@iremmlynnn
|
4-Bölüm (4 Ay sonra) "Özgürr uyan!" Diye kaçıncı bağırışımdı hatırlamıyordum. Bugün benim için aşırı stresli bir gündü. Özgür ve ben İzmir'e gidecektik. Onu ailemle tanıştıracaktım. Gece boyu stresden uyuyamamıştım. Sabah erken saatte çıkacağımız için Özgür'ün evinde kalmıştım. Camdan dışarı baktım. Hava çok soğuktu ama bu soğukluk yalnızca havanın değil benim de soğukluğumdu. Ailem beni çok sever. Annem Aydan küçüklüğümden beri benim için hep iyi şeyler istedi. Hep çalıştı, hep çabaladı. Onun tek isteği bizim iyi şartlar da yaşamamızdı. Eminim Özgür'ü de sevecekti. Babam Murat kesinlikle hırslı olmamın en büyük mimarı babamdır. Aynı zamanda zekam konusunda da çekme ihtimalimin en yüksek olduğu kişi. Ve canım kardeşim Çisem o harika biridir. Onun için bu hayatta yapmayacağım şey yoktur. Onu çok seviyorum. Genel olarak ailemi seviyorum. Ama tek ailem onlar değil biraz kalabalık bir ailem var. Teyze dayı boldur bende. Beni strese sokan da onlardı zaten. Ben bunları düşünürken daldığımı farkettim. Ben bunları düşünürken Özgür uyanmıştı. "Günaydın aşkım." Dedi gülerek. "Sonunda uyandın." Dedim azarlayıcı bir tavırla. "Saat kaç?" Diye sordu. "8:45 " dedim ve odaya geçtim. Özgür de ayaklanmıştı. Tekrardan eksik birşey var mı diye kontrol ettim. Herşey tamamdı. Özgür duşa girmişti. O ara da annemle konuştum. Çok heyecanlıydım. Aylardan Şubat ayıydı. Dışarda kar yağıyordu. Ben İzmir'de hiç kar görmemiştim. Küçüklüğümden beri hep Ankara şehrini çok severdim. Beni çeken birşey vardı adeta. Unutmayın bir şehir sizi çekiyorsa orada yaşayacaklarınız var demektir. Belki de ilk defa kalbimin sesini dinledim. Yatağın baş ucunda duran vazoya baktım. Bir sürü menekşe vardı. Bunları dün Özgür almıştı bana. Derin bir iç çektim o ara banyonun kapısı açıldı artık çıkmamız gerektiğinin bir işaretiydi bu. Ben yatak odasından salona geçtim. Çantamdan makyaj malzemelerini çıkardım ve en sevdiğim şarkılardan birini açtım. Tabiki de Ankara Rüzgarıydı. Özgür giyinene kadar vaktim vardı. Ben makyajımı yaparken Özgür hazırlanmış bir şekilde içeri geldi. "Hadi çıkalım mı yavaştan."dedi. "Tamam çıkalım." Dedim. Aşağı arabanın olduğu yere doğru yürümeye başladım. Arabaya geçtik. Evet İzmir'e arabayla gidecektik. Saat çok erkendi koltuğu arkaya yatırdım ve başımın ağırlığını koltuğa bıraktım. Özgür (10 yıl önce) "Anne ağlama!" Dedim annemi teselli etmeye çalışarak. Annem yine babannemden dayak yemişti. Annem dayak yediğinde yapmamı istediği tek şey vardı. Rüzgar'ı al odaya gir ve kapıyı kapat. Annemin dediklerini birebir yapardım. Ama anlamıyordum. Neden annemin her hafta bir yeri mor olurdu. Ben bunları düşünürken annem bana sarıldı. "Rüzgar nerede annecim?" Diye sordu. "Odada Yıldıray ile beraber oyun oynuyor anne." Dedim. Annem yüzüme baktı. "Sana tek bir nasihatim var annecim." Dedi. Nasihat ne demekti bilmiyordum. Annem devam etti. " Kimi seversen sev her zaman seni sonsuz cesaret ve sadakatle sevebilecek biri olsun. Sana laf söyletmesin sende onu ezdirme." Annem neyden bahsediyordu anlamamıştım. "Tamam anne söz veriyorum. Ama yeterki sen ağlama lütfen." Dedim ağlayarak ve anneme sarıldım. (Günümüz) Bugün Çilem' in ailesi ile tanışacaktım. Heyecanlıydım doğrusu eminim o da çok heyecanlıydı. Ben küçüklüğümden beri hep beni sonsuz sevebilecek biri olsun istemişimdir. Küçüklüğüm hep annemin ve ailemdeki kadınların yaşadığı sorunları görerek geçti. Babam annemi çok seviyordu. Ama işi gereği bizimle sürekli ilgilenemezdi. Ama etrafımda o kadar çok baba figürü vardı ki onu düşünmeye vaktim kalmazdı. Eskileri düşünmeyi pek sevmem. Ama bu aralar çok fazla düşünmeye başlamıştım. Bunun sebebi neydi bilmiyorum. Ama tek birşey biliyordum. Ne olursa olsun aşkımın peşinden koşacakdım. Ve biraz zor ama bütün bunlar bitince mutlu olacaktım. Hedeflerim bunlardı. Çilem yan koltuğu yatırmış uyuyordu. Herkes sevilmeyi haketmez. Ama o hakediyordu hemde fazlasıyla. Tıpkı anneme benziyordu. O da sevilmeyi fazlasıyla hakerdiyordu. |
0% |