Yeni Üyelik
4.
Bölüm

𝚃𝚑𝚛𝚎𝚎¥

@irewlm_

Yazarcığınız size kıyamadı ve yeni bölüm yazmaya başladı

valla beyin kalmadı bende dün tek oturuşta 2300 kelime yazdım sizin için normalde 1000de bırakacaktım kıyamadım daha çok okuyun dedim.

her neyse bölüme geçeliimmm

iyi okumalarrrrrr

-------------------------------------------------

Felix deliye dönmüştü, vitası işkence görüyordu ve o hiç bir şey yapamadığı için kafayı yemişti. Minho minik vitayı sakinleştirmeye çalışıyordu ama hiç bir şey işe yaramıyordu. Artık doktor çağırmıştı, sakinleştirici yapar da uyutur diye. Tam da istediği gibi olmuştu, minik vitaya zor bela sakinleştirici yapıp uyutmuşlardı. Bunu yapmayı asla istemiyordu ama mecburdu artık ve kardeşinide sakinleştirip bir çözüm bulmaları lazımdı. Hyunjini çok fena dövülmüştü ve soymuşlardı, şuan ne yaptıkları hiç bilnmiyordu vitaya. Dedelerinden her şeyi beklerlerdi onlar o yüzden korkuyorulardı, aslında dedesinin evine gidebilirdi ama bu bir çözüm değildi yanlarına polisi felan almaları lazımdı belki bu günler sürebilirdi çünkü polisler böyle şeyleri ilk önce emin olmadan yapmazlardı ve bir kaç araştırma yapmaları lazımdı polislerin.

Vitayı oda da tek bırakmak istemedikleri için seungları çağırmışlardı. Bir süre sonra gelmişlerdi onlara kısaca olayı anlatıp gitmişlerdi. Onlarda arkadaşları için endişelenmişlerdi ve çabucak kurtarılmasını beklemek dışında başka çareleri yoktu. Bir süre sonra vita uyandı ve arkadaşlarını görünce rahatlamıştı onlara sıkı sıkı sarılmıştı.

Şimdi ise iki deltaya geçelim. Karakola bir tanıdıklarının yanına gitmişlerdi hemen. Yeonjun onları görünce anlamıştı bir bok olduğunu, bok kokusunu alırdı hemen. Arkadaşlarının yanına gitti ve nolduğunu sordu.

- Ne oldu lan, hangi rüzgar ettı sizi buraya?

- Yeon vitamı sattılar işkence görüyor, gözünü seveyim yardım et bize ölücem artık nolur...

- Sakin oğlum ilk önce şu vitanın bilgilerini vermen lazım bana ve bir kaç şey yapıcam ilk önce bir eve sızmayı deneriz sakin ol tamam mı?

Felix kafasını sallamıştı ve bilgilerini vermeye başlamıştı.

- Hwang Hyunjin, 17 yaşında bir vita. Kendisi sevgilim oluyor 3 yıldır ve ailesinden gizledik çünkü çok katı bir aileye sahip babası onu sattı. Boyu 1.73 feromon kokusu orman meyvesi ve bal karışımı bir şey. Gözünün altında bir beni var, saçları uzun ve siyah.

- Tamam yeterli şimdi kime satıldığını öğrenmemiz lazım.

- Dedemize satıldı Yeon. Biliyorsun ki o bir mafya her şeyi yapabilir ona... Nolur hızlı olalım nolur.

Yeonjun kafasını sallamıştı ve kendi grubuna haber vermişti. Bir süre sonra grubu gelmişti. Yeji, Soobin, Beomgyu, Ryujin, Yuqi, Shuhua ve Min Yoongi. Hepsi çok başarılı polislerdi, adlarını korede duyurmuşlardı bile. Onları tanımayan yoktu neredeyse. Herkes bilirdiki başaramadıkları görev yoktu ve bunu da yaparlardı.

-------------------------------------------------------------------

Seungmin arkadaşını güldürmeye çalışıyordu çünkü uyandığından beri suratı asıktı ve ara sıra ağlıyordu. Jisung kuzeni için çok endişeliydi ve onu çok özlemişti bile. Bir ara ayağa kalkıp gitmeye bile çalışmıştı ama Chan hyungu onu tuttu ve sakinleştirmeyi başardı. Minho ve Felix saatlerdir yoktu ve bu Jisung'u ayrı bir strese sokuyordu, eğer daha fazla gelmemeye devam ederlerse Jisung'u kimse tutamazdı bunu herkes biliyordu ve dikişlerini dahi umursamazdı. Yaklaşık bir 30 dakika sonra gelmişlerdi, Jisung hemen Felix ve Minho hyunguna sarılmıştı.

- Ne var, ne yok? Bir şey bulabildiniz mi, Hyunjin ne zaman gelicek, çok özledim onu...

