@inciniz
|
"Gözlerini aç !" gözlerimi açmaya çalışıyordum. Ama olmuyordu sanki göz kapaklarım beynimin emrine itaat etmıyordu. Bir kere daha duydum o titreyen sesi bu kez yalvarıyor gibiydi. "Sarya ne olur gözlerini aç!" gözlerimi elimden geldiğince zorlamıştım. Kısada olsa açmış korkudan yüzü kıpkırmızı olan aktan'a baktım. Nefes aldığımda canım acımıştı. Gözlerim kısa bir an karnıma kaymıştı. Kırmızılıktan başka bir şey görmüyordum. Karnımın üstünde aktan'nın elini hissediyordum. "Hiç bir şey olmayacak sen iyi olacaksın.!" Diye bağırıyordu. Saçlarımı okşuyor öpüyordu. Bir yandan da etrafındaki insanlara bağırıyordu. "Ambulans nerede!"
aktan'dan
gözlerimin önünde sevdiğim kadını vurmuşlardı.Elimden hiç bir şey gelmemişti çaresizce Yardım dileniyordum etrafımdan. Sarya'ya küçüklüğümden beri aşıktım. Onunla beraber büyümüş bu hayatın zorluğunu beraber sırtlanmış hayatımızı beraber kurmuştuk. Oda benim gibi kimsesiz bir küçük çocuktu onu ilk gördüğümde. Elinde çöpten topladığı karton kağıtlar ile kışın ayazında para kazanmaya çalışıyordu. Çıplak ayakları soğuktan kıpkırmızı olmuştu ama pes etmiyordu. Pes etmezdi sarya, o güçlüydü ve yine gösterecekti o gücünü. Pes etmeyecek bu savaşı da kazanacaktı. Ellerimde kanlar içinde bana son bakışı gelmişti gözlerimin önüne. Deliye dönecektim doktorlar hala içerde onu kurtarmaya çalışıyordu. Kimse bir şey söylemedikçe ben delirecek gibi oluyordum. Koridorda bir oraya bir buraya dönüp dolaşıp duruyordum. Nazım telaş ve korku içinde karşımda beklediğinde tüm öfkem ile yapıştım yakasını. "Ulan it herif ben sana kuş uçmayacak bu kızın saçının teline zarar gelmeyecek demedim mi?" Öyle bağırıyordum ki kendi öfkemin altında kendim bile eziliyordum. Öfke kusuyordum bu hayatın onu da benim elimden almasına izin veremezdim. "Abi özür dilerim vallahi çok dikkat ettik, keskin nişancı varmış çocuklar bulacak ama merak etme." Dediğinde yakasını bırakıp ellerim ile başımı saç diplerimi sıkmaya başladım. Olduğum yere çöktüm gözlerimden yaşlar akıyor bir çocuk gibi ağlıyordum. Nazım beni ilk kez böyle gördüğü için şok içinde ne yapacağını bilmeyen bir hal içinde yanıma çöktü. "Aktan sana yemin ederim ki bu yapanı bulacağım önüne bir it gibi atacağım. !" Dedi ardından ayağa kalkıp adamları da toplayıp uzaklaştı. Benimle beraber beş adam burda kalmaya devam etti. Kapı açıldığında olduğum yerden kalkıp doktora koşum. "Bir şey yok de bana sakın ona bir şey oldu deme!" Diye bağırdım. Korkarak doktorun vereceği cevabı bekledim. "Merak etmeyin kurşun iç organlarına zarar vermemiş, ameliyat başarılı geçti birazdan odaya alacaklar." Dediğini duyduğum anda sevinçten doktora sıkı sıkı sarıldım. Bana dünyaları verseler bu kadar mutlu olmayacaktım. Doktorun ardından sarya'yı bir sedye üstünde çıkardılar kendinde değildi. Okşadım saçlarını ben burdayım kömür gözlüm dedim. Ben ona hep kömür gözlüm derdim. Beni hissetmiş gibi gözünden bir damla yaş aktı. Akan yaşını öptüm iyi olacaktı o sarya aksoy'du o benim canımdı o güçlü olan yanımdı..
