@iremnur35
|
Ben hala gelen kişiyi bilmeden suratlarına bakarken içeri Atakan girdi, -Alya Hanım doktorumuz Cemm Bey. -Aaa merhaba doktor bey çok memnun oldum bende Alya hemşire. -Çok memnun oldum hemşiremin bu kadar güzel olduğunu bilseydim daha önce gelirdim tanışmaya, köylere ziyarete kendi yerime Caneriyolladığımiçin daha çok üzüldüm şimdi. -Olsun doktor bey geç olsun da güç olmasın, size sormam gereken birden fazla şey var burasıyla ilgili her şeyi not aldım bir bakalım mı beraber? -Tamam tamam olur tabii ki. -Atakan komutanım kapıyı kapatırsanız çıkarken sevinirim size de kolay gelsin. Sonrasında bilgisayara oturmuştu doktor Atakan'ın sinirli bakışlarını görmemişti henüz. Bende olay büyümesin diye hemen yanına gidip -Kolay gelsin size. diyerek kapıyı kapatmıştım gittiğini görünce. Sonrasında saat 12 olmuştu ve biz o saate akdar full çalışmıştık eksik olanbir sürü şey vardı neyse ki halledebilmiştik sonrası da bir kaç askerin rahatsızlığıyla ilgilenerek geçirmiştik. Doktor bey gitmesi gerektiğini söylemişti. Odadan çıktığımız da Albay ve Atakanı konuşurken görmüştük Albay yanımıza doğru yürüdü. -Hoş bulduk komutanım evet evet tanıştık hemşire hanımla ama daha önce gelip tanışmadığıma üzüldüm açıkçası kendisi hem eğlenceli, hem güzel, hemde çok enerjik ve pratik. -Ahahhaha gerçekten de öyle Alya kızım çok yardımcı oluyor bize her konuda. Zehirlenme vakasında da çok büyük şeyler yaparak birden fazla askerimizin canını da kurtardı. -Utandırıyorsunuz beni komutanım ben sadece görevimi yaptım. Sonrasında albay işi olduğunu söyleyerek yanımızdan ayrılmıştı. Atakan ben cem kalmıştık. -Ya Alya diyorum ki dışarıda bir kahve mi içsek seninle eğer işin yoksa. Atakana baktığımda bana bakıyordu. -Tabii neden olmasın Doktor bey çıkalım. -Tamam ama bey lafını kaldıralım aradan lütfen. -Bende geliyim sizinle canım nasıl kahve istedi anlatamam. İkimiz de Atakana dönmüştük. -Sizin işiniz vardır komutanım hem biz işle ilgili konuşacağız Alyayla siz sıkılmaz mısınız? -Yok hayır neden sıkılayım ki işimde yok hem bende sizinle geliyim. -Ben eşyalarımı alıım. diyip odaya girmiştim, Allah aşkına noluyordu ya Atakanın ne işi vardı bizimle anlamıyorum ay acaba kıskandın mı beni anlamadım ki, ay yok canım neden kıskansın demek ki canı gerçekten de kahve istedi. Neyse ben en iyisi çıkayım dışarı, sonrasında üçümüz askeriyeden çıkmıştık. -Arabam şurdaydı gidelim. -Ne gerek var doktor bey benim arabamla gidelim. -Ama ben oradan ilçeye gideceğimden arabayı gelip alamam. -O zaman beyler şöyle yapalım ben Cemin arabasına biniyim ikimiz çıkalım sende kendi arabanla arkamızdan gelmiş olursun komutanım. -Olmaz sen benim arabamla gel. -Pardon ama neden senin arabanla geliyim? -Daha güvenli benim arabam. -Benim arabam güvensiz mi yani bunu mu kast ediyorsunuz? - Ben onu kast etmedim ama asker arabası her zaman daha güvenlidir. -İyi de benim güvenliğimi tehdit eden bir şey mi var arkadaşlar anlamadım? -Sen