Yeni Üyelik
6.
Bölüm

5.bölüm

@iremm4t

Şarkı adı:Seni Kendime Sakladım

Oy ve yorum sınırı koymaya karar verdim.

10 oy ve 3 yorum gelirse yeni bölümü atacağım

iyi okumalar

________________________________

 

Elinde çöp poşetiyle kapının eşiğinde durmuş, bana bakıyordu. O da beni beklemiyor olmalı ki şaşırmıştı. İlk konuşan o oldu:

"Ne yani, hastane yetmedi, bir de burada mı?"

"Ne alaka be, hem senin burada ne işin var?" dedim.

"Senin burada ne işin varsa, benim de o işim var," dedi. Şaşırmıştım çünkü hiç beklemiyordum. Merdivenlerden Ebru'nun sesini duydum: "Çilem, yardıma gelsene, hayırsız arkadaş!" diye bağırıyordu. Hemen koşup eşyaları merdivenlerden aldım.

Ebru, mala bakıyormuş gibi elinde çöp poşetiyle ve mutfak önlüğüyle kapıda duran Uraz'a baktı ve içeri girdi. Gülmemek için dudağımı dişledim. bana baktı ve "Allah rahatlık versin doktor," diyip elindeki çöp poşetiyle hızlıca içeri geçti.

Bu haline gülerek ben de içeri geçtim. Ebru çoktan eşyaları yerleştirmişti. Koltuğa geçip oturacakken telefonum çaldı. Çantamdan çıkarıp arayanın kim olduğuna baktım; arayan babamdı. Hızla telefonu açtım.

Babam, "Alo Çilem, nasılsın canımın içi?" diye konuşmaya başladı. "İyiyim babacığım, sen nasılsın?" "İyiyim, çok şükür. Biz Hilal ile görev yerimizi Hakkari'ye getirdiğimizi söyleyecektik," dedi.

Bunu beklemiyordum, öylece donmuş kalmıştım. Babam, "Alo Çilem, sesim geliyor mu?" dedi. "Evet baba, geliyor. Niye görev yerinizi Adana'dan buraya aldınız ki?" diye homurdandım. "Sana daha yakın olmak istedik, hem fena mı yapmış olduk?"

"Tamam o zaman, siz öyle istemişseniz öyle olsun. Ne zaman gelirsiniz?" dedim. "Hiçbir sorun olmazsa bu hafta gelebiliriz. Hilal de sizinle kalmak istiyormuş."

İşte bu, çok eğleneceğimizin kanıtıydı çünkü ben, Ebru ve Hilal yan yana gelince her yeri birbirine katıyorduk. Babam, bizim çıkardığımız sorunlardan bıkmıştı.

"Tabii ki bizle kalacak baba," dedim imayla. Babam hemen anladı: "Aman Hilal, sakin bir sorun çıkarayım demeyin, işimin gücümün içinde bir de sizinle uğraşmayayım," diye söyleniyordu gülerek.

"Yok babacım, sen orasını hiç merak etme," dedim sinsice.

Babamla biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapattım. Hilal ile babamın buraya gelmesine çok sevinmiştim. Hilal benim kuzenimdi, kendisiyle aynı yaştaydık. Hilal 5 yaşındayken annesi onları terk edip gitmişti. Amcamla tek başlarına kalmışlardı.

Benim de ailem vefat edince amcam beni yanına aldı ve üç kişi yaşamaya başladık. Amcam bize hem baba hem de anne olmuştu. Hiçbir eksiğimiz yoktu; yediğimiz önümüzde, yemediğimiz arkamızdaydı.

Arada bizi arkadaşlarına emanet edip görevlere giderdi. Hilal'in kuzenim olması, hayatımdaki en büyük şanslarımdan biriydi.

Ebru'yla birlikte biraz televizyon izledikten sonra uyumaya gittik. Odama gidip yatağıma uzandım ama bir türlü gürültülü sesten uyuyamıyordum. Yan daireden müzik sesi geliyordu; bu o gıcık herifin işiydi.

Hemen banyoya gidip bir tane fırça alıp odaya gittim ve fırçayı duvara vurdum müziği kısması için ama ne yazık ki daha çok yükseldi. Fırçayı daha hızlı duvara geçirdim ama gıcık herif umursamıyordu bile.

Hemen gidip lojmanın yöneticisine yazdım ve Uraz denen gıcığın numarasını aldım.

Vakit kaybetmeden mesaj yazmaya başladım.

Siz: Müziği kısar mısın, uyuyamıyorum?

 

05*********: Sen kimsin?

 

Siz: Karşı komşu.

 

05*********: Hayır.

 

Siz: Müziği kıs artık.

 

05*********: Hayır, kısmayacağım.

 

Siz: Sesini indir, deli midir nedir?

 

05*********: Deli değilim.

 

Siz: Allah kahretmesin, ne istiyorsun?

 

05*********: Müzik dinlemek.

 

Siz: Yarın ameliyata girmem gerek, sesini kısarsan uyumayı düşünüyorum.

 

05*********: Kapatmayı deneyeceğim.

 

Siz: Zahmet olacak.

 

 

05*********: Evet, zahmet oldu.

 

Siz: Gece gece çattık.

 

05*********: Olabilir.

 

05*********: İyi geceler.

 

Siz: Size de.

  

Neyse ki sonunda müziği kapatmıştı, hemen yatağa girdim ve uyudum.

Sabah erkenden kalktım ve duşa girdim. Duştan sonra saçlarımı kuruladım ve topuz yaptım. Odaya gidip giysi dolabıma giyeceklerimi seçmeye başladım. Üzerime beyaz sweatshirt'ümü, altıma ise siyah jean'imi giydim.

 

(Çilem'in giydikleri.)

 

Günlük makyajımı yaptıktan sonra odamdan çıktım. Ebru sabah erkenden benden önce çıkmıştı. Kahvaltıyı hastanede yapmaya karar verdim. Üzerime beyaz montumu ve ayakkabımı giydikten sonra kapıyı açtım.

Kapıyı açar açmaz Uraz da açtı, üzerinde askeri üniforması vardı. Üniforma çok yakışıyordu, nedense karizmatik ve çekici duruyordu. Bana baktı ve "Günaydın" dedi.

"Size de günaydın ama açıkçası bana pek gün aymadı," dedim ve erkeksi bir sesle dediğime kahkaha attı.

Gülüşü nedense içimi sıcacık etti. O gülünce otomatikman benim de dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı. Gülmek onu daha yakışıklı yapmıştı.

Ben ne diyordum Allah aşkına, o bizim bildiğimiz bay gıcık. Yakışıklı olması bir şey değiştirmiyor, açıkçası ben de bunu söylediğime inanamıyorum.

_______________________________

 

Yeni bölüme kadar hoşçakal'ınnnnnnnnnn

Loading...
0%