Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7. Bölüm

@iremozsumbul

1 Ay önce

Saraydan,kasabadakilerden,ve özellikle abimden kaçmak zordu. Herkesten uzak bir yere taşınmıştım bile.

Bana kuma getirildiği gün gururum yerle bir olmuş,kalbim paramparça olmuştu.Bir şekilde kendimi toparlamaya çalıştım.

 

Sabah 8'di saat. Erken uyanınca manzarasından yenmiyordu. Kahvaltı yemeğimi balkonda yemek amaçlı Mutfağa gittim. Birden bire zil çalınca, yeni tanıştığım Ayşenur teyze gelmiştir diye koşa koşa gittim. Kapıyı açar açmaz Baran ve Tuncay bey'le karşılaştım ve BAM! Yine bir darbe ve yine bir karanlık..

🕳️

 

 

 

 

 

 

 

 

Günümüz..

Kahvaltıdan sonra, tatlı canım çektiği için yeni gelen hizmetçimiz tuğçe'den bir ekler istedim bahçeye. Açık havaları çok seviyordum,huzur doluydu. Eklerim gelince afiyetle yemeye başladım. Bugün izel ve serapla konuşmuştum,akşam kız gecesi yapacaktık.

Şu zaman biçiminde iyi anlaşıyorduk,birbirmizi tanıyorduk. Hatta üstelik Kuzey nişanlanıyordu.

İki gün sonra nişanına gidecektik.

"Napıyorsun bakalım burada,Akça hanım"

"Halay çekiyorum baran!"

"Çeksen ne güzel görünürsün.."

Baranla aramızda oldukça şey geçmişti. Ve ona yavaş yavaş hoşlantü beslemeye başlamıştım. Onu istemiyordum,normal hayatımda olan Mert'le evlenmekti hayalim. Ama bilmiyorum Baran hoşuma gidiyordu.

⚜️

Nişan günü

Üstüme siyah askılı elbise atıp, güzel bir makyaj yapmıştım.

"Hadi gel gidelim"diye seslendi baran.

"Aşkım sen git geliyorum ben" birden bire saşkınlıktan gözleri açıldı ne olduğunu anlamaya çalıştım ve sonunda anladım..

Allah kahretsin Aşkım mı demiştim ona...

Allah belanı versin Akça!

"Tamamm Aşkım bekliyorum" dedi baran dolu dolu keyifle.

 

Nişan yerine gelmiştik. Açık havaydı,güzeldi beğenmiştim. Sadece içimde tek birşey kalmıştı. Evlilik teklifi alarak, parti vererek,eğlenceli bir evlilik isterdim.

Bir masaya oturmadan önce yürüken kulağım çınladı,başım dönüyordu hızla dönüyordu

Baran bana sesleniyordu fakat onu duymuyordum, kulaklarımda çığlık sesi yankılanıyordu. Yüzümü buruşturarak kendimi zorladım.

Gözlerimi açtığımda baran beni çoktan kucaklamıştı arkamızdan konuşma sesleri geliyordu.

Yüzümü yıkayıp kendime gelince ne olduğunu anlayamamıştım

"İyi misin?"

"Evet iyiyim"

"Eminsin değilmi?"

"Bu ara oluyor geçer heralde"

"Bir daha tekrarlanırsa hastaneye götürürüm" dediği lafa Başımı salllayarak onay verdim.

Bilezikler takılmıs herşey yapılmıştı.Arabayla eve dönüyorduk ki izel sessizliği bozdu.

"Ya ben bu kadar eğlenceli olacağını bilmiyordum!" Dedi heyecanıyla Erkekler ve Kadınlar ayrı arabalarda gidiyordu. Şoförümü bile kadındı.

"Ayy evett hele gelinin, yerli plaka şarkısıyla girmesi yerde koptum!"

"Sen eğlendin mi Akça?" Diye sordu neşeli neşeli

"Evet,güzel geçti"cevabım neşesini tatmin etmesede moralim yoktu.

Aylar geçmiş kitaptan bir haber bile alamamıştım yada hatırlamamıştım. Bu canımı oldukça sıkıyordu.

Araba durduğunda,saraya geldiğimizi gördüm ve kapımı kendim açtım.

"Akça hanım biz açard.."

"İsteseydim size söylerdim" dedim sebepsiz sertlikte..

Baran beni belimden iterek ilerlememi sağladığında ona baktım.gülüyordu.

"Noldu?"

"Çok güzel görünüyorsun."

"Teşekkürler" dedim cilveli sesimle.

Aniden beni kimsenin görmeyeceği bir kenara çekip belimi kavradı.

"Elbisenin iplikleri beni yırt diye bağıyor Akça." Dedi içtenli ve zevkli sesiyle.

"Ee ne var bunda?"

"O iplikleri yırtarsam!"

Güldüm.

"Tadını özledim.."

"Özle" dedim umursamaz tavrım bütün romantikliği bozarken o hiç bozulmamıştı. Belimden aşşağı indi. Elleriyle bile yargı dağıtıyordu Allah'ım...

Birden birisi seslenince kahkaha attım. Arka bahçeden bizi çıkarken gören serapla izel 32 diş sırıtıyordu. Hepimiz eve girdiğimizde. Aynı şey oldu kulaklarımda çığlık sesi koptu,rüzgar esti baranın ve insanların sesini boğuk duyuyordum ve bi yerden sonra duymamaya başladım. Kulaklarımda hala çığlık kopuyordu. Bu sefer her zamankinden şiddetliydi bedenimi ele versem uçacakmışım gibi hissettim. Ve ne sonunda gözlerim zifiri karanlığa büründü

Hala yaşıyordum ama rüzgar ve etkisi üzerimdeydi gözlerimi açmaya çalıştım ama olmadı.

En sonunda gözlerimi açtığımda ıssız bir ormandaydım,her yer sis'ti. Sağımda orman, solumda uçurum vardı. Sanki yürümüşümde ormanın sonundaki yere gelmiştim. Etrafıma iyice baktım kimse yoktu, uçurum tarafına döndüğümde Bir kitabın düşmeye yakın olduğunu gördüm

Bu o kitaptı. Kesinlikle o'ydu.

Hızla kitabı uçurumdan alıp uzaklaştım. Kapağını açtığımda çok az kelimeler görüyordum.

"Aldanma müziğin ritmine,sesine,sözlerine bak!"

"Aç kolyenin kapaklarını,serilsin önüne büyük bir kraliçe tahtı"

"Hatırla anılarını,kaptırma kitabını"

Donup kaldım. Bu üç cümleyi okuyabiliyordum. Sondaki cümle ayriyetten kalın yazılmıştı. Hatırlamam lazımdı evet ama elimde değildi. Tam uyanmak için atlayacakken küçüklüğümü gördüm.

"Nasıl ya" dedim.

Arkadan annem geliyordu,beni görmüyorlarmıydı?

Annem bıçağını usulca çıkarıp bacağıma sürtüyordu. Tam beni öldürecekken,babam geldi arkadan.

Donup kalmıştım,ya babam gelmeseydi. Hem anlıyor hem anlamıyordum.

"Züleyha! Napıyorsun?"

"O kitabı çalıştırmamalı bunu önlemeliyim!" Dedi annem endişeyle. Bende hafızamı sildikleri için hatırlamıyordum!

Tam babam konuşacakken yine gözlerim kapandı ve rüzgarla uyandım. Herkes şaşkınlıkla bana bakarken ağzımdan bir isim döküldü.

"Baran,konuşmalıyız. Acil"

 

 

 

 

​​​

Loading...
0%