14. Bölüm

14. Bölüm

ırmaknur cengiz
incmvegsbk

HOPE

Güzel bir restorana ulaştığımızda, Enrique ailemin birazdan burada olacağını, onun ailesiyle tanışırken de herhangi bir sorun çıkarmamamı söyledi. Tam olarak böyle söylememiş olsa da bunu kastettiğini anlamıştım.

Restoranın içi dışından da güzeldi. Salonu oldukça sıcak gösteren yumuşak bir aydınlatması vardı. Çok kalabalık olmasa da asıl oturacağımız yerin bu salon olmadığını biliyordum.

Enrique garsona bir şeyler söyleyince kadın başını sallayarak restoranın arkasına gitti. Onu takip edip kapısında VIP yazan bir odaya ulaştık.

Enrique ortasında koca bir masa olan odanın kapısını açarken, V bana dönüp, “Sakin ol,” dedi. Masanın etrafında güzel elbiseler giymiş birkaç insan vardı.

Hafif yaşlı bir adam Enrique’ye sarılarak, “Merhaba oğlum,” dedi. Enrique ile babası gözleri ve jestleri haricinde pek benzemiyorlardı.

Ellili yaşlarında olduğunu düşündüğüm adam yaşına göre çok iyi görünüyordu.

Enrique, “Baba, bu Hope. Hope, bu da babam, Santiago,” deyince elimi uzattım.

Santiago erkeksi el sıkışmamızdan sonra hafifçe kenara çekilince arkasından açık kahverengi, kıvırcık saçlı çok güzel bir kadın çıktı.

V'nin annesi olduğunu hemen anladım. Tıpkı onun yaşlı versiyonu gibiydi.

“Bu eşim, Anastasia.”

Kadın gülümseyince yarım yamalak bir gülümsemeyle karşılık verdim.

Enrique'nin babası ile üvey annesiyle tanıştıktan sonra çoğunlukla akrabalarından oluşan birkaç adamıyla, John’la ve son olarak da sağ kolum dediği Alex isminde bir adamla el sıkıştım.

John'un kendini Enrique’nin sağ kolu olduğunu sanması komikti.

Masaya geçtiğimizde V’ye, “Annen çok hoş görünüyor,” dedim.

Enrique beni yanına oturtmuştu. Onun yanında da masanın baş köşesinde oturan babası vardı. Lider Enrique gibi görünmesine rağmen otoritenin hâlâ babasında olduğu açıktı.

“Görünüşüne aldanma. Buradaki erkeklerin toplamından bile kötüdür,” dedi Vlada. Annesine pek düşkün olmadığını görebiliyordum. Sanırım bu konuda da birbirimize benziyorduk.

Birden kapı açıldı. Babam Nickolas, Katherine, Landon ve tanımadığım birkaç adamla birlikte içeri girdi.

Ayağa kalkıp zarif bir şekilde yürümeye çalışsam da hanımefendiliğimi daha fazla koruyamayıp, abimin kollarına atlayıp sımsıkı sarıldım. Bazen beni kızdırıyor olsa da şu an ona yakın olmak istiyordum.

“Selam, kardeşim. Seni yakında buradan çıkaracağız,” diye fısıldadığında kocaman gülümsedim.

“Baba. Katherine.” Onlara karşı pek nazik olamayacağımı bilsem de ikisini de selamladım. Biri bana hayatım boyunca yalan söylemiş, diğeri de bir sürtük gibi davranmıştı.

Sonra Landon’a dönüp, “Merhaba, Landon,” deyip yüzüne bir tokat attım. Bazıları şaşırırken, bunun olmasını bekleyen V ile Enrique kıkırdadı.

“Bunu hak ettiğimi itiraf ediyorum. Enrique’nin sana yaşattıklarından dolayı çok üzgünüm,” dedi Landon, kızgın bir sesle. Ancak öfkesinin bana değil Enrique'ye olduğunu biliyordum.

Santiago babama sert bir bakış atarak, “Pekâlâ, hoşbeşi bitirip işe koyulalım,” dedi.

Babama Enrique'ye zarar verdiği için kızgın olduklarını biliyordum. Ama babamın tek amacı beni korumaktı. Ben de ona kızgın olmama rağmen yine de seviyordum.