- Hallediliyor. Kore'de ki en iyi polisler ilgileniyor hiç merak etme sen. Hem duyduğumuza göre yerinde hiç durmamışsın kaçmaya çalışmışsın hmm. Minho hyung ne ceza verelim biz bu yaramaz vitaya?

- Hmmm bilmem ki? gıdıklasak mı, yok dikişleri var o zamaan, bol bol yemek yesin duyduğuma göre yemek yemiyormuşsun hiç okulda da. Bence en büyük ceza bu olur.

- Bencede hadi yemek yemeye seni tekerlekli sandalyeye oturtuyozz

- Ama ben yürüyebiliyorum ki, gerek yok yürürüm be-

- Bizde öyle diyorduk zaten aynen aynen Jeongin hadi bir tane tekerlekli sandalye getir

- Ama ben nerden getireceğimizi bilmityorum ki Seung hyung..

- Gel beraber gidelim o zaman~

-Tamaam~

- Ben yemek yemeği sevmem ama...

- Mırın kırın yok yenicek o yemek Jisung.

- Ama be-

- Aması maması yoook.

Jisung kafasını sallamıştı kabullenmiş bir şekilde. Bir süre sonra tekerlekli sandalye ile Seungin çifti gelmişti, Minho minik vitayı kucağını alımıştı ve dikkatlice tekerlekli sandalyeye oturtmuştu. Sandalyenin başına geçti ve sürmeye başladı, asansörün oraya gelmişlerdi bile. Asansörün kapısı açıldığıda ikiside donmuştu çünkü Jisung'u bıçaklayan Alfa duruyordu. Kelepçe ile sandalyeye bağlanmış bir şekilde duruyordu iki polis ile, Jisung tırsmıştı yinede alfadan. Bunu anlayan Minho vitanın görüş alanına girdi ve vitanın burnuna minik bir öpücük kondurup karnını okşamaya başlamıştı.

Jisung'un aklı başında değildi şuan, o öpücükten sonra tıransa girmiş gibi duruyordu. Minho bu haline gülmüştü minik omeganın, asansör durunca inmişlerdi. Yemek haneye girdiler ve arkadaşlarının yanına gitmişlerdi, Jisung ona alınan yemekleri görünce pek yiyesi gelmemişti ama en sevdiği yemekler olduğu için ve bebeği için yiyecekti (çaktırmayın Minho içinde birazda ama birazz).

Masaya oturmuşlardı ve yemeğe başlamışlardı, Jisung çok yavaş ve yemek ile oynayarak yiyordu. Felix abisinin kolunu dürttü ve Jisung'u gösterdi. İş yine başa düşmüştü işte. Minho minik vitanın elinden çatalı aldı ve yemeğinden alıp onun ağzına doğru götürdü. Vita ilk önce yemedi ama deltanın kulağına söylediği şey ile hemen ağzını açmıştı. Minho hem kendi yemeğinden yemişti hemde Jisung'un yemeğini yedirmişti. Tüm yemeğini yiyen Jisung hemen ellerini açmıştı ve deltanın onu kucağına almasını beklemişti. Gülerek ayağa kalktı Minho ve minik vitayı kucağına almıştı, arkadaşlarınada sandalyeyi gelirken getirmelerini ama hemen gelmemelrini söylemişti.

---------------------------------------------------

Jisung'a söylediğim şeyden sonra yemeğini hemen bitirmişti. Beklemediğim bir şeydi açıkçası, hastane odasına girmiştik ve Jisung'u dikkatli bir şekilde yatağına bırakmıştım. Bana bakıyordu, sarılmayı sevdiğini biliyordum ama koku mu sevdiğini ilk defa öğreniyordum. Jisung yanına yatmam için yavaşça kaymıştı ve beni beklemeye başlamıştı. Bir kaç gündür aynı kıyafetlerle olduğum için odanın tuvaletine girip üstümü değiştirmiştim. Lvabodan çıkınca hemen benim yatmam için boş bıraktığı alana uzandım ve onu sarmaladım. Karnına hafiften masaj yapıyordum, hoşuna gittiğini biliyordum çünkü. Feromonlarımı salgılamaya başladım yavaştan, rahatlamaya ihtiyacı vardı. Göğüsümde hafiften bir ıslaklık hissetmiştim, hafifçe kafamı eğdim ve minik vitanın ağladığını gördüm. Elimle göz yaşlarını dildim ve burnunu bir kere daha öptüm daha sonra gözlerinide öptüm. Ağzıma gelen tuz tadıyla gülümsemiştim karnına masaj yapmaya başladım.

- H-hyung bana şarkı söyler misin?

- Tabiki söylerim minik vitam benim..

