Sabah uyandım. Odadan çıkıp mutfağa doğru yürümeye başladım. Babam, mutfak tezgahında kahve yapıyordu.

'Günaydın' dedinm. Babam, bana bakmadan başını salladı.

Masaya oturdum. Babam, hemen bana kahvemi vererek sessizce kahvesini yudumlamaya başladı. Babam, bir anda seslendi. 'Birisi ile tanışacaksın ve o senin için oldukça önemli olacak.'

'Kim?'

'Çok geçerli bir iş adamı. O, çok zengin ve güçlü. Sen onunla tanışacaksın ve onunla evleneceksin.'

'Pardon, bundan şeyin haberi var mı? Benim?!'

'Evet, onunla evleneceksin' dedi babam. Babam elindeki tabaktan bir parça ekmek alıp soğuk kahvesinden bir yudum almaya başladı.

'O dedi ve sen de beni dinleyeceksin' dedi babam ciddiyetini koruyarak.

'Hayır.'

'Senin ne dediğin umrumda bile değil' dedi babam. 'Seni o adamla evlendireceğim.'

'Uykunda anca, o da ölüm uykusu."

'Ne dedin sen?' dedi babam sinirli bir bakış atarak.

'Bilmem, ne dedim?'

'Beni sinirlendirme!' dedi babam bağırarak.

'Aynen, tabii.'

'Şimdi hazırlan' dedi babam elindeki tabaktan ekmek parçasını ağzına atarak.

'Hayır.'

'Ne demek hayır?!' dedi babam sinirle.

'Bildiğin, ha ve yır. Hayır.'

'Evleneceksin. O bir adam!' dedi babam öfkeyle.

'Ona bakarsan televizyonda da erkekler var. Mesela, bir erkek sahnesi çıktı. İlla erkek diye benim kocam mı olacak? Sende erkeksin ama adam mısın madam mısın bilemedim.'

'Hey, bana öyle bakmaya devam edersen dayak yersin' dedi babam daha fazla kızmaya başlayarak.

'Dene bakalım.'

'Hemen odana git, şimdi!' dedi babam kızarak.

'Burda mutluyum. Gitmeyi düşünmüyorum.'

'Odaya gideceksin!' dedi babam sinirle.

'Hayır.'

'Hayır mı?' dedi babam öfkeyle.

'Hayır dedim, evet.'

'Seninle iyi geçineceğim sanmıştım ama anlaşılan bu gerçekten imkansız' dedi babam öfkeyle.

'Tabii, öyledir.'

'Seni uyarıyorum' dedi babam ciddiyetle. Siniri daha da fazla artmaya başlamıştı.

'Uyar bakalım.'

'Hayatında gördüğün en kötü günleri yaşatırım sana' dedi babam küplere binerek.

'Aynen, tabii.'

'Artık odaya git!' dedi babam bağırarak.

'Hayır.'

'Odaya!' dedi babam yumruğunu masaya vurarak.

'Ay, çok şeker. Çok korktum, ha.'

'Seni uyardım!' dedi ve babam ayağa kalktı.

'Napacaksın?'

'Eğer odana gitmezsen...' dedi babam sinirle.

'Ve evet, gitmiyorum.'

'Gitmiyorsun ha?' dedi babam öfkeyle. Yumruklarını sıktı ve dişlerini gıcırdattı.

'Evet.'

'Daha fazla itaat etmezsen...' dedi babam yumruğunu havada sallayarak.