Yeni Üyelik
2.
Bölüm

TAŞMUHAFIZI: İKİNCİ BÖLÜM

@inanna_richardson

Bütün sesler kesilmişti. Stiles ve Scott hem korkmuştu hem de endişeliydi. Beş dakika boyunca kimseden ses gelmedi. Tam bir ölüm sessizliğiydi ve bu sessizliği Stiles bozdu. "Anne! orada mısın?"diye seslendi. Melissa'dan ses gelmeyince Stiles merdivenlerden koşarak aşağı bodruma indi. Stiles ve Scott tam odaya girdiğinde kapı kapandı. Melissa orada yoktu ve fener yerde duruyordu.

 

Scott etrafı inceledi ve korkuyla Stiles'a dönüp "Burada kimse yok Stiles. Annem nerde?" dedi sesi titreyerek. Stiles, etrafı süzerken birşeyin kapıdan çıktığını fark etti.

 

Stiles yutkundu ve sesi titreyerek "Bilmiyorum Scott. Ama bir şeyin kapıdan çıktığını gördüm." dedi. Stiles kapıya yaklaştı ve kapıyı açtı. Açtığı kapının ardında çok korkutucu bir yer vardı. Soğuktu, karanlıktı, korkutucuydu, sivri duvarlar ve uzun merdivenler vardı.

 

Scott kapıdan "Anne?" diye seslendi. Ama cevap gelmedi.

 

Stiles, odayı incelerken aşağı doğru inen uzun, taştan yapılmış, sivri taşlarla çevrilmiş bir merviden fark etmişti. Scott'a "Aşağı inen bir tek yol var. Elimi tut ve sakın bırakma." dedi.

 

Scott, yüzünü buruşturdu ve "Tanrım Stiles! bana bebek muamelesi yapmayı kes artık!" diye bağırdı. Stiles başını Scott'a çevirdi ve "Sadece birbirimizi kaybetmeyelim diye Scott." dedi. Scott "Tamam." dedi ve Stiles'a doğru yaklaşmaya başladı. Stiles yerdeki feneri aldı ve Scott' ın elini tuttu, Stiles derin bir nefes aldı ve "Şimdi, koşacağız eğer biri varsa bizi yakalayamayacak." dedi ardından koşarak merdivenlerden inmeye başladılar. Scott bir ses duydu ve arkasına baktı merdivenlerin yıkılmaya başladığını gördü.

 

Scott gözlerini kocaman açtı dili tutulmuş gibiydi. Kekeleyerek"Eee... Stiles!" diye seslendi. Stiles arkasına baktı ve " Hassiktir. Daha hızlı koş!" diye bağırdı.

 

Scott "Stiles neler oluyor?!" diye bağırdı.

 

Stiles nefes nefese"Sus ve koş Scott!" diye bağırdı sonra koşmaya devam ettiler. Stiles ve Scott bir kaç saniye sonra merdivenlerin sonuna vardılar çok korkmuşlardı. Vardıkları yer korkunçtu ve vardıkları yer, evden bağımsız bir yer gibiydi, rüzgar esiyordu, küçük su birikintileri vardı, büyük, sivri, yosunla kaplı kayalar vardı.

 

Scott nefes nefeseydi, eğildi ve ellerini dizlerine koyup"Bunu gördün mü?" diye seslendi. Stiles sorusunu cevaplamadı çünkü başka bir şeye odaklanmıştı.

 

Scott başını kaldırdı ve" Stiles?" diye seslendi ve Stiles'ın baktığı yere doğru bakarak "Eyvah..." diye fısıldadı. Kocaman, ahtapot görünümlü, yeşil mavi tonlarında korkunç bir yaratık onlara doğru yaklaşıyordu. Yaratığın vücudunda küçük yuvarlak boşlukları vardı yaratığın içi görünüyordu ve Melissa oradan onlara seslendi. "Stiles?"

 

Scott sesin geldiği yere baktı ve şaşkınlık ile gözlerini açtı "Anne!" diye seslendi.

 

Melissa endişe ile "Scott! Stiles! Gidip yardım çağırın! sakın yaklaşmayın." diye bağırdı. Stiles eline bir odun parçası aldı ve canavara doğrulttu.

