@inciniz
|
Pastaneye her zaman olduğu gibi aynı saatte gelmiştim. Kendime daha özenmiştim bugün geleceğini söylemişti çok mutluydum onu burada yeniden görecektim. Ama artık karşılaşmaktan öte bir şeyler olsun istediğim zaman ona ulaşayım konuşalım istiyordum. Bugün numarasını bir bahane ile almak için uğraşacaktım. Ben alamasam da Dilara'ya aldırmayı bir bahane bularak bunu yapmayı düşünüyordum. Ama onu her gördüğüm de elim ayağım birbirine karışıyor heycandan yapacaklarımı hep unutuyordum. Biliyorum abartıyorsun diyorsunuz ama aşk Böylr bir duygu sanırım. İnsana yapmayacağı şeyleri hissetmeyeceği şeyleri yaşatıyor. Ben artık kabul edıyordum ben bu adama tutulmuştum. Tıpkı o şarkıda olduğun gibi Ben sana nerden tutuldum.
Gün içince gelen giden çok olmuştu gözlerim Emre'yi bekliyordu sonunda kapıda gördüm onu hemen toparlandım tezgaha geçtim. Dilara'yı ahmet'in yanına gönderdim benim şapşal halimle sonra dalga geçmesini istemiyordum. "Hoş geldin Emre, tam zamanında geldin un kurabiyesi daha yeni çıktı sıcacık." Dedim bana bakan gözlerinde kaybolmayı diledim içimden. O gözler beni görsün başkasını görmesin istedim. "Hoş buldum, bugün kurabiye almayacağım bir arkadaşımın doğum günü var bana pasta ayarlarsan çok sevinirim." Dediğinde o arkadaşının kız arkadaşı olup olmadığını sorguladım içimde. "Tabiki pasta çeşitlerimiz şunlar." Dedim tezgahın soğuk tarafını gösterip. Her çeşit pasta vardı içlerinden çilekli olanı seçmişti. "Bu olsun çilek çok sever." Dediğinde bir kadının neli pasta sevdiğini bilmesi içimi acıtmıştı kesin kız arkadaşıydı nasıl öğrenecektim ki bu pasta kim içindi? "Üzerine not yazmamı ister misin bu şanslı arkadaşın kimse değerini iyi bilen birine denk gelmiş." Dedim pastayı hazırlamaya çalışıyorum bir yandan bir yandan da vereceği cevabı merak ediyordum. "Evet şanslı ben ona çok değer veriyorum o benim Türkiye'de tek sevdiğim arkadaşımdır. Gitmeden doğum gününü kutlamak istedim. Not olarak iyiki doğdun kardeşim benli nice senelere yazabiliriz." Dediğinde kardeşim kelimesi bende bunun bir erkek olma ihtimali fikrini veya kızsa bile kardeş gördüğü en azından sevgilisinin olmayışını anlamama sebep oldu. Kendimi daha iyi hissetmiştim. Siparişi hazırlamıştım "Tamamdır sipariş hazır" "Çok teşekkür ederim elif." "Rica ederim afiyet olsun." Dedim sonra aklıma numarasını alma konusu gelince hemen arkadından seslendim. "Emre !" Dönüp bana baktığında numarasını isteyemeyeceğim için hemen bir bahane buldum. "Bu pastanemizin kartı eğer bir şey lazım olursa bu numara benim buradan ulaşabilirsiniz." Dedim gülümseyerek aldı cebine koydu"Peki görüşmek üzere kolay gelsin." Dedi ve gitti. Ben ardından öyle boş boş bakıyordum. Bana biri gelip sen kendi kendine birine bu denli kapılacaksın deseydi asla inanmazdım. Ama insan inanmadığını mutlaka yaşıyordu işte buna kanıt olarak kendimi gösterebilirdim. akşam olduğunda hazırlanıp çıktım eve geldiğim de güzel bir duş aldım yemek yedim ve kendimi televizyon karşısına attım. Müzik açmıştım sessiz loş odanın içine yayılan müzik ruhuma çok iyi gelmişti. Bir süre böyle boş boş müzik dinledim sonra telefonum çalmıştı. Ekranda defne 'nin adını görünce açtım bana geleceklerini söylediler kalkıp onlar için güzel atıştırmalıklar hazırladım. Biraz sonra gelmişlerdi deniz ve defne ikiz kardeşlerdi. Birbirlerine hem dost hem kardeş hersey oluyorlardı. Bense tek çocuktum kimsem yoktu annem babam da uzaktaydı tek yaşıyordum. Bazen memlekete onların yanına gidiyordum ama genel olarak yanlız bir hayatım vardı. Emre'nin gelişinin ardından bir hafta geçmişti ne arama ne gelen bir haber yoktu, kendi kendime yaşadığım bir his içinde kaybolup duruyordum. İçimde nedensiz bir mutsuzluk vardı. Eve geldiğimde yine loş ışıkları açmış müzik dinlediğim sırada telefonuma gelen mesaj sesini duyunca telefonumu elime aldım. Kayıtsız bir numaradan mesaj gelmişti mesajın üzerine basıp açtığımda dünyalar o an sanki benim olmuştu. Emre bana mesaj atmıştı . Mesaja cevap vermeden numarasını kayıt etmiştim bile. emre: Selam Elif nasılsın, Emre ben. elif: iyiyim sen nasılsın yoksun yine kayıplardasın. emre: evet biraz işlerim vardı gelemedim pastaneye, arkadaşım pastayı çok beğendi teşekkür etmek için yazdım. keşke bende senden hoşlanıyorum seninle bir gelecek düşünüyorum demek için yazsaydı diye geçirdim içimden ama bu salaklığıma kızıp mesaj kutusuna basıp cevap yazmaya başladım.
