@inciniz
|
"Elif hadi uyansana artık." deniz'in sesiyle uyanmıştım güne. Acele acele hazırlanıyor bir yandan da beni uyandırıyordu. Saate baktım işe geç kalmıştım."İşe geç kaldım !"diye söylenirken yatağımdan kalktım. Önce banyoya attım kendimi elimi yüzümü tıkadım ardından odama döndüğümde kapıda Defne'nin imalı bakışlarını gördüm. "Senin şu patronun kapıda, seni bekliyor." Dediğinde şaşkın şaşkın kapıya döndüm. "Nasıl yani beni beklemiş mi?" Dedim işe geç kaldığım için beni beklemeden gittiğini düşünüyordum. "Evet, hatta kendisini iyi hissetmiyorsa bugün gelmeyebilir dedi." Bu kez deniz imalı bakıyordu. Gülüşmelerini hiç söylemıyordum bile. "Bana şöyle sırıtarak bakmayı bırakın." Dedim dolabıma yöneldim. Hızlı hızlı bir şeyler seçip giyinmeye başladım. "Ne var ya senin adına seviniyoruz hem fena mı hayatına biri girse. Ayrıca yakışıklı." "Hemde beyefendi." Diyerek kardeşini destekleyen denize gözlerimi devirdim. Saçlarımı taramaya başladım ama onlar hala konuşmaya devam ediyorlardı. "Hayatına hiç mi kimseyi almayacaksın elif? " Defne'nin sözleri ile bir an durdum. Emre'yi unutmak onlara göre benim için çok zordu. Kabul etmem gerekiyordu böyle bir adamı sevmek beklemek saçmaydı ama kalbim kabul etmiyordu. Bir şey söylemeden saçlarımı tarayıp şekil verdim çantamı da alıp "Ben kaçtım." Diyerek kendimi kapıya attım. Asansörlerin önünde kerem beyi gördüm telefonu ile uğraşıyordu topuk seslerini duyunca başını telefondan kaldırdı. "Hoş geldin, iyisin değil mi neden geç kaldın.?" dedi. "özür dilerim ben uyanamamışım nasıl oldu bilmiyorum. Benim yüzümden burda beklemek zorunda kaldınız kusura bakmayın." Dedim beni beklememesi gerekirdi kendim de işe gidebilirdim kendisini buna mecbur hissetmesini bana özel şöförlük yapmasını istemiyordum. "Ben beklemekten gayet memnunum elif merak etme ama sen iyisin değil mi?" dedi kolumu hafif tutup emin olmak istercesine "iyiyim gerçekten iyiyim." Dedim. "Tamam o zaman otoparka inelim işe gidelim ama eğer kötü olursan mutlaka eve döneceğiz anlaştık mı?"dedi döneceksin demedi döneceğiz dedi. Neden her anımda yanımda olmaya çalışıyorsun demek geldi içimden. Kendim de gelebilirim bana bakıcılık yapmak zorunda değilsin özel şöförüm olmanı istemiyorum demek istedim. Ama birinin beni düşünmesi beni düşünerek hareket etmesi değerliydi. O yüzden ayıp etmemek için başımı sallladım. Otoparka indik arabasına binip yol çıktık. Radyoda çalan müzik eşliğinde şirkete yaklaşmıştık. Şirketin otoparkına girip araçtan indiğimizde diğer tarafta duran şirket çalışanlarının bize bakıp fısıltı halinde konuşmalarını görmüştüm. Kerem bey ile Yanyana oluşumuz dikkat çekmeye başlamıştı bu durum rahatsız etmişti ama sesimi çıkarmadım. Asansörlerden birine geçtik kendi katımızın olduğu tuşa basıp asansörün kapanmasını bekledim. "Öğle arasında yemekhanede görüşürüz elif." Dediğinde kerem beye döndüm. "Beraber olmamız yani şey sürekli Yanyana görülmemiz dikkat çekici yakında hakkımızda söylenmeler olacaktır." Dedim buna şaşırmıştı benim gördüğümü görmemişti çünkü şaşırmış olması normaldi. "Konuşanlar ile bizzat ilgileneceğim emin olabilirsin." Dedi ardından asansör durmuştu kapı açılmıştı. Odalarımıza gitmeden önce "Buna gerek yok mesafeli olursak kimse konuşmaz." Dedim. Arkamı dönüp gideceğim anda önüme geçti. "Benden rahatsız mı oluyorsun.?" Dedi "Hayır, arkadaşlığınız beni rahatsız etmıyor kerem bey ama yanlış anlaşılmak istemiyorum." Dedim. Bu sözlerimin ardından koridorun ortasında tüm çalışanlara seslenerek. "Arkadaşlar bir dakika beni dinler misiniz." Dediğinde utancımdan ölmek istiyordum. Delirmişmiydi ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum dikkat çekmeyelim demiştim yaptığına şaşkın şaşkın bakıyordum. "Buyrun kerem bey bir sorun mu var." Diyen burcu oldu. "Bir sorun mu var? Bunu sizlere sormak istiyorum. Elif hanım ile yakın arkadaş olmam sizler için bir sorun mu?" Dediğinde yüzüm kızarmıştı herkes bana dönüp baktı. Daha sonra Kerem 'e döndü bakışlar.