sarya'dan Gözlerimi açtığımda bir odada olduğum başımda da aktan'ın olduğunu gördüm. Koltukta oturmuş bedeni yatağıma yakın başı yatağımın kenarında elleri ellerimde uyuyordu. Hareket etmek istemedim uyanmasına kıyamadım korktuğunu çok iyi biliyordum. Saçımın teline zarar gelse dünyayı yakacak bir adama sevdalanmıştım. O benim dünyamdı , o benim nefes alma sebebim şansım herşeyimdi. Şimdi beni bu halde görmek ona ne kadar acı vermişti düşündüğüm de içim parçalandı. Başını kaldırdığında göz göze geldik. O beni hep hissediyordu "Güzelim, yavrum uyanmışsın dur hemen hemşireye sesleneyim kontro etsin seni." Dedi elini sıktım "Dur, gitme yanımdan ayrılma." Dedim saçlarımı okşadı saçlarımdan koklayarak öptü. "Burdayım yavrum merak etme." Dedi hemşireleri çağırmak için bir düğmeye bastı ardından kapı aşıldı ve içeriye bir doktor iki hemşire geldi. Hemşireler beni kontrol ederken doktor aktan'a durumum hakkında bilgi verıyordu. "Tamam o halde eve götürebilir miyim orada ona hastane odası gibi steril bir alan oluşturur çok iyi bakarım." Demişti aktan doktor 'da onu onaylamıştı. Buna sevinmiştim hastaneleri hiç sevmediğimi çok iyi biliyordu. Eve gitmek isteyeceğimi de bu yüzden telefonu çıkarım bir kaç konuşma yaptıktan sonra bana döndü. "Nazım arabayı getirecek evimize gideceğiz orada daha rahat edeceksin. " dedi başım ile onayladım. Hiç halim yoktu ama onu görmek bile bana çok iyi geliyordu. Üzerime temiz kıyafetler getirmişti hemşireler hazırlanman için de yardımcı olmuşlardı. Aktan beni kucağına alıp tekerlekli sandalyeye oturttu. Asansör ile girişe indik oradan da çıkış işlemlerini yapan nazım ile karşılaştık. Aktan beni arada götürürken yanımızda en az on beş koruma duruyordu. Korkuyordu bana yeniden saldırı yapmalarından. kurşun geçirmez aracımıza bindikten sonra eve doğru giderken aktan'ın omuzuna başımı koydum. Elleri ellerimdeydi. "Yine onlar dimi.?" Dedim. Aktan 'ın çenesini sıktığına Adım kadar eminim. "Araştırıyoruz." Dedi bu konuyu konuşmak bile onun canını çok sıkıyordu. "Ben iyiyim artık kendini bu kadar sıkma." Dedim derin bir nefes aldığını hissediyordum. "Sana bir şey olabilirdi. Sana bir şey olsaydı kendimi asla affetmezdim." "Vurulan sende olabilirdin." "Neyi gözden kaçırdım, nasıl yaptılar bunu hala anlamıyorum." Aktan ile tanışmam bir sokak arasında çöplerin içinde karton aradığım bir günde olmuştu. Ben o zaman daha sekiz yaşında bir kız çocuğuydum. Annem babam öldüğünde akrabaları tarafından sokağa bırakılan kimsesiz bir çocuktum. Aktan karşıma çıktığında oda çocuktu. Oda kimsesiz kalmıştı benden iki yaş büyüktü. Benden daha alışıktı sokakta yaşamaya. Küçük yaşta bebekken atmışlardı onu sokakta. Devlet korumasına almış ona bakmıştı ama Aktan orada olmaktan mutlu olmadığı için sekiz yaşında kaçmıştı yetiştirme yurdundan. Sonra bir daha onun izine ulaşmamış belkide ulaşmak istememişlerdi. Yolumuz bir çöp kutusunun önünde karşılaşmıştı. O günden beri de yollarımız hiç ayrılmamıştı. Beraber büyüdük