 

Stiles, Scott'a seslendi fakat bir ses gelmedi. Stiles yavaşça başını Scott'a doğru çevirdi ve sessizce "Scott..." diye seslendi. Stiles'ın gözleri kocaman açıldı ve gerginlikle "Hayır hayır hayır." diye fısıldadı. Canavar Scott'a doğru kollarını onu yakalamak için hızla yaklaştırıyordu.

 

Stiles bağırarak "Scott kaç!" dedi. Scott başını canavara doğru çevirdi ve tam kaçacakken canavar kollarını Scott'ın beline doladı ve havaya kaldırdı. Stiles canavarın Scott'ı tuttuğu koluna atladı ve " Kardeşimi bırak!" diye bağırdı. Ama canavar kolunu savurarak Stiles'ı kolundan düşürdü ve Scott'ı ağzından içeriye doğru ittirdi. Scott, Melissa'nın olduğu yere gelmişti.

 

Scott canavarın içinde başını kaldırdı ve annesiyle göz göze geldi ve "Anne!" diye seslendi.

 

Melissa, Scott'ı görünce gülümsedi ve ona doğru yaklaşırken "Scott!" diye seslendi. Scott sıkıca annesine sarıldı.

 

Bir kaç saniye sonra geri çekildi ve Melissa etrafa bakınırken aklına bir fikir geldi. Scott'a dönüp "Delikten dışarı Scott. Çabuk!" diye bağırdı. Scott delikten çıkmaya çalışırken canavar Stiles'ı yakaladı.

 

Stiles kurtulmaya çalışırken kolunu incitmişti ve dişlerini sıkarak "Bırak beni! Bırak...beni...DEDİM!" diye bağırırken tılsımdan bir ışık çıktı ve spiral sembolünün çevresi pembe ışıkla parlamaya başladı. canavar Stiles'ı düşürdü ardından canavar koşarak kaçmaya başladı.

 

Scott ve Melissa hala canavarın içindeydi. Scott yüksek sesle "Stiles!" diye seslendi.

 

Stiles sesin geldiği yere baktı "Scott!" diye seslendi. Melissa hala Scott'ı ittiriyordu Stiles'da koşarak Scott'ın elini yakaladı ve o hızla Scott'ı kendine çekti ve uçurumdan yuvarlanarak düştüler.

 

Stiles" Hadi! Kalk Scott ! Kayalara doğru koş !" diye seslendi. Küçük bir mağara buldular.

 

Stiles kolunu tutarak "Mağaraya gir çabuk." diye bağırdı. Bir süre canavarın gitmesini beklediler.

 

 

13 dakika sonra...

 

Scott nefes nefese yerde oturuyordu ve fısıldayarak "Gitti mi?" diye sordu.

 

Stiles başını hafif dışarı çıkardı ve canavarın hala orada olduğunu gördü. Scott'a dönüp "Hala yakında." diye fısıldadı.

 

Scott "Annem ne olacak?" dedi.

 

Stiles başını sallayarak "Bilmiyorum" dedi. tılsım bir anda parlamaya başladı.

 

Tılsım "Stiles. Eğer anneni kurtarmak istiyorsan beni iyi dinle. Geçide doğru gidin ve mağaradaki çayı bulun. Suyun kaynağına doğru yukarı çıkın . Orda kayaların üzerine yapılmış bir ev bulacaksınız . Yolunuza çıkan yaratıklara dikkat edin. Şimdi gidin. Kaybedecek vaktiniz yok." Tılsım söndü.

 

Scott ağzı açık ve kaşları çatık bir şekilde bir tılsıma bir Stiles'a bakıyordu ve en sonunda"Bu da neydi böyle?" dedi.

 

Stiles, Scott'a elini uzattı ve "Elimi tut." diye fısıldadı. Scott, Stiles'ın elini tuttu ve sessizce koşarak oradan uzaklaştılar. Ama canavar çok iyi duyuyordu o yüzden onları fark etti ve koşarak onları takip etti. Scott, canavarın onları kovaladığını fark etmişti ve "Siktir. Stiles! bu yaratık bizi kovalıyor!" diye bağırdı. Stiles arkasına baktı ve dişlerini sıkarak "Daha hızlı koş." dedi ve koşmaya devam ettiler. Yolun sonuna gelmişlerdi ve iki metre boylarında farkı farklı renklerde mantarlar vardı.

