@inciniz
|
Sabah erkenden kalkıp ayak üstü atıştırıp evden çıkmıştım. İşimin başına geldiğim gibi yurt dışına gidecek olan sefkiatı kontrol etmeye başladım listeye göre eksik koli gözükmüyordu. Listeye son kez bakıp Buğra beyin odasına listeyi bırakmak için gittim kapıyı çaldım ve içeriye girdim. İçeride biri daha vardı "Kusura bakmayın böldüm ama liste hazır eksiksiz bir şekilde güzelce kontrol ettim Buğra bey." Dedim listeyi Buğra beye uzattığım sırada diğer adam bana "Siz şu doğa parkında bana çarpan kız değilmisiniz?" Duyduğum sese doğru yöneldiğim de bana çarpan o adamı gördüm. Kendisine benim çarptığımı iddia edıyordu birde. "Size çarpan ben değildim, mataram düşmüştü onu aldığım esnada siz telefonunuza baktığınız için bana çarptınız." Dedim. Karşımda ki adam ayağa kalkıp gülümseyerek elini bana uzattı. "Özür dilerim haklısınız ayıp eden bendim. Sizinle burada karşılaşmış olmayı beklemıyordum." Dedi elimi uzatıp elimi sıkmasına izin verdim. "Önemli değil, izmir sandığımız kadar büyük değilmiş demek." Dedim
"Tamam liste 'de eksik yok tırlar yola çıkabilir bu işte böylece halloldu işini iyi yapacağından emindim elif, bu arada Kerem bey ile tanışmış olmanız da iyi oldu çünkü kendisi de uluslararası ilişkiler müdürümüz olarak bugün işe başladı." Buğra beyin sözlerinin bitmesinin ardından adının kerem olduğunu öğrendiğim adama dönerek "Hayırlı olsun diyelim o halde kerem bey, neyse ben işimin başına döneyim artık." Dedim ve odadan çıktım. Hayat çok garipti bir kere gördüğüm insanları karşıma bir kere daha çıkarıyordu. Tek biri hariç Emre. Onu son gördüğümden beri bir daha hiç görmemiştim keşke gelse keşke karşıma çıksa ve ben ona olan özlemimi öfkemi atabilsem içimden. Mesai bitmiş eve gitmek için hazırlanıyordum odamın kapısı çalınmıştı "Buyrun" dedim ve kapı açıldı. Kerem karşımda duruyordu ne oldu der gibi bakıyordum adamın yüzüne. "Mesai bittiğine göre beraber çıkarız diye düşündüm eğer başka bir işin yoksa seni evine ben bırakmak isterim." Dediğinde hayır desem ayıp olur evet desem sanki başka bir adamla eve gitmem beni eve bırakması Emre'ye ihanet gibi olur diyordu içim. Beni her ne kadar terk etmiş olsa da kıyamıyrodu onu hala seven kalbim. Ama kerem bey sonuçta müdürümüz'dü ve ona hayır diyerek ayıp etmek istemedim. "Tabi başka bir işim yok eve gidecektim zaten, " dedim
"Tamam o zaman çıkalım." Dedi ve kapıyı arkasına alıp eliyle geçmem için nazikçe yol gösterdi. Çantamı alıp bilgisayarın ekranını kapattıktan sonra kapıdan çıktım. Asansör ile otoparka indik arabaya binmiş yola çıkmıştık. Evimi tarif etmiştim oturduğum siteyi çok iyi bildiğini söyledi hatta o kadar iyi biliyormuş ki en üst katta ki teras ve onun bir alt katında ki daire 'nin sahibi olduğunu söyledi. "Siz de orda mı oturuyorsunuz ben hiç sizi görmedim. " dedim. "Ben Ablok'da kalıyorum ondan karşılaşmamış olabiliriz " dediğinde benim b blok 'da oluşum aklıma geldi "Evet bende b blok'dayım normal karşılaşmamamız." Dedim. Kırmızı ışık yanmıştı ve o an çiçek satan bir roman kız yanımıza gelip kerem'in camına vurmuştu. "Alasın bu güzel ablama bi çiçek." Dediğinde istemsiz kıkırdadım. Kız çok güzel ve çok tatlıydı konuşma aksanı hoşuma gitmişti. Benim gülümsemem kerem'in hoşuna gitmiş olacak ki "Ee veresin o zaman ablana bir çiçek." Dedi ve kırmızı güllerin arasında tek duran bir adet papatyayı aldı. "Gül alasın yakışıklı abim." Dedi camda ki roman kız. "Teşekkür ederim hiç gerek yoktu. " dedim papatyayı bana uzattığında elime aldım o sırada yeşil ışık yanmıştı ve kızı arkamızda bırakarak yola devam ettik. "Ben papatyaları çok seviyorum." Dedim birden sonra aklıma gelmişti Emre bana hiç papatya almamıştı o hep en güzel çiçek sensin senden güzel çiçek bulursam o zaman sana çiçek alırım derdi. "Demek doğru çiçek almışım, papatyalar güzeldir senin gibi." Dediğinde hiç bir şey demedim. Camdan dışarıya bakıp yolun bitmesini kendimi eve atmayı istedim. yol bitmiş teşekkür edip arabadan inip kendi evime gitmek için b blok 'a doğru ilerdim. Binadan içeriye girip asansöre bindim ve bizim olduğumuz kata bastım. Kızlar ben geldiğimde evdeydi benim arabayla siteye girdiğimi de görmüşlerdi. Defne heyecanla "Kimdi o seni siteye bırakan?" Derken deniz bir şey dememi bekliyordu ikisi de hayatımda birinin olmasını yeniden mutlu olmamı çok istiyorlardı. "Uluslara arası ilişkiler müdürü Kerem bey." Dedim defne oflayarak
"Ne yani bu kadar mı sadece?" Dedi ona ne olması gerekiyor bakışı attığım sırada deniz elimde ki papatyı alıp "Düşünceli müdür , nereden de bilmiş papatya sevdiğini." Dedi
"Tamamen tesadüf ışıklarda beklerken çiçek satan kız gelip cama vurdu adam da ayıp olmasın diye aldı işte." Dediğim sırada ikisi de imalı imalı gülmeye başladı. Göz devirip odama geçtim güzel bir duş alıp akşam yemeğimizi yedikten sonra biraz film izledik. Aşk filmlerinde hep ağlardım. Yine ağladım sırada defne gelip sarıldı. "Yine aklına o geldi dimi, bundan sonra aşk flm falan açmak yok!" Dedi.
"Kaç ay oldu be kızım bırak artık hayatında ona yer verme kendini üzme bak sen kendini böyle üzdükçe benim de içim gidiyor. " deniz'in haklı isyanına sadece ağlayarak karşılık verdim. İkisi de beni kollarının arasına alıp "Böyle yapma ama lütfen." Dediler. Ama elimde değildi , Emre'ye ne kadar kızgın olsam da ona olan aşkım hiç bitmeyecek gibiydi...
Bölüm sonu
Bölüm hakkında ki düğünlerinizi merakla bekliyorum bir sonra ki bölümde görüşmek dileğiyle hoşçakalın ❄️ |
0% |