bir dakika bekler misin Alyacım. -Alyacım derken vay be baya samimiyeti ilerletmişsiniz. demişti Atakan. -Evet öyle oldu hemşirem değilmi elbette samimi olacağız. -Ya off gitmiyorum ben hiçbir yere kendiniz gidin kahve içmeye. Diyerek askeriyeye geri dönmüştüm, hayır yani anlamıyorum bana sormadan fikrimi almadan kendi aralarında tartışıyorlar hızlı hızlı askeriyeye girmiştim resmen burnumdan getirdiler ya şaka gibi. Odaya girdiğimde üzerimi çıkarmıştım formamı giydiğimde tekrar kilidi açtım. O sırada içeri bir asker girdi. -Kolay gelsin Alya Hanım, sanırım grip oldum da boğazlarım çok ağrıyor yardımcı olur musunuz? -Tabii tabii otur sen şöyle bakalım hemen sana. Sedyeye oturacakken bir anda kapı sert bir şekilde açıldı içeri Atakan girdi asker hemen hazır ola geçti. -ÇIK DIŞARIIII diye bağırmıştı askere, hemen çıkmıştı odadan Atakan kapıyı kapattığında başladım konuşmaya. -Pardon da sen kim oluyorsun da odaya bu şekilde girip hastayı odadan kovuyorsun noluyoruz ya. -Sen nasıl tanımadığın adamın arabasına binmeye kalkıyorsun ne kadar güvenebilirsin ki? -Ya pardonda bundan sanane, seni ne kadar tanıyorum da senin arabana bineceğim. -Biz uzun süredir tanışıyoruz bir kere, hem bir askere değil de başka kime güveneceksin? -Hah 2 hafta oldu biz tanışalı neyin uzun zamanından bahsediyorsun. Ya dışarı çıakr mısın? ÇIK -Alya beni dinler misin? Ben o adama güvenmiyorum. -Dinlemek istemiyorum seni çık dışarı. Sonrasında çıktığında kapıda bekleyen askere seslendim. -Gel içeri az önce olanlar için kusura bakma. -Yok estahfurullah ne kusuru? -Geç sen otur bakalım tekrar boğazına. Boğazı tahriş olmuş bademcikleri de şişmişti rahatlatıcı ilaçve gargara vermiştim ilaç olarak. -bunları günde 3 kere tok karna yaparsan eğer bir kaç güne iyi olursun ateşin falan çıkarsa yine de mutlaka gel tekrar. -Çok teşekkür ederim hemşire hanım. Dışarı çıktığında bende bilgisayara oturup sisteme işliyordum bilgileri, hayır yani anlamıyorum neden bu kadar sinirleniyor altı üstü arabaya binicektim. Ayy karnım gurulduyor çok acıktım ya. Kartımı da alıp yemekhaneye girmiştim yemek alıp oturduğumda çok az kişinin olduğunu gördüm. Yemeğimi bitirip odaya geri döndüğümde masanın üstünde çikolata ve pamuk şeker birde kahve görmüştüm not olarakta "ÖZÜR DİLERİM-KOMUTAN" yazıyordu yap yap sonra gel özür dile yemezler canım notu çekmeceme kaldırıp kahveyi içmey başlamıştım çikolatayı da ilaçlar için olan soğuk dolaba koymuştum, odun ya hayır sen bana nasıl bağırıyorsun ki ben anlamıyorum tam o sırada telefonum çalıyordu. Annemin aradığını görmüştüm ah nasıl özlemiştim ama ya. -Annecim nasılsın? -İyiyim Menekşem aramasak aramayacağın yok, sen yerleş alış diye rahatsız etmek istemedik ama hiç aramıyorsun kızım ya. -Haklısın annecim ama geldiğimden beri inanılmaz yoğun geçti benim için gerçekten bak. Çok çzledim sizi nasılsınız? abimler babam halamlar nasıl? -Hepsi çok iyiler kızım sana çok selam söylüyorlar. -Aleykümselam