 

Stiles etrafa bakındı ve elini ağzına götürdü, ardından "Yolun devamı yok" diye fısıldadı.

 

Tılsım tekrar parlamaya başladı ve "Mantar şemsiyeler...köklerinden koparıp paraşüt gibi kullanılabilir." dedi.

 

Stiles hızla mantarlara yürüyüp en büyük ve sağlam olanlarına bakmaya başladı. Fısılsyarak kendi kendine "Paraşüt?" diye tekrarladı. Stiles bir mantar kopardı ve Scott için bir tane daha koparmaya çalıştı.

 

Scott, Stiles'ın ne yapmaya çalıştığını anlamamıştı ve "Ne yapıyorsun?" diye sordu. Stiles ikinci mantarı da kopardı ve Scott'a uzattı."İşte, al bunu." Canavar onları gördü ve onlara doğru koştu.

 

Stiles"Scott atla!" diye bağırdı.

 

Scott "Stiles bu çok riskli!" diye bağırmaya devam etti. Cnavarla aralarında neredeyse üç metre kalmıştı.

 

Stiles canavarın yakınlarında olduğunu fark etti ve "Scott hemen atla!" diye bağırdı ardından Scott ve Stiles uçurumdan atladılar. Havada mantarlar ile süzülüyorlardı. Stiles başını Scott'a çevirdi ve sessizce "İyi misin?" diye sordu.

 

Scott mantara yol vererek havada daireler çiziyordu ve gülerek "Bak Stiles, eğilince yön verebiliyorsun." diye kahkaha attı.

 

Stiles'ta onunla birlikte gülümsedi ve "Sen yinede düz tutmaya çalış." diye uyardı. Büyük bir kuş Scott'ın mantarına doğru geliyordu ve bir kaç saniye sonra mantarın üstüne kondu. Scott'ın mantarına gagasıyla vurmaya başladı.

 

Scott gelen sesle kafasını mantara doğru çevirdi ve korkuyla "Stiles! biri mantarıma bir şey yapıyor!" diye bağırdı. Stiles, Scott'ın mantarının tepine baktı ve garip bir kuş gördü.

 

Stiles"Geliyorum Scott! sakin ol." diye seslendi o sırada tılsımdan sesler gelmeye başladı.

 

Tılsım " Bu bir hunikafa, bir dakika içinde mantarı delecek. O zaman Scott yere düşüp ölecek."

 

Stiles korkuyla "Ne yapabilirim?" diye sordu.

 

Tılsımdan kahkaha sesi geldi ve ardından "Tılsımı kullan" diye fısıldadı.

 

Stiles sinirle derin bir nefes aldı ve "Nasıl yapıcam?" diye sorarken tılsım bir anda parlamaya ve küçük küçük şimşekler saçmaya başladı.

 

Tılsım "Yaptın bile. Tekrar yapabilirsin. Artık korku yok. Sadece odaklan ve o enerjiyi yansıt." dedim. Tılsımdan bir şimşek daha çıktı ve hunikafaya çarptı. Şimşeğin çarpmasıyla birlikte hunikafa uçarak gitti.

 

Scott şaşkınlık ile gözlerini kocaman açtı ve dudaklarını araladı. Bakışları hunikafadan Stiles'a kaydı ve "Bunu nasıl yaptın?" diye bağırarak sordu.

 

Stiles "Tam olarak emin değilim." diye karşılık verdi.

 

Scott" Stiles, sen büyücü müsün?" dedi sırıtarak.

 

Stiles, göz devirerek "Hayır." dedi.

 

Stiles'ın sinir olması Scott'ın hoşuna gitmişti ve bu sefer sırıtarak "Yani, cadı diyecektim, cadısın sen!" diye bağırdı.