"Hayır Kerem bey neden sorun olsun, sizin özel hayatınız sizi ilgilendiren bir konu bizi ilgilendirmez." Diyen başka bir ekip arkadaşımız oldu. "o halde sorun yok." Dedi ve bana doğru bir adım atıp başını kulağıma doğru eğdi. "Bak mesafe koyacak kararı almanı gerektirecek bir sorun yok. Öğle arasında görüşelim Elif." Dedi ardından gülümseyerek odasına doğru ilerledi. Burcu bana sırıtarak baktı ve bir tepki alamayınca oda yerine geçti. Bende odama geçtim camın önünde durup olanları kafamda bir yere koymaya çalıştım. Kerem bey için insanların ne dediğinin pek önemi yoktu. Benim içinde öyleydi bende genel olarak insaları takmazdım. Ama Emre bu konuda hep uyarırdı beni.. insanlar hakkımızda ne der öyle yapmayalım biri görür adımızı kötüye çıkarmayalım. Benimle hep kimsenin olmadığı o sahil kenarında buluşur beni kimseyle tanıştırmaz adeta sır gibi saklardı. Beraber geçirdiğimiz zamanlara gitmişti aklım. Beraber geçtiğimiz sokaklar bile boş olurdu. Ama kerem bey öyle davranmamış benimle arkadaş oluşunu tüm şirkete haykırmıştı. Bunu deniz ve Derya görse karşımda kahkaha atarlardı. kendimi toparlayıp işimin başına geçtim. Öğle arasına kadar odamdan hiç çıkmadım bir şey yapılacak olduğu anlar dışında kafamı camdan bile çıkarmadım. Öğle arasına 45 dk vardı. İşlerimi bitirmiş öyle boş boş bakıyordum. Telefonuma gelen bir bildirim sesi ile telefonumu elime aldım. Tanımadığım bende ekli olmayan bir numara mesaj atmıştı. Kalbim ağzımda atıyordu sanki mesaja girmeye korksam da girmiştim. 0543.. Elif hanım merhaba. Kimdi bu adımı nereden biliyordu.? Elim kalbimin üzerine gitmişti. Titreyen ellerim ile cevap vermeye başladım. Emre'den bir haber gelme ihtimali geldi gözümün önüne kalbim deli gibi atmaya başladı. Kimsiniz, beni nereden tanıyorsunuz.? yazıp gönderdim. Çok geçmeden cevap geldi. Ellerim terlemişti gördüğüm yazıyı kaç kere okudum bilmiyordum. Bu bir rüya değildi bu gerçekti bana Emre'nin kız kardeşi olduğunu söyleyen bir kadın mesaj atmıştı. Benim adım melek Emre 'nin kız kardeşiyim. Ne yazmam gerektiğini bilmiyordum. Ne kadar süre ekrana baktığımın da farkında değildim. Cevap yazmaya korkuyordum. Çalan kapının sesi ile irkildim. Kerem bey karşımda duruyordu "Ne oldu yüzün buz kesmiş iyimisin.?" Dedi nefes almadığımı o zaman fark ettim. Derin bir nefes çektim ciğerlerime. Sanki Emre mesaj atmıştı. Onun adının geçmesi bile beni bu hale sokuyordu. "İyi..iyiyim." Dedim kekeleyerek. Kerem bey yanıma gelim kolumdan tuttu. "Hiç öyle durmuyorsun, hadi eve bırakayım seni bugün iyi değilsin. " dediğinde ayağa kalktım ne yaptığımın farkında değildim. "Be iyiyim gerçekten İyiyim. " dedim ama kerem bey beni asla dinlemiyordu. O sırada odaya Buğra beyin geldiğini gördüm. Elinde mavi bir dosya vardı. "Ne oluyor, bir sorun mu var." "Elif