annecim sende çok sela söyle O sırada içeri Selim içeri girdi. -Annecim arıcam seni ben akşam hasta geldi de şimdi. -Tamam kızım Allah'a emanet ol. -Sizde Annecim. -Selim gelsene içeri bir sorun mu vardı? -Ya kusura bakmayın rahatsız ettim sizi, ama ben kah tahlili vermiştim geçen gün onların sonuçlarını almaya gelmiştim bugün gelmemi söylemiştiniz. -Aaaa evet haklısın geç otur şöyle koltuğa bir bakalım nedir son durum. Bilgisayara oturduğumda Selim de koltuktaydı hemen masanın önünde. -Yani Selim D vitaminin baya düşmüş, muhtemelen bahsettiğin halsizlikte bundan kaynaklı bir bakalım hemen ilaca buralarda olacaktı. Ayağa kalkıp ilaçlara ilerlediğimde raftan almıştım hemen. -Heh burdaymış, şimdi sen bunu mideni bulandırmasın diye direk içme olur mu? Suya dök ya da ne biliyim yoğurda döküpte yiyebilirsin her gün 7 damla yheterliolucaktır 2 hafta sonra gel tekrar kan alalım eğer değerlerin yükselirse ilaca devam ederiz ama aynı değerdeyse farklı aksiyonlar alırız. -Tamamdır Alya Hanım çok teşekkür ederim çok saolun kolay gelsin size. -Ne demek, sana da kolay gelsin. Dışarı çıktığında saatin akşam 18:00' a geldiğini görmüştüm oha ya nasıl bu kadar ilerledi saat.Çok yorulmuştum ya ne kadar da yoğun geçiyordu nöbetim. Tam oturacağım sırada kapı bir anda açıldı nedir bu kapının sizden çektiği arkadaş anlamıyorum ki. -Hemşire Hanım koşun albayımız fenalaştı. Hemen ayaklanıp odasına koştuğumda kapı açıktı sandalye de ağzı açıkşekilde nefes almaya çalışıyordu albay. -Komutanım tamam sakin olun. Hemen gömleğini ilk iki düğmesini açmıştım. Arkamda ki askere seslendim hemen. -Adam da 2. çekmece de astım spreyi var alıp gelir misin? Bunu söylememle asker hemen odadan çıkmıştı. Albayın daha önce astımı olduğunu biliyordum şu anda da gösterdiğ belirtelerde astım kriziydi. Asker ilacı getirmişti hemen sıktığımda 2-3 dakika sonra kendine gelmeye başlamıştı. -İyi misiniz komutanım? -İyiyim iyiyim Alya kızım çok saol spreyim bitmiş farkında değilim. -Bundan sonra ben birebir takip edeceğim ilaçlarınızı merak etmeyin. O anda içeri Atakan ve timi girdi baya 14 kişi bir anda odaya doluştu. -Komutanım iyi misiniz? -İyiyim iyiyim yüzbaşım. -Beyler bu odanın bu kadar kalabalık olmaması gerekiyor. Resmen oksijen alanı bırakmamışsınız odada. Dediğime hepsi gülüyordu. Atakan söze girdi -Siz geçin gazinoya ben geliyorum. -Gazinomu askeriye de gazino mu var? -Evet hemşirecim dansöz de oynatıyoruz demişti Mete. -Meteee çıkın dışarı. Diye Atakan sert şekilde söylediğinde askerlerin hepsi çıkmıştı. -Gazino kantin gibi bir yer oluyor bildiğin gazinolaran değil. O gülünce bende gülmüştüm. -Komutanımben çıkıyım artık bir sorun olursa seslenin bana. Teşekkür ettiğinde dışarı çıkarken tam kapıdan albayın sesini duydum. -Bu görev çok tehlikeli timinle çıkıcaksın ama karşınızdakiler çok güçlü ellerinde dış güçlerden aldıkları silahlar var. Ve çok kalabalık olduğuna dair bilgi aldık. Kalbim sıkışıyordu sanki