3. Bölüm

3. Bölüm: Yeni Ortamlar Yeni Şeyler Gibiydi

İrem Çalındır
iremcalindir

Yeni sayfama merhaba dedim. Filiz hanım bana burada Melodi'nin yanına oda ayırdı. Buradaki sistemden de az çok bahsettti.

Normalde burada herkes güçlerine ve ne kadar başarılı olmalarına göre ayrılıyormuş. Fakat Filiz hanım ve Melodi ayrı görüşmelerinde Melodi ile aynı odada kalmamı önerdiler.

Bilin bakalım Melodi ve grubu hangi statüde? Evet, doğru. Onlar en üst düzeyde savaşçılarmış. Buranın amacı ise bizim gibi insanların güçlerini kontrol edebilmesi ve kötü güçleri savmakmış.

Yıllar önce çıkan bir savaşta bir sürü kötü yaratık serbest kaldığı için onları yok etmek gerekiyormuş.

Artık Romiro ekibinde olduğuma göre bende onlarla savaşmalıydım. Emir bu duruma gülmüştü. O bana düşmandı şu an. Çünkü haksızlıkla burada olduğumu düşünüyordu.

Bir tık doğruydu. Ancak küçüklüğümde gördüğüm eğitimleri hiçe sayamazdım. Annem ve anneannem hep bana savaşçı biri olmayı öğretmişti.

Yıllardır bunun üzerine çalışmıştım. Ok atabiliyordum, kılıç ve sopa ile dövüşebilirdim.

Melodi'nin odasına girdiğimde orada bulunan yatağı düzenledik ve odaya biraz çeki düzen verdik.

"Burada kalacağını düşünmüyordum. Fikrini değiştiren şey ne?" Melodi konuşkan bir kızdı. Ancak ben hemen güvenen biri değildim.

"Beni gelecekte gördüğünü söyledin Emir'e." Soruma şaşırdı. "Ben geleceği görüyorum. Kehanetleri anlıyorum diyebiliriz. Seni görmüştüm."

Bu şaşırtıcı geldi. Çünkü geleceği görebilmek ayrı bir yetenekti. Küçük bir yetenek değildi.

"Beni gelecekte gördün yani?" Dedim yastığı da koyarken yatağa oturdum.

"Evet. Nasıl olduğunu söylemem yasak. Gelecekle alakalı şeyleri paylaşmam çünkü bu lanet." O da yatağına oturdu.

"Filiz hanım annemi tanıyor." Melodi kaşlarını çattı. Dediğimi anlamamıştı. "Burada kalıyorum çünkü annemi bulmak istiyorum. Ayrıca bu dünya da belki bir şeyler öğrenirim." Dedim.

Anlayışla kafasını salladı. "Düzgün tanışma fırsatımız olmadı. Ben Melodi Kavak." Gülümsedim.

"Ben de Ayza Kara." Bana geri gülümsedi.

Yüzünü inceledim. Küçük bir yüzü vardı. Tatlı ve seksi bir tipti. Sarı, altın gibi parlayan saçlarıyla doğal ve çok iyi görünüyordu.Renkli gözleriyle çekici ve kurnaz biri olduğu anlaşılıyordu. Bakanın bir daha bakacağı bir cesareti vardı. Fakat o bu cazibesini gizliyordu.

"İlk zamanların olduğu için göze batacaksın. Sonra dedikodular biter. En iyilerin arasında olduğunu unutma yeter. Bize yetişmen zaman almaz diye düşünüyorum. Normalde biri olsa yetişemezdi ancak yıllardır eğitim aldığını söylemişsin Filiz teyzeye." Onayladım.

"Evet, çocukluğumdan yetişkinliğe adım atana kadar anneannem beni fiziksel olarqak eğitti. Ancak tam olarak hareketleri hatırlıyor muyum emin değilim. Buna rağmen neden en iyilere aldı beni?" Dedim merakla. Sonuçta en iyilerde olacak kadar iyi miydim bilmiyordum.

"Çünkü.." duraksadı ve bir süre düşündü. Bana güvenmiyordu. Hemen de bir insana güvenilmezdi ancak bu cevabı bilmek istiyordum.

"Bunu anlamak senin için zor olabilir ancak seni öngördüm. Sen geleceğimizde varsın ve bir şeylere öncülük ediyorsun." Dedi. Şaşırdım. Öncülük etmek ve onların geleceğind ehala daha var olmak. Bunlar yapacağıma inanmadığım şeylerdendi.

"Bilmiyorum Melodi. Bu en iyilerden olmak için bir seçenek değil. Daha grup içerisindeki biri bile beni sevmezken diğerlerinin bu durumu kabullenmesini bekleyemeyiz." Melodi kafasını anlayışla salladı. Kimi kastettiğimi biliyordu.

"Emir'e aldırma. O çoğu zaman böyledir. Haksızlık olarak düşünüyor çünkü senin bir şeyleri batırabileceğinden endişe ediyor muhtemelen. Buradaki gelecek karışık. Buranın kaderi de o şekilde ilerliyor. Emir ise burada düzeni ve dengeyi sağlayan başk kişilerden." Melodi konuşurken iç çekti. Bu konuda sıkıntılı hissediyordu muhtemelen.

