
...🏇🏼
Arabadan inerken gözüme sadece tek bir renk ve ışık çarpıyordu.Şehirin gürültülü sesi kesilmiş,yemyeşil yaprak ve ağaçların arasinda dolaşan kuşlar ve böcekler adeta küçük bir karşılama töreni yaparmışcasına sesler çıkarıyorlardı.Küçük bir orkestra gibi düzenli ve özenliydiler.Ardayla belli bir mesafe yürüyünceye kadar bu sesler devam etti.Önümüzde küçük bir kulübe belirmişti,Arda yürüme hizamızı bozarak bir iki adım önüme geçmişti.Bu mesafeyi her saniye biraz daha arttırdı.Arda külübenin yanına vardığında oraya birşeyler bırakıp,kulübenin biraz uzağında beni bekledi.Geldiğimde Arda tekrardan benle aynı hizada yürümeye başladı.Biraz daha ilerlediğimizde henüz görüş açımızdan çıkmayan kulübeye gözüm kaymıştı.İçinde kimse yoktu.Bunu görünce her adımda biraz daha tedirgin oldum,adımlarımı yavaşalattım.Çok geçmeden Arda bana dönüp
Arda:Endişelenme Asel,sana at çiftliği dedim ama o küçük alanda hiç eğlenmezdik.Biraz daha ilerde küçük bir ahır var,bi arkadaşımdan kalma.Telefonun yada önemli neyin varsa koy kulübeye,at sürerken düşürebilirsin.
Asel:Baştan söylesene şunu diyip dediği gibi önemli eşyalarımı kulübeye koydum.
Arda:Özür dilerim Aselcim benim hatam,hadi gel şimdi
Hafifçe gülümseyip yanına doğru ierledim.Biraz sonra tekrar aynı düzende yürüyorduk.Çok geçmeden önümüzde bir ahır göründü.Arda bianda hızlanmaya hatta koşmaya başladı,doğruca ahırın içine girdi.Bende içeri girdiğimde Arda bi atı sevmeye başlamıştı.
Arda:Bu benim canım kızım Luna.Bu prensesle tozumuzu yutturucaz sana.
Son cümlesinde kibrini göstermişti.Sanırım arabada dediğim aklına takılmıştı.
Asel:Var mısın iddaya?
Düşünürcesine mırıldandı Arda.Çok geçmeden
Arda:Kaybeden kazanın istediğini yapar,anlaştık mı?
İstemsizce gülümsedim,beni yenebileceğini düşünmüyordum.Bu işte gerçekten iyi olduğumu biliyordum ama Arda'nın kendinden bu kadar emin olması beni korkutmuyor değildi.
Asel:Anlaştık dedim ve arkama dönüp ahırın girişine doğru ilerledim.
Arda:Hop hop,bir üstüne bak istersen onlarlamı at biniceksin?Diyince duraksadım sahidem üstümdekilerle nasıl binicektim,yol boyu hiç aklıma gelmemişti.Anlık panikledim.Arda'nın "pişt" demesiyle ona döndüğümde elinde bir poşet gördüm.Bunu yol boyu taşımıştı am hiç merak edip sormamıştım.Poşeti bana uzattığında içinde bir sweatshirt ve kot pantolon vardı.
Arda:Hadi yine iyisin cafedeyken Halit abiden almasını istemiştim.
Asel:Teşekkür ederim,ben hemen giyip gelicem dedim ve ordam uzaklaştım.
Giyinip geri geldiğimde tekrar ahırın girişime yöneldim,girişte dikkatimi çeken bir at olmuştu.Yanına gittiğimde gayet yapılı ve koşmaya hazır olduğunu anlamıştım.Ardada tercihimi beğenmişti ve atları alıp dışarı çıkmıştık.Önümüzde kırmızı renkde yere çizilmiş uzun bir çizgi görünce,hemen arkasında durduk.Arda seri bir haraketle ata bindi.