Elif: Afiyet olsun beğenmiş olmanıza çok sevindim.
emre : Elif Fransa'ya dönmeden önce seninle pastane dışında görüşmek isterim eğer sende istersen. sonunda beklediğim şey sonunda diye haykırdım evin içinde heycandan deliye dönmüş gibiydim. Heycandan yanlış bir şey yazmamak için harflere dikkat ederek yazmaya çalıştım. elif: Bende isterim tabi ne zaman ve nerede? Emre: Sahilde olacağım akşam üstü 18.30 'da oraya gelirsen çok sevinirim
elif: Tamam 18.30'da orada olacağım. Ertesi sabah erkenden uyanmış akşam için ne giyeceğime karar verıyordum. Kuaföre mi gitsem diye düşündüm sonra vazgeçtim normal bir buluşma için kuaföre gitmek saçma gelmişti. Evde heycandan duramadığım için dükkana geçtim tüm gün saatin buluşma zamanına gelmesini bekledim. Dilara ve Ahmet bendeki heyecanı görmüşlerdi onlarda beni ilk kez böyle görüyordu. Sonunda buluşma vakti gelmişti ve ben atakum'un en güzel sahilinde onu beklemeye başladım. Biraz sonra gelmişti ben heycandan ne yapacağımı ne diyeceğimi bilmiyordum. "Hoş geldin elif beklettim mi özür dilerim." "Hayır bekletmedin, ama buluşmak için neden sahili tercih ettiğini merak ettim bir yerde oturup sohbet edebilirdik. "
"Burayı sevmedin mi?" "Hayır ben denizi kumu çok severim sadece daha önce kimse ile böyle bir yerde buluşmamıştım." Dedim ince düşünmüştü denizi çok seven biri olarak burada buluşmak her ne kadar garip gelsede cok sevmiştim. "Sevmene sevindim, seninle pastane dışında görüşmek seni yakından tanımak istedim, açık konuşmayı severim seni gördüğüm günden beri sana karşı içimde tarif edemediğim beni mutlu eden sürekli seni düşündüren hislerle boğulup duruyorum." Ben rüya falan görüyor olamazsadım değil mi! Bu bir rüya çıkarsa cok üzülür hatta ağlardım. Bunun gerçek olduğuna inanmak için gözlerimi sıkıca kapatıp açtım karşımda duruyordu bu gerçekti. "Biliyorum şaşırdın, haklısında ne ara oldu diyorsun kafanda ama bunu inan bende bilmiyorum." Dediği yerde ben daha fazla dayanamayarak. "Hislerinde yanlız değilsin Emre, bende senin pastaneye gelişinden beri aklından cıkaramıyorum ve hiç bilmediğim çocukça ama beni çok mutlu eden bir heyecan ile baş etmeye çalışıyorum." Dedim. Benim sözlerim onu biraz daha rahatlatmış olmalıydı ki derin bir nefes vermişti. "Karşılıklı aynı hislerde olmamız beni nasıl mutlu etti biliyor musun elif , bir an tek taraflı bir hissin içinde bozulduğumu düşündüm." "Günlerce aklımdan çıkmadın seni görmek için hergün kapıya bakar oldum Emre ben sana nereden tutuldum ?" emre ile sevgili olmamız bir sahil kenarında başlamıştı. Ayrılığımızın da burada olacağını bilmeden mutlu güzel geçen 5 yıl yaşamıştık. O beni ailesi ile tanıştırmamıştı hatta hayatında ki kimse beni bilmiyordu ama ben onu ailem ile arkadaşlarım ile tanıştırmıştım. Yurt dışına 5 yıl boyunca gitmemiş gitmeye ertelemişti. Ta ki o güne kadar ayrıldığımız güne kadar. Mutlu başlayan hersey bazen mutlu bitmiyordu bizim hıkayemizde o zamanlar mutlu başlamıştı ama mutsuz bitmişti. Sizlere ayrıldığımız günü de anlatmak istiyorum..
Bölüm sonu ❄️
bir sonra ki bölümde görüşmek üzere lütfen desteklerinizi esirgemeyin sizlere kendimce yazdığım bir hikaye ile geldim. Umarım severek takip edersiniz herkese teşekkürler yeni bölümde görüşmek dileğiyle
|
0% |