hanım biraz rahatsızlandı." Dedi kerem bey ardında Buğra bey masaya dosyayı bırakıp "Bugün eve erken gidebilirsiniz elif hanım, iyi olmanız bizim için önemli eğer iyi değilseniz size izin verelim." Dedi. "Hayır ben İyiiym." Dedim ama kerem bey araya girip "Bence de izin alması gerekiyor. Ben onu eve bırakıp gelirim." Dedi iyice gerilmeye başladım. İyiyim diyordum neden bu kadar ısrar edıyordu artık ayıp olmasını bir kenara bırakıp "Kerem bey ben çocuk değilim kendim giderim iyiyim dıyorum neden ısrarla anlamak istemiyorsunuz." Dedim sesim çok sert çıkmıştı. Kendim bile şaşırmıştım kerem bey kolumu yavaşça bırakıp"Peki ben sizin için söyledim elif hanım kendiniz gitmek istiyorsanız madem siz bilirsiniz." Dedi ardından odadan çıktığında yaptığımın yanlış olduğunun farkına vardım ama çok geçti. Kerem beyin ardından Buğra beyde çıkmıştı. Bende olduğum yere geri oturdum. Elim ayağım titriyordu bir mesaj onun sadece bir adı beni alt üst etmeye yetmişti. Sakin olmam gerekiyordu sakinleşmeye çalıştım. Telefonu elime yeniden aldım mesaja girdim ve cevap yazmaya başladım. "Ne istiyorsun benden ?" Yazdım ve hemen gönderdim. Anında geri cevap gelmişti. "Konuşmak sadece konuşmak çok önemli." Neydi bu kadar önemli olan. Kafamda deli Sorular vardı. Emre'ye mi bir şey olmuştu. Buna hazır değildim onsuz olmaya bile alışmamışken onun başına bir şey gelmiş olmasına asla alışamaZdım. "O iyimi, bir şey mi oldu ?" Yazdım adını yazamadım adını ağzıma almaya korkuyordum. Hala ona içimde öfke duyan bir yanım vardı. Beni bırakıp gitmesini kabul etmeyen tarafım. "İyi değil elif seni bırakıp gitmek zorunda olduğundan beri hiç iyi değil." Bu da ne demek oluyordu. Bırakıp gitmek zorunda olduğu mu kendi isteği ile beni bırakmamış gibi konuşuyordu. "Bu ne demek, benimle dalga mı geçiyorsun sen !" Yazdım. Hemen cevap gelmedi bekledim sabırla ve sonunda beklediğim bildirim sesi geldi. Hızla mesaja girdim. "Bunları yüz yüze konuşalım samsun'dayım seni bulamadım bana senin numaranı verdiler. Nerede olduğunu bana söylersen oraya gelip konuşmak istiyorum." "Sana numaramı veren nerede olduğumu neden söylemedi. " dediğimde numaramı verenin kim olacağını düşündüm. "Pastaneye gitmiştim, abimin bahsettiği o pastane orda bir kız verdi numaranı ama yerini sana sormam gerektiğini söyledi. " Derin bir nefes aldım. Evimin adresini yazıp gönderdim. Buluşacağımız saati de herseyi de konuştuk. Şirketten çıkıp eve gitmek için kendime bir taksi çağırdım. Kendimi dağılmış yumruk yemiş gibi hissettim Emre'nin adının geçmesi bile beni maf etmişti. Diğer duyacaklarıma hazırmıydım hiç bilmiyordum....
Bölüm sonu yeni bölümde görüşmek üzere 🦋
Bu arada bu benim ilk çalışmam. Yorumlarınızı bekliyorum lütfen yorum yapar ve düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim |
0% |