- If you ever find yourself stuck in the middle of the see

(Eğer kendinizi denizin ortasında bulursanız)

 

I'll sail the world to find you

(Seni bulmak için dünyaya yelken açacağım)

 

If you ever find yourself lost in the dark and you can't see

(Eğer kendini karanlıkta kaybolmuş bulursan ve göremezsen)

 

I'll be the light to guide you

(Sana rehberlik edecek ışık olacağım)

 

We'll find out what we're made of

(Neyden yapıldığımızı öğreneceğiz)

 

When we are called to help our friends in need

(İhtiyaç sahibi arkadaşlarımıza yardıma çağrıldığımızda)

 

You can count on me like one, two, three

(Bana bir, iki, üç gibi güvenebilirsin)

 

I'll be there

(Orada olacağım)

 

And I know when I need it, I can count on you like four, three, two

(Ve biliyorum ki ihtiyacım olduğunda sana dört, üç, iki gibi güvenebilirim)

 

And you'll be there

(Ve sen orada olacaksın)

 

Cause that's what friends are supposed to do, oh, yeah

(Çünkü arkadaşların yapması gereken şey budur, oh, evet)

 

Ooh-ooh-ooh-ooh

Ooh-ooh-ooh-ooh, ooh, yeah, yeah

 

If you tossin' and you're turnin' and you just can't fall asleep

(Eğer fırlatıp dönüyorsan ve uyuyamıyorsan)

 

I'll sing a song beside you (Senin yanında bir şarkı söyleyeceğim)

 

And if you ever forget how much you really mean to me

(Ve eğer benim için gerçekten ne kadar önemli olduğunu unutursan)

 

Every day I will remind you, oh

(Her gün sana hatırlatacağım, ah)

 

We'll find out what we're made of

(Neyden yapıldığımızı öğreneceğiz )

 

When we are called to help our friends in need

(İhtiyaç sahibi arkadaşlarımıza yardıma çağrıldığımızda)

 

You can count on me like one, two, three

(Bana bir, iki, üç gibi güvenebilirsin)

 

I'll be there

(Orada olacağım)

 

And I know when I need it, I can count on you like four, three, two

(Ve biliyorum ki ihtiyacım olduğunda sana dört, üç, iki gibi güvenebilirim)

 

And you'll be there

(Ve sen orada olacaksın)

 

'Cause that's what friends are supposed to do, oh, yeah (Çünkü arkadaşların yapması gereken şey budur, oh, evet)

 

Ooh-ooh-ooh-ooh

Ooh-ooh-ooh-ooh, ooh, yeah, yeah

 

You'll always have my shoulder when you cry (Ağladığında her zaman omzumda olacaksın)

 

I'll never let go, never say goodbye

(Asla bırakmayacağım, asla elveda demeyeceğim)

 

You know

(Bilirsin)

 

You can count on me like one, two, three

(Bana bir, iki, üç gibi güvenebilirsin)

 

I'll be there

(Orada olacağım)

 

And I know when I need it I can count on you like four, three, two

(Ve biliyorum ki ihtiyacım olduğunda sana dört, üç, iki gibi güvenebilirim)

 

And you'll be there

(Ve sen orada olacaksın)

 

'Cause that's what friends are supposed to do, oh, yeah (Çünkü arkadaşların yapması gereken şey budur, oh, evet)

 

Ooh-ooh-ooh-ooh

Ooh-ooh-ooh-ooh, ooh

 

You can count on me 'cause I can count on you

(Bana güvenebilirsin çünkü sana güvenebilirim)

 

Uyumuştu minik vita. Kokusu içime çeke çeke bende uyudum, acaba yarın neler olacaktı. Bu çocuk bana çok iyi geliyordu sanki beni iyileştiriyordu. Göstermediğim kişiliğim onda orataya çıkıyordu. İlacım gibiydi benim bu çocuk...

 

 

 

 

ÖTEKİ BÖLÜMDEN BİR SPOİLER:

 

- HYUNJİN! NOLUR GÖZLERİNİ AÇ NOLUR!

- Jisung sakin ol bebeğe bir şey olucak lütfen sakinleş! Hyunjin iyi oluca- JİSUNG!

- Karnım ahgggg, M-Minho kanamam var...

- DOKTOR GELSİN HEMEN BURAYA DOKTOR!

- Minho bebek...

- Sakin sakin, hiç bir şey olmayacak bebeğe sakin tamam mı her şey düzelicek..

 

 

 

Veeeee bu kadardııııı

 

 

Hadi yine iyisiniz spoiler verdim

 

 

biraz şerefsizlik var benim kanımda net net var yani

 

 

neyseee

 

 

hyunjine noldu acabaaaaaa bunu tek bir kişi biliyor o da tam değil

 

 

neyseee diğer bölümde görüşmek üzerereeeee

 

Loading...
0%