"Yani kuralcı diyebilir miyiz?" dedim. Kelimeyi bulduğum için sevinen Melodi gülümsedi. "Tam olarak. Kabullenmesi zor olsa da herkes her şeyi kabullenecek. Çareleri yok. Ayrıca söz hakkı olduğunu da sanmıyorum." dedi.

Sorguluyordum. Burada kalmak gerçekten doğru bir karar mıydı emin değildim. Ceren'i arayıp halama gideceğimi söylemiştim. Halama her zaman ulaşmaya çalışmıştım çünkü o hep bizden uzakta yaşardı ve babama hep ulaşır konuşurdu.

Telefonumı hatırladım. O sırada da telefonum çaldı. Gözlerimi arayan kişiye çevirdim. Çınar arıyordu. Uzun zamandır konuşamamıştık.

"Çınar kim?" dedi Melodi merakla. "Sevgilin varsa burada zorlanırsın diyeyim. Ona buradan bahsetmemen falan gerek. Onun da hayatını korumak lazım." gözlerimi devirdim. çok sıkı kurallar işte başlıyordu.

"Sevgilim değil." inan ne olduğumu bilmiyordum. Telefona uzanıp açtım.

"Sonunda! Ayza, nasılsın? Yangın çıkmış ve sen hala gitmişsin. Neler oluyor?" endişeli sesi ve nefesi buraya kadar geliyordu.

"İyiyim, sıkıntı yok. Yalnızca biraz kafamı dinlemek istedim." dedim sakin bir tonla.

"Emin misin? Benimle her şeyi paylaşabilirsin." dediğinde etrafıma bakındım. Ben bir anda dünyamı değiştirdim demek istedim. Annem hakkında bir haber aldım demek istedim. Kendimi ruhumdan ayrı gördüm demek istedim. Çok şey söylemek istedim ancak yalnızca bir cümle çıktı ağzımdan.

"Ben iyiyim, sorun yok." Çınar biraz sessiz kaldı ve sonunda konuştu.

"Buraya geldiğinde buluşalım. Seni özledim Ayza." dedi.

"Bende özledim." Melodi beni dinliyordu. Dilemiyormuş gibi yapsa da kulağı bendeydi emindim. Bu rahatsız ediciydi.

"Her neyse kapatmam gerekiyor. Bana bir şey olursa haber ver Ayza. Her zaman arayabilirsin unutma. Görüşürüz!"

"Görüşürüz."

Telefonu kapattığım anda dışarıdan bir ses gelmeye başladı. Sanki bir deprem alarmı gibi bütün binada yankılanıyordu. Kulaklarımı çınlatan bu ses kötğ bir şeyin habercisiydi belli ki.

Melodi hızlıca yataktan kalktı ve bana döndü. "Bir baskın var. Görevimizi canlı izlemek istiyorsan gel." Kapıya yöneldi ve çıktı. Merakla yerimden kalktım ve onu takip ettim. Yan odamızda kalan Emir ve Ege de bizimle birlikte çıktı.

Ege konuştu. "Bu hafta bu ikinci bir egalsis vakası." Emir ile Melodi birbirine baktılar. "Bu çok tuhaf değil mi?" Ege'ye karşı tuhaf hissediyordum. Cidden de beni hatırlamıyordu. Odaya kadar giderken benimle yeniden tanıştı. Ya da iyi bir rol yapan oyuncuydu. Ancak gördüğüm o adamdan farklıydı.

O kadar sert ve yorgun bakmıyordu. O adam sinirli bakışlar atıyordu. Ve enerji akışıyla o kadar da güç hissetmiyordum burada.

Ege ve o yabancı kişi arasında farklılıklar olduğunun farkındaydım. Ege bana önyargılı davransa bile beni tanımaya ve anlamaya çalışıyordu. İlk defa birini görmüş gibi tepki veriyordu.

"Olabileceklerden sorumlu değiliz Ayza. Yani kendini koruyabilme veya diğer şeyler, bunları yapabildiğini belirtmişsin Filiz teyzeye. Yani sen en iyilerdensen, öyle olmalısın." Dedi Emir.

Haklıydı. En iyi gruba girmişsem onlar gibi olmalıydım. Bunlara alışmasam bile uyum sağlıyor gibi görünmeliydim.

"Daha egalsis ne onu bile bilmiyor, onu oraya götürmemeliyiz." Ege sonunda konuşmuştu.

Ona doğru döndüm. "Yalnızca nasıl bir şey olduğunu belirtmen yeterli olacaktır."

"Kaşınan kendisi ve bunu yaşayarak öğrenmeli." Dedi Emir yandan gülümseyerek. Benim kötü bir durumda olacağımı düşünüyor olmalıydı. Bana karşı yaşadığı ön yargıyı kırmak istiyordum. Ancak bunu daha eğitim görmeden yapabilir mıydım emin değildim.

Diğerleri benim muhtaç hallerimi görüp burun kıvırtacak gibi görünüyordu.

Ege omzunu silkti ve kafasını salladı. "İyi, madem. İstediğin gibi olsun."

Bölüm : 27.12.2024 01:20 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...