 

Stiles sinirle Scott'a döndü ve " Yeter Scott, cadı değilim ben." diye bağırdı. Yaklaşık beş dakika sonra yere indiler. Şimdi ne yapacaklarını düşünürken tılsım parlamaya ve ses çıkarmaya başladı. "Şimdi bu gücü akıllıca kullanmayı öğren. Taşmuhafızı olmak hafife alınmayacak bir sorumluluktur."

 

Stiles şaşkınlık ile kaşlarını çattı ve "Taşmuhafızı mı?" diye fısıldadı.

Scott" Anneme ne olacak?" diye fısıladı.

Tılsım" Karşınızdaki dağın tepesine çıkın oradaki su kaynağına gidin." diye karşılık verdi.

 

Stiles "Tılsım dağın tepesindeki suyun kaynağına gitmemizi söyledi, dediğini yapmalıyız." dedi. Scott alaycı bir ifade ile" Ona neden güveniyorsun ki? bence çok kurnaz bir sesti." dedi.

 

Stiles" Hayatını o kurnaz ses kurtardı ve seçme şansımız da yok, Scott. Yani sen daha iyi bir plan bulana kadar, rehberimiz tılsım olacak." dedi. Stiles ve Scott dağa tırmanmaya başladılar. Scott, üç tane, normalinden daha büyük boyutta, mor renkte sümüklü böcekler gördü ve durup onların yanına gitti. Küçük bir ağaçtan yaprak kopararak onlara yedirdi. Scott bunları yaparken Stiles hala etrafta yürüyordu ve tılsım parlamaya başladı.

 

Tılsım "Stiles. Scott'ı gözünün önünden ayırma." diye fısıldadı ve söndü.

 

Stiles duraksadı ve "Ne?" diye sordu. Stiles etrafa bakındı ama Scott'ı hiç bir yerde göremedi.

 

Stiles "Scott!" diye bağırdı ve etrafta koşmaya başladı. Stiles, Scott'ı gördü ve yanına koştu.

 

Stiles hızla Scott'ın kolunu yakaladı ve çekti. Ardından "Scott! o şeylerden uzak dur!" diye bağırdı.

 

Scott şaşkınlık ile Stiles'a baktı ve gülerek "Bunlar zararsız Stiles." dedi.

 

Stiles "Hastalık saçmadıklarını nerden biliyorsun? Hadi kalk. Hastalanmana ya da yaralanmana izin veremem." dedi.

 

Stiles ve Scott oradan uzaklaştıktan sonra sürüngenler bir anda kaçmaya başladı sebebi ise korkunç bir Elf' in onlara doğru gelmesiydi. Elf, uzun boyluydu, iri ve güçlü bir yapıya sahipti.Elf, sürüngenlerden bir tanesini yakaladı ve yedi arkasında ise Scott'ın evde kutuların arkasında gördüğü mor şey sürünüyordu. Scott, Elf'in seslerini duydu ve arkasına baktı fakat hiç bir şey göremeyip Stiles'ın peşinden koşmaya devam etti.

 

Siyah, karanlık, uzun, kocaman bir gölün ortasında duran korkunç bir ev gördüler. Ama karşıya geçmeleri çok zordu.

 

Scott" Ev bu olmalı." diye mırıldandı.

 

Stiles" Karşıya geçmemiz gerekecek. Yüzmeye hazır mısın?" diye sordu.

Scott" Evet" derken uzaktan birinin geldiğini gördü.

 

Scott" Bak Stiles, biri geliyor." dedi. Stiles, Scott'ın bahsettiği adama baktı. Upuzun bir yağmurluk giymiş, elinde garip bir silah olan, şapka takmış, yüzü görünmeyen, gözlük takmış bir adam sandalla yanlarına geldi. Adam onları görmeden Scott ve Stiles büyük bir kayanın arkasına saklandı.

 

Scott fısıldayarak" Buda ne?" dedi ve Stiles karşılık olarak sessizce "Sessiz ol ve tek kelime etme." dedi.

 

Scott kayanın arkasından bakarken şapkalı adam Scott'ı gördü. Scott korkuyla kayanın arkasına döndü.