odama doğru yürürken vazgeçip gazino dedikleri yeri bir askere sorup oraya doğru ilerlemiştim ve içerde duran kartal timine bakıyordum. İçeri adımladım. -Neden timinizin adı Kartal? Diye sordum. -Atakan komutanımız 2 yıl önce bu timi kurarken benim timim tuttuğum takımdan bir parça taşısın dediği için Fenerbahçeden esinlenerek Kartal koymuş. Emire gülümsedim, sanırım başka bir isim size bu kadar yakışmazdı beyler gerçekten. -Oturmaz mısın Alya? Diye sormuştu Ahmet abi. -Bir çay verirseniz neden olmasın. O sırada Mete ayağa kalkıp çayı getirmeye gitmişti. -Gittiğiniz her görev zor mu? -Biz en basit göreve bile en zor şekilde görüyoruz ve ona göre hareket ediyoruz. -Anlıyorum, peki hiç aranızdan biri vefat ettimi? Bunu neden sormuştum bilmiyorum ama merak etmiştim. Sorduğu soruyla hepsinin yüzü düşmüştü. Metin konuşmaya başlamıştı -Evet kaybettik bir arkadaşımızı Tolgayı geçen sene ama onun dışında şehidimiz olmadı. -Ayağınıza taş değmesin inşallah hiç olmaz hepinizi sağ salim görmek istiyorum geldiğiniz de yoklama alacağım ona göre olmayana domuz aşısını yaparım. Dediğimde hepsi gülmüştü. -Bu mesleği kötü kullanmak olmuyor mu ya? Nasıl tehdit bu? Atakan gelip yanıma oturmuştu, elimde ki çayı alıp bir yudumalıp bana vermişti tekrar. Bende gülümseyerek cevap vermiştim -Yok komutanım estafurullah benim amacım güvenliklerinden emin olmak. Diyerek laf sokmuştum, o da orda ki imayı anlamıştı. -Herkesin güvenliği bana emanet. Sonra da kulağıma eğilim seninki de demişti. -Neyse ben artık kalkıyım,siz ne zaman gidiyorsunuz göreve komutanım. - Yarın gece çıkacağız yola. -Anlıyorum, konuşuruz o halde tekrar gitmeden hepinize birer tane vitamin vericem suya koyup içiceksiniz tamam mı? -Annemin yokluğunu asla aratmayan bir hemşiremiz var. -Dikkat edin anlamadığımız bir şekilde terlikte gelebilir her yerden. -Aahhaha ya ama ben sizi düşünüyorum ya. -Biliyoruz biliyoruz. demişti Mete. -Ben birazdan getiririm size vitaminleri saat çok geçoldu biraz uyusam iyi gelir bir şey olursa odanın yolunu biliyorsunuz beyler iyi geceler. Hepsi iyi geceler demişti. Resmen başıma ağrı girmişti, ne olaylı geceydi ya gidip biraz uyusam iyi olacaktı saat 12 olmuştu bile. Kapımın hızlı hızlı çalınmasıyla ayaklanmıştım duvarda ki saate baktığımda saat 7 olmuştu ohaa ya nasıl uyumuştum ben o kadar. Dışarıdan sesler geliyordu aynı anda kapı çalmaya devam ediyordu. Sonra ses kesildi kapıya doğru yürümeye başlamıştım kilitli olduğundan açamamıştı karşıda ki kişi. Tam o sırada doktor Cemin sesini duydum, "Ben şu anda askeriyedeyim, albay odasında yok ama kapısı kilitli şimdi giremem oraya ama onlar operasyona çıkmadan güzergahlara ulaşmaya çalışacağım." Ne diyor lan bu ne güzergahı ne odaya girmesi sonra kapı tekrardan çok sert şekilde çalmaya başlamıştı napıcaktım ben şimdi? Arkadaşlar selammm yeni bölüm geldiiii desteklerinizi yorumlarınızı eksik etmeyinnn yorumlarınızı beni motive edip ilham veriyor :))))
|
0% |