Tekrar oturmadan önce ona sıkı sıkı sarıldım. O da bana sarılıp, “Üzgünüm. Seni seviyorum,” gibi şeyler fısıldayınca gözlerim doldu.

Yerime döndüğümde V’nin cesaret verici gülümsemesini gördüm. Babam diğerleriyle birlikte masanın diğer tarafına oturdu. Oturma düzenleri aynı Enrique'nin ailesininkine benziyordu.

Siparişler verilirken herkes çok sessizdi. İçeceklerimiz geldiğinde votka bardağını kafama dikip viski istedim. Bugünü alkolsüz çıkaramazdım.

Karnım sabahki kadar kötü olmasa da hâlâ ağrıyordu.

Enrique'nin babası kadehini kaldırarak, “Daniel,” dedi. “Bu kadehi senin için kaldırıyorum. Duyduğuma göre emekli olmuşsun.”

Babama baktığımda ciddi bir şekilde kafa salladığını gördüm. Bu da yeni liderin Nick olduğu anlamına geliyordu.

Dönüp Enrique’ye bakınca o uğursuz gülümsemesini gördüm. Babamın görevi bırakmasıyla onun bir ilgisi olduğunu biliyordum. Neyse, en azından babam bu vesileyle yasa dışı işler yapmayı bırakacaktı.

Enrique Santiago’ya dönüp, “Baba. Burada bulunmamızın asıl nedenine gelelim, “ dedi. Ailemle daha fazla zaman geçirmek istemediği belliydi. Babası başıyla onaylayınca devam etti:

“Hepimizin bildiği gibi, Daniel kurallardan birini çiğneyip sözleşmemizi bozdu. Bu yüzden size savaş açmak için her türlü hakka sahibim.”

Ne kadar ciddi olduğu sesinden de yüzünden de anlaşılıyordu.

“Babam kuralı çiğnemiş olabilir ama bu ülkeye kimin sayesinde girdiğinizi unutmayın. İngiltere bizim; siz sadece misafirsiniz,” dedi Nick, Enrique'ye meydan okuyarak.

İkisini de tanıyorsam bu işin sonu iyi bitmeyecekti.

Babalarımız aynı anda, “Sakin olun, çocuklar,” dedi. Nick ve Enrique yerlerine otururken babam ayağa kalktı.

“Enrique'ye saldırmak gibi bir hata yaptığımı kabul ediyorum. Bu akşam yemeğini ailelerimizin tekrar ortak olabilmesi umuduyla düzenledim. Bu yüzden, kızımın oğlunuz Enrique ile evlenmesini öneriyorum.”

Bunu duyunca kalbim duracak gibi oldu. Babam Enrique ile evlenmemi mi istiyordu? Onunla ne işim olabilirdi ki?

Titrediğimi fark eden Santiago, “Kızını oğlum ile evlenmeye zorlayamam, Daniel. Önce kendi rızası olmalı,” dedi. Nitekim haklıydı. Böyle bir şeyi asla kabul edemezdim.

Babam kardeşime dönüp “Katherine,” dedi.

Katherine, “Oğlunuzla evlenmeye hazırım, Santiago,” diye cevap verdi.

Bunu duyunca rahatlayıp, sandalyeme gömülüp, bu konuda hiçbir şey söylememiş olan Enrique'ye baktım. Bir noktada patlayacağına emindim.

Kim bilir belki de kardeşimle evlenmek için can atıyordu.

Enrique birden “Hayatta olmaz!” dediğinde en az benim kadar korkmuş görünen V'ye sokuldum.

Bunun üzerine Santiago söze girip, “Sanırım bu işe yaramayacak, Daniel,” dedi.

Oğlunun öfkeli tepkisinden zerre kadar etkilenmemiş gibi görünüyordu. Ancak “Ama…” diyerek söze başladığında bu işin iyi bitmeyeceğini bir kez daha anladım. “Eğer kızınız da kabul ederse oğlum en küçük kızınla evlenebilir,” diye devam etti.

“Bunu muhtemelen kabul etmeyeceğinizi biliyorum, bu yüzden şimdi sizinle birlikte eve dönmesine izin veriyorum. Okulunu bitirip on dokuz yaşına girdiğinde resmen bir Garcia olacak.”