beraber düştük kalktık, yeri geldi beraber aç kaldık. Birbirimize olan sevgimiz o günden beri hiç eksilmemişti. O bana baba ben ona ana olmuştum. Hem dost hem arkadaş hem sırdaş hem yoldaş olmuştuk. Yol boyunca sessizce birbirimize sarılarak gittik. Evin önünde koruma ordusu bekliyordu araç bahçeye girdiğinde büyük demir kapı kapanmış korumaların bir kısmı aracın etrafını sarmıştı. "Bu kadar korumaya gerek yoktu aktan." Dedim araçtan inmeden. Gözleri gözlerimi bulmuştu. "Daha bile fazlasına gerek var, seni bir daha kollarımın arasında kanlar içinde görmeye cesaretim yok." Dedi ardından kapı açıldı ilk aktan indi ve beni kucağına aldı. Kapıya doğru hiç zorlanmadan taşıyordu. İçeriye girdiğimizde aktan'ı küçükken sahiplenip bu yaşa getiren manevi babası Erhan Kozan bizi karşıladı. "Çok şükür kızımı sağ sağlam getirdin bana." Dedi tekerlekli sandalyesinde oturuyordu. Bundan bir yol önce bana yapıldığı gibi Erhan kozan'a da saldırı yapılmıştı. O saldırıda tek yara almayan aktan olmuştu. O günden sonra işlerin başına aktan geçmiş Erhan kozan'lının oğlu olarak tüm dünyaya adı duyulmuştu. Erhan Kozan tüm dünyaya da ismi duyulmuş bir iş adamıydı. İyi işleri olduğu kadar yanlış ve yasa dışı işleri de vardı. Aktan yasa dışı işlerine bakmıyordu ama hepsinden de haberi vardı. Engel olabildiklerine engel oluyordu. Erhan kozan'nın farkında olmadan bunu yapıyor olması bir gün farkında vardığında Altan'a yapacaklarını getiriyordu aklıma. Bu adamı hiç sevmıyordum. Ama aktan ona baba dıyordu. "çok şükür baba, kızın sağ sağlim evinde. Odası hazırdır ben odasına götüreyim. Gelince seninle bu konuyu konuşalım." "Tamam oğlum. Kızımı bırak odasına dinlensin biz konuşuruz." Aktan başını sallayıp asansöre yöneldiğinde asansörde ikimiz vardık. En üst katta ben kalıyordum. Benimle aynı katta koridorun sonunda aktan'ın odası vardı. "Bu adam bana samimi gelmiyor , kendi evine mi gitseydik.?" Dedim. "Burası daha güvenli, hem neden sana samimi gelmiyor.?" Dedi asansörün kapısı açılmıştı. Odaya doğru giderken"Bu adamda bir şeyler var ama ne bilmiyorum bana inanmıyorsun biliyorum aktan ama ciddiyim ben." Dediğimde çoktan odaya girmiş kendimi yatağımda bulmuştum. Aktan dudaklarıma bir öpücük bırakıp doğruldu. "Kafanda kurma güzelim, güvenilir bir yerdesin merak etme kötü biri olsaydı bana babalık yapmaz bana sahip çıkmaz, seni de kızı olarak görmezdi. " dedi ardından saçlarımdan öptü ve "Hadi sen dinlen akşam yemeğinde görüşürüz ben şu meseleyi halledeyim." Dedi ve odadan çıktı. aktan ne kadar güvende de ben güvenmiyordum. Küçükken bir kaç konuşmalarına şahit olmuştum bir adamı öldürdüğünden bunun aktan'ın duymaması gerektiğinden bahsediyordu. Küçüktüm korkmuştum söylememiştim aktan'a ama içim içimi hep yemişti. Hala söylemek istiyordum ama bana inanmayacağını biliyordum bu yüzden susmayı tercih ediyordum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum tek bildiğim bu adamın aslında göründüğü gibi iyi olmadığını biliyordum.. |
0% |