 

Scott korkuyla gözlerini sıkıca kapattı ve dişlerini sıkarak "Sanırım beni gördü!" diye fısıldadı. Stiles hızla başını Scott'a çevirdi ve "Aferin Scott" diye fısıldadı. Stiles başını kayadan hafifçe çıkardı ve adamın onlara yaklaştığını gördü. Scott'ın kolunu sıkıca tuttu ve "Kaç Scott!" diye bağırdı. Scott ve Stiles koşmaya başladı ama karşılarına o elf çıktı. Elf'in zırhının ortasında aynı Stiles'ın tılsım taşı gibi bir taş vardı ama elf'in tılsımı turkuaz rengindeydi. Elf zırhındaki taşı kullanarak taşın gücünü onlara doğru yönlendirdi. Tılsımın gücü Stiles ve Scott'ın etrafını sardıgı sırada Şapkalı adam elindeki silahı elfe doğrulttu ve silahı sıktı. Silahtan çıkan büyük güç dalgası elf'i arkasındaki kayaya sertçe fırlattı.

 

Scott "Onu öldürdün mü!" diye bağırdı.

 

Şapkalı adam "Sadece sersemlettim. Yakında kalkar, o yüzden çabuk olun." dedi. Stiles ve Scott birbirlerine baktılar. Adam "Çabuk sandala binin." dedi ve sandala doğru yürümeye başladı. Scott ve Stiles onu takip etmeye başladı. Tam sandala bindikleri sırada elf uyandı ve onlara doğru koşmaya başladı.

 

Stiles "Geri geliyor!" diye bağırdı. Sandala bindiler ve şapkalı adam "Sıkı tutunun!" diye bağırdı.

 

Stiles elf'e baktı ve "Bundan daha hızlı kürek çekmek mümkün mü?" diye sordu.

 

Şapkalı adam" Hayır. Ama dert etme, biz zaten kürek çekmeyeceğiz." dedi ve yanında duran kolu çekti. Sandal tıpkı bir motor gibi hızla gitmeye başladı.

Scott sıkıca sandalın kenarlarını tuttu ve "Aman tanrım!" diye çığlık attı. Stiles, korkuyla gözlerini kocaman açtı ve gözleri bir anlığına Scott'a kaydı. Onu böyle korkarken görünce sessiz bir kahkaha attı. Stiles sonra adama döndü ve" O elf bizden ne istiyor?" diye sordu. Şapkalı adam Stiles'a dönü ve " Tılsımı." diye cevap verdi. Stiles ne dediğini anlamamış gibi adama baktı. Adam, Stiles'ın ona bakışlarını fark etmişti ve tekrar konuşmaya başladı. "Başka bir çok insan gibi onun gücünü istiyor."

 

Stiles" Senin de onun peşinde olmadığını nerden bileceğim?" diye sordu.

 

Şapkalı adam" Çünkü sana ait olmasını sağlayan benim." dedi. Adamın bu sözünden sonra Stiles ve Scott şok içinde adama baktılar.

 

Adam sessizce kıkırdadı ve "Tılsım büyük baban Peter Hale'ın hediyesi. Ben onun yardımcısıyım." dedi.

 

Stiles" Peter annemi kurtarmamıza yardımcı olacak mı?" diye sordu.

 

Adam" Bunu ona sorma şansınız olacak. Sizinle tanışmayı uzun zamandır bekliyor." dedi ve sandalın yönünü kontrol etmeye başladı. Bir kaç dakika sonra gölün ortasındaki eve vardıklarında Şapkalı adam" Adımlarınıza dikkat edin." diye uyardı. Sandaldan indiler ve kapıya doğru ilerlediler. Kapıdan içeri girdiklerinde büyük, parlak ve dallarında küçük kristaller olan bir ağaç karşılarında duruyordu.

 

Şapkalı adam, ağacın önüne geçti ve Stiles ile Scott'a döndü. Ardından eğilerek" Peter Hale'ın evine hoş geldiniz." dedi...

 

 

•Başka bir heyecanlı bölüm ile buradayım! sizce Stiles ve Scott'ın hayatını kurtaran kişi kim olabilir? Yorum yapıp oy vermeyi unutmayın! bir sonra ki bölümde görüşmek üzere. Tschüss<333

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%