Santiago konuşmasını bitirdiğinde kalbim deli gibi atıyordu. Bunu istemiyordum. Enrique ile hiçbir şey yapmak istemiyordum. Tek istediğim bu gece her şeyin bitmesiydi.

“Baba...” diye söze başlayan Enrique, Santiago’nun attığı sert bakışı görünce sustu.

Babam, “Peki, kabul etmezsem ne olur?” diye sordu.

Ama kabul etme ihtimali olduğunu biliyordum. Hayatımın geri kalanını sefalet içinde geçirme ihtimalim çok yüksekti.

Santiago, “Kabul etmezseniz size savaş ilan edeceğiz. Beni yeterince iyi tanıyorsan savaşları asla kaybetmediğimi bilirsin, Daniel,” deyip sinsi bir şekilde gülümsedi. Kazandığını biliyordu.

Gözümden bir damla yaş aktı. Tüm bu karmaşa yüzünden herhangi bir masum canından olsun istemiyordum.

Herkesi şaşırtan bir karar alarak, “Tamam, evleneceğim,” deyip V'ye sarılıp ayağa kalktım.

Kapıya gitmeden önce, “Burada işimiz bitti. Hadi gidelim,” dedim. Temmuz ayına kadar sürecek olan özgürlüğümün her anını dolu dolu yaşayacağımdan emin olacaktım.

Arkama bir kere bile bakmasam da Enrique'nin bana baktığından emindim. Muhtemelen bana sahip olacağını düşünerek sırıtıyordu. Ama başına geleceklerden henüz haberi yoktu.

Tıpkı Katherine gibi bir sürtük olabilirdim. Ne de olsa kardeştik.

Nick yanıma gelip, “Bundan emin misin, kardeşim?” dedi.

Yavaşça başımı sallayıp, “Zamanı geri alamazsın,” dedim.

Duygularımı belli etmemeye çalışıyordum. Ailemle geçirebileceğim bir yılım daha olduğu için mutluydum. Çok daha kötü bitebilirdi.

Eve vardığımızda Kat'i odasına kadar takip ettim. Bunu söyleyeceğimi hiç düşünmemiş olsam da yardımına ihtiyacım vardı.

Arkasından balkona çıktığımı görünce “Ne istiyorsun?” dedi.

“Sonunda benim de yardımına ihtiyacım var, kardeşim. Bazen daha büyük bir hedefe ulaşmak için birbirimize yardım etmemiz gerekiyor,” dedim. Belki bu yakınlaşmamız için bir fırsat olurdu. Sonuçta kardeştik.

“İyi kızımızın benden yardım istemesine şaşırdım. Kötü kız kardeş olduğumu sanıyordum,” dedi.

Babamın bana daha çok ilgi göstermesine kızdığını biliyor ve ona bu konuda hak veriyordum.

“O kadar da iyi olmadığımı biliyorsun, Kat. İkimiz de bunu biliyoruz. Bir ilişkin olmasına rağmen sırf ailemiz için onunla evlenmeyi kabul ettin,” diyerek duygu sömürüsü yaptım.

Gerçi o evet dese bile Enrique onunla evlenmeyi asla kabul etmezdi.

Sızlanarak, “Tamam, peki. Nasıl bir yardım istiyorsun?” diye sordu.

“Bir sürtük olmama yardım et. Bu konuda en iyisi sensin,” deyim gülümsedim.

Küçük bir gülümseme ve heyecanlı bir ses tonuyla, “Bu konuda sana kesinlikle yardımcı olabilirim, Hope. Seni seve seve kendime benzetirim,” dedi.

Yüzündeki ifadeden şimdiden bir plan yaptığını görebiliyordum. Gülümsemesine gülümsemeyle karşılık verdim.

Dolabıma gidip, “Önce giysilerinle başlayacağız,” dedi.

Özgürlüğün tadını çıkararak derin bir nefes aldım. Enrique’yi benimle evlendiğine pişman edecektim.

“Sürtük düğmesine basıldı, bu yüzden kemerlerini bağlayıp uçuşun tadını çıkar, pislik,” dedim, kendi kendime. Belki de Katherine ile düşündüğümden daha fazla ortak noktam vardı.

Bölüm : 16.08.2024 18:26 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...