Arda:E hadi ne duruyorsun binsene
Göz devirdim ve bende hızlıca ata bindim.Arda'ya döndüğümde bana ters ters bakmıştı.
Arda:Bak bana göz devirme en sinir olduğum şey diyince küçük bir kahkaha patlattım.Arda bu tepkimi beklemiyor olucaktıki yüzünü biraz daha ekşitmişti.
Arda:Hazırsan başlayalım.
Kendimden emin bir şekilde hazırım dedim.Arda kafa sallayıp 3 den geriye saymaya başladı,0 dediği anda sesli bir çığlık atmıştım,bunu ara ara yapıcaktım.İkimizde ayni hizada dümdüz ilerliyorduk.Arkama hafifçe döndüğümde çoktan toz dumana karışmıştı,kafamı tekrar önüme çevirdim.Uzun süredir binmediğim için çok garip geliyordu ama kalbim o kadar büyük bir heyecanla atıyorduki,yerinden uçup gidicekmiş gibi hissetmiştim.Mutluluktan içim içim eriyordum,Arda beni çocukluğuma götürmüştü resmen.Bu yarış bittikten sonra ona büyük bir teşekkür etmeliydim.Hala bir salak gibi bunlara sırıtırken gözüm bianlığına Ardaya kaydı.Gözleri önünden hiç şaşmıyordu,bakışları kesin ve kararlıydı onu bu kadar ciddiyken hiç görmemiştim.Acaba göz devirmem yüzünden miydi?Eğer oysa büyük bir teşekkür ve özür dilemem gerekiyordu.Ben kendi kendime konuşmaya devam ederken Arda ciddiyetinden bir şey kaybetmemiş bir şekilde bana bakıp,
Arda:Asel,gözlerin sağa sola kayarsa kaybedersin diyip eliyle önümü işaret etti.
Önüme döndüğümde ağacın uzun ve geniş dal parçasıyla bakıştım.Son anda verdiğim ani refleksle sağa doğru döndüm.Seçtiğim atın burada büyük bir katkısı olmuştu,ucuz yırtmıştım fakat Arda ile olan mesafem fazlasıyla açılmıştı.Telaşa kapılmamaya çalıştım,aradaki mesafe açılmış olsada durmuş değildim.Sadece yavaşlamıştım,şimdi tam hız gitsem Ardaya yetişebilirdim.En azından umduğum şey buydu.Umduğum şeyi gerçekleştirmek için saniyeler içinde dehşet verici bir şekilde hızlandım.Benimde yüzümde Arda'nınki kadar ciddi bir ifade oluşmuştu ama kalbim hâlâ mutluluktan pıt pıt atıyordu.Son hız ilerlerken önümdeki Arda'yı görünce istemsizce tebessüm ettim fakat sonrasında tekrar ciddi moduma döndüm..
İşte bu,çok yaklaşmıştım ona...hatta birrrrrr,ikiiiiiii,üççççç ve şimdi tekrardan yanyanaydık.İşte tam o sıra Arda'nın yüz ifadesini görmeliydiniz,gülmemek için çok büyük çaba sarf ettim.Çok geçmeden şimdi ben onun 1-2 metre önündeydim ve bu yavaş yavaş artıyordu.Başımı Arda'dan çevirdiğimde yüzüm de büyük bir gülümseme oldu...
Bitiş çizgisi karşımda kollarını açıp sanki beni bekliyormuş gibi duruyordu.Yüzümdeki ciddi ifade silinmişti.Şimdi benimde kollarımı açıp,bitiş çizgisine sımsıkı sarılma zamanımdı.Kollarımı açıp sarılmak üzereyken kumral saçları havada dalgalanan ve batmak üzere olan güneşin vurduğu loş ışık nedeniyle adeta parlayan bir çocuğun ansızın önüme geçmesiyle kaldırmak üzere olduğum kollarımı durdurdum çünkü o çocuk çoktan o kolları kaldırmıştı ve beni kollarını açarak bekleyen bitiş çizgisine sarılmıştı..
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |