Yeni Üyelik
21.
Bölüm

19 | Kanli Kaçiş

@inviernonoctis

"Gizlediğini sandığın, unuttuğunu sandığın yaraları


kalbin unutmaz.Parçaları kalbinin derinliklerinde gizlenir."


Mila'm:Sen şuan burada mısın?


Çağrı:Hayır dayanamadım,


Çağrı:Canım yandı Mila.


Çağrı:Daha fazla dayanamazdım.


Çağrı:Canımı yakıyorsun.


Mila'm:Çağrı umarım yanlış anlamamışsındır


Mila'm:Aslında ben olsam bende öyle düşünürüm ama lütfen güven bana.


Çağrı:Mila sana her zaman söylediğim istediğin kişiyi sevebilirsin.


Çağrı:Ama sadece dayanamıyorum.


Çağrı:Mutlu olmanı çok istiyorum.


Çağrı:İstediğin kişiyi sevebilirsin ama unutma ben senden başkasını asla sevmeyeceğim


Çağrı:Ruhunu sevdiğim kadın olacaksın ömrümün sonuna kadar.


Mila'm:Çağrı yapma böyle.


Mila'm:Onu sevmiyorum sadece konuşuyorduk.


Mila'm:Evet biraz yakın birisi olarak davranıyor.


Mila'm:Bende ona şaşırıyorum.


Mila'm:Yemin ederim aramızda bir şey yok.


Çağrı:Yemin etmene gerek yok biliyorum zaten.


Çağrı:Sana her zaman güveniyorum zaten Mila.


Mila'm:Çağrı iyi misin?


Çağrı:Değilim yalan söyleyemem.


Çağrı:O çocuğun yerinde olmayı çok isterdim.


Çağrı:Bana sarılmanı çok isterdim.


Çağrı:Beni sevmeni çok isterdim Mila.


Çağrı:Sonra görüşürüz Mila


Mila'm:Çağrı???


Mila'm:Çağrı lütfen cevap ver...


Görüldü


Islak olan saçlarımı geriye doğru atıp Akel'in gelmesini bekledim.Çağrı bu sınıftan mıydı acaba?Alnımı ovuşturdum, bir kaç dakika sonra Akel gelmişti.Elindeki siyah eşofman ve siyah sweatshirt getirmişti."Teşekkür ederim."Elinden kıyafetleri aldığımda ensesini kaşıdı.


"Özür dilerim."Boşver diyip kızlar soyunma odasına ilerledim.Kabinlerden birine girip ıslanan kıyafetlerimi çıkardım.Akel'in verdiği takımı giyip, ıslanan kıyafetlerin suyunu sıktım.Kıyafetleri katlayıp soyunma odasından çıkmadan önce kıyafetleri kendi dolabıma koydum.Çıkmadan önce alırdım.


Soyunma odasından çıkıp Akel'in olduğu yere doğru yürüdüm.Akel benim geldiğimi görmesiyle bana yaklaştı."Teşekkür ederim kıyafetler için."Akel gülümseyip çıkış kapısına doğru ilerledi."Rica ederim ve tekrardan özür dilerim."Onun peşinden gidip yanında yürüdüm.Çıkış kapısını açtığında önce ben çıktım.Peşinden Akel çıktığında koridorlara baktım."Sonra görüşürüz."


Bileğimdeki siyah toka ile saçlarımı atkuyruğu yapıp önlerinde iki tutam bıraktım.Sınıfa doğru ilerleyip kapıyı tıklattım.İçeriden 'gelebilirsin' sözünü duymamla içeri girdim.Sırama geçip oturduğumda Elif sadece benim duyabileceğim şekilde fısıldadı."Bunlar kimin kıyafeti?"


"Sonra anlatırım."Dememle Elif kafasını tamam anlamında salladı.Kalemimi çantamdan çıkarıp hocanın söylediklerini teker teker not almaya başladım.Kafamı elime yasladığımda erkeksi koku yayıldı.Akel'in koku giysilerinde kalmış.Başımı sallayıp kafamı elimden kaldırdım...


🍂


Gözlerimi ovuşturup sırt çantamı sıradan aldım.Neva ve Elif beraber gitmek isteselerde ben tek gitmek istemiştim.Telefonumu cebime sıkıştırdım, yağmur yağıyordu.Derin bir iç çektim.Bugün yeterince suya doymuştum.Çağrı nasıldı acaba? Umarım bana kızmamıştır.


Okuldan uzaklaşıp mahallenin yakınlarına geldiğimde kaldırım kenarına oturdum.Gülümseyerek gökyüzüne doğru baktım.Akan yağmur yüzümü ıslatmıştı.Kesinlikle hasta olacaktım.Başımı dizlerime yaslayıp ıslanan yüzümü sildim.Yanıma birinin oturduğunu anlamamla yan tarafıma baktım.Siyah kapüşonlu giymişti, yüzü gözükmüyordu.Hırkanın şapkası ile kapatmıştı yüzünü.


"Çağrı..."Konuşmadı, elini elimin üstüne koyduğunda sessiz kaldım.Bir elini yüzüme götürüp baş parmağıyla akan gözyaşlarımı sildi."Yağmur akan gözyaşları silemez Mila."Sarılmak istedim, yüzümü boynuna gömmek istedim.Ama yapamazdım, yapamazdım."Çağrı, benimlesin.Yanımdasın."Hafif gülüşünü duyduğumda gülümsememi gizleyemedim.Çok güzel gülüşü vardı.


"Henüz değil Mila, henüz karşına çıkamam."Dediğinde şaşkınlıkla ellerimize baktım."Neden?" Dediğimde çaresiz, acı dolu bir gülüş bıraktı."Çünkü beni sevmiyorsun, henüz senin kalbinde yer edinemedim."


"Biz farklı mevsimlerdik seni yaşatan mevsim beni öldürüyordu."


"Çağrı-"Sözümü kesip avucumu öptü."Kalbinde yerim yok Mila, kalbinde yerim olmadığını bildiğim halde nasıl karşına çıkayım ruhunu sevdiğim kadın?"Diğer eliminde avucunu öptüğünde, yutkundum."Karşına çıktığımda bir hiçmişim gibi hayatından sileceksin."Silemem Çağrı , bunu yapacak güç bende yok.Seni silecek gücüm yok.Şu kısacak zamanda sana nasıl bağlandım aklım almıyor.


"Bir şey söyleme Mila, biliyorum şuan hayır diyeceksin.Ama kalbini bildiğim kadının kimi sevip sevmediğini gayet iyi anlıyorum."Bir süre düşüncelerine daldı."Sen sadece seninle ilgilenmemi seviyorsun.Çünkü sevilmek istiyorsun ama sevmek ne demek bilmiyorsun."Kafamı eğdiğimde çenemden tuttu.


"Kafanı eğme Mila.Hiçbir zaman kafanı eğme."Kollarımı beline sarıp, kafamı omzuna yasladığımda Çağrı titrek bir nefes verdi.Gözlerimi kapatıp öylece durdum, ilk defa sarılmıştım."Kalpten gideceğim Mila."Elini saçlarıma götürüp saçlarımı okşadığında derin bir nefes aldım.


"Çağrı...teşekkür ederim."Çağrı ya heyecandan ya da şaşkınlıktan tek kelime bile etmiyordu, "Gitmem gerekiyor."Siyah hırkasını sıkıca tuttum, sanki onu benden alacaklar gibi sarıldım.Bir daha onu göremeyecek mişim gibi sarıldım.Kafasını kafama yasladığında iç çektim.Ruhuma dokunuyordu, ruhumu anlıyor gibiydi.Çağrı benim gizli yaramdı, Çağrı benim ruhumu anlayan kişiydi.Çünkü Çağrı'nın ruhu kırıktı.Ruhundaki yaraları gizliyordu, tıpkı benim gibi.


"Çağrı seni görmek istiyorum artık."Çağrı'nın iç çekişini duyduğumda bunu şuan yapamayacağını anlamıştım.Saçlarımdan öptüğünde hafifçe gülümsedim."Mila'm..."Sesi bulanıklaşmaya başladığında şaşkınlıkla bakışlarımı etrafta gezdirdim...


Başımı yastıktan kaldırıp etrafa baktım.Rüya mı görüyordum? Çağrı rüyalarıma bile gelirken hayatıma gelmiyorsun.Elimi saçlarımın arasından geçirdim.Yastığı arkamdan alıp yüzüme tuttum.Çığlık attım, çıldıracağım.Yüzü görmediğin birini rüyamda gördüm.Çığlık atmamla kapı aniden açıldı."Açelya bir şey mi oldu?"Yastığı yüzümden çekip bana korkuyla bakan Ilgın'ın gözlerine baktım.


"İyiyim bir şey yok Ilgın."Ilgın bir süre bakışlarını üstümde gezdirdiğinde gülümsedim.Ilgın şüpheyle odadan çıktığında yataktan kalkıp çekmeceden aldığım tokayla saçlarımı topuz yaptım.Odamın kapısını açıp salona geçtim.Umut neredeydi?Balkondan ağlama sesleri geldiğinde balkona doğru ilerledim.Umut ağlıyordu, hıçkırıkları kalbime bıçak gibi kesiyordu.Canım ağlıyordu, Umut'um ağlıyordu.


"Ablacığım."Umut sesimi duyar duymaz gözyaşlarını sildi.Küçücük bir çocuğun bunları yaşamasını istemezdim."Abla?"Yanına oturup ellerinden tuttum."Neden ağlıyordun Umut?" Umut bir süre duraksadı.Burnunu çektiğinde yanağına dokundum.Kollarını belime sarıp, kafasını göğsüme yasladığında saçlarından öptüm."Yaralarına yıldız çizebilir miyim?"Şaşkınlıkla gözlerine baktım bir süre.Gülümseyip yanağından öptüm.


"Kalem var mı?" Yan taraftan kalemi aldığında tişörtün bilek kısmını sıvazladım.Yanıma oturup bileğimi acıtmayacak şekilde tutu.Kalemi yeni kesilmiş yaraların üstünde yıldız çizmeye başladı.Sağ bileğime yıldızlar çiziyordu, sol elimi acıdan sıktım.Tırnaklarımı avucuma bastırdım."Canın açıyor mu abla?"Gülümseyip burnunu öptüm.Elbette acıyordu, canım acıyordu ama bileğim değil.Umut'un üzgün gözleri canımı yakıyordu."Hayır tatlım."


Umut son kalan yaraya da yıldız çizdiğinde dudaklarını yaranın üstüne dokundurdu."Öpücük iyileştirir dimi? Küçükken düştüğümde dizimi öperdin ve geçerdi."Yanağını öpüp, burnunu hafifçe sıktım."Evet akıllı çocuk."Umut gülümseyerek yanağımdan öptüğünde sarıldım.Saçlarını okşadığımda gülüşü kulaklarımda bir melodi gibi yankılandı."Artık ağlama tamam mı meleğim?" Yorgunluğun sessiz çığlıkları gibiydi gözleri.


"Tamam ablacığım."Kurumuş gözyaşlarını sildiğinde gülümsedim.Balkondan çıktığında yüzümdeki sahte gülümseme silinmişti.Onların yanında böyle olmalıydım, mutlu ve neşeli bir abla.Acı çekmemi istemiyorlar.Bileklerimde olan yıldızlara bakıp gülümsedim.Parmağımı yıldızların üstünde gezdirdim.Telefonumun bildirim sesi dikkatimi dağıttığında telefonumu hırkamın cebinden çıkardım.Çağrı mesaj atmıştı.


Çağrı:Mila'm dün sana sert çıkıştıysam özür dilerim.


Çağrı:O an kalbimin kırılmasından başka bir şey düşünemiyordum.


Çağrı:Seni kaybedeceğim düşüncesi beni çok korkuttu.


Çağrı:Mila her şeyi kaldırırım ama seni kaybetmeyi göze alamam.


Çağrı:Dayanamam Mila bu beni öldürür.


Çağrı:Seni kaybetmek istemiyorum.


Çağrı:Mila'm bak lütfen beni anla.


Çağrı:Umarım dünkü tavrım yüzünden benden nefret etmiyorsundur.


Mila'm:Çağrı hiçbir şey söylemedin, senden nefret edecek bir şey yok ortada.


Mila'm:Senden nefret etmiyorum.


Mila'm:Senden nefret etmem için ortada bir neden yok Çağrı.


Çağrı:Gerçekten mi?


Çağrı:Gerçekten benden nefret etmiyor musun?


Mila'm:Etmiyorum Çağrı.


Mila'm:Senden nefret etmiyorum.


Çağrı:Teşekkür ederim,


Çağrı:benden nefret etmediğin için.


Mila'm:Çağrı en ufak bir şeyde insanların senden nefret ettiğini mi düşünüyorsun?


Çağrı:Evet.


Çağrı:Bir kelime söylediğimden sonra bin kere düşünürüm.


Çağrı:Başka bir şey mi demeliydim, yoksa konuşmasaydım diye düşünürdüm.


Çağrı:Elimde değil düşünceler gitmiyor.


Mila'm:Çağrı benimle konuşurken bunu yaşıyor musun?


Çağrı yazıyor...


Çağrı çevrimiçi...


Mila'm:Anladım.


Mila'm:Çağrı istediğini söyle.


Mila'm:Seni hiçbir zaman yargılamayacağım.


Mila'm:Çünkü bütün cümlelerin, kelimelerini her zaman seviyorum.


Mila'm:Lütfen benimle konuşurken rahat olabilirsin.


Mila'm:Bana güvenebilirsin Çağrı.


Çağrı:Sana canımı verecek kadar güveniyorum Mila.


Çağrı:Sen benim canımsın, sen benim ruhumsun.


Çağrı:Sen benim evimsin.


Mila'm:Seni bazen gerçekten anlamıyorum.


Çağrı:Olabilir bazen bende kendimi anlamıyorum.


Çağrı:Yine de seni sevdiğimi biliyorum.


Çağrı:Seni çok seviyorum.


Mila'm:Seni ne zaman göreceğim.


Çağrı:Sana söylemiştim Mila.


Mila'm:Çünkü bugün seni ilk defa rüyamda gördüm.


Çağrı:Ne?


Mila'm:Rüyamda gördüm seni dedim.


Çağrı'ya bir süre konuştuklarımızı ve rüya da ne olduğunu anlattım.


Çağrı:Aslında tam olarak bu ben.


Çağrı:Karşına çıkmıyorum çünkü kalbinde yerim yok.


Mila'm:Nereden biliyorsun?


Çağrı:Çocuk değilim Mila.


Mila:Duygularımı nereden bileceksin?


Çağrı:Belli oluyor Mila.


Çağrı:Gözlerinden belli oluyor.


Çağrı:Şuan kimseye karşı bir şey hissetmiyorsun.


Çağrı:Sadece bana alıştın.


Çağrı:Her gün seninle konuştuğum ve seni anladığım için alıştın bana.


Çağrı:Hayatından çıksam sadece bir ay sonra unutursun beni.


Mila'm:Seni unutmam.


Çağrı:Öyle söyleme gün gelir unutursun.


Mila'm:Unutmayacağım Çağrı.


Çağrı:Neyse boşver,


Çağrı:ne yapıyorsun Mila'm?


Mila'm:Umut'un bileğime çizdiği yıldızlara bakıyorum.


Çağrı:Bir gün avuçlarına yıldızları çizmek istiyorum.


Çağrı:Aslında yaralarına değil,


Çağrı:Direkt yaranın asıl sahibi olan yere.


Çağrı:Kalbine yıldızları çizmek istiyorum, kalbinin yıldızlarla döşenmesini istiyorum.


Mila'm:Kalbimin yıldızı sensin Çağrı.


(Gönderilemedi)


Mila'm:Kalbime yıldız çizmek mi?


Çağrı:Evet kalbine yıldız çizmek.


Mila'm:İmkansız değil mi?


Çağrı:İmkansızı seviyorum ya zaten.


Çağrı:Ben zaten sonumuzu biliyorum Mila.


Mila'm:Nasıl olacak sonumuz Çağrı?


Çağrı:Söyleyemem Mila, söyleyemem.


Çağrı:Çünkü canımdan can gidiyor düşünürken bile.


Mila'm:Sonra görüşürüz Çağrı.


Çağrı:Kaç bakalım kaç.


Görüldü


Balkon kapısını kapatarak balkondan çıktım.Yarın gidecektik bu evden, son saatlerdi bu evde kalışımız.Bugün hayatımızın değişeceği gündü.Telefonumun notlar kısmını temizlemek için girdim.Notlara ders notu hariç her şeyi yazardım.


Neva Ünal


Elif Acar


Cihan Yıldırım


Buse Karahan


Can Polat


Burak Aktan


Akel Demir


Bazen tanıdığım insanların soyadlarını unutuyorum.Bu yüzden her zaman not alırdım.Soyadlar hariç bütün gereksiz şeyleri silip telefonumu hırkamın cebine koydum.Umut'a dün istediği boyama kitabını almıştı Ilgın, Umut şuan boyama yapıyordu.Ilgın neredeydi? Odasının kapısını hafifçe aralayıp içeri baktım.Ilgın başını dizlerine yaşlamış ağlıyordu.


"Ilgın."Benim görmediğimi sanarken gözyaşlarını sildi.Yanına doğru ilerleyip oturdum."Açelya bir şey mi oldu?"Gözleri kıpkırmızı olmuştu.Ağladığında hep böyle olurdu, küçücük bir çocukken bile benden ağlamasını gizlerdi.Duygularını göstermekten nefret ederdi her zaman.Ilgın hâlâ küçücük bir çocuktu, o hiçbir zaman büyümeyecek bir çocuktu."Evet, neden ağladın?"Ilgın bir süre gözlerini kaçırdı, sessiz kaldığında yanağını tuttum gözlerime bakması için."Ben senin ablanım Ilgın.Bana her şeyini anlatabilirsin."Ilgın derin bir nefes alıp bana sarıldı.


"Yoruldum Açelya.Çok yorgunum."Yutkundum, elimi saçlarına götürüp saçlarını okşadım.Ilgın'ımın yorgun olduğu belliydi, saçlarından öptüm."Seni teselli etmek için yalan söylemeyeceğim Ilgın.Yaralar hiçbir zaman geçmez, kalp yarası her zaman duracak."


"Açelya bizi hiç bırakma olur mu?"Geri çekildiğinde alnını öpüp gülümsedim."Her zaman yanınızda olacağım."


"Hadi gel Umut'un yanına gidelim."Ilgın'ın gözyaşlarını sildiğimde Ilgın tebessüm etti.Odadan çıkıp Umut'un sağına ben soluna Ilgın geçip oturduk."Hadi film izleyelim."Umut ellerini çırptığında Ilgın Umut'un saçlarını okşadı.


🍂


Film bittiğinde Ilgın ve Umut uyumuştu.Odamdan yorgan getirip üstlerini örttüm."Açelya gelir misin?" Babamın yatak odasından sesi geldiğinde kapıyı aralayıp baktım.İçki şişeleri yerlere dizilmişti."Ne istiyorsun?"Babam gözlerini gözlerime çevirip hafifçe güldü."İçeri gelir misin diğerleri duymasın."İçeri girip kapıyı aralıklı bıraktım.


"Ne oldu?"Bir anda ağlamaya başladığında şaşkınlıkla ona baktım.Burnunu çekip içkisinden içti."Kızım neden böyle yapıyorsun ben seni çok seviyorum.Sen benim ilk göz ağrımsın"Kızım, ilk göz ağrım.Sen beni çoktan kaybettin baba.Sen bizi kaybettin."Sen onu bizi annemden ayırmadan önce düşünecektin."


"Madem ayırdın, lan neden böyle yaptın? Küçücük çocuktuk baba! Sana ne yapmış olabiliriz?"Babam hıçkırarak ağlamaya başladığında sessizce, duygusuzca ona bakıyordum."Babaları ile anlaşan çocukları gördükçe her zaman düşündüm! Neden babam böyle yapıyor? Bir hata mı yaptım? Senin yüzünden, bunların hepsi senin yüzünden!"


"Sevgini çok istedim, bir baba kendi kanından olan çocuğunu nasıl sevmez aklım almıyor.Madem sevmiyordun o lanet hastanede bizi bıraksaydın annem ile!"Sessizce beni dinliyordu, sessizliği sinir bozucuydu."Annem bana sarıldığında ne yapacağıma şaşırdım.Çünkü kardeşlerim hariç ilk defa birine sarılmıştım.Umut ve Ilgın sabah kollarımda ağladılar! Sen bizi çok yordun baba."Yorgunluk bende olabilirdi ama kardeşlerimin yorulmasını istemiyorum.


"Giderseniz kendimi öldürürüm."Öldür baba, zaten bir katil yaşamayı hak etmiyor."İnan umrumda değilsin."Hıçkırarak ağladığında önünde duran şişeyi alıp duvara fırlattı."Pişman olacaksın."Odadan çıkıp kapıyı sertçe kapattım.Elimi ağzıma götürüp hıçkırıklarımı tuttum.Odamın kapısını açıp odama girdim.Kapıyı kapatıp kendimi yere bıraktım.Hıçkırıklarımda boğuluyordum, nefes alamıyorum.Dayanacak gücüm kalmamıştı.Akan gözyaşlarımı sildim ama yenileri peşine akıyordu...


🍂


Umut, ben ve Ilgın ile dışarıda biraz dolaşıyorduk.Bir elini Ilgın diğer elini ben tutuyordum.Hava soğuktu, kış ayları bir türlü bitmiyordu."Abla bugün gideceğiz dimi?" Umut'un sorusuyla beraber bakışlarımı ona çevirdim."Evet Umut."Umut gülerek elimizi tutup yürüdüğünde gülümsedim.


Karşımıza kapüşonlu birisi çıktığında Umut'u arkamıza aldım."Siz kimsiniz?"Adam yüzünü gösterdiğinde kaşlarımı çattım babamdı."Yine ne istiyorsun?" Babam elini cebine götürdüğünde kaşlarımı daha da çattım."Madem gideceksiniz...Bunu sen istedin Açelya."Cebinden çıkardığı bıçağı görmemle Umut'un önünü kapattım.Bu adam ne yapacaktı? Katil olmayı göze alabilecek miydi?.Bıçağı Ilgın'a doğru tuttuğunu görmemle Ilgın'ın önüne geçtim.Bıçak karnıma gelmişti, karnımı delmişti.Acı dolu bir çığlık bırakamadım Umut korkmasın diye.Bıçağı karnımdan çektiğinde öksürdüm, ağzımdan akan kan koluna gelmişti."Bunu sen istedin Açelya."Karnımdan akan kanlar zift gibi yere akıyordu.Hayatımın sonuna mı gelmiştim? Ömrüm bu kadar mıydı? Umut ve Ilgın bensiz yaşayamazdı, onlar gözümde daha çocuklardı."Hoşçakal."


"Abla!" Umut ve Ilgın'ın seslerini duymamla öksürdüm.Ağzımdan kan akmıştı."Mila'm!" Son duyduğum ses bir erkek sesiydi,bedenim o adamın kucağına düşmüştü.Bayılacağımı anladığımda son kalan gücümle konuştum."Umut korkar onu götür Ilgın..."Gözlerimi kapattım. Gördüğüm tek şey simsiyah bir yol.



Loading...
0%