs. Diye düşündüm.
-hemen yarınn.
Dedi ve masadan ayrıldı donakalmıştık.
Ayşın abla ile birlikte çantayı hazırladık artık bu dev kutudan çıkıyordum güleyim mi ağlıyayım mı bilmiyorum ilk kez evden ve ailem den ayşın abladan ayrı kalacaktım.
Ayşın ablanın gözlerinin dolduğunu görebiliyordum anne gibi ilgilenirdi bizimle bana hep sana bakınca anneni göruyorum derdi bazen öyle alışmıştık ki bizi bırakıp gidecek diye endişe bile duyuyorduk ben kendimi bildim bileli ayşın ablamız var. Babamın kırıp dökmelerine ve sert mizacına tek sabreden çalışanımız (ki çalışan demekden hiç hoşlanmayız ) ayşın ablay dı.
Canım benim ne kadarda tontik:)
An itibari ile yolculuk başlıyordu yavaştan mert ve babamdan ayrı kalmanın ilkini yaşıyordum benim en uzun ayrı kalma sürem 1 saatlik spor süremdi.
Vedaları hiç sevmem ağlamayıda sevmem neticede babamın kızıyım o kadarcık gaddarlıkda bulaşıversin.
Uçağa binmek içinki işlemleri asım abi halletmişti nihayet uçağa binmiştim. beş numaralı koltuğa oturdum ve uzunca bulutların üzerindeki gökyüzünü izliyordum hatta öyle bir derinlere dalmışım ki yanımda oturan genç delikanlıyı fark bile etmemişim. Uçakdan inanılmaz çok korkarım o anki yükselişte
Kalbim yerinden ha çıktı ha çıkacak...
En son uçağa bindiğimde annemin memleketinde mezarını ziyarete gitmistim ayşin abla, ben ,mert fakat babam gelmemişti neden gelmediğini bilmiyorum işi varmış..
O dönemler mert ufak tefek bir şeydi şimdiki asi mertten alakası yokdu çok ağlardı huzursuzdu yemez içmezdi sık sık hastalanırdı o halde bile babam birkez olup kucağına alıp sırtını sıvazlamazdı ayşın abla ilgilenirdi gece boyu uyumazdı başımızda beklerdi anne yarımız dememden kasıt tam olarada buydu. Biz mertin o haliyle cebelleşirken gecenin o vaktinde dahi siyah takımı üzerinde elini arkadan bağlamış öylece dikilirdi.
Derin derin bulutların üzerinde bunları düşünürken yanimdaki gencin benim ile konusuyor olmasını dahi işitmemiştim.
"hey size diyorum genç bayan bir problem mi var çok uzgün görünüyorsunuz hosteslerin sorularını bile yanıtlamadınız
"Kusura bakmayın duymamışım biraz tedirginim diye cevap verdim(sert bir mizaçla)"
"Anlıyorum sizi ama anlatmak isterseniz dinlerim".
Bu tavrı tuhaf karşıladım çünkü neden ilk gorduğum birine sorunumu anlatayım ki üstelikde cıvık birine benziyor ne o öyle?
Sanırım bunları içimden geçiriyorken fazlaca durakalmışım.
Genç dudağını büzerek peki deyip önüne döndü.
"Aa daldım sanırım sağolun ama konuşmak istemiyorum"
Aradan bikaç saat vakit geçti uyudu uyandı
Tekrar
"Benim adım mirza dedi utangaç bir ses tonuyla
Gözünün içine bakıp "sorduk mu?" Demeyi çok isterdim amaa
"Memnun oldum mirza bey diyebildim."
"Peki sizin adınız ne?"
Yani bende sıcak kanlı birisi olduğum pek söylenemez normal değilmi ki hayatım diğer bütün insanlardan çok çok uzak geçti
Tebessüm ettim sadece pencereye doğru yönümü çevirdim.
"Konuşmayı mı sevmiyorsunuz yoksa soğuk mu kanlısınız acaba?
" Adım ayende tamam ve adının manası ne diye sormayın lütfen zira bunaldım bu muhabbetten"
- "ooo peki peki ozür dilerim sanırım kaçan kovalanır hesabı üzerinize fazla yüklendim sadece koltuk arkadaşıyız diye muhabbett...tamam sustum" .
"Ne konuştu bee deli mi ne ?
Sadece bir dakika bile geçmedi yine
-"isminizin anlamı" ?
Diye sordu gözünü benden kaçıra kaçıra
Buna sert tepki vermedim bilakis güldüm şaka gibi ama mirzanın bu vurdum duymaz yüzsuzlügün de böylesi dedirtti.
Gözlerinin içine baktım mirzanın kötü birisi değildi aslında sadece deli dolu birisiydi üstelik de karizmatikdi dobra olan bendim"
-"Ayende güçlü ve edalı kadın demek.
"vaaav ismin ile karakterinin bağdaşması şakamıı?
Bu espiriye gülmedim kaşımın birini havaya kaldırdım yüzüne baktım öylece
- "gül diye yaptım sanırım akımlara fazla kafa yormuşum."
Biz bu saçma diyologu sürdürürken
Hostesin ne içersiniz sorusu bizi bölmüştü.
" efendim öncelikle hoşgeldiniz bir arzunuz varmış?
-Mm teşekkürler ben birşey almıyayım.
-"beyefendi siz ne alırdınız"?
"hamburger ve vişneli meyve suyu alabilir miyim
Kahvaltı yapmadım da ben".
"tabi beyefendi afiyet olsun".
"ayende sen birşey istemediğine emin misin? Bak benimkilerden istersen vermem sana haberin olsun"
"Komik degilsin şuan dedim ve gülümsedim"
İyı çoçuk hoş çoçukda darcığı boş çoçuk...
Ne çok konuşuyor öyle bilmiyorum ilk defa rastladım böylesini bizim evde herkes disiplinli bir şekilde konuşurdu. Belkide ben garibimdir🤷♀️
Bir an koltukdan mirza kalkıp gitti nereye gittiğine dair hiç bir bilgim yok umrumda da değil.
10 dakika sonra elinde iki içicek ile geldi.
"Al bakalım bu sana.
"Ne bu şimdi ben birsey içmek istemediğimi soyledim zaten.
" Yaa al işte çok beğeniceksin bana güven.
Israr edilmesin den nefret ettiğim için sırf daha fazla konuşmasın diye alıp içtim.
Mayhoş bir tat bıraktı ağzımda bikac yudum aldıkdan sonra beğenip beğenmediğimi sordu
Fena degil dedim.
Peki senin bir ailen varmı? Diye sordum
" evet , evet var"
dedi sadece o konuşgan adam gitti suspus adam gelmişti.
Öyle konuşuncada haliyle benim de modum düştü
Peki nerden nereye gidiyorsun dedim
Boşver dedi.
Herşey bir tarafa benim vücudumda alâlede degisikler oluyordu başım dolandi gözümün önünü karardı ha düştüm ha düşücem.
Tahmini 10 saniye sürdü sürmedi en son duyduğum cümle
Üzgünüm ayende deyişi oldu mirza nın...
Bilemezdim hikayemin tamda bu noktadan sonra başlıycağını yada içimdeki halis beni keşfedecegimi.

| Okur Yorumları | Yorum Ekle |